Audible ile dinleyebiliyoruz ama bir kereye mahsus çoğu kitabı İngilizce okuyanlar istemeye istemeye bu kadar parayı ödüyor o zaman? Acıyorum halimize…
Bizimki gibi ülkelerde e-kitap okuyanların çoğu korsan okuyor. Türkçe kitapların korsan okunma sebebi yayınevlerinin e-kitap işine girmemesi ve girse bile aynı fiyattan satması, ingilizcelerin korsan okunma sebebi ise fiyatların TL’ye çevirince çok yüksek çıkması.
Hiç de saklamaz aslında. 2 yıl Mormon misyoneri olarak Güney Kore’de çalışmış. Kitaplarda bazı ilham aldığı şeyler vardı hatta.
Questioner
Where did you get the idea of the Elantris magic system?
Brandon Sanderson
The drawing glyphs is based on Korean and Chinese writing systems. I’m Mormon, I served a mission in Korea for two years, loved the writing system and the language. It was part of what inspired me to do that.(devam ediyor)
Questioner
I know you went on mission in Korea, as did I, did anything come from that?
Brandon Sanderson
Yeah, quite a number of things have been influenced by it. I’d say the biggest influence is Elantris, the writing system is based on the idea of Korean and Chinese mixed together. But Asian philosophy, like the kami and things like that are also common in Korea, that belief that everything has a soul. So yeah it’s had a huge influence on me, just the way I worldbuild-- I mean just the fact, I don’t know if you’ve read The Way of Kings … I don’t know if you know but everyone’s Asian, right? Like Szeth, the white dude, is the one that looks weird them. And that’s just because-- It was partially influenced by that.
Nathan Morris
Your books don’t have overtly Mormon characters in them, but they do contain many recognizable Mormon elements—especially in book three of the Mistborn trilogy, The Hero of Ages . How do you feel that your faith has influenced your writing?
Brandon Sanderson
Being an author, the story is what is most important to me. Theme and message are really secondary. I don’t go into a book saying, “I’m going to write a book about this.” In other words, I don’t want to preach with my books. What I want to do is have compelling, realistic characters who care about different things. Some care about religion, others don’t. By writing compelling characters who care about issues, I realize that what the characters care about tends to be influenced by what I care about. As for my faith, it is what primarily influences me because it makes me interested in certain topics. For instance, religion does tend to be a theme in my books. Yet if you read Elantris , my first published work, the religious figure was the primary antagonist. People have asked me, “Brandon, you’re religious—why are you painting religion so poorly in this book?” And my answer for them is that I’m not painting religion poorly. The misuse of religion is one of the things that scares me the most in life. Someone who is taking faith and twisting it and manipulating it is doing one of the most purely evil things that someone can do, in my opinion.(devam ediyor)
Şaşırmaya devam ediyorum. Bilmiyordum bunları da, kitapları dışında pek araştırmamıştım kendisini. Ne kadar güzel aktarmış kitaplarına. Aydınlanma yaşadım. Paylaşım için teşekkür ederim.
Yazar Shadows for Silence in the Forests of Hell öyküsünü bahsetiiğin antoloji için kaleme almıştı ve daha sonra Arcanum Unbounded adlı kendi cosmere antolojisinde yer verdi.
Ancak öykünün geçtiği sistemde kaleme aldığı başka bir öykü henüz yok ama Arcanum Unbounded içinde geçen Mistborn:Secret History öyküsünde sisteme dair ipuçları var. Daha fazlasını söylersem spoiler olabilir.
Bunun dışında Therenody sistemine ait başka bir öykü henüz yok.
Brandon Sanderson okumaya Sissoylu Serisi ile başlasam problem yaşar mıyım? Yoksa başka bir başlangıç mı önerirsiniz?
Şahsen Elantris ile başlamıştım. Finali harici çok beğenmiştim. Daha sonra direkt Fırtınaışığı’na dalıp 4. kitabını İngilizce olarak satın alıp okudum. Sissoylu ilk kitabı bu süreçte araya sıkıştırıp bitirdim ve açıkçası pek beğenmedim. Aralarda bir de Savaşkıran’ı okudum ve onu da beğendim ama şöyle dönüp baktığımda aklımda pek bir şey kalmadığını düşünüyorum kitabı okurkenki hislerime dair. Bana sorarsanız Savaşkıran’da yazar daha kendinden emin bir hikaye yazmış ama Elantris daha sürükleyici ve keyifli. Elantris’i hala anımsadıkça nasıl keyifle okuduğumu hissedebiliyorum. Ayrıca Elantris ve Savaşkıran şuanda tek kitap olarak okunabiliyorlar. Bence Elantris’i okuyup beğenirseniz istediğiniz herhangi bir tane seriyi veya kitabı okumakta özgürsünüz.
Ben sisi soylu ile başladım ve okurken yazar keşke daha yavaş yazsa da daha dolu dolu şeyler ile hikayeyi doldursa demişti
(cahillik sis soylu yazarın ilk kitaplarındanmış sonradan öğrendim )
Ama şahsen sis soylu ile başladığıma memnun oldum çünkü gerçekten bence acemiceydi, zenginleşe bilirdi o hikayede
Yan kitapları seriden daha iyi yazılmıştı bence
Bence kötüden iyiye (yazım acemilği olarak ) okumakta iyidir sissoylu ile başlayın ve devamı ve yükselen bir ivme sizle olacak zaten
“Dragonsteel” yüksek lisans teziymiş, bu kitabın çevrilme ihtimali hiç yok galiba.
What Are The Names Of The Cosmere Planets?
- Elantris: Sel
- Warbreaker: Nalthis
- Mistborn: Scadrial
- Way of Kings: Roshar
- White Sand: Taldain
- Dragonsteel: Yolen
There are others, but I haven’t talked much about those yet, so I’ll leave them off for now. I’m sure you could find them if you look hard enough on the fan sites.
Elantris okuyup sissoylu’ya geçince bu başlığa bakmanın zamanı geldi diye düşünmüştüm, bakmaz olaymışım çeviri hatalarını falan biliyordum da evrenin bu kadar geniş ve bağlantılı olduğunu bilmiyordum. Kararsız kaldım acaba çevrilenleri okuyup ileride tüm külliyatı ardı ardına orjinal dilinden mi okumalıyım yoksa hiç okumayıp orjinal dilindd mi okumalıyım seriyi? Eğer Türkçe okuyacaksam parça parça ara vere vere okumayı düşünüyorum bu konunun ehlileri yardımcı olabilir mi ne tavsiye edersiniz?
Bence okuyabiliyorsanız çeviri bekleme ve yayınevinin tutarsızlıkları ile ugraşmak yerine orjinal dilden okumak daha mantıklı olur.
Orjinal dili için kendimi geliştirmem lazım en azından Sissoylu ve Savaşkıranı okuyup gerisini ingilizcemi geliştirdikten sonra okumayı planlıyorum.
Çoğu kişi gibi ben de Elantris’le başlamıştım sonra Sissoylu’ya geçtim. Elantris çok iyidir ama Sissoylu aklınızı uçurur. En azından bende öyle oldu. Bu iki kitaptan canınız hangisini isterse ona başlayabilirsiniz, bir sakıncası yok. Benim tavsiyem hem tek kitap olması, hem de yazarın tarzını görmeniz açısından önce Elantris ile başlamanız.
Dragonsteel yabancı dilde bile bulamazsın, yazarın tezi verdiği yerden filan millet erişmeye çalışıyor millet. Kaldı ki o kitaptaki fikirlerin bazılarını yazdığı kitaplarda kullandı. Mesela Köprü turları, Köprü 4. Bunlar Dragonsteel’de varmış.
Ayrıca Dragonsteel zaten yazılacak. Fırtınaışığı bittikten sonra son Sissoylu serisinden önce 3 kitaplık bir seri olacak. Evrenin en geçmiş serisi olacak, Adonalsium parçalanması, Hoid’un ve Pare taşıyıcılarının geçmişleri vesair içerecek. Cosmere Silmarillion’u gibi düşünülebilir.
Türkçe kitaplarda bazı ince göndermeler, ustalıkla saklanmış ama ince detaylar kaçıyor. Çevirmenler ve yayınevi maalesef yazara, yazarın dünyasına ve birtakım bağıntılı şeylere hakim olmadıklarından seriler arası bağları alternatif sitelerden takip etmek gerekiyor.
Her kitapta başka çevirmen, başka editör, tek kitapta 7 çevirmen gibi etkenler, çevirinin dan dun oluşu bu keyif verici detayları yok ediyor. Çoğu kitap düz çevrilebilir fakat konu Brandon Sanderson olduğunda bunun Diskdünya gibi olması lazımdı. Tek çevirmen seriye ve yazara hakim olarak profesyonelce çevirmeliydi.
Tavsiyem okuduklarınızı bile yabancı dilde yeniden okumanız.
Evet öyle yapacağım. Şimdilik birazcık atıştırma niyetine Sissoylu okuyacağım. Bu arada Diskdünya hakkında ne düşünüyorsunuz? Çoğu eserinin basılması ve özenli bir iş gibi geliyor ama serinin tonunu pek bilmiyorum. Bir kıyaslama gibi olmayacak ama Kadim Kanunlar ve Belgariad arasında hangi seriye daha yakın olduğunu düşünüyorsunuz? En azından geniş ve ince düşünülmüş bir evrene ve büyü sistemine sahip mi?
Hepsi çok başka eserler. Diskdünya bu tarz bir eser değil. Diskdünya bir parodi, eleştiri, çarpık düzenin, geçmişten günümüze dek uzanan hem eserler hem yazarlar hem savaşlar hem her şeyi içine alan dev bir evrendir. Yani iki seriye de yakınlığı yok maalesef. Sitcom mantığı gibi bakabilirsiniz aslında Diskdünya’ya. Her şeyin, evrenin, dünya düzeninin fantastik soslu eleştirisi diyebiliriz. Otostopçunun Galaksi Rehberi aynı düzlemde olabilir bu bağlamda.
Büyü sisteminden bahsetmek de biraz tuhaf olur. Bu evrende büyü de kendi başına hareket ediyor bir yerde.
Diskdünya da aslında Düzdünya göndermesidir zaten. Bugün günümüzde ve geçmişte dünya düzdür diyenlerle de çok güzel alay eder. O düzlüğün kenarından aşağı sarkar ve altına bakar Pratchett.
Daha ne desem bilemedim…
Bence Kadim Kanunlar’a daha yakın. Ama Grimdark olduğu için değil, mizah odaklı olduğu için. Kadim Kanunlar her ne kadar grimdark diye geçse de ben mizahından çok zevk almıştım. Diskdünya ise tamamen mizah için yazılmış. Otostopçunun Galaksi Rehberi’nin fantastik versiyonu en doğru benzetme olur.
İlginç elimdekiler bittikten sonra bakacağım buna en azından ilk 5 kitabı okurum. Teşekkürler yorumlarınız için.
Ben okumaya çok farklı bir yerden direkt Kralların Yolu’ndan başladım. Hiç pişman değilim. Kralların Yolu ile zaten beni içine çekti ki diğer kitaplarını da sonrasında hızlıca okuyup bitirdim.