Anılarımızı Anlatıyoruz

İnek Şaban, Güdük Necmi ve Mahmut Hoca olayı gerçekleşti yani. :joy:

4 Beğeni

Sanırım ya 6 ya da 7 yaşındayım. Ağabeyim ile birlikte evde tek kalmışım, korku filmi izliyoruz. Filmin adı Alien, ben ilk kez izliyorum ama ağabeyim daha önce izlemiş filmi o dönem arka arkaya ilk 3 filmi tv de yayımlıyorlarmış. Hatta öncesinde geleceğe dönüş filan oluyormuş neyse… Filmi izliyoruz ağabeyim değişik değişik pozlara girmeye başladı hafiften ama ben anlamıyorum hiçbir şey.

Şu meşhur Chestburster sahnesi var. Hatırlamayanlar için videosunu bırakıyorum. :sweat_smile:

Bu sahneyi gördükten sonra, ağabeyim attı kendini yere. Emin çıkıyor yaratık geliyor filan diyor. Bende hayırrr diye boğazına yapışmışım. Tam o sırada annem ile ablam gelmiş eve, bakmışlar ki ben ağabeyimi boğmaya çalışıyorum. Beni çekmeye çalışıyorlarmış. Ben de hayır içinden yaratık çıkacak bırakın diye ağlıyormuşum. Ağabeyim de tam bir numaracıdır, ben boğazına yapışmışım o hâlâ numara yapmaya devam ediyormuş…

Bir anını daha sonuna geldik, benim Alien sevdam buradan geliyor. Bunu da anlatmış olduk. :joy:

5 Beğeni

Ortaokulda resim dersindeyiz. O gün cam boyası yapacağız. Küçük plastik tüplerin içinde satılıyor. Hoca tek tek sıraları geziyor yardım için. Ben en önde oturuyordum. Baktı geçti hemen. Sonra ben boyaları açmaya koyuldum. Hepsi açıldı. Bir tek çizeceğim kızın saçlarını boyamak istediğim sarı tüp akmıyor. Çok da iğrenç bir sarıydı :smiley: . Ben tüpü dik tuttum alttan sıkıyorum, boya gelmiyor. Hocaya gitmek istiyorum ama baya da uzakta. Baktım herkes başlamış çiziyor ben heride kalmışım. O sinirle tüpü bir sıktım başımdan aşağı o sarı renk patlamasın mı?! Saçım başım çantam vs. hep sarı cam boyası. Tabi sınıf kahkahalarla gülüyor. Ben de gülerdim normalde ama gülmeye durumum yok. Arkadaşlarım falan temizlenmeme yardım etti, hoca tuvalete göndertti. Meğer tıpası varmış, minik bir plastik parçası :smiley: . Baya utanmıştım o gün ya…

4 Beğeni

Bir keresinde sokakta futbol oynarken topa nasıl vurduysam kaleye gitmesini bırak, yakınından geçmedi ve direkt ninemin kafasına denk geldi. Bankta oturduklarına pişman oldular. Sonra bir büyük abimiz beni sakladı arkasına ben de küçüğüm daha, diyemiyorum ki başkası değil kendi ninem diye. Neyse işte eve gidince söylemiştim nineme. :grin: yazık be

5 Beğeni

Lise 3. sınıfım benim okulum Anadolu lisesi olduğu için 1. yılda hazırlık okuyanlarda vardı.( yabancı dil ağırlıklı YDA deniliyordu onlara) hayatımda hiç sigara içmemişim. Okuldan da mezun olacağız diye bir rahatlık var üstümüzde. Kızlar hadi Emin, şöyle güzel olacak böyle güzel olacak diye gaz veriyorlar. Hatta Betül diye bir kız vardı, babası Küba’ya gider gelirdi sürekli. En son geldiğinde puro getirmiş yanında. Betül anlatıyor, kadınlar bacağında sarmış Emin. Ne zaman içeceksin böyle bir şey filan dedi. Gözümde canlandırdım, tamam dedim. :yum: :joy:

Okulun arka bahçesine gittik 5-10 kişi, bana nasıl içeceğimi anlatıyorlar. İçine çek ama fazla yüklenme, başın dönebilir. Öksüre bilirsin diye anlatıyorlar…Arkadaşlarım o kadar tecrübe edinmişler ki, dumandan halka filan çıkartıyorlar. Bende bakıyorum nasıl yapıyor acaba diye. :joy: Kısa bir eğitimden geçtikten sonra bana mentollü sigara verdiler, nefret ettim. Sonra çikolata kokulu bir sigara verdiler hiçbir şey anlamadım. En sonda Betül puroyu açtı. Özel makası ile kesti, önce kendisi denedi inanılmaz duman çıkıyor, bitmiyor konuştukça duman çıkartmaya devam ediyor. Bu arada da arka taraflardan sesler geliyor ama ota basma sesi gibi, kimse dikkat etmiyor. Betül denemem için bana da verdi. Ben purodan biraz içtim, arkadan müdür çıktı. Yakaladım sizi **** diye bağırıyor. Herkes kaçıyor, bende kaçtım. Okulun hemen arka bahçesinde depo gibi küçük bir yapı var biz o yapının arkasındayız. Müdürden kaçmaya çalışıyoruz, adam karşımıza çıkıyor. Adam yaşlı olduğu için bizi yakalayamadı, koşarak kaçtık biz. :joy:

Son dersimiz bitti, Cuma günü olduğu için İstiklal marşı okumamız gerekiyor. Biz son sınıf olduğumuz için okulun en üst katındayız. Aşağıya inip sıraya girene kadar, millet sıraya girmiş oluyordu. Baktık ki, bizim müdür sıraların arasında geziyor milleti kokluyor. Sigara kokanı kenara çekip disiplin cezası vs verecek. Bizde yakalanmayalım diye 1. kattaki bir sınıfın penceresinden yaklaşık 3 metre gibi bir mesafeden atlayarak kaçtık okuldan. :sweat_smile: :joy:

İstiklal Marşını okulun arka bahçesinde tamamladık ve paçayı kurtardık. Daha sonrasında da ben heyet raporu aldım. Sınav gününe kadar okula gitmedim. :smiley:

Sigara içme maceram toplam 3 gün kadar sürdü. Sonra bu ne saçma şey diyerek bıraktım. Gerçi başlamış sayılmam. :slightly_smiling_face:

7 Beğeni

Lise yılları zaten sigaraya olan bağımlılığı belirleyen bir dönemdir. Benim tahminim sigara içenlerin %70’i lise arkadaşları yüzünden başlamıştır buna. Varsa çocuklarımızı bu konuda uyarmak gerek bence. İyi ki sigara içmeyen lise arkadaşlarım çoğunluktaymış.

1 Beğeni

Benim, şimdiye kadar edindiğim bütün arkadaşlarım sigara içen kişiler oldu. Üniversite zamanında sınıfın neredeyse tamamı içiyordu. Erkekler için bir diğer eşikte askeriye. Nöbet tutarken iyi gelir aslanım. Dikkatini toplarsın filan… Biraz insanın kendisiyle alakalı bir durum bu. Bana zarar veren bir şeyi ben neden yapayım? Hayat kalitemi düşürecek, ne varsa hayatımdan çıkarttım ben. :smiling_face_with_three_hearts:

2 Beğeni

Sizin dedikleriniz de doğru ama arkadaş çevresi de gerçekten çok etkili bu tür konularda. :slight_smile:

Neyse ben de ufak bir anımı da yazayım yeri gelmişken.

İngilizce yazılısı vardı. Arkadaşlarla sınavda ne yapıp yapmayacağımızı konuşurken ben telefonumu çıkarıp gösterdim. Yanlış hatırlamıyorsam nokia markalı bir telefonum vardı. Neyse ben telefona bir de sözlük indirdim ve arkadaşlara gösterdim. Kelime konusunda bana çok yardımı dokunacaktı. Sınav saati geldi çattı. Ben de telefoni cebimde tutuyorum. Kağıt önüme geldikten bir 10 dakika sonra telefonu çıkarıp çatır çatır kopya çekiyordum. Bir 5 dakika sonra hoca bana seslendi ‘Ahmet o ne diye’. Ben de nasıl olduysa çok sakin bir şekilde sağ elimdeki telefonu yukarı kaldırıp ‘telefon hocam’ dedim. Hocam da sağ olsun adı Cemil’di bir şey bile demedi ama bakışlarından kaldır onu hadi dediğini anlamıştım. Sonuç mu? Kelime bölümünden tam puan bile alamadım. Nasıl bir sözlük programıysa pek işe yaramamıştı. :joy:

4 Beğeni
  1. sınıflarla bugün derste enzimleri işliyoruz. Enzimlerin çalışma hızını etkileyen faktörleri sıralarken sıra suya geldi, anlattım. Örneklerken, annelerimiz kuru fasulyeyi kavanozlarda aylarca saklarlar fakat siz ilk öğretimde nemlendirilmiş pamuk arasında pamuğun çimlenmesine şahitlik ettiniz, dedim. Bu, ortamdan alınan suyun, fasulyenin içinde bulunan enzimlerin aktifleşmesini sağlamasına güzel bir örnektir, dedim ve bambaşka örneklerle konuyu besledim.
    Dersin bitimine doğru bir öğrencim, ‘‘hocam, fasulye yutarsak karnımızda fasulye ağacı biter mi?’’ dedi. Üstelik tüm ciddiyetiyle sordu, daha önce kimseye sormamış ya da sormuş da cevap alamamış gibi merakla bekledi benim cevabımı…Arkadaşları kıkırdarken kimseyi umursamadı, anlattıklarımı tüm samimiyetiyle dinlerken sınıfın geri kalanını da derse dahil edip akıllarına takılan, merak ettikleri soruları sıralamalarını istedim; haftaya bugün D şubesiyle listelerindeki o soruları tartışacağız. Neler çıkacak heyecanla bekliyorum.
14 Beğeni

Hani olur ya ebeveyn ya da bir akraba çocuğa sorar “Sen kimin kızı/oğlusun?” diye, çocuk da ya anne ya da babasının ismini söyler. Ben küçükken baya sinsiydim, 5 yaşımda neredeyse, bana da sormuşlardı, söyle bakalım sen kimin kızısın. Ve benden gelen cevap: Sen kimin kızısın? Ee söyle demişler ben de söylemişim işte :joy:
Bir keresinde de babam kuru yaprakları falan yakıyor bahçede, bana sormuşlar baban neden ateş yakıyor diye, ben de cevap vermişim, "Bahçeye sıcak olsun, (üşümesin) diye :joy:
@isisdensm sizin gibi bir öğretmenleri oldukları için şanslılar:)), bizim öğretmene sorsam deliymişim gibi bakarlar, gerçi öğretmenlerim arasında kişiliğini sevdiğim bir kaçı var sadece.

3 Beğeni

Biraz özendirici gibi olacak ama en baştan uyarayım. Kumar iyi bir şey değil. Siz siz olun hiç bulaşmayın.

Askerden yeni gelmişim ve bir şans oyunları bayiisinde çalışıyordum. İş bitti saat 22.30 gibi eve geçtim. O gün malum siteye 100 Lira atmıştım poker oynamak için. Yatmadan önce birkaç el oynayayım bari hem de yemek yerken uğraş olur diyerek potu 50 kuruş olan bir masaya girdim. Bir 5 10 dk öylesine oynadım. 50 kuruş ya kazancın da olma kaybın da. Elime 9 ve 10’lu maça geldi. Yeri gördüm. Yere de Papaz ve Joker maça açıldı. Pokeri bilenler bekleyeceğim eli biliyordur kesinlikle. :smiley: Neyse elim güçlü ama kazanmam için yere bir maça ya da Kız açılması gerek. Hem floş bekliyorum hem de kent yani. 4. Kağıt açıldı ve bir şey yok. Umutlar son kağıda kaldı. Diğer kişiler bahsi arttırdı yerde 100 Liradan fazla vardı. Şans bu diyerek ben de gördüm. Beşinci kağıt bir açıldı pir açıldı. Maça kız! Elim oldu Royal Floş. Oyunun en yüksek kağıdı. Sistemin bana ekstra para vereceğini biliyordum. Ben 300 400 beklerken 2000 vermesin mi! Yemekten hemen kalktım. Kardeşime doydum ben dedim. :joy:

Neyse o günden sonra hemen bir 300’lük kitap sipariş etmiştim. Unutamadığım anılardan biri kesinlikle bu poker maceramdır.

3 Beğeni

Şöyle ki forumdan ayrıldığımın ertesi günüydü sanırım, aradılar yarın sınavdasın diye. Sınava 20 saatten az kalmış bana haber veriyorlar. Şimdiyedek öğrendiklerim üzerine sınav, iki kat daha zor. Ben de saat 4 gibi oturdum, 6 7 ve 8. sınıf bioloji kitaplarını okumaya ve ezberlemeye başladım, benim hızımı görecektiniz :joy: Şimdi gülüyorum ama o zaman baya stresliydim, saat gece 1’e kadar arada verdiğim 15 dk dışında hiç durmadan okudum, 8 ve 6. sınıfı bitirip 7’e başladım, son sürat devam ederken uyku üstün geldi, kendimce biraz uyuyup tekrar 5’te kalkıp 9’a kadar yine okumaya koyuldum, biyoloji olduğu için okuyup aklımda tutmak gerekirdi sadece, sınav 10’da ben hızlı bir şekilde kitabı bitirmeye çalıştım, bir günden bile az sürede 3 yıllık biyoloji dersini okumuş oldum. En zor kısmı zamanında bu dersler işlemiştik ama hiçbir şey hatırlamıyordum, eskiden sevmezdim hiç. Neyse ben bu kadar çalıştım hazırlandım sınava. Sonradan en olsa iyidir? Bu sınavın 4. blok seçmiş olanlar için hiç bir anlamı yokmuş, sınıflara yerleştirmek için seviye sınavı yapmışlar, 4. blok 10. sınıf sadece 1 sınıf olduğu için sonuç ne olur-olsun o sınıfta okuyacaktım, boşuna o kadar eziyet ettim kendime :joy: En azından öğretmen 6. sınıftan konular vermişti anlatmak için, daha 2 ay bile olmadı 3 sınıfın kitabını ezberlediğim, kolay olur bari :smiley: (umuyorum)

4 Beğeni

Lise üç ve son sınıfta sürekli uyurdum hiçbir derse katılmazdım. Hatta daha rahat uyuyabilmek için yastık ve battaniye denilebilecek bir örtü götürürdüm yanımda. Lise sonda arkadaşımla tenefüse çıkmıştık. Her zaman olduğu gibi yastık ve battaniyemi yanıma almıştım. Ağaçların altına bank koymuşlardı oraya oturduk (daha doğrusu uzandık :sweat_smile:) zil çalınca sınıfa gitmek istemedik sonra Netflix’ten dizi açıp izlemeye başladık. O sırada da sınıftaki arkadaşlarımızdan çantalarımızı atmalarını istemiştik. Öyle 2 saat falan kaldık orada kimse siz orada ne yapıyorsunuz falanda demedi. En son dersin bitmesine son 15 dakika kalmış sınıftan biri aramıştı sınavdayız biz siz niye gelmiyorsunuz diye :sweat_smile:. Hızlı hızlı sınıfa gittik neyse ki ingilizce sınavıymış ondan bile haberimiz yoktu :sweat_smile:. 10 dakikada hem kendi kağıdımı hem de arkadaşımın kağıdını doldurmuştum.

4 Beğeni

Lise son rahattı da ben bu kadar rahatını hiç görmedim. :joy: En son yarım gün devamsızlık hakkım kaldığında son iki ders hoca yok demişlerdi ben de arkadaşlarla okuldan kaçtım. Akşam da hocanın geldiğini öğrendiğimde 30 gün devamsızlıktan sınıfta kaldım diye üzülüyordum. Neyse ki o gün için rapor aldım da ucuz kurtuldum.

3 Beğeni

Lise 3. Sınıfta daha rahattım. Sürekli uyuduğum için tüm derslerden kalmıştım. Matematik ve ingilizce derslerim sınıf ortalamasının çok üstünde diye meslek derslerinden geçebilmiştim. :joy:

Tüm liseli öğrencilerin en büyük korkusu bu olabilir. Yarım günden dolayı sınıfta kalmak gerçekten çok stres ve korku yaratan bir durum.:sweat_smile:

2 Beğeni

O dönem Türkiye Brezilya maçı vardı Dünya kupası. Hoca bizi bırakınca kantine koşmuştuk. Hasan Şaş’ın maç başı golü vardı hatta. Daha okula girmemiştim, arabalar topluca korna çalıyordu o yüzden anlamıştım gol olduğunu. :grin:

3 Beğeni

Bende o kadar çok anı var ki rıhtımı darlamayayım diye yazmıyorum. :joy: Galerime bakarken çektiğim bir fotoğrafı görünce aklıma bir anım geldi, bunu yazayım dedim.

Okul çıkışı yolda bir kedi yanıma yanaştı, biraz hırpalanmış. Haliyle de üzüldüm, biraz oynadık beraber ve evime gittim. Bir gün sonra bir ilan gördüm, o kedi meğersem kayıpmış ve bulana 1000 tl ödül varmış. O gün bahtsızlığım kanıtlanmış oldu, kediyi de aradım bulamadım… Gerçi ilan yalan da olabilir, sonradan dalga geçmek için yazmış olanlar da olabilir ama siz anladınız…

Bir sonraki mesajımda da anaokulundan planlı kaçışımı ve nasıl benden sonra kapıya 5 kilit taktırıldığını anlatayım, en son bu tadı Prison Break’te almışsınızdır. :joy:

10 Beğeni

Anaokulu demişken aklıma geldi, bir gün ikinci el kitap almak için bir okula gittim. Öğretmen ile buluşacaktım. Kapı kapalıydı, açamadım. Sonra yanda anaokulundan çıkan çocukları gördüm. Kapıya kadar gelip içeri bakındım. Çocuklar da o sıra “bu kim ola ki yav” diye bakıp duruyorlardı. Yukarı merdivenler vardı baktım kimse yoktu. Sonra okulun kapısına tekrar gidince nöbetçiler açtı kapıyı. İşin garip yanı çocuklar istese okuldan çıkıp gider, kimsenin de ruhu duymaz. Hatta biri tutup çocuğu kaçırabilir de. Çok tehlikeli bence. Dikkat etmek lazım böyle şeylere.

1 Beğeni

Çok haklısınız hocam anneme hep derim dava açsaydın haklı bulunurdun, ya yolda bir şey olsaydı bana diye. Bendeki de işte çocuk cesaretiymiş :grinning: Okulu ticaret yuvası olarak görenlere iyi bir ders olmuş zamanında.

1 Beğeni

Milletin gözünü açmışsın hayıra dönüşmüş senin iş :grin: Başına birşey gelmemiş iyi ki, geçmiş olsun diyelim.

1 Beğeni