İzlediğiniz, hoşunuza giden ve paylaşmak istediğiniz dizileri bu başlık altında birbirimizle paylaşabiliriz. Önce ben başlayayım
Legion
Marvel’in Legion isimli karakterinden esinlenerek yaratılmış seri David isimli bir mutantın yaşamını konu alıyor. Dizi, X-men sinematik evreninin standart mutant aksiyonu yerine, çoklu kişilik bölünmesi yaşayan ve hiçbirşeyin gerçek olmadığını düşünen David’in psikolojisi üzerinden gidiyor. Her bölümde siz de David ile birlikte gerçekliği sorguluyorsunuz ki bence dizinin en güzel yanı da size karakterlerle birlikte mindfuck yaşatması. Dizinin ikinci sezonu bu hafta başladı güncel olarak takip edebilirsiniz.
Dizi Winden adlı kasabada gelişen doğaüstü olayları ve kasabadaki insanların birbiriyle olan ilişkileri konu alıyor .Bu tanımı yapınca akla Stranger Things’i getiriyor.Ama bence çok daha iyi ve çok farklı.Dizi atmosferini gerek müzikle gerek ağır almanca gerek mekanlarla olsun çok iyi hissettiriyor.Oyunculuklarda bence ortalama ve ortalama üstü.Dizinin en güzel özelliği ise diziyi izlerken sürekli uyanık kalıp diyalogları,olayları vs. takip etmek zorunda olmak.Dizide bilim ve felsefe ile ilgili yapılan diyaloglar çok kaliteli.İzlediğim en iyi dizi.Bir daha ki hafta 3.kez izleyeceğim.
Sitcom önerileri
1-Seinfeld
2-It’s Always Sunny In Philedelphia
3-The Office(US)
4-Parks And Recreation
5-Arrested Development
6-Sonlarında ne kadar baysa da Friends
7-Modern Family
8-IT Crowd
9-Peep Show
10-Rick And Morty
Devamı gelir yüksek ihtimal bunlar top 10’du. Konularını yazmakla uğraşamayacağım nanosaniyeler içerisinde milyonlarca sonuca ulaşabileceğiniz bir arama motorunuz var. Sadece öneriydi devamında bir alt sınıf komedi dizilerini yazacağım takipte kalın.
Açıkçası günümüzde geçen ve tarih dizisi olmayan dizilerden neredeyse hiç birini izlemeyen biri olarak, listemi de ona göre hazırlayacağım. Vikings ve Game of Thrones gibi çok bilinen dizileri zaten direk atlıyorum.
Benim underrated olarak gördüğüm Black Sails ve Peaky Blinders dizileri var. Kısacası Peaky Blinders, Birinci Dünya Savşı sonrası İngiltere’deki bir çeteyi anlatıyor. Baş karakter Thomas Shelby’yi -çok başarılı bulduğum- Cillian Murphy canlandırıyor. Gene çok sevdiğim oyunculardan Tom Hardy de ikinci sezondan sonra -gene ilginç bir karakter ile- dizide boy gösteriyor. Oyunculuklar, atmosfer, mekanlar, hikaye işlenişi ve olay örgüsü çok iyi. Özellikle Cillian Murphy, Thomas Shelby karakterini o kadar benimsemiş ki, kendisine hayran kalmadan edemedim. Atmosfer başta fazla abartılı gelmiş olsa da sonradan alışmıştım. Hikayenin ve karakterlerin gerçekten değiştiğini ve geliştiğini hissediyorsunuz. Suç temasını, çete etrafında gelişen hikayeleri -selam sana Centilmen Piçler ve Sissoylu- ve yer-altı dünyasını, benim gibi çok sevenler için biçilmiş bir kaftan bu dizi. Eklemeyi unutmuşum, ne kadar british aksanının fazla sevmeyen biri olsam da bu dizideki dönemde geçen İngliz aksanı bir süre sonra bana çok güzel gelmeye başlamıştı. Kostümler ve saç kesimleri de karakterlere çok yakışıyor.
Black Sails ise Define Adası’ndan 20 yıl öncesini anlatıyor. Flint, Long John Silver’ın yanı sıra Kara Sakal gibi gerçek korsanları da görüyoruz. Black Sails hakkında da fazla bir şey söylememe gerek yok. Beni mest etmiş bir dizi. Peaky Blinders’tan hiç bir eksiği olmayan bir dizi. Mekanları, kostümleri, karakterleri ve oyunculuklarını seviyorum bu dizinin. Her sezonun finalinde beni etkilemeyi başarıyor. O aradığım olay örgüsü ve gelişen karakterleri barındırıyor. Deniz, korsan ve daha fazla korsan barındırıyor. Başka ne isteyebilirim ki?
Spartacüs’ü anlatılmaya bile gerek olmadığını düşünüyorum. Hala izlememiş varsa çok şey kaçırıyordur.
Tom Hardy’nin oynamış olduğu ve hafif korku ve gizem ve tarih ile kurguyu iyi bir şekilde harmanlayan Taboo dizisi var. İlginç ve etkileyici bir dizi. Atmosfer karanlık ve derin, karakterler ve oyunculuklar iyi. Gizemi hiç elden bırakmıyor ve arada ürkütücülüğünü de gösteriyor. Daha fazla uzatmadan -anlatmaktan yorulduğumdan- izlenilesi bir dizi olduğunu düşünüyorum.
Son olarak da The Last Kingdom geliyor. Vikings’i izlemiş olanlar çoktan izlemiş veya adını duymuşlardır herhalde. Açıkçası ilk izlediğimde oldukça beğenmiş olsam da kitabını okuduktan sonra -Bernard Cornwell’in yazdığı- dizinin kitabı çok da iyi aktarmadığını fark ettim. Fırsatı olanın önce kitabını okumasını sonra diziyi izlemesini tavsiye ederim. Dizi kitaba göre ana karakterimizin yaşını pek -baya- doğru orantılı aktaramamış. Yine de oldukça iyi bir dizi. Vikinglerin, İngiltere’yi istila etmesi zaten çekici bir konuyken bir de bir İngliz’in Nordlar tarafından yetişitirilip, kendi içinde çelişkiler yaşaması izlemeye değer bir konu.
Black Sails hakkında bilgiyi yeni öğrendim. Define adası ile bağlantılı olduğunu bilmiyordum. Sen anlatınca çok ilgimi çekti. Küçükken en sevdiğim kitaplardandi.
Tom Hardy hayranı olduğum için diziyi izlemeye karar vermistim. Bir kenarda bekliyor ama izlemedim. Dizinin tamamlanmasini bekleyeceğim. Penny Dreadful izlerkende başıma gelmisti. Ilk sezonu izledim. Sonra yeni sezonu beklemek diziden soğuttu beni. Izlemedim. Bu seferde ayni duyguyu yaşamak istemem.
Son zamanlarda çıkan ve atmosferiyle beni benden alan The Terror’ü herkese tavsiye ederim.
Konusu ise: Dizide, yoğun soğuk, hastalık ve doğal tehlikelerle birlikte, kutup ayılarına karşı hayatta kalma mücadelesi veren Franklin mürettabatının gerilim ve dram türündeki hikayesi izleyicilere aktarılacaktır. -yazı turkcealtyazı.org dan alıntı.
Son yıllarda dizi izlemeyi yemek yerken bir yandan da yaptığım bir eylem haline getirdim. Dizi + yemek kombinasyonu hem seyir hem de yemek lezzetini artırıyor.
Bu kapsamda favori üçlüm; The Office, Parks And Recreation ve Seinfeld.
Bunlar dışında Wilfred, Black Books ve Silicon Valley çok rahat bir şekilde önerebileceğim kaliteli komedi dizileri.
Şimdi de Arrested Development izliyorum ve bu gidişle favori üçlüm arasındaki dengeleri değiştirebilecek gibi duruyor.
Zamanında bu konu hakkında çok araştırma yapmıştım
Breaking Bad
Game of Thornes
The Wire
The Sopranos
Oz
Six feet under
Carnivale
Westworld
Black mirror
Stranger this
The walkin dead
Dark
Son olarak Breaking Bad hariç hićbirini izlemedim ama izleyeceğim . Şu yukarıdaki dizileri pirincin içinden taş ayıklar gibi ayıkladım.
Bu arada değiştirilmiş karbonu yazmadım çünkü hakkında hiç bir şey bilmiyorum belki bu konuda forum daki arkadaşlar bana yardımcı olabilir .
Eski forumda tanıtımını yapmıştım ama bir kez daha paylaşmak istiyorum. Çünkü bu dizinin yeri bende çok başka.
Ichi Rittoru no Namida (Bir Litre Gözyaşı)
Yaşanmış bir olayı konu alan dizi. Aya adlı 15 yaşındaki kızın omurilikle ilgili geçirdiği bir hastalıktan sonra tüm yaşamının yavaş yavaş değişmesini ve bu süreçte çektiği zorlukları anlatıyor. Spora olan ilgisi ve yaşam sevinci yüksek olan biri için çok daha acı verici bir süreç. Önce hareketleri kısıtlanır, sonra yürüyemez hale gelir ve bir süre sonra hayata gözlerini yumar.
Dizi diğer insanların hasta birine nasıl olumsuz yaklaştığını, onu anlayamadıklarını ve bencilliklerini de ortaya döküyor. Zaten katlanılması gereken bir hastalık varken insanların tutumu da cabası. Her şeye rağmen Aya yüzünden gülücük eksik olmayan, günlük tutarak bir parça da olsa hayata bağlanan ve geride büyük bir kalp bırakan biri. Kendisiyle aynı kaderi paylaşan insanlar için yol gösterici olmuştur. Herkesin kalbine dokunabilecek bir dizi.
Eğer aklında Star Trek’e başlamak gibi bir düşünce varsa ve Star Trek:Next Generation izlemediysen sana tavsiyem bu dizi olacaktır. Yanlış değilsem 1987 de çekilmeye başlandı ancak bence çağının çok ötesinde bir yapım oldu.
En sevdiğim dizilerden olan sayısız kez izlediğim Person of Interest izlemeyenlere şiddetle tavsiyemdir. Bilim kurgu ve suç türünde olduğunu söyleyebilirim.
Bir de The Mentalist var bahsetmek istediğim. Bu da polisiye tarzında.
Brooklyn Nine-Nine 20 dakikalık bölümleriyle kafa dağıtmaya birebir bir komedi dizisi ki hala devam ediyor.
The Homeland CIA draması diye bahsediliyor ondan da.
Önerilerim biraz eskilerden ama belki izlemeyenleriniz vardır.
Eski Lost severlerden kim kaldı? Simpsonslar’ın bir bölümünde de belirttikleri gibi türlü türlü bilinmeyenle heyecanı doruklayan ondan sonra da bilinmeyenleri hiçbir yere ulaştırmayan bir dizi de olsa; hem zamanına hem şimdiye göre bayağı kaliteli ve sürükleyici bulduğum yapım.
Bahsi geçen bölüm: (Homer’ın, Lost sırlarını çözmeye çalıştığı defteri vardı)