Ayrıntı Yayınları Bilimkurgu Dizisi

Serinin ilk iki kitabını okudum.

Vahşi Kızlar, tek hikaye, iki makale ve -serinin diğer kitaplarında da olduğu gibi- yazar yapılan bir röportaj içeriyor.

Hıkaye, klasik Le Guin’likte; hayali bir yerde, katı hiyerarşi ve gelenek göreneklere sahip hayali topluluklar arasında geçen, trajik bir olayı konu ediniyor. Le Guin uzmanımız @Firtinakiran hikayeyi:

Olarak özetliyor.

Le Guin’in makaleleri ayrı bir keyifle okunan, oldukça zihin açıcı niteliktelerdir, zaten.

Gece Yarısı Gezegeninden Raporlar, iki öykü, bir panel konuşması ve -doğal olarak- yazarla röportaj içeriyor.

İlk öykü, çocuk ve sanat eseri bağlamında geleceğe miras bırakmak ve hatırlanmak üzerine. İkinci öykü, farklı karakterlerin farklı zaman ve deneyimler içeren hadiselerinin paralel kurgusunu içeriyor. Öyküyü o yapı sebebiyle tam kavrayamadım. Kendini kolay kolay sevdirmeye yanaşmayan öykülerden, orası kesin.

Yazarın spekülatif yazındaki ırk temsilini ve bu konu üzerinden çıkan tartışmaları değerlendirdiği, yarı gösterisel (konuşmanın yarısında, bedeni uzaylı elçi tarafından ele geçirilmişi oynuyor) konuşma, edebiyatın bu alanına nitelikli bir özeleştiri.

Modem Zamanlar 2.0’ı okumadığım halde, yazarı Michael Moorcock tarzına az buçuk aşina olarak şunu belirtebilirim: İlginç fikirlerin ve tasarımların hikayecisi. Dergicilikten gelen yazım anlayışı, hikaye yeterince uzun olsa bile, biraz aceleciymiş hissi uyandırabilir. Okuduğum Moorcock hikayeleri tür ve tarzı uyarınca, bir şekilde beni tatmin etmişti.

4 Beğeni