Benim tek gözüm yok.
Zamanında VakıfBank’ı kazanırken çok şanslıymışım… Finans ve genel kültür bilgim mülakat için yeterliydi. Şimdi gircek olsak el ense çekme, künde, grekormen… ohoo valla kim öğrenecek…
Üşengeçlikte Bezgin Bekir’e rakip olabilirim. Üniversite o kadar kolaydı ki beni aşırı üşengeç birisi yaptı. Sınavlardan önce 1 gün çalışmak bile yüksek not almama yetiyordu, ben de boş zamanlarımda paso kitap okudum ve yattım. O kadar tembel oldum ki kumanda yan kanepede diye almaya üşenip saçma sapan bir TV programı izlemiştim.
Bir de süreli işlerde son dakikaya kadar bekleme gibi bir huyum var. Mesela bana bir iş verdiler ve 1 hafta da sürem var diyelim. İş de taş çatlasa 2 gün sürecek bir iş. 5 gün boyunca kılımı kıpırdatmam. Hatta son iki günün yarısını da kullanabilirsem kullanırım. Sonra işler iyice sıkışınca işleri yapmaya başlarım. Bunun bir sebebi de 5 gün içerisinde işin iptal olabilme ihtimalidir, böylece boşuna çalışmamış olurum diye düşünerek işe başlamam. Her seferinde iç sesim yap kurtul der ama bunun ne kadar farkında olursam olayım, bir üstteki paragraftan dolayı sanırım, işe erken başlayıp erken bitiremem.
Aslan burcu muyuz ? bir mukabele bende öyleyim. Bazen kendime isyan ediyorum ama sonra kimi kime şikayet ediyorum ben diye yine aynı devam ediyorum.
Hayır Yay Kendime isyan hayatımın rutini oldu, keşke bir de faydasını görebilsem
Ben Terazi burcuyum. Mesela bizim burç için kararsız derler, ben iki seçenek arasında kaldıysam özellikle de küçükken karar veremezdim ve bu canımı sıkardı. Zamanla taktik geliştirdim rastgele seçiyodum birini Sonradan ya azaldı ya da takmadım kafaya. “A mı diyim, B mi diyim, C mi diyim, ne diyim??”
MSÜ sınavından çıkan arkadaşlar, öncelikle geçmiş olsun. Umarım buradan istediğiniz askeri üniversite bölümüne gidersiniz ya da YKS için iyi bir tecrübe olmuştur diyeyim. Ben girmedim MSÜ’ye . Ama YKS’ a öncelikle kendim için
sonra herkes için iyi geçer umarım.
Kaldı şunun şurasında bir buçuk hafta. Bir yanım bir an önce bitsin de kurtulalım diyor diğer yanım da daha girmeyelim diyor. Ne yorucu bir şey hakketten bu üniversite sınav olayları. Sınavdan sonra zaten bir ay kendime gelebileceğimide sanmıyorum. Of of uğraş dur.
Gerçekten çok yorucu, çalışıyorken de çalışmıyorken de… Üstümde böyle bir sorumluluk olduğu için başka hiçbir şeye odaklanamıyorum.
Şu sınav bir geçse de günler geceler nasıl geçiyor anlamadan kitap okusam film izlesem ben de fantastik dünyalara atılabilsem
Sınav baya prova niteliğindeydi. Sorulara bakmanızı tavsiye ederim.
Dediğiniz gibi bende hiçbir şeye odaklanamıyorum. Aklım sınavda hep. Bu ay zaten hep tekrar ile geçti. Bundan sonra da bir şey yapılmaz zaten.
Giren arkadaşlarım da güzel olduğunu söyledi. 2 güne kalmaz bakarım.
Bu düşüncemi yazmamak için epey uğraştım ama bundan sonra bir şeyler yapılır diye düşünüyorum. Umarım yapılıyordur
çünkü şu iki haftaki durumum sınavın nasıl geçeceğine karar verecek.
Saçlarımı üç numaraya vurdum yine depresyonum geçmezse sizden bilirim Rıhtım sakinlerini. Yani her yolu deniyorum ama bu depresyon geçmezse artık yapacak bir şey yok kafamı mı keseyim komple yani ne istiyorsunuz benden ey depresyon Tanrıları. Size seslenebilsem seslenirdim ama ondan da anlamazsınız ki siz.
Böyle durumlarda verilecek cevaplar hep “bence” oluyor. Yani başkasının değer yargılarıyla şekillenen cevaplar. Ama bence, bir profesyonelden destek almak, en azından çözüm arama yolundaysan, işe yarayabilir.
Depresyonu kabullenip onunla yaşamak bazen tek çözüm
2 hafta sonra randevum var bir psikologla da görüşmek istiyorum diyeceğim belki yönlendirir doktor. Benim de depresyonla yaşamayı öğrenmem gerek @Mercury’nin dediği gibi. Bu mutsuzluğu yaratan tamamen benim ilk olarak benim değişmem lazım asıl olarak.
Neye göre kime göre demek istiyorum. Bak yine bence diyeceğim ama herhangi bir gelişmeye ya da değişime ayak uydurmaya çalışırken depresyona girmemek biraz şov sanki. Sırf içinde yaşadığımız dünyaya ayak uydurmakta zorlanıyoruz diye değişmesi gereken biz mi olacağız?
Gerçekten ne yaşadığını nasıl biri olduğunu bilmiyorum o yüzden ne söylesem elde var sıfır olacak. Ben sadece kendi deneyimlerimden bahsedebilirim o bile işe yaramayabilir. Ama bak yine bence değişmek yerine biraz kabul etmek gerekiyor. Neyi kabul etmek? İçine doğduğun şartlar, başkalarının koyduğu kurallar, sınırlar, yargılar, fikirler. Müdahale edemeyeceğimiz, etsek bile sonucunda değiştireneyeceğimiz şeylerin bir kenarda var olmasına izin vermeliyiz. Bunun yanında kendimiz olmaya devam edebiliriz. Şeyler bir kenarda olmaya devam ederken biz de sınırlı ömrümüzde bir şekilde yol alabiliriz.
Kadın olmamamın seni bu kadar sarsacağını düşünmezdim xd
Ben geçen sene yargıladığım bütün şeyleri kabullenince bir nebze rahatlamıştım. Hayat o kadar değişken ki sürekli kabul edemeyeceğim yeni yargılar giriyor hayatıma ve sizin de dediğiniz gibi kontrol edemediğim bir dünyayı yeniden kabullenmek zorunda kalıyorum. İçime ata ata birikip de patlıyor bunlar en sonunda.
Dediğim gibi burada yabancılar olarak söyleyebileceğimiz her şey duvara kılıç sallamak gibi olacak. Doğasını bilmediğimiz bir şeye karşı kendi silahlarımızla savaşmak gibi. Verebileceğim ikinci bir tavsiye de gelişim psikojisi okumanızı önermek olur. İnsan doğasını, dönemlerini, hangi yaşta başına nelerin gelebileceğini bilmek sizi bir nebze ferahlatabilir. En nihayetinde bilgi güçtür.
Kimden başlayayım peki okumaya? Teşekkür ederim tavsiyeniz için.