Bir Kitapsevere Sorulmaması Gerekenler

Bana “Bu kitaplıktaki kitapların hepsi farklı mı?” diye bir soru gelmişti…

8 Beğeni

En nefret ettiğim soru: “Bu kitaplıktan bana verebileceğin bir kitap var mı?”
Ödünç de değil, komple vermek… Evet, burası D&R kasamız da sağda diyesim geliyor da neyse :hugs:
Vermek değil de önerebilirim diyerek cevaplıyorım kendilerini. :slight_smile::slight_smile:

6 Beğeni

“Hepsini okudun mu?” en sevmediğim soru, herkes de sorar mutlaka… Ayrıca neden hiç Türk yazarın bir kitabı yok diye soruyorlar sürekli.

7 Beğeni

Bana annem hep kitapı okuduğum zaman oku sonra bize anlatırsın diyo 🤦 (cevap yok :zipper_mouth_face:)
Ve kiminse beyenmediği bir kitapı okuduğum zaman ne buldun bu kitapta. Başkasını oku :expressionless:🤦🤦

4 Beğeni

neden bu kitabı okuyorsun?

4 Beğeni

“Bu kitapların hepsini okudun mu gerçekten?”

4 Beğeni

Ben de ortaokulda Asoiaf kitaplarından birini okurken arkadaşlarımdan biri "Neden böyle sapık sapık kitaplar okuyorsun" diye sormuştu.
Onun dışında sürekli sorulan hepsini okudun mu sorusu var. Daha da sinir olduğum soru ise kalın bir kitap okurken sorulan sorular.
"O ne öyle tuğla gibi. Sen bunun hepsini okuyacak mısın?"
Soruları en sevmediklerim olabilir. Kralların Yolu’nu iki defa okudum. İkinci okuyuşta soranlara daha önce okudum ikinciye okuyorum diyince çok ilginç tepkiler veriyorlardı. :grin:

6 Beğeni

İş yerinde kitap elimde…
Kitap iki elimin arasinda hafif yüzüme doğru…
Kapak masanın önünden geçecek olan kişiye dönük…
Kalın eşşek kadar puntolu başlık…
Adamım hiç kitap okumaz yine de…
Adamım odaya girer ve…

NE OKUYON?

10 Beğeni

çok okuyan mı bilir yoksa çok gezen mi …

5 Beğeni

Ha okudun ne geçti eline?
Özellikle kardeşimden duyuyorum. :roll_eyes:

4 Beğeni

Geçenlerde geldi; almak için mi alıyorsun yoksa okuyor musun?

5 Beğeni

Bana sorulan en ilginç soru, kitapları getirmekten haklı olarak bıkmış usanmış olan kargo görevlisinden gelmişti. “Siz bu kitapları satıyor musunuz?” :roll_eyes:

8 Beğeni

Abi şu kitabı alıyorum okumak için?
Artı olarak kitaplığınız salondaysa çizgi romanları kaplayın ya da saklayın.Ya önemli gözüksünler ya da hiç gözükmesinler.

5 Beğeni

Kitap kaç sayfa ? Sorusunu soran ve sayfa çokluğundan okumayacağını söyleyen kimse

NEDEN ?!!

3 Beğeni

Son soru için haklı olabilirler, ben de güzel kütüphanesi olan birisi için özellikle Türk klasiklerimizden bir Reşat Nuri Güntekin’i, bir Hüseyin Rahmi Gürpınar’ı, bir Refik Halit Karay’ı, bir Kemal Tahir’i, bir Orhan Kemal’i hele hele bir Peyami Safa’yı, Ömer Seyfettin’i (ki Edgar Allan Poe ile yarışır, kısacık ömrüne sığdırdığı çarpıcı hikayeleriyle Edgar Allan Poe’dan da fazlası) göremeyince kesinlikle bu soruyu soruyorum ve sorulmalı da.

Bu sorunun cevabı okul sıralarında aranmalı bence. Özellikle ortaokul ve lise dönemi edebiyat öğretmenlerinin yanlış kitap seçimi, zorlaması ve umarsızca bunları okuyun sınav yapacağım demesi kadar genç mekanizmasına ters bir şey olamaz. Kimse kusura bakmasın ama gençlik aklı bir karış havada olmak demektir. Cumhuriyet dönemi çocukları da kalmadı, öğretmenleri de, çağı da. İnternet çağı kasıp kavurdu, çocukları şımartan anne babalar çoğaldı. Aile çocuğa örnek değil bir kere. Herkesin elinde telefon, kumanda. Hele bu devirde bence televizyon evden komple kaldırılmalı. Bir edebiyat öğretmeni ödev verdiği kitabı özendirmeli, sınıf okumaları yapılmalı ve genç kesime daha çok hitap edecek klasikler seçilmeli. Şimdi bana genelledin diye saldırmayın. Spesifik örnekler veya sizin o şekilde olmamanız bunların yüzdelik dilimdeki çokluğunu etkilemiyor maalesef.

@Ezheret sözlerim sana değil kesinlikle, fikrimi belirtmek istedim.

4 Beğeni

Neden Türk edebiyatı pek okumuyorsun?
Neden çoğunlukla Roman okuyorsun?
Neden Dünya Klasiği okumuyorsun?
Kitaplığından çocuğuma kitap verir misin? Veya bana kitap verir misin? Çoğunlukla o kitaplar geri gelmez siz istediğinizde de hakaret etmiş gibi tavır alırlar.
Açıkçası birinci ikinci ve üçüncü soru beni sinir eder. Yani Türk edebiyatı yazarlarını açıkçası pek beğenmiyorum bunu dediğimde de ağızda alaycı bir gülümseme nasıl beğenmezsin demeler vs. Yani beğenmemek suç mu Türk yazarlarını, anlamıyorum. Fransız edebiyatınıda Rus edebiyatından daha çok severim sonra Rus edebiyatında neler okudunda bu kanıya vardın demeler beni boğan şeyler.
İkinci soruyu da pek haz etmem. Dedikleri: Bunları okuyacağına git Tarih, Felsefe oku en azından entelektüel anlamda gelişirsin. Roman zaman kaybı zaten demeler. Çevremizde bu düşünce yapısında o kadar çok insan var ki yani bir kitap sadece bilgilenmek için mi okunur? Edebi zevk almak için, manevi duygunu rahatlatmak için, bu Dünya dan uzaklaşmak için de okunur. Bu sözleri söyleyenlere karşı zaten kitap okumadığı kanısındayım.
Üçüncü soruyu önceki seneler çok alırdım. Yani bu üçüncü soru açıkçası pek rahatsız edici bir soru olmadığı düşüncesindeyim ama yine de yaş kitlesine göre yanlış bir soru. Daha 9. Sınıfa 10’a veya ortaokula giden bir öğrenciye gidip sen bakıyım neden hep adı sanı duyulmamış kitaplar okuyorsun neden Dünya Klasiği okumuyorsun demek çok yanlış bir söylem. Ben mesela şu an Savaş ve Barış okuyorum ilk 100 sayfada zorlandım. Karakter fazlalığı, Fransızca konuşmaların dipnot olarak verilmesi okumayı zorlaştırıyor ki zaten birde konusuda açıkçası zor. Napolyon, Rus savaşlarını anlatıyor. Şimdi 400. Sayfadayım inanılmaz zevk alıyorum kitabı okurken gerektiğinde bahsi geçen konular neticesinde araştırmalar yapıyorum. Bahsi geçen gerçek karakterler hakkında araştırma yapıyorum şimdi ben gidip bu kitabı lisede okusam büyük ihtimalle anlamaz yarım bırakır, Tolstoy’a karşı cephe alır belki de ömür boyu o yazarın yüzüne bakmazdım. Bunu Edebiyat öğretmenleri çok yapıyor zorla öğrencilere ağır kitaplar okutuyorlar. Lütfen bunu yapmayınız anca öğrenciyi okumaktan soğutuyorsunuz çünkü. Her kitabın bir okuma yaşı vardır. Gerçi okuma yaşı yanlış bir tanım oldu. Her bir kitabın kişiye göre bir okuma zamanı vardır. O zaman geldiğinde zaten o kişi artık okuduğu adı sanı pek duyulmamış kitaplardan sıkılıp Dünya Klasiklerine merak edip okumaya başlıyacaktır.

4 Beğeni

Kesinlikle haklısın Agape, dikkat edersen ‘güzel kütüphanesi olan birisi için…’ dedim, güzellikten kastım ise zengin ve gösterişli bir kütüphane. O zaman gözler en azından Türk klasiklerimizden büyük yazarlarımızı da görmeyi arzuluyor, en azından benim için öyle. Ha şunu da itiraf edeyim, eğer bir fantastik, korku, bir bilim-kurgu, bir polisiye(geveze yazarımız Ahmet Ümit gibi istisnasları hariç olabilir) kütüphanemde bir Türk yazar görmeyi istemem, ne bileyim o türlerde bir Jack, Mary’nin yerini Ahmet, Mehmet alınca önyargılarıma yenik düşüyorum, sanki büyüsü bozuluyor gibi oluyor. Çok kişi için bu söylediğim yanlış gelebilir ama benim için böyle.Tesbitlerin çok çok doğru, özendirme olmadan despot ve ezberci tutumlarının internet çağı çocuklarımızda nasıl sonuçlar doğurduğunu göremeyen basiretsiz öğretmenler ve duyarsız veliler… Dediğim gibi dediklerim güzel, zengin ve gösterişli bir kütüphane içindi.

2 Beğeni

Bir soru değil belki ama bir önerme olarak en sevmediğim: Bilimkurgu orta sınıfın kaçış edebiyatıdır.

4 Beğeni

Bu türünün ne olduğundan bağımsız biraz da kimi okuduğumuzla alakalı, Scalzi okumak ile Heinlein, Holdeman okumak aynı şey değil.

1 Beğeni