Bir şeyin tadı yosun gibi demek için hayatımızda bir kere yosun tatmış olmamız gerekir mi hocam?
Amerika’ya Sam Amca deniyor ya, İngiltere için olanı da varmış. John Bull deniyormuş.
Bergamot aromalı yeşil çay içiyorum ben, öneririm
Gerekir, gerekir istisnası; sinestezi varsa gerekmez gibi.
Sinestik değilim ama
Ben yosun tadını seviyorum Genelde sade yeşil çay tüketiyorum bunu bilmiyordum. Sushi yemeyi de yosun yüzünden seviyorum sanırım. Keşke bizim ülkemizde yosun daha çok yaygın olsaydı, güzel olurdu bence.
Yosun daha çok olsaydı derken, yosunun tüketilmeye hazır hale getirilmesinden bahsediyorum. Bizim kültürümüzde, yemeklerimizde böyle bir şey yok. Gerçi Karadeniz bölgesindekiler neredeyse her otu yiyor, bunu atlamışlar
Heheh Yosun yemeyi ben de seviyorum
yosunsuz kimbap(kore usulü sushi)olmuyor. Arada canim cekince de yapiyorum kimbap ı ama bir turlu pilavinin ayarini ve tadini tutturamiyorum
Keşke, yaprak yosun çok pahalı:(
Hem buram buram deniz kokuyor.guzel olurdu yerli, işlenmiş yosun
Çaykurun matcha latte çayi biraz tatlı geldi, o yuzden pek sevemedim kendisini, yosun tadi ve tatlı olmasi kitkat da tatli olmasina ragmen onda garip gelmemişti, belki ondaki yosun tadi pek baskin degildi.ondandir:/
Kimbap mı? O da çok güzel, severiz Sushi favorim tabii
Ben evde yapmadım hiç, dışarıda yiyorum arada bir, ama çok pahalandı ya. Eskiden de lükstü tabii, şimdi ulaşılmaz oldu. Evde yapmak için satılan malzemeleri de hiç uygun fiyatlarda göremedim. Özel soslar, kimchi, yosun, pirinç keki almak istedim, hâlâ alacağım
Evet çok pahalilar diğer her şey gibi.ton balıginın bile uçmuş gitmiş fiyati.
Bu arada pirinç kekini pirinç unundan yapmayi deneyecegim.İnsanları alternatif bulmaya itiyorlar sürekli
Ton balığını bile düşünerek alıyoruz Pirinç keki yapım tariflerine baktım ama tutması sıkıntı gibi, tabii denemeden bilemeyiz.
Cumadan izin alınca kanunen yıllık izinden 2 gün düşülüyor.
Böyle bir durum olduğunu öğrendim. Sebebini bilmiyorum ama merak ettim açıkçası.
Normalde cumartesi de çalışma günü olması fakat birçok firmanın inisiyatif olarak cumartesi gününü tatil yapmasından kaynaklı bildiğim kadarıyla.
Bahsi geçen konu şu galiba pazartesi den başlayıp cuma biten izin yazınca yıllık izinden 5 gün düşüyor ama h.sonu çalışmıyorsan onlar da tatil miss oluyor. Ama pazartesiden bir sonraki pazartesiye izin yazınca 8 gün izin düşüyor, arada kalan ctesi-pazarı da izin sayıyorlar. Demek bu olay kanunda varmış ha 3-5 günden fazla izin hiç yapamayan biri olarak çok irdelememiştim ama detayını bende merak ettim şimdi
.
Yıllık izinde cumartesilerin sayılması sıkıntılı ama kanuni yönden böyle olduğu için kabullendik
Bu arada yosun tadını seven arkadaşlara deniz börülcesini tavsiye ederim. Özellikle alkolun yanında limonlu zeytinyağlı çok güzel bir meze oluyor.
Alkol almıyorsanız da tadı çok güzel olur.
Cerberus hep 3 başlı değil, bazı şairlere göre 50 hatta 100 başlıymış. Bazen de 3 köpek başına ek olarak onlarca yılan başı olduğu düşünülürmüş. Çömleklerde ise genelde 2 başlı tasvir edilirmiş.
“Frankenstein” adlı çok ünlü romanın, Mary Shelley adında bir kadın yazar tarafından yazıldığını öğrendim.
“Heidi” adlı ünlü çocuk romanının, Johanna Spyri adlı bir kadın yazar tarafından yazıldığını öğrendim.
Başka böyle bilmediğim başarılı kadınlar var mı diye şöyle bir bakınırken,
Dünya tarihinin “ilk bilgisayar programcısı” olarak kabul edilen kişinin de bir kadın olduğunu öğrendim. İsmi “Ada Lovelace” imiş.
(Gerçi ben, Harry Potter serisinin yazarı J. K. Rowling’in bir kadın olduğunu da herkesten sonra öğrenmiştim zamanında!)
Şöyle de bir kitap varmış, belki ilginizi çeker:
“Bilim Kadınları: Dünyayı Değiştiren 50 Korkusuz Bilimci” (yazarı: Rachel Ignotofsky) (Pegasus Yayınları) (128 sayfa)
Özdemir Asaf’ın meşhur “Lavinia” şiirini yazarken ilham aldığı kadının, aşağıda fotoğrafı görülen Mevhibe Beyat olduğunu bugün öğrendim.
Karşılıksız olarak sevdiği ve “Sana gitme demeyeceğim, ama gitme, Lavinia.” satırlarını yazdığı kadın, Mevhibe Beyat imiş… Özdemir Asaf’ın bir gün Mevhibe Beyat’a “Öldürmekten daha beter anlıyorsun insanı” dediği de söyleniyor.
1925 doğumlu, Güzel Sanatlar Akademisi öğrencisi Mevhibe Beyat’ın güzelliği dillere destanmış! Aktris Rita Hayworth’a, hatta Marilyn Monroe’ya benzetirlermiş O’nu… Mesela, ünlü edebiyatçı Oktay Akbal da, uzaktan uzağa Mevhibe Beyat’a aşıkmış!
Mevhibe Beyat, 3 kez evlenmiş. İlk evliliğini ünlü gazeteci-yazar İlhan Selçuk’la yapmış. Ondan boşandıktan sonra ünlü aktör-komedyen Öztürk Serengil’le evlenmiş. Kısa süren bu evliliğinden sonra ise fotoğrafçı-kameraman Muhlis Hasa’yla evlenmiş.
2007’de, 82 yaşında ölen Mevhibe Beyat, yaşamı boyunca sadece 2 kişiye aşık olduğunu söylemiş, son günlerinde… “Hayatımın 2 büyük aşkından biri, ressam Edib Hakkı Köseoğlu’ydu. Diğeri ise malumunuz İlhan Selçuk!” demiş.
Siyah-beyaz, bulanık bir fotoğrafta bile Mevhibe Beyat’ın cazibeli bir kadın olduğu belli oluyor:
Fotoğrafın orijinal hali:
Perspektif gerçekten her şey demekmiş.
Özgürlük Heykelinin şu sürekli Hollywood filmlerinde denk geldiğimiz Brezilyadaki devasa Kurtarıcı İsa heykelinden çok daha büyük olduğunu öğrendim. Sadece bu da değil heykel büyük ihtimalle - kendim de dahil olmak üzere- çoğu kişinin aklında canlandırdığından çok daha büyük.
Özgürlük heykeli
Kurtarıcı İsa heykeli
Karşılaştırmaları (özgürlük heykeli 93 Metre, Kurtarıcı İsa heykeli 38)
Aslen heykel:

Bunlar da heykelin insan boyutu ile kıyaslanması.
Verdiğiniz ölçüler sadece heykelin /anıtın ölçüleri mi yoksa kaidesiyle birlikte toplam ölçüler mi?