Bilimkurgu Klasikleri Dizisi (İthaki Yayınları)

Bu sadece yayın sektörü için geçerli değil. Bir markette satılan ürünlerin çoğu bu şekilde ya da bir mağazada. Konuyu açardım da üşendim yahu.

Fakat Dost Körpe gerçekten kanayan bir yaradır. Ben kendisinin bilim kurgu ve fantastik alanında çeviri yapması gereken son kişi olduğunu düşünüyorum.

5 Beğeni

Ithakiden çıkanların tamamı sorunlu. Karşılaştırması var sitede.

@Agape bence hiçbir şey çevirmemeli. Klasiklerde de aynı sorunları var. Benim adamla derdim bu kadar büyük kült eserlerin bu adama verilmesi. Dune, Bilimkurgunun Yüzüklerin Efendisi sayılıyor, iki kitabın çevirilerine bakınca Dune gözlerimi kanatıyor.

1 Beğeni

Aslında güzel iş sektörü bu yayıncılık. Lisede ingilizcesi iyi olan yeğenime telifsiz kitapların çevirisini yaptırıp, kapakları da grafik okuyan arkadaşa verdim mi tamamdır bu iş. 4-5 booktuber a reklam için biraz para gider ama olsun onun da acısını kağıt kalitesinden çıkarırım.

10 Beğeni

KDV olmadığını yazmayı unuttun.

1 Beğeni

Kervan yolda düzülür hesabı öğreniriz bu işleri :+1:

3 Beğeni

Neden bu kadar zahmete girdiniz anlamadım Narpal? Google Translate ve Google Görseller neyinize yetmedi?

3 Beğeni

Translatede 2. kontrol lazım. Yiğen daha temiz rahat çevirir bence.

2 Beğeni

Belli bir kitlemiz olana kadar azıcık özenelim.

2 Beğeni

Google translate kendi kendisini kontrol eder. Önce İngilizce-Türkçe çeviri yaptırıp sonra da Türkçe çevirinin İngilizce haline bakar. Masraf çıkartıyorsunuz.

@narpal kitle belli.

Biz burada karahindiba tarlasındaki bir karahindibanın üzerindeki karahindiba tohumları kadarız.

5 Beğeni

Okuyucunun her zaman bir tercih hakkı vardır çünkü almamak da bir tercihtir. Özellikle “Ben basarım parayı alırım telifini sonra istersem google translate’de çevirirm, istersem ms word’de auto correct ile düzeltirim, istersem gazete kağıdına basarım. Nolcak? Napcan? ” kafasında iş yapan yayınevlerinin karşısında durmak istiyorsanız daha doğru bir tercihtir.

Okuyucular “Napalım abi seçeneğimiz yok ki?” deseydi ve 6.45 yayınevi Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi? veya Yüksek Şatodaki Adam gibi PKD kitaplarının her iki üç ayda bir yeni baskısını yapacak kadar satış adedine ulaşsaydı, bu kitapları Alfa’dan kısmen daha düzgün bir çeviri ve editörlük ile okuyabilecekmiydik? Tabiki hayır…

F451 burada sadece bir örnek. Güzel de bir örnek çünkü daha önce aynı yayınevi tarafından 22 yıldır 5 farklı kapakla basılmış, bilimkurgu serisine 6. kapağıyla dahil olmuş, geçen ay 7. kapağıyla çıkmış bir eser. Filmi ile popüler olmuş bir eser değil ki film popülerliğine girersek Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi? F451’den bin kat daha popüler olup çok satması gerekir.

Buradaki problem çevirilerin kötülüğünü bilmeyen insanların alması değildir. Bilmeden alıp bir tane okur, iki tane okur, üçüncüde artık biliyordur. Benim gibi süreç içinde yayınevinin yayın politikasını ve okuyucuya karşı tutumunu öğrenir. “Her TC vatandaşı İthaki’den sadece bir kitap alabilir.” diye bir kanun maddesi olmadığına göre yayınevinden kitap alan birçok okuyucu çevirilerin özensiz yapıldığını, kitapların elinde dağıldığını, kağıt kalitesinin düştüğünü, devam kitaplarının gelmediğini ve buna rağmen habire zam yapıldığını bilerek alıyor demektir ve önemli olan buna bağlı olarak yayınevine karşı olan tutumunun ne olacağıdır. Yayınevinin serinin 55. kitabında dahi rezalet çevirilere imza atabilmeye cüret edebilmesi, kitabın 30. baskısında bile tek bir anlamsız cümleyi dahi düzeltmeye tenezzül etmemesinin altında yatan sebeplere bakmak gerekir. Bu sebepler de bahsettiğim gibi okuyucunun bilmem ne serisinin kapak görselini metinin çevirisinden daha önemli görmesi, “Çevirileride iyi değil gibi ama napalım el mahkum alcaz.” diye düşünmesi, sanki Dune’u İthaki basmasa basacak yayınevi çıkmayacakmış gibi bir düşünce yapısına girip İthakiyi en iyi yayınevi seçmesi vs. vs. vs. dir. Okuyucu kaynaklıdır kısacası.

Okuyucunun yayınevine karşı böyle bir tutumu olursa yayınevi de gazete kağıdına bastığı, okurken elinizde dağılan rezalet çevirili kitaplara her ay zam yapıp devam kitaplarını basmaya tenezzül etmez. Gayet normal bir durum. Okuyucular İthakiye olan tutumun aynısını 6.45 için gösterip anketlerde en iyi yayınevi seçselerdi, dediğim gibi hala düzgün PKD çevirisi bekliyor olacaktık.

12 Beğeni

DeX yayınevi ile bir alakanız olabilir mi? :joy::joy:

1 Beğeni

Çok şükür sonunda biri fark etmiş ya. Burada amatörce çeviri eleştirdiğimizde “sizin ne haddinize, çeviri eleştirmek kolay mı?” deyip bize laf sokanlar umarım olayı anlamıştır. İthaki çevirileri o kadar rezil ki hataları anlamanız için üst düzey bir İngilizceye bile gerek yok. O kadar basit ve saçma hata yapıyorlar. İngilizceniz olmasa bile burada bir saçmalık var deyip durumu anlayabilirsiniz.

İthaki bu eleştirileri dikkate alıp tabii ki düzeltme yapmaz. Instagram b*k çukuru olmuş, okuduğu her kitabı öven hatta okumadan öven insanlarla dolu. Her yer yayınevi reklamı kaynıyor. Böyle niteliksiz okuyucuya niteliksiz bir yayınevi düşüyor. Burada aynı zamanda özeleştiri de yapıyorum. Her seferinde İthaki’yi eleştirmeme rağmen kitaplığımın %70-80’i İthaki kitaplarıyla dolu.

13 Beğeni

Zaten ben bu yayınevi savunma olayını asla anlamıyorum. En ufak eleştiride yav bunlar hayır kurumu değil ticari kurum damgasıyla savunmaya geçiyorlar. Mantığa bakar mısınız? Yani o zaman internet sağlayıcılarını, GSM işletmelerini, marketler zincirlerini falan da hiç eleştirmeyelim. Onlar da sonuçta hayır kurumu değil haha. Biz bir şeye para verip (hem de ne paralar) satın alıyorsak, bu ürün ile ilgili en üst kaliteyi talep etme hakkımız var diye düşünüyorum. Yani mesela 32 mbps internet satın alıp bunun yarısı kadar hizmet alınca ne diyorsunuz? yav gardeşim bunlarda uğraşıyor hayır kurumu değil sonuçta mı diyorsunuz…

13 Beğeni

Bunu söylemek savunma değil ki. Durumu sizden farklı algılamak, farklı bir pencereden bakmak sadece. Zaten bunu söyleyene yayınevini savunuyor şekilde algılıyorsanız otomatik olarak kutuplaşmış oluyorsunuz. İki zıt cepheye ayrışılmış olunuyor yayınevini savunanlar ve eleştirenler, bu bence son derece çocuksu bir görüntü.

Bu ikili siyah-beyaz, 0-1, doğru-yanlış şeklinde bakış açısı düşmanlaşmaya sürüklüyor insanları. Hayatta neredeyse hiçbir şey salt doğru veya salt yanlış değil. Herkesin doğrusu veya öne çıkarmak istediği nokta farklı olabiliyor.

Karşı argüman öne sürenleri düşman olarak görmemek lazım, bizden farklı düşünen insanlara ne kadar tahammül eder ve hoşgörü gösterebilirsek o kadar medeni olabiliriz diye düşünüyorum.

Neden yayınevini savunsun insanlar ne çıkarları var ki? Farklı bir bakış açısından bakmak isteyenlerin yayınevini savunuyor şeklinde algılanmasını doğru bulmuyorum açıkcası. Birbirimizi anlama ihtimalimizi daraltıyor bu tür söylemler.

Zaten bu tür söylemlerle başlayan tartışmaların 2-3 adımda hakaretleşmeye yaklaşmasından, “siz” şeklinde başlayan konuşmanın “sen” şeklinde devam edip atmosferin gerilmesinden de belli aslında bu tür söylemlerin sağlıklı bir iletişim ortamı sağlanmasına hizmet etmediği.

11 Beğeni

Söylediklerinin çoğuna katılıyorum. Ancak şu savunma değil dediğin şey hariç. Yani ben fiyatlardan, kitapların basım kalitesinden veya çevirisinden şikayet ederken adam bana bu karşı argüman dediğin (Hayır kurumu değil vs.) ucuz söylem ile geliyorsa asla ciddiye alamam ben bunu. Mantıklı bir karşı görüş olursa, bizim bilmediğimiz şeyler varsa ve yeni öğrendiysek tamam sonuna kadar hoşgörelim saygı duyalım sorun değil. Ayrıca niye savunduklarını bilmiyorum başta dediğim gibi anlamıyorum. Ama yayınevleri bu forumları takip ediyor. Ve biz eleştirirken bu karşı kitleyi gördüklerinde, yayınevi olarak kendilerini düzelteceklerini hiç sanmıyorum. Bir üstte arkadaş güzel anlatmış zaten. Aslında bizim çaba boşuna. Adam Fahrenheit’i sadece bir siteden 120 bin satıyorsa burada eleştirsek ne eleştirmesek ne.

2 Beğeni

İthaki’nin son yıllarda bastığı bazı kitaplar; Jean Paul Sartre - Varlık ve Hiçlik, Eric Aurbeach - Mimesis, Maurice Merleau Ponty - Algının Fenomenolojisi, Harold Bloom - Batı Kanonu, Günter Anders - İnsanın Eskimişliği, Georg Simmel - Paranın Felsefesi, Louis Althusser - Yazılar, Axel Honneth - Tanınma Uğruna Mücadele…

Bu kitapların ülke yayıncılığı için önemini anlatmayı gereksiz buluyorum, İthaki’yi bilimkurgu-fantastik türünden ibaret görmekse cehalet demeyeyim ama bilgisizlikten kaynaklı sanırım. Birkaç kitabın çevirisi kötü diye yayınevinin bütün işlerini yerin dibine sokmaya çalışmak ise kötü niyetten başka bir şey değil.

7 Beğeni

Buradaki konu, başlıktan da anlaşılacağı üzere İthaki’nin bastığı bilim kurgu kitaplarının olduğu liste. Konuşulan konu da bazı çevirmenlerin hatalı ve kötü çevirilerin olduğu sayfaların üzerine başlayan tartışma. İthaki’nin bastığı diğer kitaplar -sizin yukarıdaki kitap örnekleri veya başka örnekler- ile ilgili herhangi bir yorum görmedim ben. Diğer kitapları isterse her açıdan 10 numara 5 yıldız olsun. Madem o kitaplar çok değerli ve önemli görülüyor, neden bilim kurgu kitapları aynı değeri görmüyor? Çeviriler rezalet, kitap kalitesi oyun hamuru gibi dağılıyor. Bilim kurgu ve fantastik eserler diğer türlerden geri planda mı olmalı sizce? Ben H.G. Wells hayranıyım mesela. Yukarıda paylaşılan kötü Zaman Makinesi çevirisini okudum ama hediye geldiği için okudum. Yoksa 10-15 tl niye vereyim? Ayrıca 35-40 tl verdiğim kitap niye elimde parçalansın okurken?

10 Beğeni

İthaki Yayınevi’ni bütün bütün kötülemek değil ama bu yayınevinin ısrarla hatalı olarak yeniden basım yaptığı kitaplardan, örneğin Zaman Makinesi adlı eserin mütercimi Volkan Gürses ve yayınevi editörü hakkında olumsuz eleştirilerimizi Kitapyurdu, Kidega gibi alışveriş sitelerinin okuyucu yorumlarına yazarak, bir kamuoyu yaratabilir ve bu kitapları alacak olan kişileri de bu sayede uyarabiliriz arkadaşlar. (ekşi sözlükte Volkan Gürses ve kötü çevirisi Zaman Makinesi yerini almış bile).

4 Beğeni

En iyi yöntem bu zaten. “Bu çeviri kötü, şu çevirmenden okuyun” tavsiyeleri cidden çok önemli, benim gibi "en iyi çeviri avcıları"nın temel besin kaynağını oluşturuyorlar :smile: Wells kitaplarının İş Kültür baskılarının çevirmeni Celal Üster iken başka bir yere bakmaya gerek yok zaten. Bazen de en iyi çeviri İthaki’de oluyor, çevirmenine bağlı işte bunlar. Telifli kitaplara yapacak bir şey yok tabii. İthaki’ye mail atılabilir ancak kafalarına silah dayamak isteyenler var sanırım.

3 Beğeni

Bu haber özelinde, geç de olsa, ben de birkaç şey söylemek istiyorum.

Çoğunuz incelemiştir, 1984 çeviri karşılaştırması yapmıştım Forum’da. Orada Üster’in "varicose ulcer"i “iri bir çıban”, “nearly a teacupful"u " bir çay kaşığı kadar”, "Chinese rice-spirit"i “Çinlilerin pirinç ruhu”, "sexless"ı “cinsiyetsiz” olarak çevirdiğini hatırlayacaktır okuyanlar.

Mesele İthaki’yi veya Wells çevirilerini savunma meselesinin ötesinde. Üster önce kendisini çevirinin tekeli zanneden agresif bakış açısından vazgeçmeli.

Önce samimiyet. Ve iğne çuvaldız meselesi.

Ayıplı olan mal mı yoksa tavır mı? Karar sizin.

4 Beğeni