Epic’de biriken bakiyelerle almak için ucuz bir şeyler ararken 60TL’ye Messenger’a denk geldim. Tamamen 8-16 bit side scrolling oyunlarını (özellikle Ninja Gaiden’ı) temel alan bir oyun. Oynanışı, bölüm tasarımları, müzikleri, boss savaşları ve yerinde yapılmış mizahı ile beklentimin çok üstüne çıkan bir oyun oldu. Benim gibi 30 yaş üstü oyuncuları tüplü televizyonun karşısında Micro Genius’lara kaset taktığımız zamanlara döndürürken, yer yer günümüz modern pixel art oyunlarına da göz kırpıyor. Ben çok beğendim.
Burada Ninja Gaiden’ın yapımcılarına da oynattırmışlar
Uzun bir aradan sonra hemen eve dönsem de oynasam diye heyecanlandığım bir oyun buldum. Çok keyifli, özellikle hikaye temelli, karar verme oyunlarını sevenlere şiddetle tavsiyedir
Geçenlerde A Plague Tale serisine başladım. Oynanış olarak çok tatmin edici olmasa da hikaye, hikaye anlatımı, öne çıkardığı karakterleri ve hikayeye yaklaşımıyla fazlasıyla hoşuma giden, etkisinden kolay kolay çıkartmayan bir oyun olmuş bence. Belli noktalarda ne yazık ki hikayeyi katleden şeyler ‘oyun’ olmasından kaynaklı uç noktalarda bir amerikanlaşmaya evrilmiş. O kısımlar hariç fazlasıyla sevdiğimi ve önerdiğimi söyleyebilirim.
Onun haricinde bir süre önce başladığım fakat bitirmekten çekindiğim için ağır ağır oynayıp her oynayışım arasına süre koyduğum, yukarıda da bahsedilen the Pillars of the Earth… O kadar hoşuma gitti ki. Ken Follett’in aynı isimli romanından uyarlanmış. Oyunu oynamadan önce romana göz attım, onun da etkisinden çıkamadım zaten.
Bir süredir 2d kule savunma oynamak istiyordum, bu klasiklerden başka pek bir şey de bulamadım. Özellikle Kingdom Rush hala çok iyi ama yeni bir şey fena olmaz. Önerilere açığım.
Ahh kingdom rush çocukluğumdan beri oynarım her oyununu. Tower defence türünün Baldur’s Gate’ idir kendisi. Son iki oyunda sanat tasarımını bozmaları ardından da pay to win multiplayer oyun yapmaları çok üzücü.
Ori Will Of The Wisps’i oynamadan önce ilk oyunu tekrar oynamak istedim. Görece kısa bir oyun ki zaten sonradan çıkan Definitive Edition’ı da oynamamıştım. Def. Ed. ile birkaç yeni ekleme yapmışlar. Yeni eklenen bölgelerin dışında gördüğüm en önemli yenilik Fast travel sisteminin eklenmesi olmuş. Hollow Knight gibi boşa zaman kaybettirmiyor.
Canım Digimon Story çektiği, ama bir oyuna 2000 lira bayılmak istemediğim için başka bir jrpgye başladım. Biraz çiftçilik, biraz köy inşası, biraz da jrpg dövüşleri içeren ortaya karışık bir oyun. Çok bir derinlik beklemiyorum, azıcık vakit öldürsün yeter.
Uzun süredir ertelediğim, başlayıp başlayıp yarım bıraktığım bir oyundu. En sonunda başladım ve son act e kadar geldim. Şuan kaer morhen savaşına kadar gelmiş bulunmaktayım. Eski dostları toplayıp savaşı başlatmak kaldı.
Bu tarz loot yapmalı oyunlar bana iyi gelmiyor. Nerede ne var toplamak, keşfetmek istiyorum bu da oyunu oldukça uzatıyor ama silah ve zırh çeşitliliği dolayısıyla keyif aldım. Görevler, yan görevler ve evren son derece uğraşılmış ve içine çekiyor -(SPOİLER)-özellikle diğer witcherlar ile içip sarhoş olup Yennefer’in kıyafetlerini giyip, portalla kadın çağırmaya çalıştığımız görev mükemmeldi
Hoşuma gitmeyen tek yanı sadece kombat çeşitliliğinin biraz az olması olabilir. Bunun yeni oyunda daha üzerine düşülen bir şey olması güzel olur.