Bu olayı ben de anlamlandıramıyorum bir türlü.
%100 klasik olan Vakıf yok,
%100 klasik olan 2001’in devamının gelmesi şüpheli,
%100 klasik olan Uykudaki Uyanıyor seriye dahil edilmedi,
%100 klasik olan Hiçbir Yerden Haberler seriye dahil edilmedi,
Tartışmalara açık Hayvan Çiftliği’ni bir anda seride görüyoruz. Çok fazla zorlarsak ucundan kıyısınsan sokabiliriz seriye bi ihtimal. Ama yukarıdakilerin hiçnirine mantıklı açıklama bulamayız.
Ben de bir sıkıntı görmüyorum. Sonuçta bu seriye distopya ve ütopyaları da dahil ediyorlar. Bilim kurgu olması için uzayda, teknolojik bir çağda veya bilim çerçevesi içinde geçmesi gerekmiyor. Eğer distopyaları eliyorsak Fahrenheit 451’i ve bir çok kitabı elememiz gerekiyor seriden.
Eğer yayımlayacaklarsa, diğer Orwell’leri de Modern serisine alırlar diye düşünüyorum.
Bu seriye hiçbir seri eklenmemeliydi. Başta bir hata yaptılar, toparlar diye bekledik. İyice karman çorman ettiler. Ben, Robot’u niye seriye koyuyorsun, koydun madem niye Vakıf yok? Sebebi belli, seriye ekleyerek daha çok satmayı hedefle. Sonra tekrar kendi içinde bir seri yap, tekrar sat. Sağabildiğin kadar sağ. Klasikler içinden bazı kitaplara cilt yap, diğerlerine yapma. Bozuk çevirili kitabı al, aynı şekilde tekrar bas. Bence bu seriyi ciddiye almayı bırakmalıyız. Ben toplamayı bıraktım, kitaplıkta gördükçe uyuz oluyorum.
Alt tarafı bir kitap serisi, bu kadar problematize etmeyin yahu
Tabii öyle, uyuz olduğum şey hevesimin kırılması. Gaza gelip her çıkanı alıp okuyordum, sonra yaptıkları tat kaçırdı. Şimdi alasım gelmiyor, eldekileri de okuyasım gelmiyor. Bir kitabı elime aldığım zaman acaba bu da mı seriydi diye soruyorum. Seri olup olmadığını bile bilmiyorsun, çünkü yayınevi böyle bir bilgilendirme de yapmıyor.
Çok ucuz bir hamle, bana sorarsanız. Başladıkları zamanki misyon ve vizyonlarından hayli sapmış durumdalar. Dune’a yazılan önsöz ile “İstikbal Göklerdedir” sloganıyla, geldikleri bu noktayı vaat ettiklerini düşünmüyorum.
Herkes hayvan çiftliği bk mi seri de ne işi var demişte bence 1984’te bk değil. İçerik olarak hiçbir şekilde türe dahil değilken, bk denmesine tav oluyorum. Sırf gelecekte geçiyor diye, yahut distopya diye, ya da iki lazer tabancası bi tamponda az çizikli uzay gemisi var diye bir kurgu BK olmaz.
“Sırf gelecekte geçiyor diye” diyerek kendinle çelişmişsin zaten. Bilimkurgunun tanımında gelcekte geçmesi yeterli bir sebep. Ben şu an 2056’da geçen bi hikâye anlatacak olsam o da bilimkurgu olur.
1948’de yazıyor Orwell ve 1984’ü hayal ediyor. Bu gayet yeterli. Ha yeterli değil dersen gelecekte dünya devletlerinin alacağı hâl, Büyük Birader’in ekranlarda gözükmesi gibi küçük bilimkurgusal dokunuşlar da çoğunlukta.
Nereye bilim kurgu olur? Yaz bakalım belli öğeler yoksa sırf gelecekte geçiyor diye bi kurgu bk falan olmaz. Bu kadar da boş yapmayın.
Sosyal bilimkurgu isminde bir tür bulunmakta. Sizin anlayacağınız bilim teknolojik gelişmelerden ibaret değil, toplumun yönetilmesine, özgürlüklerine, geçmişlerine dahil bir sosyal bilim temelli konu seçerek bilimkurgu yapabilirsiniz. 1984 dibine kadar sosyal bilimkurgudur bu yüzden.
Sosyal bk diye bi türe inanmıyorum. 1984 bence bi türe ait değil. Size kolay gelsin.
Boş yapmadığımı hemen kanıtlıyorum:
Dünyayı alt üst eden pandeminin başlangıcından itibaren tam 37 yıl geçmişti ve şimdiki dünya nüfusu o zamanki nüfusun 1000’de 1’i bile değildi. İnsanlar 2021’e girdiklerinde ne kadar da umutluydu diye düşündü. Oysa ki daha da ölümcül mutasyonlara uğrayan virüs, 2030 yılına dek dünya nüfusunu kırıp geçirmişti. Milyarlarca insan yaşamını yitirmişti.
Not: Teknolojik herhangi bir gelişmeye değinmeden bilimkurgu öyküsü yazdım. Nasıl, iyi mi? Bence bir daha bakmalısın türün tanımlarına.
İnsanları suçlamadan, önce araştırmalı, sonra konuşmalısın hatta.
Benim alt türlerle ilgili bilgim yoktu. Sayenizde küçük bir araştırma yaptım. Çok farklı bilim kurgu türleri ve bu konu üzerine yazılmış tezler mevcutmuş. Öğrenmeme vesile olduğunuz için de çok teşekkürler.
Konuyla ilgili olarak en basiti Vikipedi’den bulduğum kısmı paylaşmak istedim, forumda benim gibi yeni öğrenecekler için:
Bilim kurgunun bir alt türü olan Sosyal Bilim kurgunun (SBK) ana teması antropolojidir. İleri veya geri zamanda teknoloji, savaş ve romantizm gibi kavramlardan daha çok toplumsal bilim (sosyoloji) üzerine yoğunlaşır, bireyi, iktidarı ve yaşamı sorgular. Ursula LeGuin sosyal bilim kurguyu “mekanik veya fiziksel teknolojik gelişimden öte, bilimin insan ilişkileri üzerine etkilerini, sosyal evrimleşmeyi, değişimi kapsayan vesveseli bir kurgu” olarak tanımlamaktadır.
George Orwell’in 1984’ü, Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sı, Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’i gibi distopik eserler sosyal bilimkurgu olarak tanımlanabilir. Isaac Asimov, Stanislav Lem, Philip K. Dick gibi yazarların bazı eserleri sosyolojik ve felsefi tartışmalarla doludur. Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler adlı eseri bu türün başyapıtlarındandır.
İlgili link:Sosyal bilimkurgu - Vikipedi
Distopya canım bu. Zorlama istersen.
Kimseyi suçladığım yok ithakinin vizyonsuzluğunu üzerine alınan sensin.
Katılıyorum. Belki birilerine kitap okuma sevgisi kazandırır. Bir zararı olduğunu düşünmüyorum.
Ayrıca ithaki’nin okumayının kalmadığı çok ünlü 2 romanı basması olumlu olumsuz neden olay oluyor onu da anlamış değilim.
Daha birkaç mesaj üstte İthaki’yi eleştirmiş biriyim. Bütün mesajları okumuyor olabilirsin ama sallamasyon yapman da gerekmez.
Gelecekte geçiyorsa bilimkurgudur. Yazılan temaya göre yanına “distopya” da eklenebilir. Eklenmeyebilir de. :)))
İyi forumlar herkese. ^^
Tam tersine, yayınevi açısından bakıldığında doğru bir yayın politikası. Bilimkurgu serisine ekleyerek insanların satın alması sağlanacak ve bedava bastıkları kitaplarda elde edecekleri kârı da dizinin gelecek kitaplarındaki telifli eserler için kullanabilecekler.
Buradaki asıl tartışma konusu, Hayvan Çiftliği’nin akıbetiydi. Yukarıda birkaç arkadaş distopyaysa garanti klasiklere girebilir yazmış ama olay distopya olup olmaması da değil, hayvanların konuşuyor olması.
Fakat distopyaydı, alternatfi tarihti, domuzların evrimleşmesiydi diyerek ittire kaktıra sokabiliriz sanırım. Yani şu saatten sonra sokmamız gerekiyor en azından, basılmışlar artık.
Ben artık yavaştan bu seriyi bıraksam mı diyorum ya bilemiyorum. Niteliğini yitiriyor gibi hissediyorum ve de artık iş tamamen koleksiyonculuğa dönmeye başladı kendi açımdan. Malum kitap da var kitaplıkta ve onun hatrına seriyi yarım bırakmak istemiyorum. İthaki kim bilir kaç kitap belirledi seriyi ve kim bilir içerisini tamamen gelir kaygısına dayalı olarak kaç tane alakasız veya yetersiz kitapla dolduracak. Ekonomik yük olmaya başladı seri gibi hissediyorum. Dune ciltliler duyurulunca da oldukça heyecanlanmıştım ama alıp almamak arasında gidip geliyorum şuanda. Alıp ne yapacağım? Kitap koleksiyoncusu değilim ki diye düşünmeye başladım kendi kendime.
Tabii ki insanlara ulaşması açısından bir problem yok ama altta bir forumdaşın da dediği gibi genelde çok kötü yayınevlerinden çok kötü çevirilerle görüyoruz başka kitapları bu tarz mağazalarda. Ve zaten biliyorsunuz ki kitap okumayıp okumuş gibi storyler falan paylaşan çok insan oluyor. (Kürk Mantolu Madonna kitabı bu akımda baya önlere çıkıyordu hatta.) Kitapların edebi değerleri böyle çer çöp olacakmış gibi geliyor her yerde olunca, ki bahsettiğimiz kitaplar normalde de en çok satanlar listelerinde olanlar olunca biraz korkutuyor düzgün okuyucuları.