Pazartesi ve salı günü yaşadıklarım sayesinde bir kez daha bu ülkede kendimi çok değersiz hissettim. Pazatesi gerçekten ekstrem bir yağış beklenirken Hadımköy gibi normalde de başka yerlerde hafif kar yağarken deli gibi tipi olan bir yerde bulunan iş yerimize gitmemiz istendi okey dedik gittik mecbur. Diyoruz ki belki 13:00 gibi erken çıkarırlar ama 15:00 gibi acayip bir kar fırtınası başladığı halde sevgili şirketimiz 16:00’ya kadar çıkacak mıyız ne yapacağız net bir bilgi vermedi. En son 16:15 gibi şirkete varabilen 3 adet servise hepimizin binmesini istediler (nasıl sığacaksak artık). Ben Büyükçekmece’ye bağlı bir yerde oturuyorum. B.çekmeceden de ileride yani yine biraz yolum var. Bizim servis kardan yolda kaldığı için Büyükçekmece servisine bineyim dedim, oraya varayım en azından bari oradan yürürüm yada halama falan giderim diye plan yapıyorum. Neyse bu gelen servisler de kara saplandı Zaten çıkabilse bile Hadımköy gişeler tem tarafı tıkandığından bizim iş yerinin oradaki bağlantı yollarında da insanlar yolda kaldı.
Ben 20’li yaşlardan beri çalışıyorum, lojistik sektöründeyim ve genelde lojistik şirketlerinin pek çoğu Hadımköy- Esenyurt civarında olduğundan bende iş değiştirsem bile hep o civarlarda çalıştım ve hiç böyle bir kar yaşamamıştım
Neyse biz iş yerinde mahsur kaldık anlayacağınız. Sevgili öngörüsüz şirketimiz hiçbir hazırlık yapmadığından yüzlerce kişi bir anda kantindeki her şeyi de bitirdi. Bizde kendi ofisimizdeki bir kaç kişiyle iş yerimize 1-1,5 km uzaklıkta oturan iş arkadaşımızın evine gitmeye karar verdik. O tipide 1 km civarındaki yolu ben nasıl yürüdüm bilmiyorum. O kadar kötü bir havaydı ki ne nefes alabiliyorsunuz ne gözünüzü açabiliyorsunuz ve yolda insanlar arabalarında kalmış, bazıları çıkıp yürüyor nereye yürüyecekse. Bir yandan deli gibi şimşek gök gürültüsü falan kabus gibi bir andı ya hayat boyu unutamayacağım
Sağ salim arkadaşın evine 8-9 kişi varıp geceyi orada geçirdik. Bu arada eşim de sabah iş giderken buz tutmuş kaldırımda düşüp kolunu çatlattı alçıya aldılar falan o evde ben yanında değilim bir yandan aklım da onda Salı sabahı baktım yol hala tıkalı araçlar ve insanlar hala mahsur kalmış ben çıkıyorum dedim yola düştüm. Sevgili arkadaşlar Beykent Üniversitesi Hadımköy kampüsünün oradan Tüyap durağına kadar 10 km yürüdüm ben. İş yerlerinde ve araçlarında mahsur kalmış yüzlerce kişiyle karların içinde yürüdüm. Yaşadıklarım o kadar garipti ki anlatamam size ya. Hala rüya mıydı diyorum. Bir ara evinden çıkıp yürüyenlere termoslarla çay kahve dağıtan ablaya teşekkür ederken göz yaşlarına boğuldum oturdum ağladım falan abla beni teselli etti
Tüyap’a varınca da çilem bitmedi tabi durakta yüzlerce kişi vardı ve e5 açık olduğu halde silivri yönüne toplu taşıma aracı saatlerdir geçmemişti. Bazı arabalar durup insanları götürmeye kalktı hatta sağolsunlar kadınlar binsin isteyenler vardı ama erkeklerden onlara da binemedik resmen itip geçtiler bizi hep. Yarım saat sonra boş bir iş yeri servisi gelip götürmeyi teklif etti de orada yer bulabildim. Bçekmece yönüne giden bir ablayı da kolundan tuttum o da saatlerdir beklyormuş servise aldım onu da. Ya resmen titanic batarken filika kapmaya çalışan alt sınıf yolcular gibiydik ahahajsd
Ben bu yaşadıklarımı hiç unutmayacağım ve başımıza gelen tüm bu olayların nedeni olanları da affetmiyorum allaha havale ediyorum hepsini.
22 Beğeni