Bilgisayarım zaten hış olmuştu o yüzden kullanamıyordum ve foruma mobil üzerinden giriyordum. Hep geçmiş zaman kullandım dikkat ederseniz…
Yaklaşık bir hafta önce kuzenim bi’ saatliğine telefonu istedi ben de çalıştığım için boş bulunup verdim, gidiş o gidiş… Telefonu satmış şerefsiz Daha sonradan öğrendim ki annesinin, babasının, ablasının ve iki kuzeninin daha telefonunu aynı şekilde yolmuş… Ayrıca dayıma yani kendi amcasına 5 bin lira takmış… Yabancı biri değil de yakın akrabadan kazık yemek cok acı verici
Kazığın alasını akrabalar atar yav. Galaksiler arası bir kural değil mi bu ?
Çok çok geçmiş olsun. Yine küçük şeylerle atlamışsınız. İyi ki kefillik durumu olmamış.
Böyle kuzenim olsa tek gözüm açık uyurum. Sonuçta daha bunun böbreği var.
Aptallık değil de hayatı kolaylaştıran küçük ama güzel şeyler bunlar. Şimdi kol saati aptallık, duvar saati var, hatta güneş var, ne gerek var böyle şeylere demiyoruz hâliyle Hesap makinesi için de aynı şey söylenebilir.
Ben genelde ayraç kullanmam mesela, hangi sayfada olduğumu unutsam bile şöyle bir karıştırdım mı hatırlarım kaldığım yeri. Ama kitabı açar açmaz kaldığım yerden, hiç duraksama olmadan maceraya devam edebilmenin keyfi de başka
@Waxillium Geçmiş olsun. Akraba kazığı yemişliğim çoktur, acını anlıyorum o yüzden. En azından gerçek yüzünü görmüş oldunuz. Bugün telefonu satan yarın neleri satar.
Kefillik durumu bir başkasına yaşatmış. Dayım kalp hastası diye kimse şikayette bulunmamış @narpal ben uyuyamıyorum
@mit valla adam! seriye bağlamış, yeni kazıkları heyecanla bekliyoruz.
Geçmiş olsun. İşte bu yüzden elli tane prensip ürettim ben. Telefonunu kimseye verme. Kitaplarını da verme. Bilgisayarını hiç verme.
Yakalanınca da yaptım ama neden yaptım bi sor diyor mu?
Vermemenin 50 Tonu, teşekkür ederim ablacığım. O yola ben de giriyorum az kaldı.
İlk gün aradım ama açmadı telefonu ben de üstünü çizdim herifin. Öyle de bir huyum var. İkinci yanlış hakkı vermiyorum.
Bu hikaye gerçekse bir Show TV haberi çıkarılır hocam bundan, ne dersin?
Bir sandalye çek bakalım.
Kendi telefonunu da satmıştır.
Show Haber’de Tosun Mehmet’in haberini izlerken çok gülmüştüm millete, ondan oldu hep bunlar.
Her ailede nedense oluyor böyle kişiler. Ben de dayim (çok fenadir), eşimin amcası. Çekinik gen olarak var sanırım genlerimizde.
Kitabın sayfaları arasında ayraç varken ve hatta cilde tutturulmuş ayracı bile varken, kaldığım sayfayı mevcut zeminin üstüne gelecek biçimde kitabı ters çevirmem suretiyle “zemini ayraca dönüştürmek”… Kendi hesabıma, ayraç işinde benim gizemlerle dolu nirvanalık noktam budur
Geçmiş olsun Sanırım akraba ağında muhakkak bir iki pek hayırla anılmayan muhakkak çıkıyor.
Halamın eşinin tarafından bir tane vardı: Kendinin olmayan bahçeye iş makinesi mi ne girmiş, hemen yaygarayı kopartıp “Bahçeme zarar verdiniz! Tazminat! Tazminat!” diye diye para kopartan; sıra sıra dizilen tırların yanında soluklanırken, yanına gelip sahiplerini sorana “Benim!” diyerek cevap verip “Tır filomun bir kısmı,” cümlesiyle muhabbeti sürdürebilen cinsinden hem de
Alnımın akıyla ödevi yapıp teslim etmiş bulunuyorum. Tüm bu acılar hep geçen yıl okuldan keyif almamaya başladığımda bırakmamam yüzünden. İnceldiği yerden kopsun diyemedik ve sürüne sürüne devam ediyoruz
Sanırım bunu yapamam ama benim tek garip huyum yüzlerce ayracım varken bir şekilde hep ayraçsız kalmam. Bu sebeple peçete, kağıt, ambalaj vb. şeyler ayraç olup duruyor hep.
Kanımca, o nesneler arasında en ama en uç noktada yer alacak “başka bir kitap” olacaktır Başka bir kitabın ayracına dönüşmüş kitap? Ne kader ama ?
Aklıma şunu getirdi.
https://pics.me.me/you-know-what-would-make-a-great-coffee-table-book-33837852.png
Durumu o kadar normalleştirmişim ki o gerçeğin varlığı aklımdan çıkmış
Söylemimi değiştiriyorum: “Kitapların kötü kaderler listesinde ‘kitap ayracı’ olmak da var.”
Geçen sokakta yürüyordum 3-5 oğlan çocuğu kendini “Çukur” da sanar gibi yürüyorlardı. En öndekinin elinde de oyuncak ama gerçekçi silah. İster istemez gözüm kaydı silaha ve kaşlarımı çattım ters ters bakmışım. Velet de geldi “Ne bakıyon lan!” dedi üstüme geldi. Televizyonda bayılarak izlenilen, küfürlerin, ellerde silahların eksik olmadığı ve havalı hareketler yaparak gösteriş yapan kabadayılar yüzünden bu çocuklar bunları bir şey sanıyorlar. Aranızda çocukları, kardeşleri, yeğenleri, kuzenleri, öğrencileri olanlar varsa lütfen ne izlediklerinin ve okuduklarının gözetimini yapalım.