“Dur şunları yazayım” diye düşünerek geldiğim her şeyi benden önce yazmışsın Başka başka şeyler yazayım ben de bari.
Diğer insanlar hakkında yalnızca izlenim edinirdiniz, daha fazlasını değil. Hiçbir zaman düşüncelerini duymazdınız, sadece söylediklerini işitirdiniz; okyanustaki bir damla, sonsuz bir uçuruma bir temastı bu. Uzayın karanlığında süzülürken elinizi tutan bir el. Çok fazla bir şey değildi. Birbirlerini sahiden de çok iyi tanıyamazlardı. O nedenle o öyle, o böyle der ve bunu bir kişi olarak adlandırırlardı. Bir yargıya varabilmek için varsayımda bulunurlardı. Bu sadece bir tahmindi. Tahmininizde bir tür doğruluk payı olabilmesi için o kişiyle yıllarca konuşmanız gerekirdi. Ve o zaman bile emin olamazdınız.
-2312, Kim Stanley Robinson
Tlön’deki okullardan biri, işi, zamanı reddetmeye kadar vardırır; gerekçe olarak şimdiki zamanın belirsiz olduğunu, geleceğin "şimdi"de varolan bir umuttan, geçmişinse "şimdi"de varolan bir anıdan başka gerçekliği olmadığını öne sürer.
Tlön, Uqbar, Orbis Tertius; Borges
Düşleyenin düşünde, düşlenen uyandı.
Döngüsel Yıkıntılar, Borges
Sonra, insanoğlunun başına gelen her şeyin, tam ama tastamam şimdi’de geçtiğini hatırladım. Yüzyıllar geçiyor ve yalnızca şimdiki zaman’da oluyor her şey; havada, yerin ve denizin üzerinde sayısız insan var, ama gerçekte, olup biten her olay bana oluyor…
Yolları Çatallanan Bahçe, Borges
Ona bir centilmenin yalnızca yitik davalarla ilgileneceğini söyledim.
Tek bir insanın yaptığı, sanki bütün insanlar tarafından yapılmış gibidir.
Kılıcın İzi, Borges
Roman kahramanlarının başına gelen tersliklere üzülme huyumuz yüzünden kendi başımıza gelen belaları da iyice büyütürüz.
Sonu, Borges
Tarihin katı sayfaları dışında unutulmaz olayların unutulmaz tümcelere gereksinmesi yoktur.
Öteki, Borges
Dönüş yolculuklarının gidiş yolculuklarından daha kısa geldiği dikkatimi çekmişti, fakat anılarla ve üzüntülerle yüklü bu Atlantik Okyanusu geçişi bana çok daha uzun göründü. Hiçbir şey, benim yaşamıma koşut olarak Beatriz’in de kendi yaşamını dakikası dakikasına, geceler boyu sürdüreceğini düşünmek kadar bana acı vermiyordu.
Kongre, Borges
Yalnızca birlikte oldukları için evren adını taşıyan şu aykırı şeyleri nasıl kabul ediyorsak çocukken bu çirkinlikleri de öyle kabullenmiştim.
Bir şeyi görebilmek için onu anlamak gerekir. Koltuk insan bedenini, eklemlerini ve tüm organlarını önceden kabullenir; makas da kesme eylemini. Bir lamba ya da bir taşıt için ne demeli? Bir vahşi, misyonerin İncil’ini algılayamaz; bir gemi yolcusu, halatları tayfaların gördüğü gibi göremez. Evreni gerçekten görebilmiş olsaydık belki onu anlardık.
There Are More Things, Borges