Yapacağı işe karşı inancını korumak için kendine yancı araması. Yani öyle insanlar var ki kendinden başkası misal nefes almasa, nefes almak ayıp bir iş herhalde nefes almıyayım ben ya da bir iki kişinin aklını çeleyim de aldığım nefes beni şüphelere gark etmesin. Bu yüzden insanların hayatına zorla müdahale edip nefes alın nefes alacaksınız diye insanı boğması.
Daha bir çok madde yazılır ama ekseriyetle hepsi insanın diğer hayatlara karşı saygısız olmasına dayanır ve siz de belki eklemeler yaparsınız diye benden bu kadar. Hem bu sayede belki farkında olmadan birilerini rahatsız eden hareketlerimizin olduğunu fark eder ve daha dikkat kesiliriz.
Benim anlam veremediğim iki şey var o da sigara üzerine. Sigara içmediğimi de belirtmek isterim. Sigara içen insan neden üstünde çakmak taşımaz ya da sigara bulundurmaz? Madem sigara kullanıyorsun o zaman sigaran da olacak çakmağın da. Çakmağını kaybedersin anlarım ama diğer türlüsüne akıl erdiremiyorum. Sigara otlanmak da ayrı bir dert benim için. Paran varsa sigara iç. Yoksa ne diye kendini bir şeye bağımlı yapıyorsun ki illa? Sigara konusundaki bu fikirlerim tamamen benim düşüncelerim. Tartışmaya yönelik değildir. Sadece anlam veremiyorum.
Yargılamak sorgusuz sualsiz yargılamak. Bir insanın davranışının ne olursa olsun kendi mantığında yaptığını unutmamak gerekiyor. Bu insan isterse cidden bir deli olsun psikolojik sorunları olsun bir davranış sergilediğinde empati kurmadan yargılamak. Karşında ki insanın adam öldürmüş birisine zarar vermiş birisine karşı bir durum sergilemiş olması bile durumu değiştirmez (Bu durumu savunduğum için söylemiyorum sadece kötü bir örnek olarak gösterdim). Toplum iyi veya kötü bir şeyi yargılamak adına sorun yaşamadan düşünmeden sonuca varıyor.
“Neden çocuk yapmıyorsunuz? Çocuk düşünmüyor musunuz? Biz sizden bekliyorduk” gibi insan hayatına karışmayı, burnunu sokmayı, yorum yapmayı, didiklemeyi kendine hakmış, normalmiş gibi gören tüm davranışlar bütünü.
Tüm insan gözlemleri bir yargıdır. Empati yapıp karşınızdaki insanın olumsuz davranışının ortaya çıkmasına sebep olan durumları kavramak bile bir yargıdır. İnsanları tümüyle yargılardan arındırmak mümkün değil bana kalırsa. Olumlu olumsuz tüm yargılar değil de anlayışsızlık sorun diye düşünüyorum. Bazı hareketler anlayışla bazıları da anlayışsızlık ile karşılanabilir. Önemli olan sanırım ayrımı iyi yapabilmek. Yine de yargılamakta aceleci olmayalım en bilgeler bile sebebini bilemez diyelim gandalfvari şekilde.
@toz yaşım 24 daha bir kaç ay oldu mezun olalı. Daha kendime bir hayat kuramadan evlen, biri var mı ne zaman evlenceksin diyorlar. Manasız bakışlar atarak kaçıyorum. Ama sizin söylediklerinizle aynı aklın ürünleri bu sözler sanırım
Evet, malesef. İleride daha çok ve çeşitli olarak duyacaksınız böyle yorumları. Evlenip, çocuk yapmamayı seçtiğinizde ise “yav neden evlendiniz o zaman?!” diye akıllara zarar bonus bir soru daha oluyor. Alnını mı karışlarsın… Sabaha mı bırakırsın… @Agape gibi kurbağa da yapamıyoruz ki kimseyi.
biz de de durum aynı @toz
zaman zaman bu soru annemden de geliyor. o daha sıkıntı…
daha 1 yıl bitti bizim. iş güç yoğunluğu sebebiyle istemiyoruz ama böyle giderse sanıyorum ilerde o sorular " bir sorun mu var" şeklide gelmeye başlayacak
Aileden birilerinin bu tür soruları sormasına gene bir yere kadar müsamaha gösterilebilir fakat tanımadığımız, ahbaplığımızın bulunmadığı alakasız kişiler böyle sorunca ayarlarımız bozuluyor. Meraktan sorduğunu anlasam hadi bir yere kadar ama yok… Merak değil başka bir şey bu.
Benim anlam veremediğim insan davranışlarının başında çok abes anlarda yalan söyleyen insanlar geliyor. Mesela bir filmi izlememiş ama neden izlediğini söylüyor ki… tamam belki sosyal çevrede görünürlük kazanmak diyebilirsiniz ama cok gereksiz sessizliğini koru o zaman izlemediğin bilinsin istemiyorsan. Ya da mesela çok abartılı anılar da yalan klasmanına girebiliyor bazen… ben 2 yaşımda metal müzik dinliyordum 3 yaşımda yüzmeye başladım gibi:) karşıdaki de ne diyecegini bilemiyor bu durumda saçma bir sessizlik… en kötüsü de sen o kişinin söyledigi şeyin gerçek olmadıgını bilirken ve o da senin bunu bildiğini bilirken senin yanında üçüncü tekil şahsa yalan söylemesi beni şok eden bir davranış türüdür. Tamam onu kazandın da beni kaybettin o sırada onu napıcaz?
Kaç yaşına geldin, artık evlendirelim seni. Şu geçen ki kız iyiydi. Hangi kız? Güzel olan… Hiç tanımıyor ama güzel olduğu için evlenmemi öneriyor.
İşin var, evin var bil bakalım ne yok.
Artık hemen çocukta yaparsınız. Zaten hemen çocuk yapmazsanız sonra istek olmuyormuş. Hemen arka arka yapın bence.
Çocuksuz hayat, hayat değildir. Dünyayı gezip ne yapacaksınız?
Bu tip sorular bitmiyor, istediğiniz kadar kaçın. Sizi buluyorlar… Hayatımdan epey insan çıkarttım, çok yakın olduğum insanlar var, onları çıkartmak istemiyorum ancak onlarda çıkartmam için beni zorluyorlar. Bakalım sonuç ne olacak.
İnsanların hayatlarına karışmak gibi gereksiz saçma sapan huylarımız var. Umarım millet olarak kurtuluruz bu tür şeylerden.
Anlam veremediğim en büyük durum sosyal medyadaki “like” fetişi…
Millet kendini takip etsinler, instagram gönderisini beğensinler diye resmen dileniyor. Özellikle ünlülerin yaptığı gönderilerin altına “Allah rızası içşn beni takip edin” falan yazan binlerce kişi var. Ağzım açık okuyorum hepsini… Olur da kendi gönderisini tanınmış bir kişi beğenirse yada beklediğinden daha çok beğeni alırsa çıktısını alıp odasına poster diye asacak, vücuduna dövme yaptıracak kadar kendilerini kaybediyorlar.
Bir insanın satın aldığı bot hesaplardan gelen beğeniyle tatmin olacak kadar beğeniye aç olması için cidden hayatında herhangi bir sosyal ortamda kesinlikle insan yerine konmamış, acınası bir hayatının olması lazım.
Benim en çok tuhafıma giden çocuklu ailelerin çocuksuz çiftlere beş saat çocuklarını şikayet ettikten sonra “E, siz düşünmüyor musunuz?” demesi. Yahu sen beş saattir çocuğun her şeyinden şikayet ettin. Ben artık burada bir çekememezlik hissediyorum. Ben uyumuyorum onlar da uyumasın, ben sürünüyorum onlar da sürünsün diyerek bize uyuz oluyorlar bence.
Sekiz yıldır evliyim artık iki tarafın ailesi de her fırsatta laf sokuyor.
"N’apalım biz de komşu çocuğu seviyoruz. Torunumuz yok ki!"
"Ay, ay ay anneannesinin/babaannesinin bi’ tanesi mi gelmiş!"
Ben gerçekten yeni tanıştığın insanla hemen samimi olmanı bekleyenlere anlam veremiyorum. Yahu kardeşim sen sıcakkanlı olabilirsin takıl istediğin gibi. Ben yapmak istemiyorum yani sana ne? Aile içinde de arkadaşlarımla da aynı sorunu yaşıyorum. Yok neymiş çok soğukmuşum. Ee evet öyleyim. Bence normali de bu. Ben böyle rahat ediyorum. Kime ne? Sırf bu yüzden hastaymışım gibi davrananlar var. Millet delirmiş artık ya.
Size göre normali bu ve böyle bir normaliniz olduğunu söylediğiniz halde insanlar tavırlarına dikkat etmiyorsa gerçekten rahatsız edici.
Herkes karşındakini kendisi gibi sanıyor genellikle. Onlar sizden sıcakkanlı, siz onlardan soğukkanlı olmalarını bekliyorsunuz. Sizin için kendiniz gibi olmak ne kadar normalse onlar için de sıcakkanlı olmak o kadar normal. Ama siz bundan rahatsız olduğunuzu belirttikten sonra yine de aynı şekilde davranmanın adı sıcakkanlılık değil zaten. Çok başka bir şey.
Ama sıcakkanlı ve saf olabiliyor bazı insanlar, siz rahatsız olduğunuzu dile getirmeden anlamayabilirler.
Kısaca toplum tek ve anlık tüketim olarak değiştiği için sen o an varsın ve o an seni tüketecek. İnsanın en doğal yaptığı durum varlıkları tüketmektir. Bu yüzden tükenmeden kaçın. Tüketeceğiniz insanlardan da kaçın bu sayede insanlar sizin için bir araç değil bir kişilik olacaktır. Kendim özelinde anlık olarak konuştuğum insanlarla onların tepkilerine göre yanıt vererek sadece görmek istediklerini gördüler. Bu sayede istediğim insanı yanımda tuttum. İstemediğim insanın yanında bir dakikadan fazla vakit kaybetmedim.
Paran varsa sigara iç. Yoksa ne diye kendini bir şeye bağımlı yapıyorsun ki illa? Sigara konusundaki bu fikirlerim tamamen benim düşüncelerim. Tartışmaya yönelik değildir. Sadece anlam veremiyorum.
