Bilimkurgu Serisi Tavsiye Edebilir misiniz?

Basımı olan, nadirkitap’da da olsa bulabileceğim durumda olan bir bilimkurgu serisine başlamak istiyorum. Aşağıda okuduğum serileri yazıyorum, bunlar dışında ve bunlara benzer önerilerinize açığım.

Ekitap olarak okuyamıyorum şu an, o yüzden güncel basımı olmasa bile nadirkitap’tan rahatça ulaşabileceğim kitaplar olması önemli.
Ayrıca halihazırda bitmiş olan seriler olması da önemli. Yarıda kalmış ya da devam kitapları Türkçe’de basılmamış bir kitaba başlamak istemem :slight_smile:

Okuduğum seriler:
Vakıf Serisi
Robot Serisi
2001 Uzay Efsanesi
RAMA
DUNE

1 Beğeni

Üç Cisim Problemi

Bitmiş bir üçleme.

3 Beğeni

Galaktik İmparatorluk Serisi (3 Kitap) - Isaac Asimov
Hainli Döngüsü - Ursula K. Le Guin

4 Beğeni

Wool serisini de ben ekleyeyim. Ayrıca Halka Dünya serisinin son kitabı henüz basılmamış olsa da her kitabı kendi içinde sonlandığı için değerlendirilebilir.

3 Beğeni

Üç Cisim Problemi’ni şiddetle tavsiye ederim.

3 Beğeni

Robert Charles Wilson Dönüş üçlemesi ve Takeshi Kovacs üçlemesi de güzel hikâyeler.

Önceki mesajlardaki önerilere de katılıyorum.

1 Beğeni

“Kargaya yavrusu şahin görünür” atasözü misali, bir yazanın kendi kitaplarından bahsetmesi pek tavsiye niteliğimde olmaz ama tanıtım babında bahsetmek istiyorum yedizlerimden.

Kara deliğe düşen iki yolcuyu konu alan yedi kitaplık bir seri yazdım: Yedi Mum serisi. Yolcularımız 3672 yılında yaşıyorlar. Biri, Samanyolu’nu yöneten birliğin askeri. Diğeri ise insanlığın ulaşabildiği en uzak yerde, Cüce Yılan adında bir galakside yer alan bir üste tek başına yaşayan bir kız.

Askerin görevi kızı kara deliğe atarak öldürdükten sonra yüksek kütleçekim kuvvetini kullanarak Dünya’ya bükümlenmek. Yalnız işler beklendiği gibi gitmiyor. Asker öncelikle merhamet ederek kızı yanına almaya karar veriyor. Ardından Dünya yerine, kara deliğin içinde yer alan “geçmiş Dünya izdüşümüne” düşüyorlar, tam da ilk insanın yaşadığı yıllara. Bu bir kaza mı? Yoksa plan mı? Kadim zamanlar yolculuğunda kahramanlarımızı ne bekliyor?

Yedinci Mum’un arka kapak yazısı:

İnsanoğlu, Samanyolu ve çevresindeki diğer galaksilere yerleşmiştir. Yıl, Dünya’da kullanılmış eski bir takvime göre 3672’dir. Erişilebilmiş en uzak yerde, Cüce Yılan Gökadası’nda, kara deliğin yörüngesinde bir uzay istasyonu vardır.

Burada tek başına bir insan yaşamaktadır: Hayat. Ansızın gelen baskının asıl amacı onu kara deliğe atarak yok etmektir. Ancak görevli askerin vicdanı ağır basar. “Kütleçekimsel yansıma” adı verilen bir yöntemle Dünya’ya yolculuk etmek için kara deliğe beraber atlarlar.

Ne var ki ulaştıkları yer, bilinen Dünya’dan oldukça farklıdır. Ormanlarla kaplıdır, ıssızdır. İnsanlığın ilk cinayetine şahit olmalarıyla tarih öncesi devirlere geldiklerini ve işlerin göründüğünden daha derin olduğunu anlarlar.

Altıncı Mum’un arka kapak yazısı:

Kara deliğe düşenler doğada zorlu günler geçirdi. Vahşi hayvanlar ve sert iklim koşulları ile mücadele etmek zorunda kaldılar. Tekrar boşluğa düştüklerinde yeniden kendilerini aynı gezegende buldular.

Yalnız bir farkla: Başka bir çağda.

Hayat ve İskender bu seyahatin ardında yatan nedenleri az çok anlamaya başlıyor. İhtiyaçlarını karşılamayı, tehlikeden korunmayı biliyorlar. Hem birbirlerini hem de kendilerini daha iyi tanıyorlar.

Hedefleri daha belirgin. Hayatta kalma umutları daha büyük. Yürüyecekler, çünkü tufanın eli kulağında. Karalar bütünüyle sular altında kalacak. Eğer Nuh’un Gemisi’ni bulamazlarsa, onlar da…

Yedinci Mum ve Altıncı Mum serinin ilk iki kitabı. Raflardalar. Kalan beş kitabı düzenliyorum, yayınevine teslim edeceğim ve sırayla yayınlanacaklar. (Bu yazıyı yazdığım tarih 25 Mart 2022, saat 15.26.)

Bir de bu yedizlere dört kardeş geliyor. :upside_down_face: Dört adet spin-off. Onları daha yeni yazmaya başladım ama…

Son olarak serideki zaman akışını anlatan blog yazımı paylaşıp gidiyorum. :upside_down_face:

Yedi Mum Evreni

Düzenleme 21.03.2023: Beşinci Mum çıktı!

Beşinci Mum’un arka kapak yazısı:

Çölün altın kumları önlerinde parıldıyor. Susuzluk güç, ihtiyaçlar mühim, tehlikeler sinsi. Ölüm bütün ağırlığıyla yaşamlarını çevrelerken karşılaştıkları çetrefilli durumlar yol arkadaşlarını fedakârlık kavramını irdelemeye itiyor.

Yolculuklarının üçüncü durağı, İskender ve Hayat’ın kişiliğini bir heykel gibi yontarken, zaman ve mekân akışında tuhaflıklar başlıyor. Kara deliğin içindeki sistemde bir aksaklık var.

Turuncu çağda, iki yolcunun karşısına yeni kişiler ve yeni nesnelerle birlikte ilk kez, bütün yaşadıklarının arka planıyla ilgili bir ipucu çıkar. Artık sadece bedensel değil, zihinsel olarak da yol almaları gerekir.

3 Beğeni

2 Beğeni

2 Beğeni

2 Beğeni

Mars_trilogy

2 Beğeni

Ender serisini Yediyeçeyrekkala’dan okumaktansa Pegasus’un yeni baskıları çıkarmasını beklemek bence çok daha iyidir. Mars üçlemesi de bir gün tamamlanır inşallah.

2 Beğeni

barsoom-dizisi-john-carter-fihrist

4 Beğeni

Douglas Adams - Otostopçunun Galaksi Rehberi (6 Kitaplık Seridir)

İncelemesini web sitemde yapmıştım. Dilerseniz tıklayarak göz atabilirsiniz.

4 Beğeni

5 Beğeni

Devami ne zaman gelir acaba? Pegasus yarım bırakmaz umarım.

1 Beğeni

Bakın oldu mu şimdi, yaralarım depreşti sabah sabah. Nerede kaldı Yeşil Mars, nerede kaldı Mavi Mars…

Ben bu konuda kısır döngü yaşandığını ve yayınevlerinin okurlarla inatlaştığını düşünüyorum.
Yayınevi kitabın satışı düşük diye basmıyor. Satışının düşük olma sebebi de benim gibi günün birinde kitaplığındaki yarım kalmış devamı basılmamış serilere bakıp “bir daha tamamlanmamış seri almayacağım” diyenler.

Son yıllarda kitap okumak maddi anlamda da külfet olmaya başladı. Durum böyleyken okurların bir kısmının kitapları satın almak için serinin tamamlanmasını beklemeleri bence son derece normal.

Hançer ve Sikke Serisi, Hyperion, Joe Abercrombie’nin Parçalanmış Deniz Serisi almak için tamamlanmasını beklediğim seriler. Yayınevi de bunları satışı düşük diye basmıyor.

Benim bildiğim tüm işyerlerinde önce ürün üretilir müşteriye sunulur müşteri sonrasında parasını öder ürünü alır. Hatta self servis olmayan restoranlarda ürünü yedikten sonra ödüyorsunuz parasını.

Yayınevi ise “restorana gelin, ortada bir tatlı yokken ödemesini yapın, tüm gün bekleyin, sizin yaptığınız ödemeyle biz gidip malzeme alalım, aşçıyla anlaşalım sonrasında tatlıyı yapıp servis yapalım” diyor resmen.

Bu kadar çok yarım bırakılmış veya 2 yılda 1 kitap çıkarılan seri varken yayınevinin okurdan fedakarlık beklemesi hayalperestlik bence.

8 Beğeni

Çok güzel yerlere değinmişsiniz. Bu konuda yayınevleri seri olan kitaplarda takvim açıklasa ve bu takvimi ilk kitabı sattıktan sonra rafa kaldırmak yerine güzelce uygulasa eminim biz okurlar devamı kesin gelir deyip seri tamamlanmadan da alırız. Mesela Deli Dolu Diskdünya basıyor, seri tamamlanmadı ama ben son kitap dahil tüm kitaplara sahibim ve çıktıkça alıyorum, hiç şüphem de yok tamamlanacağına dair. Maliyetler arttı falan ama sonuçta başka kitaplar basılıyor her gün. Okurlar alıyor bu başka kitapları. E kalite zaten yerlerde ama fiyatlar zirvede. Yani Drizzt, Yeşil Mars, Malazan basmanın maliyeti ile aynı kalınlıkta Japon, modern vs basmanın maliyeti aynıdır. Satış rakamının tatmin etmesi için okurun güvenini kazanıp beklentiyi iyi yönetmek yeterlidir bana kalırsa. Yani ithaki özelinde adamlar Drizzt reklamı bile yapmıyor millet 14-19 kitapları soracak diye.

Malazan, Işıkgetiren, Mars üçlemesi, Gideon, Scalzi boys, Zerrecikler üçlemesi, 2001 serisi, Phlebas, Drizzt. Bu kitaplar hakkında takvim açıklasa ya da basmayacağız dese yeter.

4 Beğeni

Kesinlikle haklısınız, okur ile yayınevi arasındaki güven ilişkisi kırılmış durumda bence de.

Her ne kadar çok sevmesem de Akılçelen’in yaptığı güzel bir davranış vardı, küçük boy tek cilt bastığı kitapları ücretsiz 2 cilt olanlarla değiştirmişti. Pegasus da bununla aynı zeminde bir davranış yapsa, mesela “Hançer ve Sikke veya Hyperion’un ilk kitaplarını bastım buyrun alın eğer 12 ay sonra devam kitabını çıkarmazsam kitabı sizden ücretsiz geri alıp güncel fiyatı kadar da kupon tanımlayacağım.” gibi bir şey yapsalar bile faydalı olurdu ve satış miktarı yükselirdi.

Buradaki olay sadece kitabın fiyatı değil, bu davranış aynı zamanda yayınevinin okurları önemsediğini ve serinin devamı için çalışacağını da gösterir.

2 Beğeni