Dök İçini Rahatla

Ben inanmıyorum ve davulcunun beni rahatsız etmeye hakkı var mı? Sırf gelenek diye inanmayan insanları veya tutmayan insanları rahatsız etmeye hakları var mı? Eskiden alarm yokmuş zorunluymuş peki tamam ama şimdi herkesin evinde bir milyon tane alarm kuracak alet varken gelenek diye rahatsız edilmeye hakkımız var mı?

Veya her gelenek hala kullanılıyor mu? Hangi eski Türk geleneği hala yapılıyor?

Ayrıca bu ülkede her inanca sahip insan her inandığı kutsal günde başkalarını rahatsız etse o zaman uyuyacak zamanımız kalmazdı. Herhangi bir dine inananların ne diye bir ayrıcalığı var peki?

5 Beğeni

Bu coğrafya 1000 yıldır Türk-İslam coğrafyasıdır. O yüzden çoğunluk kararlari etkili oluyor. Senin bakış açınla ülkemizde yaşanan bir sürü olaydan rahatsız olursun. Ne diyim ki. :slight_smile: Umarım böyle şeyler senden uzakta olur. :sweat_smile:

1 Beğeni

Ona bakarsanız bu coğrafya 10.000 yıldan fazla da Çok Tanrılı dinlerin merkeziydi. Yani olay ne kadar zamandır kimlerin elinde meselesi değil.

7 Beğeni

Bu tartışmanın sonu olmaz bence. O yüzden yapacak ve diyecek bir şeyim yok.

1 Beğeni

Çok haklısınız bu tartışma ancak yobazlar güzel Türkiye’mizi terk edince biter. O yüzden biz sabaha kadar konuşup ülkeyi klavyelerle kurtarsak bile boşuna. Anca kendimizi tüketiriz.

7 Beğeni

O yüzden ne diyoruz. “Neye inanırsan inan ama hep doğru yaşa.” Hadi bakalım herkese iyi geceler. :slight_smile:

5 Beğeni

Konu tam benlik bir noktaya gelmiş. Üstelik ölüyü mezarında uyandıracak kadar sesli davul çalan bir davulcuya sahibim. Benim buraya köhnemiş inançları yıkmak, insanı gerileten yolundan sapmış gelenekleri yok etmekle ilgili bir şeyler yazmam gerekiyor ama bu seferlik yazmayacağım.

2 Beğeni

Sahurdan sonra dönüp durdum bir türlü uyuyamadım. Bu saatte ne yapsam ki diye düşünürken dedim biraz forumda takılayım derken karşıma burası çıktı. Eh madem içimizi döküp rahatlıyoruz bende içimi dökeyim dedim. Başlamadan da sabah sabah içinizi karartacağım için hepinizden özür diliyorum.

Yaklaşık son 7.5 yıldır bazı insanlara “Bana acıyan gözlerle bakma! Ben acınacak durumda değilim! O vah zavallı diyen bakışlarını kendine sakla!” şeklinde bağırmak istiyorum. Sebebiyse şöyle:
7.5 yıl önce 16 yaşında ani bir kalp krizi sebebiyle annemi kaybettim. Ölümün her türlüsü kötü ama annemin görünürde hiçbir hastalığı yoktu, yalnızca 42 yaşındaydı ve kalp krizinden dört gün sonra hayatını kaybetti. Düşünün yalnızca 16 yaşındayım, böyle bir şey aklımın ucundan bile geçmez ve dört gün içinde bütün dünyam tepetaklak oluyor. Bu yüzden de acının yanı sıra çok büyük bir şok yaşıyordum. Zor geçen zamanlardı ama bir şekilde atlatmayı ve hayatıma devam etmeyi başardım. Bu oladan bir yıl sonra üniversite sınavına girdim. (Lütfen beni yanlış anlamayın bu söyleyeceğim cümleyle kimseyi hor görmek gibi bir niyetim asla yok.) O sınavdan öyle mükemmel bir sonuç almadım tıp falan da kazanmadım ortalamaydı sonucum ama insanların hiç bir psikolojik travma yaşamadan rahatları yerindeyken girdikleri bir sınavda yapamadıkları bir puan yaptım. İstediğim bölümü kazandım. Okurken az ama gerçekten güzel arkadaşlıklar kurdum dört yıldır süren neredeyse sorunsuz güzel bir ilişkim var hobilerim var üniversite hayatım boyunca geliştim, olgunlaştım, çoğu insanın aksine sürüdeki bir diğer koyun olmayı reddedip düşünmeye, sorgulamaya, neden diye sormaya cüret ettim. Muhafazakar bir ailede yetişmiş olmama rağmen din gibi bir konuda bile. Şu an son dönemim haziranda üç üzeri bir ortalama ile mezun olacağım. Biliyorum bunların hiçbiri inanılmaz şeyler değil. Herkes üniversiteye gidip arkadaşlık kuruyor, bir sürü kişi çok güzel ortalamalar ile mezun oluyor. Zaten ne harika olduğumu ne de inanılmaz şeyler başardığımı iddia ediyorum. Tam aksine bu toplumun içinde yer alan sıradan bir insandan hiçbir farkım yok. Ama ben yaşadığım şeyden sonra hayatıma devam ettim. Annem yanımda olsaydı da şu an bulunduğum noktada olacaktım. Acı çekiyorum, çaresizim deyip, bir köşeye sinip ağlayarak hayatımı harcamadım. Kısacası bu acıyla yaşamayı öğrendim. Hatta bundan bile kendime bazı hayat dersleri çıkardım. Eğer dert ölüm değilse hayattaki her şeyin bir çaresinin bulunabileceğini ve sevdiklerinizle mutlu olmaktan daha önemli hiçbir şeyin olmadığını öğrendim.
Bütün bu sebeplerden dolayı acınası bir durumda olduğumu düşünmüyorum. İnsanların yaşadığım şey yüzünden bana acıyarak bakmasından nefret ediyorum. Biliyorum kimse kötü niyetle yapmıyor. Ancak bu hassas bir konu dolayısıyla empati gerektiren hatta insanların empati kurmak zorunda olduğu bir konu. Bir insan başımdan geçene üzülebilir fakat hiç kimsenin böyle bir konuda benim karşımda duygularını özgürce gösterme hakkına sahip olduğunu düşünmüyorum. İntihar etmeyi düşündüğüm bir dönemi atlattım ve şu an çevremdeki pek çok kişiden daha pozitif daha hayat doluyum. Bunu başarmak kolay bir süreç değildi o yüzden de insanlar bana acıdığında yaşadığım ve başarıyla anlattığım o sürece hakaret ediyorlar. Buna kimsenin hakkı yok. Annem hakkında bir soru sorulduğunda ben normal bir şekilde bunu belirtip konuşmaya devam ediyorsam demek ki teselliye ihtiyacım yok. Neden sürekli üzülme, annen eminim yanındadır seni görüyordur gibi şeyler söylüyorsunuz? Esas bunların canımı yaktığını görmüyor musunuz? Annen eminim yanındadır deyince annemin yıllardır hayatımda olamadığı ve bundan sonra da olamayacağı gerçeğinin tokat gibi suratıma çarptığını neden anlamıyorsunuz? Veya akraba ziyaretlerindeki münasebetsiz dıdısının dıdısı mesafesindeki insanlar! Ben başka biriyle konuşurken kenarda kendi aranızda “Ah canım.” dediğinizi duymuyorum, bu benim sinirlerimi bozmuyor mu sanıyorsunuz? Konunun annemle yada ölümle ilgisi yokken neden “Allah öyle istedi elden bir şey gelmez” diyorsunuz? Durduk yere neden baş sağlığı diliyorsunuz?
Siz annemi kaybettiğimi öğrenince vicdani olarak bir şeyler söyleme ihtiyacı hissediyorsunuz diye alakasız bir zamanda neden annemin acısını bana hatırlatıyorsunuz? Yardıma ihtiyacım varsa yardım edin, ağlıyorsam teselli vermeye çalışın! Gülüp havadan sudan konuşurken konuyu anneme getirmeniz benim canımı yakıyor! Benim acılarım sizin vicdanınızı rahatlatacağınız bir tür oyuncak değil! Üzerinden 7.5 yıl geçmesine rağmen “Evinizin düzenini sağlayabiliyor musunuz?” diye sormak hangi aklın ürünü? Hayır sağlayamıyoruz 7.5 senedir biz açız ve pislik içinde yaşıyoruz. Evimizi b*k götürüyor. Bunu mu duymak istiyorsunuz? “Yemeklerinizi kim yapıyor?” Bir gün birine gerçekten anan yapıyor cevabını vereceğim. Manasız sorularınızı da ihtiyacım olmadığı halde gösterdiğiniz duygudaşlığınızı da acıyan bakışlarınızı da Yeşilçam filmlerine saklayın. Zira benim hayatım bir film değil öyle aklınıza her geleni söyleyip her istediğiniz duyguyu gösterip bana acılarımı hatırlatıp benim canımı yakmaya hiç kimsenin hakkı yok!

Üniversite birinci sınıfta tanıştığım ve yakın arkadaş olduğum bir arkadaşım var. Arkadaşlığımızın beşinci senesindeyiz. Birinci sınıfta annemi kaybettiğimi söylediğimde sadece “Başın sağolsun.” demişti. Bunca yıldır geçtiğimiz sonbahara kadar da kızın ağzından bu konuyla ilgili tek bir laf çıkmadı. Bir sohbet sırasında buraya yazdıklarımı ona anlattığımda bu konu hakkında ilk kez bir şey söyledi. Dedi ki “Ben o yüzden sana bu konuda hiçbir şey söylemedim. Çünkü ne söyleyeceğimi bilmiyorum.” Gerçekten de bu konuda bugüne kadar duyduğum en rahatlatıcı ve güzel sözlerdi. Çünkü gerçekten de basit bir baş sağlığından başka söylenebilecek bir şey yok. Keşke herkes bu anlayışı gösterebilecek kadar empati kursa.

Oh be sonunda içimden geçenleri olduğu gibi söyledim. Her seferinde dilimin ucuna geliyordu ayıp olur olsun bir şey deme diyordum. Rahatladım. :smile: Gerçekten de sabah sabah çok iç açıcı bir yazı oldu o yüzden bir kez daha özür dilerim.

Not: Siz diye başlayan cümleler kurduğuma bakmayın bu cümlelerin sahipleri buradan kimse değil.:smile: Direk söylemek istediğim şekliyle yazdım. Sonra yanlış anlaşılma olmasın da.:smile:

18 Beğeni

Ben acınacak değil, güçlü ve saygı duyulacak birini gördüm bu yazıda.

Bir yakınımı kaybetmedim, ama kaybedenlere sizin arkadaşınız gibi baş sağlığı dileyip bir daha da konuyu hiç açmadım. Hatırlatmak istemedim çünkü ben olsam ben de hatırlamak istemezdim. Konuşmak isteyen zaten bu konuyu kendisi açar. Doğru olup olmadığından emin değildim, sayenizde doğru olduğunu öğrenmiş oldum.

3 Beğeni

Durumunuzu anlıyorum ve üzgünüm. En iyisi böyle insanları bir kağıda not alıp,(aklından çıkmıyor gerçi insanın) doğru zamanda patosa atmak veya kendi ailesinin önünde katletmek, kafasını koparmak gibi çeşitli zevk veren eylemler olabilir.

1 Beğeni

Muhtemelen forumda içini en güzel döken kişi oldunuz.

2 Beğeni

Çok teşekkür ederim.

İnanın çok doğru hele ilk dönemlerde kişi aklından çıkartmak için çaba gösterirken en iyisi bu. Anlayabilen insanların olduğunu görmek gerçekten çok sevindirici. Bu duyarlılığınız için de teşekkür ederim.

2 Beğeni

Üzüldüm sizin için.
Zaten bu tip insanların çoğuyla ilişkimi kestim gibi bir şey. Genelde de böyle şeylerle uğraşmamak için durumu söylememe gibi bir yol buldum. Annemin mesleği falan sorulunca kısaca ev hanımı deyip geçiyorum.

Bunları da düşünmedim desem yalan olur şimdi.

2 Beğeni

Başınız sağ olsun öncelikle.
Yeri gelmişken ben şunu söylemek isterim. Bu tür durumda ‘acıma ile bakan ve abuk sabuk sorular soranların’ hepsin attım bir tarafa, ben gerçekten korkusuzca bu konuyu konuşan insan hasreti çektim. Çekiyorum da hala. 19 Şubatta annemi kaybettim. Sizin gibi ani değil 2 yıl kanser tedavisi gördü ama bir gün içinde öldü. Hangisi daha acıdır bilemem. Ama ben konunun değişmesini değil ben yalnızca annemi konuşmak istiyorum. Zaman bu arada ne halt yer bilmiyorum, değişiyor her şey. Ama ölüm meselesini, bu muhatapsızlığı, bu derin sessizliği konuşmak konuşmak konuşmak istiyorum. Bilgelere ihtiyacım var, başımı omuzlarına koyup onların o sakin ses tonlarıyla, hayat bilmenin imbiğinden süzülmüş kelimelerini duymaya ihtiyacım var. Ne diyeceğini bilenlere ihtiyacım var.
Öfkeliyim. Ysk nedeniyle sanırım. Her neyse. Her şey güzel olsun. Sadece yaşayan değil, bugün hayatta olmayan sevgili annelerimizin de gelecek olan günü de kutlu olsun. (Sen annemsin hala biriciğim şu an her neredeysen.)
Sevgiler

8 Beğeni

Teşekkür ederim. Sizin de başınız sağolsun.

Böyle bir şeyin kıyaslaması yok ki. Her anne kıymetlidir.
Ne diyeceğini bilen biri miyim bilmiyorum. Bilge falan olmadığım kesin. Ama gene de ihtiyaç duyduğunuzda dilerseniz bana özelden yazabilirsiniz. Seve seve anlatacaklarınızı dinlerim. Elimden geldiğince derman olmaya çalışırım.

2 Beğeni

Eyyyy demek istiyorum eyyy, görmedin mi? Night King bile şakkadanak gitti… Bu nasıl bir hırstır, nasıl açgözlülüktür? Çeyrek asırdır doymadın mı, çevrendekileri doyuramadın mı? Yeter artık düş yakamızdan, ülkeyi sürüklediğin uçurumlar bitmedi mi, yoksa umrunda değil mi?

Yoksa yoksa Game of Thrones’un son sezonunu beğenmedin de alternatif son yazıp bize mi yaşatıyorsun?

Ülkeye dair güzel umutlarımızı yerle yeksan etmek hoşuna gidiyor değil mi? Senin için bir amaç değil araç olan demokrasiyi yok etmek nasıl mutluluklar yaşatıyordur sana kim bilir? Sarayından, yudumladığın ejder meyveli smoothie eşliğinde biz fakir kullarını izlemek içinde kelebekler uçuruyordur eminim… Ben artık böyle düşünüyorum, senin bu ülkeye karşı tek bir sevgi zerresi beslediğini dahi sanmıyorum. Böyle hissetmemize sen sebep oldun.

Çok bencilsin keşke emekli olsan…

8 Beğeni

2 yıldır gaming pc toplayamadım malum dış güçler yüzünden :smirk:

1 Beğeni

Aklıma dolar aslında iki, dış güçler ülkemizi karıştırmak için yüksek gösteriyor diyenler geldi. Gülsem mi ağlasam mı :joy:

3 Beğeni

Sinirden ağladığım olmuştu bu diyenler yüzünden

1 Beğeni

Hak veririm. Çoğu zaman ben de çileden çıkıyorum.

1 Beğeni