Brandon Sanderson

Yazıyı okumadım. Ama tamamen hakksız sayılmazlar. Sanderson kendini çok tekrar eden bir yazar. 2 kitabını okuduktan sonra az çok diğer kitaplardaki olayları tahmin edebikirsiniz.

2 Beğeni

Başlarını biraz okudum da devam edecek kadar midem kaldırmadı.

1 Beğeni

Hocam siz söyleyince yazıya baktım. Yarısını okudum, yazı çok uzun. Yazıyı yazan kişi ofiste kimsenin Sanderson’u tanımadığı ve dünyada da G.R.R. Martin, J.K. Rowling gibi edebi şöhreti ve tanınırlığı olmadığını söylüyor.

Wired ofisinde kimsenin Sanderson okumaması bana pek inandırıcı gelmedi. Kitapları devamlı çok satanlar arasında, globalde tanınırlığının olmadığına da pek katılmıyorum.

Yazıyı yazan kişinin söylemek istediği şey sıradan insanlar arasında değil de “elitler” yani içerik üreticileri, marvel, hbo vb. yapımcılar/stüdyolar, edebiyat dergileri, akademisyenler vb. gözünde Sanderson’un bir değerinin olmaması, saygı görmemesi.

Bunun sebebi mormon olması demesi bence tamamen goy goy, şaka yapıyor yani öyle söyleyerek.

Özellikle ilk kitaplar. Tanrım. İşte örnek bir cümle: “Bu sefer çok kötü olacaktı.” Bir diğeri: “Bir korku hissetti.” Gereksiz tanımlama eğilimi var: Bir şehir “sakin, sessiz, huzurlu”. Binalardan hayvanlara kadar pek çok şey “muazzam”. Karanlık yerler, daha kuramsal olarak, "caliginous"tur. İlk ve muhtemelen en sevilen dizisi olan Mistborn’un neredeyse her sayfasında, bir karakter bazen aynı anda “iç çekiyor”, “kaşlarını çatıyor”, “kaşını kaldırıyor”, “kafasını kaldırıyor”, “omuz silkiyor” veya “homurdanıyor”. zaman, bazen bir sayfa birden çok kez. Karakterlerden birinin metaforları hakkında endişelendiği yedi kitap sayıyorum. Biri kelimenin tam anlamıyla “Metaforlarla sorunum var” diyor. Sanderson kendi çalışması hakkında şunları söyledi: “Yeniden yazmaktan nefret ediyorum”, “Sonlar için yazıyorum” ve “Rahatlamak için yazıyorum.” Gösteriyor. Altıncı sınıf okuma seviyesinde bir ölçüyle yazıyor.

Şu bölüme ben de katılıyorum. Bunu Robert Jordan da çok fazla yaptı. Eserleri kesinlikle rafine değil. G.R.R. Martin’de hiçbir sayfa hatta cümle gereksiz değilken (veya Patrick Rothfuss) Sanderson ve Jordan gibi yazarlarda 100 sayfalık hikayeye ulaşabilmek için 1000 sayfa fazladan okumak zorunda kalıyorsun. Bu kesinlikle benim de katıldığım bir eleştiri.

9 Beğeni

Jordan’ın kitapları konusunda bende aynı fikirdeyim. Çok uzun uzun anlatıyor. Birde bazı başlıklar bence çok gereksiz. Okuyorum ama ileride konu bağlanacaktır diye ümid ederek okuyorum.

2 Beğeni

Buna bende katılıyorum, okurken artık sonunda nasıl bir ters köşe çıkacak diye okuyorum çünkü her kitabı ters köşe ile bitiyor. Tabii ters köşe olacağını bildiğim halde ağzım açık kalıyor sonunda orası ayrı.

2 Beğeni

Beni şaşırtmayı başaran tek yazar. Ama bunun için bilmem kaç tane sayfa okumak gerekiyor. Hadi diger kitaplarindan pek sıkıntı yokta, Fırtınaışığı serisinde büyük sıkıntı. Şahsen ben o seriyi çok fazla sevmiyorum. Dünya yaratımıda pek hoşuma gitmiyor.

1 Beğeni

Brandon’ın çok üretken bir yazar olması hoşuma gidiyor ve kendisinin eserlerini severek okuyorum ama hala tanımlamakta zorluk çektiğim bir ‘eksiklik’ hissediyorum okurken. Eserlerine bağlanma noktasında sıkıntı yaşıyorum sanırım. Ama sebebini tam olarak çözebilmiş değilim.

3 Beğeni

Aksiyonu sona saklaması ve o ana gelene kadar kitapların durgun geçmesi olabilir.

1 Beğeni

Aslında aksiyon benim için çok mühim değil. Bence daha çok bize çözülecek, üzerine düşünecek pek bir şey vermemesi. Mesela George Martin de her bölümün bir gizemi sırrı var gibi. Ama Sanderson da o yok.

3 Beğeni

Yok yauv öyle deme. Fırtınaışıği her bölüm sonu kafanı yorar. Dediğinin tam tersi bence.

2 Beğeni

Fırtına Işığı’nın sadece ilk kitabını okudum. Sissoylu’ya oranla öyleydi evet.

2 Beğeni

Fırtınaışığı da çok yavaş açılıyor. Son 100 sayfa hariç çok durgun ve heycansız geçiyor. Parlayanlara ne olduğunu bile 3. kitapta öğrendik. Onu geç ana kötü bile 3. kitapta ancak göründü.

1 Beğeni

Ben sadece iki kitabını okudum ama aynı duygu bende de var. Sanderson’da bir şeyler eksik ya da yarım geliyor bana. Akıcılık, sürprizler, aksiyon vs tamam ama bence Sanderson’un en büyük sıkıntısı dili. Martin’le falan zaten kıyaslamam yazarı ama Sanderson’un öğrencisi olan Brian Mcclellan’ın bile dilini Sanderson’dan daha iyi bulmuştum. Sanderson deyince aklıma güzel ve parlak fikirler ile aksiyonun harmanlandığı fakat her nasılsa yüzeysel kalan aksiyon filmleri geliyor. Bu demek değilki yazarı sevmiyorum veya beğenmiyorum. Seviyorum ve okumaya devam etmeyi de düşünüyorum. Kozmer dünyasındaki bağlantıları okuyup yakalamayı, dünyasını ilerletmesini takip etmeyi istiyorum. Ama benim için bir Martin, Moorcock, King vs olmayacak gibi.

6 Beğeni

Güzel bir makale yazmış.

2 Beğeni

3 Beğeni

5 Beğeni

İthaki almış. Ciltli güzel baskı yaparlar belki hobbit’de olduğu gibi.

4 Beğeni

İlginç haber, beklemediğim haber ama sanırsam ki ülkemizde tutan ve yolu bir şekil İthaki ile kesişmeyen bir kurgu yazarı kalmayacak :joy: İyi mi oldu kötü mü oldu kitap gelince karar veririz artık.

Beklememe nedenim akılçelenin Sanderson baskılarında bol bol yeni baskı görmemiz, demek ki Sanderson baskıları ile iyi kazanıyorlar hep diye düşünmüştüm ama Secret Project leri kaptırmışlar belli ki :smile: Akılçelenle ölümü gördük, İthaki ile sıtmaya razı oluruz diye düşündüm ilk görünce :joy:.

8 Beğeni

Akılçelen iyiydi ya. Hiç yoktan istikrarlı bir şekilde basıyordu. Büyük küçük 7 çevirmenli çağa yetişemedim ben😀 ondan son dönemi kastediyorum. Hem Sanderson garanti basılan yazardı da diyebiliriz.

Ithakinin bu secretları alması bana maymun iştahlılık geliyor biraz. Zaten bir yayınevi iyi kötü basıyor, sen de elindeki yazarların kitaplarını önce bir iyi kötü bas (basınca kötü basıyor gerçi) sonra elinde yazar kalmaz öyle alırsın ya da Sanderson orada çok harcanıyor kıyamadık deyip alırsın ama bu ikisi de olmadı bildiğim kadarıyla. Bir de piyasada yazar mı kalmadı el atacak. @Pyrewrath hocamın sevdiği Obsidian Path üçlemesini bas (şu an okumaya başladığım için bu örneği verdim). Basılması istenen zibilyon tane fantastik kitap var burada bile paylaşılan onlardan bas. Yok illa aynı yazar üzerinden rekabet olacak. Bari kalitede yarışsanız.

Ciltli isteyen arkadaşları da anlıyorum umarım ciltli de görürsünüz ama elindeki harika fantastikleri ciltli basmamamış ithaki secretları ciltli basıp bu sefer bize haksızlık (ciltli Silmarillion isteruk) etmiş olacak ki bence ciltli basmaz zaten. Bakalım baskıyı Kayıp Metal ile karşılaştırırız gelince. Bükülebilen Neuromancer gibi bir şey gelir.

Eski ithaki olsa yazarı kurtardılar derdim ama şimdiki ıthaki söz konusu olduğundan ben keşke secret projectler gizli kalsaydı diyorum.

6 Beğeni

Kopuş orada zaten, sonrasında ne yapsa yaranamaz Akılçelen :joy: .

İlginç durum ya dediğim gibi, benim bildiğim ajanslar önceden çalıştıkları yayınevlerinde yazarları opsiyonluyorlar falan aslında. Yani ilk hakkı Akılçelene verirler teamülen ama ya almadılar ya da belirli bir deadline da alamadılar gibi bir durum olunca ithaki falan kapmış olabilir.

Yaz ayları fotomaç transfer haberi gibi bir şey oldu tam, rakipten yıldız oyuncu kapmalı :joy: .

4 Beğeni