Bence o biraz da beklentinize bağlı. Duygu ve tonlama açısından 10 üzerinden 6-8 diyebilirim. Daha önce sesli kitap denemiştim hem Türkçe hem de İngilizce. Ancak böyle duyguları aşırı yansıtsın derseniz o biraz zor. Örnek bir ses olursa belki yapabilir ya da ona göre bir ses bulup modeli eğitirseniz yapabiliyor. Bence getirdiği faydalar düşünülürse iyi çalışıyor.
Faydaları:
Sizin sesinizle bütün dillerde seslendirme yapabilmesi.
Ortalama bir kitabı 2-3 saatte seslendirmesi.
Ortalama üzeri bir duygu ve tonlama aktarımı. (Eğitilirse daha iyi olur)
Seslendirdiği kitapta söylediği her şeyi kendisi incelemesi ve bozuk kısımları sizin yeniden dinlemeniz için işaretlemesi.
Belki 1 hafta sürebilecek bir işi, seslendirilen kitabı dinlemekle birlikte 1 güne indirmesi.
Eksileri:
Biraz dengesiz olması
Ayrıca da duyguları yer yer değişik verebilmesi. Bazen bir öyle bir böyle oluyor ahahaha.
Ama yaptığım denemelerde genelde düzgün bir çizgide ilerliyor. Bozuk seslendirdiği yerler yaklaşık yüzde ona tekabül ediyor. 100 cümleden onunu bozuk ya da yanlış seslendiriyor. Zaten cümleleri liste liste verdiği için bulup müdahale etmeniz de kolaylaşıyor. Genel olarak o duyguyu ve sizin sesinizin inceliklerini katabiliyor. Özellikle de eğitebileceğiniz saatlerce içeriğiniz varsa. Mesela daha önceden yaptığınız sesli kitapları 20şer dakikalar halinde bölerek 2-3 defa eğitirseniz çok iyi sonuçlar alırsınız ve size çok benzer konuşabilir.
Merhaba, şöyle bir minyatür projesi ile uğraşmak istiyorum. Kitap görsellerini yüksek kalitede bulabileceğim bir site biliyor musunuz acaba? Alışveriş sitelerine tek tek bakmak gerekiyor çünkü bazılarında watermark var, bazı kapakların kalitesi yüksek bazılarının çok düşük.
“İntermezzo” incelememi burada da paylaşmak istiyorum. Okumak isteyenler bakabilir. Sevdiğim alıntıları da ekledim. Ben keyifle okudum, biraz uzun bir yorum oldu ama merak edenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum. Başlığı kitaba uydurmaya çalıştım. İntermezzo, sahne sanatlarında ara oyun anlamına da geliyor…
bir gün İllinois’te bir kasabaya gitmiştim.
çok sessizdi.
bara yöneldim.
insanlar tuhaf bakışlarla beni süzüp duruyordu.
kasabanın girişinde silahla girilmez veya bu kasabada yabancıları sevmeyiz gibi bir yazı görmemiştim.
barmenin soru soran bakışlarına sert bir şeyler isteyerek cevap verdim.
sırtım kapıya dönüktü.
birazdan
şerif takırtılı adımlarla içeri girdi.
gözlerdeki şaşkınlık yerini korkuya bırakmıştı.
kararlı adımlarla bana doğru
yaklaştı ve kulağıma bir daha asla unutamayacağım şu cümleyi fısıldadı:
kasabalar böyledir
Orjimal bir metin değil. Benimle Git ve Affedilmeyen filmlerine ait sahne ve repliklerinden derlediğim bir sahne. Vurgulamak istediğim sadece iki filmin de geçtiği kasaba karakterinin filmlerdeki atmosfere kattığı önemli etkiydi. Herkesin aşina olduğu bir sahne. Noktalama ve dil bilgisi kurallarının anlatıyla tasvir edilen şeyin akışkanlığını etkileyerek belirleyici nir rolü plduğunu düşünüyorum ve bu bildik sahne için yazım kurallarını işe karıştırmak istemedim. Gerçekte ortada metin değil sahne var ve bu sahne herkesin zihninde benzer ritimde bir akışı var o akışın gücünden yararlanarak “kasabalar böyledir” sözünün kastettiği derin anlamını vurgulamak istedşm sadece.