Naber gençler anime tutkunlarının bir çok sevdiği anime vardır bunlar yeni anime izleyeceklere de ilham kaynağı olurlar ama asla izlemeyin dediğiniz animeler nelerdir?
Konuyu ben açtım ilk ben cevaplayayım. Nedendir bilinmez one piece beni pek sarmadı ilk 10 dakikasını falan izledim beğenemedim.
Naruto da çok izlemek istiyorum ama eski geliyor ve çok fazla bölüm var hangi bölüm yada hangi serisi ile başlamalı sizce?
High Rise Invasion ve Zetman
10 yıla yakın sürdükleri halde animeleri dalga gecer gibi kısa olduğu için.
Elden Lied
Bu saatten sonra kimsenin kalbini kırmak istemediğim, xploition kavramini bilmem kaçıncı kez açıklamak, zeka barındırmayan diyalogları ornekleyip hafakanlar geçirmek istemediğim için.
Code Geass
Hayatında tek bolum Gundam yada Votoms izlememiş, satrancın kurallarını bile bilmeden ovecek, fanfiction’u senaryo yapan adamlari takdir edecek, xanatos gambit kavramından haberi bile olmayan insanlarla tartışmak istemediğim için.
Gurren Lagann
Poor /m/en’s Gunbuster ve Getter Robo oldugu icin.
Centaur no Nayami, Uma Musume, Beastars ve Brand New Animal
Haftalardır kahvaltıya vakit bile bulamazken bu tür konulara ayıracak ne zamanım ne sabrım olacağını sanmıyorum.
One Piece
Sanki dikensiz gül bahçesiymiş gibi eleştirilememesi/kanser hayran kitlesi, gereksiz uzunluğu (bkz sadece kısacık bir kanaldan geçilmediği için hikayenin 100 bölüme yakın uzatılması), haki kullanıcıların kabul edemeyeceğim kadar güçlü olmaları ve karakter dizaynları sebebiyle izleyeceğimi sanmıyorum.
Aklıma gelmedi. Alayını izlerim. Genel olarak tükettiğim eserlerin çoğunda beni çeken şeyler buluyorum. Hemen hemen bulaşmadığım tür yok. Şonen, şonen ai, seinen, shoujo, josei, slice of life, mecha hepsinden bir şeyler izledim. Biraz hareme karşı ön yargılıyım bir liselinin ramazan feneri gibi ortalıkta dolaştığı seriler hoşuma gitmiyor. Genel olarak tartışmayı sevmem, anime-manga tüketmeme rağmen community kısmı pek hoşuma gitmiyor. Yani 8 seneyi aşkın süre manga forumlarında, gruplarında vb. takıldım ama, ıh yani. Bu kadar kasıntı, sorunlu insanı bir arada başka yerde görmedim. Wrestling aktif takip etmememe rağmen orası daha nezih, çok daha az kafa açan insan var.
Tür olarak ecchi ve harem. Bir gün bu iki türe düşersem kimse beni durdurmaya çalışmasın. Mümkünse vursun.
100 bölümü geçen animeleri izleyemiyorum. Bunaltıcı derecede uzun geliyor. Özellikle Naruto gibi seriler inanılmaz itici geliyor.
Tür olarak harem ve ecchi sevmiyorum. Shounene inceden gıcığım, mechaya da önyargım var. Tam kelimeyi bilmiyorum ama chibi tarzı çizimlere kayan animelerden koşarak uzaklaşıyorum. Hikayesi çok çok iyi olmadıkça çizimlerini beğenmediğim bir animeyi de izlemem.
Bütün bunları toplayınca çoğu iyi ve klasik sayılabilecek, çok izleyicisi olan animleri elemiş oluyorum sanırım. Ama olsun çünkü ben Free! izlerken de mutluyum. :d
Bir de keşke Elfen Lied’ı hiç izlemeseydim. Ne kötüydü be.
Tür olarak ecci, harem, vb içerikli animeler ve aşırı uzun animeler. Ergo Proxy izlemiştim bir güzel bir animeydi, çoğu kişi anlamaz felsefe altyapısı gerektiriyor.
Hareme tahammül edemiyorum. Ama ecchi izlerim bazıları güzel oluyor Prison School gibi :d
Bir kaç istisna dışında mecha animelerini sevmiyorum. -Aklıma gelen tek örnek tengen toppa guren lagan.- O yüzden mobile suit gundam filan asla izlemem diye düşünüyorum.
Sıkıntı değil, ben de birilerinin osurarak kale surları yıktığı seriler izlemem zaten.
Bu başlığı görünce aklıma ilk bu geldi.Bu anime hakkında hiçbir fikrim yok ama asla izlemem.Önyargılı davranıyor olabilirim ama…
Aslında hiç bir şey söylememe gerek yok zaten şu resmi görünce beni anlarsınız 
Öyle bir anime yok ama One Piece gözümü korkutuyor.
High School DxD çünkü ecchi, harem ve çıplaklık içeren animeleri sevmiyorum.
Genel olarak animelerde waifu baitten nefret eder ve moe’yi (anilist’te moe “cute girls doing cute things” tagıyla yer alıyor.) de pek sevmem
60’lar ve 70’lerin animeleri.Tuhaf çizimler ve sahnelerin yanı sıra o dönemdeki ilişki anlayışı farklı olduğundan bu döneme aşırı ters ilişkiler ortaya çıkabiliyor bu dönemdeki animelerde.Akrabalar arasındaki aşklar,kendinden 30 yaş büyük adamla ilişki yaşayan kız başroller falan…kötü ya kötü.
boku no pico
Anime önerisi isteyen herkese bunu öneriyorlar. Kesin poh çıkacak diye izlemedim çocukken. İncelemedim bile. Ama 10 yıldan fazla geçti hala geyiği dönüyor. O kadar merak ediyorum ki izlediğimde muhtemelen yeteri kadar kötü bulamayacağım çünkü artık gözümde çok büyüdü. Bu muydu, ben bunu mu merak ettim de izlemedim yıllardır, altı üstü ergen şakası diyeceğim muhtemelen.
Neyse konumuza dönelim, şu an ve gelecekte izlemememin nedeni ise kötü olmasıyla alakalı bile değil. Olan şey şu ki mazoşist miyim bilmiyorum merakımla olan çatışmam, müthiş istediğim bir şeye karşı çıkmak çok zevk veriyor bana. Kontrolüm dışında olarak bu ‘merak’ dediğim hergele kim ki benim üzerimde söz sahibi olacağını sanıyor. Al sana o zaman, inat değil mi, o kırmızı büyük play tuşuna asla basmayacağım ve ölene kadar merak edeceğim. Basmayacağım işte zorla mı, parmak benim fare benim bilgisayar da benim. Yiyorsa izlet. Merak, sen mi büyüksün ben mi? Sen benim değil ben senin üzerinde söz sahibiyim.
Ben de internette Boku no pico muhabbeti gördüm merak edip hemen izledim. Öyle abartılacak bir tarafı yok Shotacon yaoi hentaisi. Hatta hentai literatürü incelendiğinde hafif kaldığı bile söylenebilir.
Shounen-ai ve yuri haricinde her türlü -kaliteli olduğunu düşünerek seçtiğim- animeyi izledim. Şimdilerde anime geyiği sıktığı için sadece seinen manga okuyorum.
Bu adı görünce aklıma direkt bu video geliyor 
7:20’den açın bu arada.
Anime izlemeye yeni başlayanlara Boku no Pico’nun önerildiği o küçük karanlık dönemi özledim hafiften :d hentai klasmanında bayağı normal sayılır aslında, neden bu kadar popüler olduğunu hep merak etmişimdir.
Şu aralar Shungiku Nakamura’nın elinden çıkma işlerden uzak durma kararı aldım. Bu seferki iyi olabilir diye açtığım her bölümden uyuklayarak çıkıyorum. Çizimlerini de çok çirkin buluyorum zaten. Yıldızımız asla barışmadı.
Şey değil mi bu eleman Age Gap BL mangakası.
Evet ta kendisi. Bu sebeple en son Hybrid Child’ı “yoğ artık” nidalarıyla yarım bırakmıştım. :d
