"Bir Öykü Kitabı Çıkarma Fikri" Hakkında

Merhabalar. Forumda yeniyim. Bir arkadaş da bu tarz bir konu açmış. Ben de fikir almak istedim. Konuya yorum yapmadım, ayrı bir konu açtım ama?
Ben de böyle bir düş içerisindeyim. Aslında kafamda yayınevi bile net, ama zaman ne gösterir bilmiyorum. Pek kabul alacağımı düşünmedim hep nedense? Yazdıklarım dergilerde yayınlansa da zaman zaman, böyle bir reddedilme korkusuyla karşı karşıyayım :slight_smile:
Benim tam olarak bir sorum yok aslında yani sipesifik bir sorum yok. Şuan aklımda belirmedi. 10-12 hikayelik bir öykü kitabı düşünüyorum. Öyküler üzerinde hala çalışıyorum. Bendekiler birbiriyle bağlantılı olmayacak, ayrı hikayeler olacak.
Şu ana kadar aralarından kötüleri ya da içime sinmeyenleri attığımda en iyi olarak sayabileceğim beş öyküm yayınlandı.

Bu platform bana güzel geliyor. Herkesin belli bir odak etrafında birbirine danışması çok hoş.
Sizlere iyi fikir alışverişleri dilerken, ben de tavsiyelerinizi bekliyorum. Dediğim gibi henüz çok net sorularım olmadı ama.

yani etkilemek gibi olmasın ama ben kesinlikle birbiri ile bağlantılı bir kitap yazardım ama tabi bu kendi fikrim sen istediğinin yapmaktan serbestsin tabi neyse içine sinmeyenleri atmak yerine onları tekrar tekrar oku (ne kadar uzun olduğunu bilmiyorum tabi oku diyorum ama :smiley: ) ve içine sinmeyen kısımlarda düzenleme yap elbet bütün hikaye içine sinmemiş değildir hikaye ile uymadığını düşündüğün yerlerde kafa patlat ve düzenlemeler yap derim

1 Beğeni

aslında yazdıklarımdan bir tanesi ile alakalı olarak bir yazar, bunu bir seri gibi yazsan çok güzel olur demişti ama galiba biraz kolaycılığa kaçıyorum. o emeği sarfedecek güç yok gibi geliyor :slight_smile: yani öyle bir şey yapacağıma baştan, şimdikileri düzeltip bir yola koyulmak daha mantıklı geliyor bana. o hikayeyi de içerisine alarak tabii.

Açıkçası kitap yazmak veyahut öykü yazmak hakkında öyle alalade bir bilgim yok .

Ama sana diyebileceğim tek şey , korkma . Evet söylemesi kolay ama dediğim gibi , denemekten zarar gelmez . Evet belki yazdıkların öyle mattah şeyler olamıyacak belki . Ya da kimse yazdığın öyküleri okumak ya da yayımlamak istemeyecek . Ama bu senin bir şeyler yazma isteğini kaybettirmemeli . Ne yani kimse senin yazdığın öyküleri yayınlamak istemezse ? Bu dünyanın sonu değil . Aksine bu oldukça normal bir şey . Insanların seni reddedişleri seni korkutmasın veyahut üzmesin . Çünkü bu demektir ki hala yapabileceğin şeyler var . Reddedildin evet ama bu demektir ki yeniden başlayabilirsin , yeniden bir şeyler yazabilir şansını yeniden deneyebilirsin.

Anlaşılan kafanı şişirdim , kusura bakma lütfen :smile::sweat_smile:
Dediğim gibi reddedilmekten korkma .

1 Beğeni

yok estağfurullah. yani kafamı şişirmediniz. şöyle yani reddedilmemiş insan değilim. o eşiği de çoğu yerde aştım. ama kitap yayınlatmak dergide eser yayınlatmaktan daha öte bir durum olduğu için, ya da bana öyle geliyor en azından… insan bir tereddüt ediyor. yani ya gerçekten reddetmeyecek bir yere yollayacaksın, ya da reddedemeyecekleri kadar iyi biçimde onlara götüreceksin. falan filan :slight_smile:

1 Beğeni

Eh benden de bu kadar gerisi sana kalmış ama yinede eksiklerinin farkında olman ve bunları kapatıp kendini geliştirmek istemen oldukça güzel . :grinning: Başarılar dilerim .

Umarım faydası olur.,

Kendi Kitabını Bastırmak

https://www.webkenti.net/2017/12/faydal-siteler-bookmark-33.html

çok çok teşekkür ederim inceledim, ancak bu tür sitelere biraz önyargılı yaklaşan biriyim yani kitapbas.com gibi sitelere :slight_smile: yanlış mı düşünüyorum bilemiyorum?
o dosyayı birgün tamamlayabilirsem artık şansımı deneyeceğim. ama tavrım dergilerde biraz daha ilerlemekten, kendimi ispat etmekten yana gibi.

yakında kendime bu iş çok zor yonca şarkısını armağan edeceğim bu konuyla alakalı olarak :slight_smile:

Kısa, bağımsız ve vurucu öyküler yazın. Bağlantılı öykülerde bir tanesi cortladı mı hepsi cortlamış oluyor kanımca.

yani bağlantılı olduğunda bir tanesi kötü ise öteki öyküler de çöpe gidiyor gibi mi demek istediniz? şimdi şöyle bir durum var. aslında benimkiler bağımsız. birbiriyle bağlantılı değil. ama bazı yerlerde açık verdiğimi farkettim. mesela şöyle. iki tane ayrı bağımsız hikaye var diyelim. ikisinde de benzer biriki cümle kullanmışım mesela. benim de aklıma o takıldı. onları çıkarmalı mıyım mesela. öyle olunca hemen insanlar bu anlattığı kendi hikayesi gibi düşünmese :stuck_out_tongue:

ya o konuyu da çözemedim ama. yani burada kurgusal anlamda bir birliktelik yok hikayeler arasında. ama bazen kendimden bahsettiğim hikayeler yazdığımda ya da kendimi hatırladığımda o hikaye içinde, böyle birbirine benzer bazı cümleler kurmuşum. zaten şunun da ayırdında değilim. sıralama nasıl olacak? bu belki en son düşünülecek iş ama. direkt hepsini sıralayacaksak başka bir bölümlendirme yapmayacaksak sorun yok.

Merhabalar,

Bu benim de üzerinde düşündüğüm bir mevzu. Açıkçası tam olarak çıkar yol da bulamıyorum. Zamanla öykülerin sayısı arttıkça ve kitap fikri geliştikçe birbiriyle bağlantılı eserler de yazabilirsiniz belki ama. Bu bağlantıdan kastım devam öyküsü gibi değil. Şöyle açıklayalım diyelim ki bir öykü yazdınız ve orada sadece adı geçen bir karakter var. Belki kitaptaki sonra yazılan öykülerden biri bu karakterle ilgili olabilir. Ben bu tarz bitişik ilmekleri sevdiğim için yazılarım buna dönüştü. Kimse bilmese de bana ait bir dünyada gezinti gibi oldu her öykü. O yüzden denerseniz belki keyif alabilirsiniz bu metottan.

Ya da elinizdeki öyküleri bütün olarak görebileceğiniz temalar belirleyebilirsiniz. Fantastik kurgular, durum öyküleri, kış öyküleri, düş kaçıranlar, kaçık fikirler, uçuk duygular… Bunlar tabi anlık uydurma halleri. Yazım sürecindeki hislerinize göre bile nitelendirerek ayrıştırabilirsiniz onları. Bu tarz işler bulmaca gibi olduğundan severek okuyorum ben genelde.

Ya da her bir öykünüz bambaşkadır size göre birleştirmeye gerek yoktur; o zaman yeterli düzenleme ve okumanın ardından kafanızda belirlediğiniz yayıncıya iletirsiniz dosyanızı. İşin yoğun kısmı doğru öyküleri belirlemek sanıyorum ki. Ya da değildir belki bilemiyorum gerçekten. Ben her zaman bir bahane buluyorum bu konuda. Fikrinizden ve yazdıklarınızdan eminseniz çok vakit kaybetmemenizi öneririm ama. Bekledikçe uzayıp giden bir süreç. Ve yazdıklarımız hiçbir zaman mükemmele erişmeyecek; en azından bize göre. Bu cümle ilk yazdıklarımızı hemen bir yerlere iletmeliyiz demek değil elbette. Ne zaman piştiğimizi fark etmek çok güç ve şansımızı denemeliyiz bir yerde :slight_smile:

3 Beğeni

hala mükemmel kapak tasarımlı bir öykü kitabı olamayan bir ben…
hayatın merkezine “edebiyat” ve "öykü"yü koyamaz olduk. hayatın merkezinde bir sürü şey olunca, kaybolur olduk, o kitabı bir türlü çıkaramaz olduk : )

kamyonlar kavun taşır, ben hep seni düşünürüm değil de, kamyonlar kavun taşıyor, biz hala bir öykü kitabı çıkaramamış olmanın acısıyla kavruluyoruz. ya da olmadı bu espri?
:slight_smile: açıkçası elimdeki dosyadaki eksikler zaman geçtikçe ve okudukça daha gözüme batar oldu. kusurlu gelmeye başladı. bu bir açıdan iyi bir şey, daha iyiyi ortaya koyabilmek adına. ancak bir açıdan da sabırsız yazar için can sıkıcı.

iki üç ay önce de aynı şeylerden bahsetmişim gerçi burada : (

Öncelikle, çıktığınız yolda başarılı olmanızı dilediğimi bilmenizi isterim.( Öyküyle ilgili o başlığı açmış olan arkadaş ben olabilirim, hatırlayamadım.)

Yazmak, yazmak ve bolca yazmak… Bitmeyen uğraş. Şiirler, absürt sahneler, geceleri sizi uyutmayan kurgular… Yaratmak, yaşatmak ve yok etmek… Bunları düşündükçe tüylerim diken diken olur.

Bu konuda, sizin gibi hayalleri olan biriyim: Epik bir fantezi serisi. Şöyle 10 - 15 kitaba sahip olanlardan. Fakat yürümüden önce koşmak imkansız olduğundan ben de bu maceraya “öykü” türü ile başladım. O güne değin yazmaya tam hız devam. Şiiri de aksatmam tabii ki.

Yazdıklarınız hakkında ne kadar acımasız olursanız yazarlığınız o kadar bilenir diye düşünüyorum. Anladığıma göre siz bu adımı çoktan geçmişsiniz, o yüzden üstüne söylenecek pek bir söz kalmıyor.

Konuya pek bir şey katmadığımın farkındayım, içimde kalacağına burada kalsın, dedim :smiley:

Bol şans.

Benim de hayalimde bu var ama içten içe oraya daha çok (Uzun bir o ile) olduğunu seziyorum. Size verebileceğim tek tavsiye ki yazma konusunda pek de iyi olmadığımı da belirtmeliyim, bol bol yazmak ve okumak. Bence çıkar yol bu, elbette bir şeyleri kendimiz görebiliriz ama belki kitabınızı değil de, öykülerinizi paylaşırsanız eksik yanlarınızı daha çok görebilirsiniz bence. Elbette herkes eleştiri yapamaz, ama ben bu sitede bana yapılan eleştirilerin hepsini faydalı buldum mesela.

Belki muhteşem bir yeteneğiniz var, belki kabul edecekler. Bunu da denemeden bilemezsiniz. Bence başvurmak büyük bir adım. Fakat öyle olsa bile ben kendim için önce fanzinlerde, web sitelerinde yazarak hem insanlardan yorumlar almayı, hem durmadan defalarca geri dönüp kendimi iki bacağımdan da vurarak yürümeyi tekrar öğrenmeyi hem de bu süreç içerisinde insanlara kendimi tanıtmak adına bir şeyler yapmayı planladım. Bu sayede hem yazdığım şeyler her geçen gün daha iyi oluyor hem de insanlar ismimi tanıyorlar. Bence hiç tanınmayan birisinin kitap çıkarması günümüzde aşırı zor. (Şahsi düşüncem bu, elbette istisnalar vardır.)

Ayrıca tüm bunlar bence sizi denemekten yıldırmamalı. Bu çok uzun bir yol ve emek istiyor. Sonuçta belki olmayadabilir, fakat bence olma ihtimali o kadar güzel ki, insanın çalışası geliyor. :smiley: İnsanlara da böyle şeyler söylemekten hiç hoşlanmam gerçi, sonuçta ben neyim ki, fakat kendime söylermiş gibi yazdım bunları.

Yazarlık iş değil, yani ne zaman iş olmuştu bilemem ama şu an kendi tecrübelerimden yola çıkarak diyorum ki; ya hiç uğraşmayın ya da gözünüzü karartın. Zira hakiki anlamda insanı yıpratan bir süreç.

Yayınevleri genellikle sömürü düzeniyle çalışıyor, bu sektörde çalışan editör olsun başka bir kimse olsun adeta kemiklerine kadar sömürülüyor. Cevap beklediğim koskoca yayınevlerinden birisinde yayınevinin yalnızca bir (Sayıyla bir) adet editörle çalıştığını öğrendiğim zaman fenalık gelmişti. Hani bir cevap yollayamadığı için editöre mi kızsam yoksa tonla dosyayı yalnızca bir editöre bırakan yayınevine mi kızsam bilemedim. Yayınevlerinin durumunun da iyi olmadığını biliyorum, hani onlara kızsam da anlamsız.

Öncelikle, bir yayınevine saplanmayın. Mesela şahsen epey umutlu olduğum bir yayınevi hiç dönmeye tenezzül etmedi, üstelik tam anlamıyla onların tarzında bir kitap yazmış olsam da. Ya zaman olarak çok kötü bir döneme denk geldim ya da işler bildiğim gibi gitmiyor. Bol bol yayınevi araştırın, küçüklü büyüklü çeşit çeşit yayınevlerini bir elden geçirin. Parayla bastırmayı düşünürseniz o yayınevinin yazarlarıyla iletişime geçip yayınevi hakkındaki fikirlerini almaya çalışın.

İkincisi, yazmak istediğiniz öykü üzerine herkesten fikir almayın. Bu işinin ehli olduğunu düşündüğünüz kişilerin fikrini ciddiye alın. Zira, insanlar farkında olmadan sizi kendi sevdiği tarza yönlendirmeye çalışır, ister istemez oldukça yuvarlak ve özgünlükten uzak bir öykü yazarken kendinizi bulursunuz. Martin Eden’de mesela ki adam kız kardeşine kendi yazdığı öyküyü gösteriyordu, kız kardeşi de öykünün sonu mutlu sonla bitmediği için pek beğenmiyordu. İnsanlar hakikatten bu şekilde yazıları değerlendiriyor, ciddiye alıp almamak sizin elinizde. Bu arada Martin Eden’i güzelce bir okuyun bence, epey kıymetli bir kitaptır yazarlık üzerine.

Üçüncüsü, kitap bastırmak şu devirde bir nevi çılgınlık. Yayınevleri çeviri her koşulda çeviri eser basmayı tercih ederken, bir red cevabı için bile belirttiği sürenin ötesinde bekletirken ve dağ taş öykü kitabı olmuşken çok acele etmeyin. Bu yola girişmeden önce sağa sola güzel öyküler yazın, kendinize ait bir kitle oluşturun. En azından, isminiz tamamen yabancı kalmaz bir kere bile olsa adınız okunsa insanlara daha tanıdık görünürsünüz.

Benim tavsiyelerim bu yöndedir, size bol şans dilerim.

Estağfurullah kıymetli fikirleriniz için teşekkür ederim. Ben de size başarılar dilerim.
Dediğim gibi özellikle bir öyküme karşı objektif duygular besleyemiyordum. Ve bir şekilde en iyi yazdıklarımdan biri olduğunu düşünüyordum. Fakat geçenlerde okuduğumda aradan biraz zaman geçtiği için mi bilmiyorum onu bile o kadar kusursuz bulamadım. İfade ettiğiniz gibi mükemmeliyetçilik yazınsal anlamda bizi iyi bir yere götürebilecek bir duygu ama.

1 Beğeni