Başınıza Gelen Esrarengiz Olaylar

Az önce düşünürken bu hikayeyi sizle de paylaşmam gerektiğini farkettim. Sonra dedim ki belki sizin de anlatacaklarınız vardır.

Naoki Urasawa’nın bir mangasını okuyordum. Hangisiydi hatırlamıyorum. Manga Rock kullananlar bilir, kaynak olarak da MangaEden seçiliydi.

Sayfalar geçtikçe kendi kendime “Ay ingilizcesi de buralara doğru iyice zorlaştı. Keşke türkçe çevirisi olsaydı da okusaydım” dediğimi hatırlıyorum. Bir sayfa mı geçtim, iki sayfa mı geçtim emin değilim. Karşıma gelen sayfa türkçeye çevrilmişti. Sadece bir sayfa. Türkçeydi. O kadar çok kontrol ettim ki yanlış mı görüyorum diye. Yok, gördüğüm dopdoğru türkçe cümlelerdi.

Yanlışlıkla mı yüklemişlerdi? Yanlışlıkla yükledilerse neden onca dil arasından türkçe? MangaEden türk asıllı kişiler tarafından mı yürütülüyordu? Ee, tamam yüklendi bir şekilde ama neden tam ben “Keşke türkçe çevriisi olsaydı…” dediğimde çıktı ortaya? Üzerinden çok zaman geçti bu olayın. Sonradan da hiç tekrar aramadım o sayfayı. İşin en üzücü yanı, yanımda bunun ne kadar mucizevi bir durum olduğunu söyleyebileceğim, doğru görüp görmediğimi sorabileceğim kimse yoktu. Ama eve varır varmaz anlayacak mı acaba diye düşünmeden herkese anlatmıştım.

Eğer bir gün Naoki Urasawa okuyacak olursanız lütfen dediğim kaynağı kullanarak okuyun. Aranızda buna tanık olan varsa lütfen o da söylesin. Gerçek miydi diye düşündükçe şüpheye düşüyorum ama rüya ya da hayal olamayacak kadar uzun süre etkisinde kalmıştım. Belki fazla anlam yüklüyorum ama benim için mucizedir bu.

4 Beğeni

Keşkeyi sesli telaffuz ettiysen, zaten Google her şeyi duyuyor, dinliyor ve komut olarak algılamış olabilir.

3 Beğeni

Ben böyle şeyleri çok çok fazla yaşıyorum; belki de dikkat ettiğim için farkına varıyorum. Madem manga falan konuşuyoruz bu konuda bir anımı anlatayım. Önümde iki bilgisayar ekranından birinde Netflix’ten dizi izlerken öbüründen de çizgi roman araştırıyordum. Bir taraftan dizinin sesi çok geldi, durdurdum, durdurduğum ekrana baktığımda altyazı tam şöyle kalmıştı; “Sanırım yarın bir çizgi roman dükkânına gideceğim.” Yanılmıyorsam böyle tesadüflerden bahsediyorsunuz.

Örnekler çoğaltılabilir. Birini düşünürsünüz, eski bir arkadaş, eş dost, telefonu elinize atarsınız; tak! Düşündüğünüz insan arıyordur. Alarmı 8’e kurarsınız, 8’e beş kala uyanırsınız. Neden? Hep mi böyle olur? Nereden geldiyse bir film gelmiştir aklınıza, sanki kafanıza biri onu yerleştirmiş, biri resmen implant etmiştir o fikri. Bir dakika sonra televizyonda o filmin reklamına rastlarsınız. Manga okurken bu manganın Türkçesi çıksa keşke dersiniz, iki sayfa sonra Türkçesi orada duruyordur.

Ben bu konuyu anlamlandırmak için çok uzun süre düşündüm, araştırdım. Ve bir öykü yazarak açıklamaya çalıştım:

Olayın anafikri şu; beynimiz dünyanın manyetik alanındaki değişimi algılayabiliyor. Bir süre sonra buna aşina hale gelebiliyor. Yani telefonumuzdan, bilgisayarımızdan, modemimizden, araç radyomuzdan yayılan dalgalar beynimizdeki dalgalar ile iletişim halinde. Siz o manganın Türkçe olduğunu bilmiyorsunuz, beyniniz veri akışının yaydığı dalgayı tanıyıp size o fikri sunabiliyor.

Esrarengiz olaylar, henüz bilimle açıklayamadığımız normal olaylar nihayetinde. Yaşadıklarımız mucize falan değil, biz daha kendi beynimiz nasıl çalışıyor onu bilmiyoruz. 1500 yıl önce gökteki yıldırımı nasıl Thor’un örsüne vuruşu olarak anlamlandırdılarsa, biz de böyle olayları hemen metafiziğe yoruyoruz. Umarım açıklayıcı olmuştur.

11 Beğeni

80 liralık elektrik kullandığım halde 170 TL fatura ödüyorum. Tam bir sır perdesi…

31 Beğeni

Güzel bir konu olmuş. Böyle durumları kendimce açıklık getirmemi bir örnekle açıklayayım.

  1. Tedirgin başımızı yastığa koymamız.
  2. Kötü bir rüya görmemiz.
  3. Huzursuz uyanmamız.

Zamanı düz sıralı bir şekilde algılamamız sonucu ya da huzursuz uyanmanın sebebini kötü rüyaya ve kötü rüyanın sebebini tedirgince başımızı yastığa koymamız şeklinde yorumluyoruz.

Demem o ki bu sıralı zamanı tersyüz edelim:

Tedirginliğimizin sebebi kötü rüya görmemiz. Kötü rüyamızın sebebi mutsuz uyanmamız olduğunu ya da bunların sıralı değil aynı anda gerçekleştiğini ama beynimizin sıralama fetişiyle bir akan zaman yarattığını düşünürsek yaşadıklarınız normal diyebiliriz.

Yani anormal duruma normal bakış açısıyla değil de anormal bir bakış açısıyla değerlendirince normalleşiyor. (Gecenin geç saati olur böyle saçmalamam:)

Sonuç olarak Türkçe sayfayı görüp şok olmanız önceki “Türkçe sayfa olsa keşke” demenize sebep olmuş olamaz mı? Biraz da parçacıklar giriyor devreye… (Sayfayı gördükten sonra söylemişsiniz demiyorum. Sayfayı gördükten sonra yaşadığınız şokun derinliğinden sayfayı görmeden önceki anınız etkilediğinizi tahmin ediyorum. Metafizikten ziyade parçacıklar.)

Konuyla ilgili Stephen Hawking’in söylemlerinden bir anektod paylaşıp ben de öykü karalamıştım. Anektodu kopyalayamıyorum o yüzden linki bırakıyorum ki öykü de aynı temeller üzerine-bahsettiğiniz konuyla- ilgiliydi… :slight_smile:

Yalnız değilsin hepimiz yaşıyoruz. :wink:

https://esrarengizhikayeler.com/2019/07/20/aklin-koridorlari-mustafa-izmirli/#2

Not: @Leingrad 'ın yaşadığı sır perdesini her ay yaşıyorum. Çok iyiydi. :+1: :smile:

4 Beğeni

Okul günleri sık sık yaşadığım bir olay olan akşam 18.00 ve 22.00 saatleri arasının yarım saat sürmesi.

14 Beğeni

Ben de bir anımı anlatayım. Saçma gelebilir ama. :slight_smile:
Bir gün kapı çaldı ve değişik giyimli bir adam çıktı. Bir şeyler anlattıktan sonra falanca kişiler için yardım istedi. Başta birileri için para toplayan sıradan biri diye düşündüm. Yine de yardımcı olmak istedim ve beklemesini söyleyip odama gittim para almaya. Cüzdanımı açınca önce büyük olan parayı vermeyi düşündüm, sonra vazgeçip küçüğü aldım. Kapıdaki adama uzatınca “Diğerini bize lâyık görmedin mi? Neden fikrini değiştirdin?” gibi şeyler dedi. Ben de bayağı şaşırdım tabi. Zaten adamın da aşırı naif ve değişik bir konuşması vardı. Neyse adam gittikten sonra camdan bakmayı düşündüm ama bu sefer de geri gelip bize güvenmiyor musun, neden izledin derse diye bakmaya çekindim. :sweat_smile: :joy:

14 Beğeni

Evlendim. 20 krktr

17 Beğeni

Geçen arkadaşımla marketten içecek bir şeyler alıyorduk eskiden çok sevdiğim bir meyve suyu vardı o aklıma geldi dedim ki hiç bir yerde göremiyorum önünde kocaman çilek vardı başka bir şey hatırlamıyorum. Sonra arkadaşım da belki de ambalajı değiştiği için bulamıyorsundur dedi. Yurda geldim Instagramı açtım story kısmında reklam olarak karşımda çok sevdiğim meyve suyu vardı ve yeni ambalajımızı gördünüz mü gibi bir şeyler yazıyordu. Ve bu ara bunu çok yaşıyorum. Geçen de dedim ki hissediyorum Spiderman mcuya dönecek beş dk sonra oda arkadaşım Twitter’dan öğrendi. Çoğu saçma şey dediğim anda karşıma çıkıyor.

2 Beğeni
5 Beğeni

Başıma gelen en esrarengiz olaylardan biri: Normalde her ders 45 dakika sürer. Ama nedense tarih dersi 9 saat 56 dakika sürüyor benim için. Neden acaba? :face_with_monocle: :thinking:

3 Beğeni

2360 senesinde heyecan olsun diye google ana merkezine kaçak girmiştim. Gizlenerek içerisin büyük bir hevesle gözlemliyordum. Zaman makinası yaptıklarını fark edince şok oldum. Kısa bir tereddüt anından sonra büyük bir hevesle portala atladım. Ama hatam şuydu ki diğer tarafta aynı portaldan olacağını sandım. Geri dönemiyorum. Sizin yüzyılınızda mahsur kaldım.

8 Beğeni

Neredeyse inanacaktım :scream:

1 Beğeni

Ben bile inanamıyorum. Hatta Sandman ile karşılaştım orada. Kader de yanındaydı. Rüyadasın dediler ama inanmadım. Gerçekti ve asla rüya değildi. :grinning:

2 Beğeni

Köydeyken başıma gelen tuhaf tecrübem:

Gecenin bir vakti. Uyuyorum. Yatağımın sallanmasıyla uyanmam bir oldu. Aklım tüm olasılıkları saniye içinde sıralıyor: Deprem? Fakat dağın başındayız. Bulunduğumuz yerde de aktif fay yok. Heyelanlan? Evin tamamı yer değiştirmeli, yatağımı sallamakla yetinmemeli… vs. vs. Sallantı da o “Neler oluyor?” sorgulamam esnasında bitti. Odamdan çıktım. Evde ayaklanan bir ben varım; diğerleri mışıl mışıl uyuyorlar. Ne olduğuna anlam veremeden ben de yatağıma döndüm. Sabah olunca köydeki diğer hanelere bile sallantı hissedip hissetmediklerini sordum. Kimse bir şey hissetmemiş. Geceleyin yatağının sarsılmasıyla uyanan bir ben varım. :thinking: :face_with_raised_eyebrow:

Rüya mıydı, başka bir şey mi, sebebini asla bilemedim. :thinking: Bu da böyle bir anımdır işte. :man_shrugging:

6 Beğeni

Bende bazen mesela kalem arıyorum diyelim.Oraya buraya bakıyorum yok,masaya bakıyorum yok.Bir bakıyorum aradığım kalem masada duruyor.

1 Beğeni

Aynı olayı kalemlerle ben de yaşıyorum. Özellikle de kurşun kalemlerle. Kesin bu kalemde gizemli bir şeyler var. :smile:

2 Beğeni

Olabilir :smile:20 karakter

1 Beğeni

Az önce ders çalışırken pencereden gelen bir ses duydum tıklama gibi. Rüzgardır dedim (zaten ne oluyorsa ya rüzgar yapmıştır ya da ki kedi.) Bir kaç kere tekrarlandı bu ses. Sonunda bıktım. Ne de olsa fizik çalışıyorum ve en küçük bir ses beni çıldırtıyor. O yüzden kız kardeşimi git ders çalış diye odadan çıkarmıştım daha önce. Ama bu ses nereden geliyor diye yanı başımdaki pencereye baktım ve birinin oradan geçtiğini gördüm. Pencere dışarı değil, merdivenlerin olduğu yere açılıyordu. Hemen odadan çıkıp merdivenlere yaklaştım acaba babam benimle şaka mı yapıyor diye. Ama ne tuhaf ki hiçkimse yoktu.
Sanırım ard-arda fizik ve kimya çalışmaktan kafayı yedim. Bir az dinlensem iyi olur, ama gerçekten kim olduğunu merak ediyorum.

4 Beğeni

Dün gece, bu sabah giymek için, en sevdiğim çoraplarımı güzelce yatağımın yanına koydum. Fakat sabah uyandığımda biri yoktu. Her yeri aradım ama bulamadım. Çok garip…esrarengiz… Geçen yaz da aynen bu şekilde bir pijamamı kaybetmiştim hala yok. Acaba uyur gezer miyim? Başka bir mantıklı açıklama bulamıyorum.

//Çorap birkaç gün önce bulundu. Hem de aylardır gözümün önündeymiş.//

4 Beğeni