Dök İçini Rahatla

https://www.instagram.com/reel/CoefWVWvOU-/?igshid=YmMyMTA2M2Y=

Tavşancıl belediye başkanı uygulayacaği imar planı için zemin etud raporları istemiş. Bu zemin raporuna göre de üç katlı yapılarda karar kılmışlar. Ki zaten yapının oturacağı zemin yapının tüm statik hesabına etki eder. Ama bizim ülkede tüm yapılar aynı zemine oturuyormuş gibi hazır şablon gidilir zemin araştırması falan hak getire. Gölcük ve civarı zaten adı üsten göl toprağı. Yapı taş gibi sağlam olsa bile hakkıyla yapılmamış bir temel çalışması yüzünden zemin sıvılaşmasında bina hasar almadan oldugu gibi yan devrilebilir, altından masa örtüsü cekilmiş gibi.

İdarecilerin ve yöneticilerin para yerine onuru tercih etmesi kim bilir kaç hayatı kurtarıyor ama bize rol model gösterilen insanlar kimler? Kısa sürede voleyi vuranlar. Erdemli olmaya prim verilmiyor. Kaç denetleyici içini döktü depremden sonra rüşvet almadığı için tüm çevresi tarafından enayi olarak görüldüğünü, aynı işi yapanlar ev araba dizerken kirada oturmak zorunda kaldıklarını anlatıyorlar.

8 Beğeni

Bilmiyorum bana çok trajik geldi, bu insanlar belki de askerlerin görev sahasına indirilmemesi yüzünden vefat etti. Ama cenazesinde onlarca rütbeli asker vardı… Çok bağırmak istedim ama susup izledim hep. Kader kader deyip durdular cenaze boyunca…

2 Beğeni

@darrow2111 vardı Diyarbakır’dan, ulaşabilen oldu mu acaba?

Çok yoruldum. Son 3 sene hayatın sıkıcılığı, dizilerin ve filmlerin bayatlaması beni olabildiğince kitaba itmişti. Kayıp Rıhtım da olmasa konuşacak 3-5 kişi bile bulamazdım belki de. Bu yorgunluk sizlerin de anlayacağı üzere ne iş yorgunluğu ne de bedensel. Tamamen psikolojik bir bunalımla başa çıkmaya çalışıyorum. Sistemin bozukluğu, insanların inanışları, iktidarın politikası, muhalefetin beceriksizliği derken şimdi de deprem peydah oldu ve yerle yeksan etti her şeyi. Her şeyden ayrı şu durumda bile fırsatçıların ve kötülerin bolluğu, iyi insanların bu dünyada yaşayıp tamamen acı çekmek için yaratıldığı düşüncesine sevk ediyor. Sanki yaratıcı kötü bir yaratıcı ve iyilikten nefret ederek biz iyileri bu dünyada zevk için cezalandırıp kötüleri ödüllendiriyor.

Her neyse, bu fikirden uzaklaşarak yorgunluğumun artmasının en büyük sebebi de ne yazık ki din oldu. Depremi bile kadere bağlayan kitlenin varlığı içimi hala cızlatıyor. Bazı yerlerde ve çevremde duyduğum kader kelimesinin yanındaki allah ol derse olur, allah işte yaşatıyor gibi cümleler neredeyse patlamama sebep olacak. En acısı da bu düşünceye inanan o kadar çok birey var ki insan neden yaşadığını sorguluyor.

24 Beğeni

Toplanın gidelim sayın @SJack Benzer mesajları ben de yazmıştım bu başlığa. Epeyce bir ıssız ada da aradım, artık ıssız ada kamamış meğer, sonra çaresiz puroya başladım.

(inanın çok pahalı alınmıyor. Daha az masraflı bir kötü alışnalık bulmalıyım.)

4 Beğeni

O kadar çok sıkılmışım ki bazı konulardaki birikmiş mesajlara hiç bakmamışım. Forumdaki birçok arkadaşın da aynı durumda olduğunu zaten tahmin ediyordum. Gelgelelim ki böyle bir yer bulmak bu insanlar varken çok zor. Hepimiz kendi içimizde oluşturacağız sanırım bu yeri.

4 Beğeni

@Blackheart var mı bir gelişme dostum. Dualarım seninle.

melih kendisi ile konuştum. Her yerde yazmadım akşam forumun demremzedeler ile ilgili olan kısımında yazcaktım ama kendisi (fiziken) iyi, enkazda tekrar çalışma bşaladı. Halen çıkmayan akrabası mevcut. Bir çıkan kişininde yeğeni olma ihtimali var ama benzetememişler. DEtayları yazıcam bir saat sonra herkesten bilgi topluyorum

4 Beğeni

Şu an tek düşündüğüm herkesin profiline konum şehrini eklemesi… Bu kadar ihtiyacımız olacağı aklımın ucundan geçmezdi. Boş kaldıkça üye üye mesaj tarıyorum, konum bakıyorum. Birisine ulaşırız belki diye. Diğer düşündüğüm ise mutlaka uzak bir şehirden forumdaşta telefon numarasının olması.

14 Beğeni

İç dökmek için değil düşüncelerimi açıklamak için kullanacağım bir yazı olacak.

Muhtemelen forumun son yaşanılan depreme ve deprem olgusuna en uzak olan üyelerinden birisiyim; evim deprem bölgesinde değil ve görece sağlam, son depremden etkilenmiş bir tanıdığım yok, deprem sonrası için de maddi veya manevi herhangi bir yardımda bulunmadım, yani depremden fiziksel olduğum kadar duygusal olarak da uzağım.

Bu durumda içinde bulunduğum durumun avantajlarını kullanarak gelecekteki benzer bir felaketten nasıl kurtulabileceğimi anlamak için ortamı gözlemledim. Gözlem sürecim hala sürdüğü için yargılarımın güvenilir olmadığını da belirtmek isterim.

  1. Deprem çok büyüktü; şehirler neredeyse yok oldu, on binlerce insan öldü.

Yukarıdaki madde bir felaketin tanımı

  1. Deprem sonrası müdahale ve organizasyon eksikliği en hafif tabiriyle beceriksizlik en ağır tabiriyle pasif katliam örneğiydi

Bu madde de bir felaketin tanımı.

  1. Deprem sonrası uygulanan sansür o denli sıkıydı ki bölgedeki neredeyse tek iletişim aracı olan Twitter yasaklandı, insanlar müdahalenin geç gelmesinden yakındığında onlara muhabirler tarafından sırt çevrildi, göründükleri yayınlar kesildi.

Bu madde de bir felaketin tanımı.

  1. Halk depreme yardım ederken bir üst bilinç olmadan kendi iç güdüleriyle inisiyatif aldılar, organize oldular ve hareket ettiler. Kimse “Devletin gücü her şeye yetebiliyorsa bize ne gerek var?” demedi.

Bu madde yeri gelince kurtarıcı (günümüzdeki rolü) yeri gelince felaket olabilecek bir durumu açıklıyor. Halk devlete yeterince güvenmiyor mu, yoksa halk kendisini devlet olarak mı görüyor? Halkın homojen bir bütün olmadığı bilindiğine göre toplumun içinde kaç farklı fikir odağı kendisini devlet olarak görüyor?

Peki ana akım medya bu maddelerden destek alınarak üretilen eleştirel argümanları nasıl çürütmeye çalıştı?

  1. madde kader olarak değerlendirildi.

  2. madde “Bu deprem o kadar büyüktü ki hiç kimse hazırlıklı olamazdı.” denilerek savuşturuldu.

  3. maddenin odağına dezenformasyon çıkarmak isteyen vatan hainleri yerleştirildi.

  4. madde “Halk bir bütün oldu.” denilerek güzelleniyor.

İlk üç maddede yöneticiler doğrudan veya dolaylı olarak suçlular ama kamuoyunun öfkesi Suriyelilere -haklı veya abartılı olarak- çevrilmiş durumda.
Ana akım medyada. en optimist insanın gözünü yaşartacak seviyede boş bardağın dibindeki birkaç damla su bardak doluymuşçasına gösteriliyor; sürekli devletin halkın yanında olduğuna vurgu yapılıyor.

En kaba haliyle gözlemlerim ve yorumlarım bu şekilde, süreç içerisinde daha da keskinleşip isabetli hale gelecektir. İlgim devam ederse gelecekte gözlemlerimi düzenleyip yeniden paylaşırım.

Tüm forum halkına esenlikler dilerim.

Ekleme: İnsanlar enkazdan birisi kurtulunca “Allah kurtardı.”, devlet yardıma gelince de “Devlet yaptı.” diyorlar sanki istenmeyen duruma sebep olanlar dua ettikleri şeyin kendisi değilmiş gibi. Bunun da psikolojik temelleri incelenmeli.

4 Beğeni

1-2 spiker gönlümü kazandı. Hatta bana çok itici gelen Mehmet Akif ERsoy bile iyi bir performans sergiledi şuana kadar.

Ama bazıları da acayip nefretimi kazandı. Tabiki hepsi bölgede çok sıkıntı çekiyorlardır o yüzden özellikle uyuz olduklarımı yazmayacağım ama işini yapmak ile sınırları aşmak arasında gidip geliyorlar.
Abi enkazdan çıkan görüntüleyeceğim diye, ekiplere bir çekiln diyen. Adamların zaten çalıştığı yer sabit değilken tepelerine çöreklenen. abartılı abartılı tepkiler. saça sapan isim koymalar melek bebek umut bebek, adamlar sessiszlik dedikçe stüdyo ile konuşmaya devam etmek.

Bina çökmek üzere, adamlar açılın diyor, görevliye mikrofon tutuyor…Malmısınız abi ya… Hayır şoktaysalarda o bölgeye eğitimli muhabir gitsin abi. Adam işini bırakıp sana demeç mi versin.

Bir grup bunu yaparken bir grupta demeç veren vatandaşa mikrofon kapıyor.
Yıkılan binadan değil adamın iktidar eleştirisinden korkuyorsan oraya haberciyim diye gitmeyin abi

5 Beğeni

image

Ne 10 ila 15 yılı abi? Siz dalga mı geçiyorsunuz? Bunun düzeleceğini bileyim, 50 senesini bile veririm. Kalan 3-5 yıl ya da artık ne kadar kalırsa artık o kadarını sağlıklı geçireyim yeter.

3 Beğeni

Bu ülkede imar affının insanlar tarafından talep edildiği için seçim vaadi olarak verilmesi rezilliğinin hala görmezden gelmesi malesef daha göçük altından çok insanın can vereceğini gösteriyor.

Ben seçim zamanı bir parti başkanı olarak Malatya’ya Hatay’a Adıyaman’a gidip “Kaçak yapılara göz açtırmayacağız, tüm yapıları kontrol edip yönetmeliğe uymayanları ivedilikle yıkacağız” desem %10 oy bile alamazdım. “Siz beni seçin hallederiz, o iş kolay” diyen insanlar seçildi ve vaatlerini yerini getirip o işi hallettiler. Kolonları kesilmiş, kaçak kat çıkılmış, temel atılmamış, demir kullanılmamış binalara yapı denetim onayı verdiler ve çok matah bir şeymiş gibi bunarı miting alanlarında alkışlar arasında gururla duyurdular. Biz işte bunun sonucunu izliyoruz bir haftadır televizyonlarda.

Herkesin ağzında bir “Eğitimsizlik” lafı var ama problem eğitimsizlik değil ahlaksızlık. Bir toplumda ahlak çöktüğünde verdiğin eğitimin de yönetmelik üstüne yazdığın maddelerin de hiçbir geçerliliği kalmıyor.

13 Beğeni

Hocam; ahlak, eğitim aracılığıyla öğretilir. Eğitim yalnızca müfredatta bulunan planlı hazır bilgilerin aktarılmasını içeren bir uygulama değil hayatın bütününe yayılmış sürekli bir olgudur.

Şahsi kanaatimce bir toplum çok kolayca işlevsel ahlak ilkelerini esas alacak şekilde eğitilebilir. Bunun şartı, topluma ahlakı öğretmek isteyenlerin ahlaki konuda bilgili ve topluma yaymak istedikleri ahlakı içselleştirmiş insanlar olmasıdır. Ülkemizde ahlakın topluma istenildiği gibi sirayet edememesinin nedeni -halk ağzında- “İmam osurursa cemaat sıçar.” ilkesine dayanmaktadır.

1 Beğeni

Doğru hocam da çok sinirim bozuluyor bu lafları duyunca. Bazen öfkeyle hızlı hareket ediyorum. Milletin sosyal medyada troll dediği şey benim günlük hayatımda kanlı canlı ve 7-24 maruz kaldığım şeyler.

2 Beğeni

Ben kimim?

Ben kimim? Senelerce okul okumuş bir cahil miyim? Okuduklarının üzerine gitmemiş, okuduklarını unutmuş biri miyim? Çok şey bildiğini sanan ama hiçbir şey bilmediğinin farkına dahi varamayan bir sarhoş muyum?

Ben bir üşengeç miyim yoksa ben bir tembel miyim? Ne için yaşıyorum? Yemek, içmek, dolaşmak ve uyumak için mi? Peki onca çektiğim acı, baş ağrısı ve üzüntü nedir? Ben amaçsız bir aptal mıyım? Kendine ve zihnine işkence eden bir mazoşist miyim? Manyak mıyım ben?

Potansiyeli olduğunu sanıp kendini avutan bir yalancı mıyım? Ben bir kıskanç mıyım? Yoksa ben bir özenti miyim? Ben vicdansız biri miyim? Kendinden küçüklerden daha güçsüz, daha akılsız, daha bilgisiz miyim? Ben sürekli üzgün biri miyim?

Dışarıya gülen, içeride içten içe ağlayan birisi miyim? Kendine çok güvenen biri miyim? Aciziyetinin farkında olmayan biri miyim? Ben kitap okumayan biri miyim yoksa ben bir hiç miyim? Belki de birşey olmaya çırpınan sudaki bir balık gibiyim…

07/06/2022

2 Beğeni

Ben sizin kadar karamsar değilim toplumsal bilinç konusunda, çok fazla insan var ağzının ucuna gelenleri söyleyemeyip yutan.

1 Beğeni

Son 4-5 gündeki izlenimlerim ile ülke hayatının tekrar normale dönmeye başladığını gözlemliyorum ama kafa olarak normale dönememe sıkıntısı yaşıyorum.

Geçen haftadan perşembe gününe kadar her gün yardım malzemesi götürdüğüm belediyenin toplama alanının günden güne ufaldığını, yardım malzemelerinin sığmaması nedeniyle kurulan 3-4 çadırın her gün birer birer toplandığını gördüm. Gönüllüler ve çalışanlarla +100 kişilik bir kalabalık ve hengame vardı geçen hafta, son gittiğimde 10 kişi kalmamıştı.

Çıkalım kahve içelim, çıkalım yemek yiyelim, çıkalım sinemaya gidelim gibi teklifleri geçiştiriyordum hep. En son dün, bir arkadaşımı kıramayıp dışarı çıktım ve baktım ki normal hayat çoktan geri dönmüş. Sıkıntının bende kaldığını fark ettim :upside_down_face: Deprem bölgesinden uzakta kendi halinde bir birey olarak elimden geleni yaptığımı kabul edip içimdeki üzüntü ve siniri bir kenara koyarak kendi hayat rutinlerime dönmeye çalışma zamanı gelmiş sanırım.

6 Beğeni

Hayata bir kısım çoktan döndü. Bir kısımsa zaten o noktaya gelmedi bile…

Kendi başına gelene kadar her felaket aslında bir kaç sıyrıktan ibaret. Ama kendisi düştüğünde buraya en uzun yazıyı, whatsapp a bitmek bilmeyen durumlarını paylaşacak. Yardımı da en çok o hakedecek.

Bu bizim değil, dunyanın sorunu. İnsanlıktan çıkıp başka bir aşamaya geçmemiz. Ama tabiki sen de kahve içecek, sinemaya gidecek ve yaşayacaksın. Başta biraz utanarak ve sonra normal olarak. Başka türlü yaşanamaz çünkü… Sen bunu yapacaksın belki 1 belki 5 yil sonra bu olayı en merkezde yaşayan da yapacak.

Sen belliki kendince gerekeni yapmışsın. Tabi herkes bir fazlasını ister ama mücadeleni vermissin. Yaşamaktan utanma…

2 Beğeni

Her felakette ülkenin “aydın kesimi” diye nitelendirilen insanlara güvenimi biraz daha kaybediyorum.

Ortaokul mezunu insanların dahi söylemeyeceği, savunmayacağı onlarca şeyi her gün tv kanallarında ve sosyal medyada adının önünde “prof. dr.” ünvanı taşıyan insanlardan duymak çok umut kırıcı bir durum.

8 Beğeni