Senin için bir kriter değil, bir akıl bir yolculuk başlatıyor, o yolda yapıt ilerlerken başka akıllar buna katkı sağlıyor. İlk adımı atmak bir öncülük, sen buna değer vermiyorsan kendin bilirsin. Bu beni ilgilendirmiyor ama öncü ne demek?
Iron Maiden bir öncü değil, Alien filmi bir öncü değil, Dune ve Lotr bir öncü değil. Bunlar bir tür yaratmamış veya zaten kendinden önce var olsalar bile bir mihenk taşı olmamışlar. Yani sen öncü olması benim için kriter değil diyorsan o tamamen senin dünyaya sanata edebiyata bakış açının kalıplarıyla ilgili. Sen nesi öncüymüş bilmiyorum diye yazdın ben de cevapladım kendi bilgimle. Bundan sonra sana ve ekürine cevap vermiyorum
Şu makul talebim karşılık görmediği için ben bu zaman kaybını burada sonlandırıyorum.
Yarın konudaki okunmamış mesaj sayısını görüp, “acaba yeni bkk klasiği mi çıktı” diye heyecanlanıp, “gene mi tartışma ya” diye hayal kırıklığı yaşayacaklara da selam olsun.
Oyunlarda ve kitaplarda çok öncülük ettiği seri var bildiğim. Warhammer’lar Star Wars’lara bile öncülük etmiş yanlış hatırlamıyorsam. Doom serisi var oyunlarda öncülük ettiği. Okumadım ben ama ilerde okumayı düşünüyorum ama ondan sonra yazılmış daha iyi veya eşit seviyede kitapları okuyunca çok ahım şahım gelmiyor kitaplar. Tolkein’de yaşamıştım ben onu.
Örnek olması için yazdım sadece. Bana göre kitabın içeriğinden bağımsız olarak her kitap bir başka kitaba öncü olabilir. Ben Tolkein’i ilk seri olarak okusaydım bayılırdım ama 5. yada 6. seri olarak okuduğum için sıradan fantastik eser tadı almıştım. Ben de kitapların gönderme boyutuyla ilgilenmiyorum. Star Wars’ın en sıradan kitabında bile gönderme var aradığın zaman. Bilim kurgu yazarken isteyerek yada istemeyerek gönderme yapmış oluyorsun bana göre. Benim için kitaplar %99 olay örgüsü ve evrenden oluşur geri kalanı önemsemem çok fazla. Benim için Witcher özellikle beşlemenin beşinci kitabı özelinde kötü bir seri mesela. Çöl gezegeni olması yönünden ilgimi çekiyor seri ama daha okumadım seriyi.
Sadece kendimi ifade etmek için yazdım, yoksa herhangi bir itirazım yok hatta katılıyorum yazdıklarına.
Nasıl olur, nasıl olabilir böyle bir şey, nasıl ilgilenmezsin? Şaka şaka, hangi kriteri istersen onu kullan.
Bir an önce oku ama mutlaka beğen hocam, beğenmemezlik yapma. Yorumlarken “az beğendim” ya da “hype’mış ya” filan yazma, öncü olduğunu da sakın ama sakın unutma.
Tam da bir sürü mesaj var kesin süper bir kitabın yayınlanacağı haberi geldi diye gelmiştim. :d
Kaostan eksik kalırsam geceleri uyuyamam bu yüzden kendi kriterimi de söyleyeyim dedim.
Kimin neye öncü olduğu, kimin kimden esinlendiği, göndermeler ve benim daha çok “geek” işi olarak gördüğüm şeyler zerre kadar umrumda değil. Korkunç mantık hataları, uyumsuzluk ve aşırı doz cringe’ten dolayı beş dakika kadar gözlerimi kapatmam gerekmiyorsa olaylar da umrumda değil.
İstediğim tek şey; yazımının hoşuma gitmesi, karakterlerin birbirleriyle ve kendileriyle olan ilişkilerinin ve çatışmalarının iyi işlenmesi. Dune bu açıdan tam da benim istediğim şekilde. Karakter ilişkileri aynı kaldığı takdirde, atıyorum 1678 İngiltere’sinde geçseydi de severdim ben bunu. :d
Çoğunluğun sevmediği Dune Mesihi de nispeten daha duygusal olduğundan benim favorimdir mesela.
Çok göreceli bir konu üzerinde konuşuluyor. Bunun bir sonucu yok. İnsanların bakış açıları, kültürleri, ilgilileri, zevkleri farklılık gösterdiği için herkesin alacağı tat farklı. Dune kitaplarını edebi olarak bilimsel olarak incelenseydi ve bizde buna bu göz ile baksaydık o zaman başka bir şekilde olurdu. Ama bireylerin okurken aynı duyguyu hissetmesi zor.
İlerleyen kitaplarda bende çok sıkılmıştım. Hatta 1 yıldız verdiğim kitaplar var seride. İmparator Tanrı kitabında bence konu bir yere gitmese de, sıkılsamda @GKS nin dediği gibi yazarın din, siyaset, felsefe konularını kitabın içine yedirmesi beni hikayenin içinde kalmamı sağladı. Buda benim tarih sevmemden kaynalık olduğunu düşünüyorum. Göreceli meseleler.
Mesela ben Yüksek Şatodaki Adam’ı okuduğumda çok farklı bir roman beklerken. Takılarla geçen bir romanla karşılaştım. Aklımda da sadece takılar kaldı. Bunun saçma olduğunu söylediğimde tabiki arkadaşlar tepki gösterdi.
Benzer görüş yazacaktım, korktum sonra tartışmaya dönmüş tekrar ateşlemeyeyim Hatta Dune’un ayrı başlığı yok mu acaba diye düşündüm, sonra bu diziye dahil olduğunu geç hatırladım
Dune serisinin Baba Herbert tarafından yazılan 6 kitaplık ana kısmını yakın bir zamanda okudum, çok beğendiğim yanları ve kitapları da var. Hiç beğenmediğim de. Mesela tüm dünyaca bilimkurgu klasiği olarak değerlendirilmesi bana biraz garip geliyor, belki bilimkurguda zevk aldığım kısmın hard sci-fi denilen tür olması nedeni iledir. Seride baharat ve etkileri olsun, bene gesserit rahibe anaları olsun, kehanetler olsun vs vs aslında fantastik öğeler ve kitabın işleyişinde daha ağır basan yerler diye düşünüyorum. Bilimkurgu yan bir yardımcı seviyesinde hep. Bunların temeline de din, dogma, felsefe, sosyoloji ve topluluklar için yaratılan kültürleri başarıyla işlemiş yazar. Yine de bunların hepsini kafamda birleştirdiğimde keyif aldığım ama baş tacı yapamadığım serilerdendir.
1 ve 2. kitabı çok severim. Genel Dune fanatiği yorumlarda izlenimlerime aksi olarak 3 ve 4 yani tanrı imparator yolculuğu serinin gidişatı açısından en beğenmediklerimdir. 5 ve 6 ile bene gesseritleri yakından tanımayı da yine keyifle okumuşumdur.
Çok da uzatmadan aslında çağına ve yılına göre değerlendirmenin en doğru olacağını düşündüğümü belirterek kapatayım. Sonuçta Herbert baba bu evreni dergiler için bölüm bölüm yazıp aylık yayınlatmış diye biliyorum. Sonda gelen kitaplar da publisher anlaşmaları sonrası hadi oturalım yazalım bakalım kitapları. Her kitabı kendi içinde değerlendirmek, bu yıllara yayılmış kopukluk nedeni ile 6 kitaplık bir ana seri olarak bakmamak daha doğru gibi Dune evreni adına sanırım.
Yorumu yazmamın bir diğer nedeni de sabah bir arkadaşımın alakasız şekilde ya sen Dune ları okumuşsundur, fragmanı izledim güzel bişiye benziyor ne diyorsun alayım mı mesajını görmem açıkçası Ona verdiğim cevaba benzer şekilde hiç okumamış arkadaşlara tüm seriyi almamaları, ilk kitabı alıp beğenilerini test etmelerini öneririm öncelikle. Kolay okunan bir kitap da değildir, ilk kitabı çok beğenmeme rağmen bende su gibi gitmediğini de hatırlıyorum hala .
Dune ilk kitap başyapıttır. Elimden bırakamadığım için 2 günde bitirmiştim 700 sayfayı. Serinin geri kalanında garipleşiyor biraz herkese hitap etmemesi normal. Ama ilk kitap ayrı bir seviye. Az övüldüğünü düşünüyorum hatta. Neye öncülük ettiğinden de haberim yoktu okurken. Dümdüz körlemesine okumuştum. Şu yaşıma kadar tükettiğim bütün medya ürünlerinin (dizi, film, kitap, oyun, anime, manga) içinde banko top 3 diyebilirim.
Valla ben keyfim yerindeyse senaryo diliyle yazılan incir çekirdeğini doldurmayan kitapları bile keyifle okuyorum ki bugüne kadar hemen her türden binlerce kitap okumuş biri olarak hiçbir kitaba kesin not verecek kapasitede de görmüyorum kendimi. Anlık keyif alıyorum okurken ve pragmatik düşünmüyorum hiç bir zaman. Kült kitap nedir bunun tartışmasını yapmak da beğendim beğenmedimle paralel bir konu değil zaten.
Sanmıyorum. Çevirisi hazır olan sadece benim bildiğim 10’a yakın kitap var, 1-2 yıldır baskısı beklenilen. Yavaşlığın editörler kaynaklı olduğunu düşünmüyorum açıkcası.