Anlam Veremediğiniz İnsan Davranışları

Gerçek hayatta tüketmekten ve tüketilmekten hoşlanmadığım için çok sınırlı bir sosyal çevrem var zaten. Ama forumlarda herkesin benzer bir amaçla geldiğini düşündüğüm için biraz daha rahatım bu konuda.

Bu arada biraz Cioranlık sezdim :))

2 Beğeni

Ailenin, çevrenin senden beklediklerinin tersini yapan insanları hayranlık ve takdirle(korku-çekingenlik) izlemesi.Şöyle bir tespitim var; Türkiye’de özellikle babaların otoritelerini kaybetme korkuları var.Bu sebeble öz çocuklarını genellikle sindirmeye çalışıyorlar.Kulağı geçen boynuz olmayın o yüzden.Sınav haftam bittiğinde Goya’nın tablosu üzerinden uzun uzun yazmış olurum bu konuyu.

6 Beğeni

Buna üzülerek katılıyorum.

2 Beğeni

Evet ben bu başlığa üç beş günde bir yorum atarım gibime geliyor. Şu an için aklımda bir şey var:
Herhangi bir şeyden saygı bekleyen ama kendisi hiç kimseye saygı duymayan insanlar. Kendileriyle çelişiyorlar farkında değiller.

4 Beğeni

Bu hayatı haketmediğimi düşünerek (hayat beklediğimden daha güzel) intihar hissiyle dolmam.

2 Beğeni

O zaman yaşamak için bir sebep bulamıyorsun. Bunu bulmak için bile yaşanır.

2 Beğeni

Albert Camus - Sisifos Söyleni okuyorsun ve pammuk gibi oluyorsun. O sana neden intihar etmemen gerektiğini anlatır. (Kitabın özeti @AhmetUsay 'ın söylediği şey)

@AeroKnight-sama

2 Beğeni

Bulmayı beklemeden kafama sıksam daha iyi gibi?

2 Beğeni

Sıkarken haber ver bari engellemek için çaba sarfedelim. En kötü kandırırız. Bir kaç ay daha fazla yaşarsın.

Kitabı biliyorum ama okumadım. Cioran’ın dediği gibi “Hiçbir şeyi keşfetmedim. Ben sadece kendi hislerimin sekreteri olmaya devam ettim.” (Konu dışı: Sisifos’un hikayesine Şehinşah’ın Karma şarkısı sayesinde tanıştım.) :smiley:

1 Beğeni

Çok kandırdılar zamanında beni zaten.

Bu yine de ölmek için bir sebep değil bana gerçek bir nedenle inandırırsan söz bir kelime dahi daha yazmayacağım.

1 Beğeni

Of ben de o haldeyim şu an bu tarz yorumlar okumak beni her ne kadar üzse de yalnız olmadığımı bilmek de değişik hissettiriyo

2 Beğeni

Kesinlikle, sosyologlara (psikolog vs de dahil) kolaylıklar diliyorum

1 Beğeni

Bu türlüsünü duymak hissettiğim haksızlığı pekiştiriyor. Yaşantılarımız ne tuhaf. Bunu sert bir tepki olarak algılamayın. Son zamanlarda bu düşüncenin baskısı yüzünden pek çok kötü günüm oldu. Deneyimli insanlar bunu düşünüp kötü hissetmek yerine, bu düşünceyi geleceğe yön vermek için kullanabileceğimi söylüyor. Mantıklı duruyor. Size de bunu bir düşünmenizi tavsiye ederim.

3 Beğeni

Parklarda insan otursun, üzerinde belki bir şeyler yesin, içsin diye yapılmış masavari oturaklara getirdikleri yiyecek, içecek malzemeleri koyup hemen yandaki çimenlik alana örtü serip orada yemek içmek.

5 Beğeni

‘‘Aiiy aslında kızım/oğlum çok zeki hocam, ama çalışmıyor’’ serzenişlerini anlamadığım gibi okul öncesi velilerin de ‘‘IQ’sü 100 benimkinin’’ sözleri içimi parçalıyor. :woman_facepalming:

10 Beğeni

Elinde tespih Polat Alemdar misali gezmek. Mafya gibi bir şeyim, dikkat edin demek oluyor galiba. Görünce gülmemi tutamıyorum.

3 Beğeni

Namazında niyazında olup, hacca gitmiş ve her sene oruç tutan ama yeri gelincede kul hakkı yeme fırsatını es geçmeyen iş verenler favorimdir.

4 Beğeni
  • Bir kitapçıya gidildiğinde, görevli halihazırda bir müşteriye yardımcı olmaya, laf anlatmaya çalışıyorsa iki kişinin arasındaki diyalog bitmeden 3. kişi olarak ortadan dahil olmaya çalışılmamalıdır.

  • Kitapçı en nihayetinde bir ticarethanedir; dükkandır. Cafe değildir. Kütüphane değildir. Kısıtlı oturma alanları olan bir yerdir ve dönemsel olarak çok kalabalıklaşır. Boş yer bulunduğunda o koltuk bütün gün ya da 5 saat işgal edilmemeli, başka insanlar da düşünülmelidir.

  • Bir kitap mağazasına gidildiğinde gördüğünüz raflar orada süs niyetine bulunmamaktadır. O rafların bir sistemi vardır ve görevliler sizlerin aradığı kitapları bu sisteme göre bulmaktadır. Bundan dolayı, bir raftan alınan kitaplar elde gezdirildikten sonra başka bir rafa sıkıştırıldığında, ilgilenilen kitap bir sonraki gelişinizde stokta var olmasına rağmen bulunamayabilir. Bakılan kitaplar, aynı raf ve sırasına geri konulmalıdır.

  • Kitap dükkanlarında, bir şey çok sevilip yanlışlıkla cebe atılabilir. Görülmüyor sanılabilir fakat herkes izlenir ve gerekli merciiler bilgilendirilir.

  • Kitap dükkanlarında görevlilerin görevi, mağazadan sorumlu olmak, asayişi ve aylık hedeflerin yerine getirilmesini sağlamaktır. Çöp toplamak değildir. Çöpleri mağazaların içine, rafların arasına, rafların üstüne bırakmak, yere atmak yerine götürüp çöp kutusuna atılmalıdır.

  • Kitap dükkanları, oyun parkı değildir. Çocuklar mağazanın ortasında başıboş bırakılmamalıdır.

  • Ucuz etiket fiyatı olan bir kitabın fiyat etiketini söküp, pahalı kitabın etiketi yerine çaktırmadan yapıştırdığını sanıp, kasada “ama ben bu fiyatı böyle gördüm! Ben haklıyım!” serzenişleri hiçbir işe yaramamakla birlikte bu kişiler kendilerini, kendilerinin bile hayal edemeyecekleri bir konuma sokmaktadırlar.

  • Çok satanlar rafını inceleyip, görevli arkadaşa “neden Kur’an çok satanlarda değil?!” diye sormak…

  • Mağaza açılış saatinden 15 dk önce gelip kepenklerin kaldırılmasını beklemek, “açıııınnnn!” diye kepenklere vurmak / kapanış saatinde kasanın kapatılacağı uyarılarına rağmen bir türlü gidememek…

14 Beğeni