Dök İçini Rahatla

Teşekkür ediyorum size

Ortada çok büyük bir bilgi ve haber kirliliği var yine. İnsanlar kendileri bizzat şahit olmadığı yada akla bilme yatkın olmayan şeylere hep şüpheyle yaklaşmalı.

Bu gibi büyük olaylarda uğraşması en zor şey bu haberlerden hangisinin gerçek ve doğru olduğunu tespit etmek.

1 Beğeni

Arkadaşlar,Adanayım herkese geçmis olsun iki depremede evde yakalandım. Adana’da ençok çukurova bölgesini etkilemiş T.Özal S.Demirel bulvarları çevresi .Eğer aşağı tarafta olsaydı Adana için büyük bir yıkim olurdu.Etratimizdaki binaların yarısı kullanılamaz hale gelmiş.Çok zor durum …Arkadaşlarım Hatay,Maraş,Antep ve Osmaniye tarafında oturan okuyan akraba çoktu. Yakın çevreme bir şey olmasada malesef onların yakınları enkaz altinda kaldı. İlk gunden haberleri almıştım haberler maalesef boş yapıyordu o zaman durum çok kötüydü ilk günden. Normalde böyle şeyleri haberden görürdüm sıcak evimden izlerdim başına gelince anlıyor insan.Adana soğuk diger illeri düşünemiyorum donuyordur.iki depremde çok fenaydı ilk deprem resmen sallamadı hoplattı hani ipe kuvvet uygunlarınsında dalga hareket eder öyleydi. Yataktan hoplattı. Umarım her şey iyi olur yakınlarını kaybeden forumdaşların başı sağolsun .

11 Beğeni

Hafta başından beri içimde tutuyorum ama artık şiştim. Ara ara gelen ağlama krizleri.
Yediğimden, içtiğimden, evimin huzurundan utanma duygusu.
Ama hepsinden daha beteri…

35 neredeyse 36 yaşındayım 1.90’a 130 goril kasa bir insan irisiyim. Hayatım boyunca örümcek hariç neredeyse hiç bir şeyden korkmadım.
Mesela geçen hafta ailemle kar yağışından dolayı dağda mahsur kaldım ama korkmadım, bir şekilde kurtulduk hatta daha sonra çok güldük.
Gece mezarlıklarda çoook dolaşmışımdır.
Bunlar sadece ufak tefek olanlar, çıtır çerezler.

Bu depremden sonra ise gerçekten korkar oldum, hemde çok korkuyorum.
Tabiri caiz mi bilmem ama it gibi korkuyorum.
Çünkü bu depremde gördüğüm şeyler bir baba olarak çok canımı yaktı, iliklerimi bırakın ruhumun derinliklerine işledi.
Sadece canımı yakmakla kalmadı kalbime deli gibi bir korku saldı.
Kendime, bana bir şey olmasından korkum yok evladım için korkuyorum.

Terk edilmekten korkuyorum çünkü bu üç günde öyle terk edilmişlikler gördüm ve duydum ki artık it gibi korkuyorum.

25 Beğeni

@Korgi, bunda tuhaf bir şey yok. deprem görmüş herkes seni az çok anladı ve daha önce benzer durumları yaşadı. Ben de deprem gördüm, çocuktum ama gördüm. Babamın evi iş yeri hep yıkıldı, sonrası ise yoksulluk. Asla eskisi gibi toparlanamadık.

Çocukken gece sıcrayarak uyanırdık. Yetişkin olduğumda en ufak sarsıntıda uzun süre tedirgin tedirgin saatlerce tavana bakar olduk. Bıraksalar ilk be gidecektim afet bölgesine. Şu an samsundayım, depremde burası da sallandı hafifce. Ama bala avizelere bakıyorum.

İnsanın içine yerleşen bir korku bu. tabiat karşısındaki acizliğimizi görüyoruz, zamanla unutsak da en ufak bir sarsıntıda geri geliyor.

7 Beğeni

Çok teşekkür ederim ama benim anlatmak istediğim korku deprem korkusu değil işte.
İzmirliyim kendimi bildim bileli çok yıkıcı olmasa da hep deprem olurdu.
En son depremde morgda çalıştım. O çalışma beni biraz sarsmıştı ama dedim ya bu sefer başka. Bu terk edilmişlik hissinin verdiği, insanlara yardım gidemeyişinin korkusu. , insanların bütünleşmesine karşı çok büyük bir mutluluk ve umut var içimde ama insan bazen umutsuzluğa kapılıyor işte.
Çok fazla empati yapıyorum, orada olan insanların yerine kendimi koyup çok düşünüyorum ama ne yapabilirim ki?
Bu belki bir gün aciz kalmanın, bir şeyler yapmamanın korkusu galiba.

Tabiat karşısında ki acizliğimizi unutur ve kendimizi üstün görürsek zaten kendisi bize bir şekilde hatırlatıyor, bizim yapmamız gereken onunla uyum içinde olmak. Tabi bu coğrafya için biraz ütopik bir şey sanırım.

İçimizi döktük ağlaştık bitti hadi içimizi karartmayalım. Daha ayağa kaldıracağımız insanlarımız ve ülkemiz var.
Her şey daha güzel olacak.

Size bir sır vereyim mi? Babalar kokusuzdur ve hiç bir şeyden kokmazlar. (Örümcekler hariç.) :slight_smile:

8 Beğeni

Ben 96’da doğdum, Marmara depremi henüz olmamışken. Ben 5 yaşında Türkiye gelmeme rağmen babam deprem sonrası; insanlar için endişe edişini, sahada oluşunu, çaresizliği anlatırdı bana.O küçük yaşıma rağmen hatırlarım. İnsanlara yardım etmekle doldum taştım. Büyüdüm bir şekilde, hastanede bir sürü acılar gördüm bazen yardım edemedim, bazen çok dua aldım yaşama dönenler oldu çünkü. Mutlu olduğum da oldu. Ama ben hayatımda bu hafta kadar hiç üzülmedim. Çaresiz kaldım, uyuyamadım düşündüm. Gidemedim de sahaya elimde ciddi bir kırık var, gönlümü bıraktım ama. Gerçekten dedim gelemez miyim, aklım gönlüm orada dedim. Gidemedim. Biriyle iletişime geçebildim, kanser hastası bir anneymiş şu an kemoterapi alıyormuş ama henüz çok genç. Sevki için uğraştım durdum. Şimdi gerçekten iyi, buruk bir şekilde mutlu oldum.
Evime gidemedim ben, oturdum fayansa hastanede bekledim. Nasıl gideyim ki ben evime.
Her sabah soğuk diye söylendiğim için kızdım kendime, sürekli kızdım. Bu soğuk kış zamanlarında zor durumda olan her ailenin, her insanın ellerini tutmak istedim ben. Oraya gidip yardım etmek, iyileştirmek istedim. Ama elimden gelen ilaç, battaniye ve başka yardımlardan başka bir şey değil.
Kalbim kırık, öfkeliyim, kızgınım en çok da üzgünüm.
Keşke hepsine yetebilseydim.
Olayın diğer boyutu beni daha çok öfkelendiriyor. İçimdeki kin, nefretin nasıl bir boyuta ulaştığını bile hesaplayamıyorum ama şu an biraz umutlu olmayı istiyorum iyileşenler veya saatlerdir direnen depremzedeler için. Onların hepsi canımızdan can.
Gördüğüm her şey zihnimde benim. Ölsem de unutmam.

Tekrar hepimize geçmiş olsun. Çok üzgünüm.

10 Beğeni

İnanilmaz bir organizasyon sorunu var. Yani bu her alanda var maalesef. Bilet alacaksin alamiyorsun. Alsan almanin anlami yok. Belediyeyi ariyorsun depremzedeler icin barinak vs. icin kaymakamlik ara diyor. Orayi ariyorsun bizle ne alaka diyor. Geri donuyorsun belediyeye bize kesin talimat var kaymakamlik bakacak diyor. Bolgeden jandarma kaydiyla cikmasi lazim diyor. Ya da burada polise kayit diyor. Orayj ariyorsun polisin hicbir seyden haberi yok ama iclerinde tek yardimci olmaya calisan da polis. Butun bilgilerimi alip her bilgi geldiginde alip ariyor. İnsan insansa kendisini belli ediyor. Oteller ayarlandi diyorlar, ariyorsun otel diyor 1 gun ancak listeye not ediyoruz filan.

Mikro bir gurup olarak cok kisiye yardim ettik. Su uzak mesafeden yani nasil oluyor koca koca kurumlar bön bön davranabiliyor. İsbilmeyen insanlar bir yere gelince boyle oluyor. İnanilmaz bir isbilmezlik var. Dorr gundur inanin 5 saat uyudum her an birisine ulasirim faydam dokunur, iletişim kurabilirim diye cirpiniyoruz. Parmaklarim uyustu artık yazmakta gucluk cekiyorum. Dua ediyorum, iyi haber bekliyorum ama anlamsiz anlamsiz akil mantik disi kurumlar yuzunden bir arpa boyu yol almak icin 6 saat telefonda gecirmek zorunda kaliyorsun. Sonra bu bön insanlar gelip evime yardim kolisi getirip reklam konusu edecek şoktaki insanlari filan. Bakin hâlâ malatyadan izmire ulasim saglayamadim 4 gun oldu! Adanaya kadar kendi imaknlariyla ulastilar. Perisan oldular.

Havalimanina gidiyorlar ne bir liste tutan var ne bir sey. Millet kavga dovus gırtlak gırtlaga. Bir yandan yagma var. Polisler bir yandan itiiriyor. Ucak mucak yok. Bedava ucak varmis paralisi bile ortada yok. Bedava otobus varmis. Varmis da varmis.

Beynim arrik hamur gibi. Yardim topluyorum. İmkani var biliyorum. Depremzedesi yok, evinde ah ah vah vah ediyor da 5 lira bile vermek istemiyor. Lafa gelince ah ah cok uzuluyorum. Bu kaos bitince tum bu faydasiz insanliktan nasibjni almamis herkesi silecegim hayatimdan. En zor gunde faydası olmayanın hayatimda yer kaplamasina gerek yok. Ya biz burada depremzedesi olanlar olarak bile birbirimize hee seyi yapiyoruz. Hangimiz oncelikliyse oraya kosuyoruz. Ben anlamiyorum

Cok doluyum arkadaslae.

18 Beğeni

Kurtarma çalışmalarında rezillik diz boyu, az önce Mehmet Akif Ersoy’un haberine denk geldim. Şöyle ki;

Ya bu nasıl bir ahlaksızlıktır. İnsanlar donarak, yanarak, tonlarca ağırlığın altında kalarak can verirken siz nasıl reklam peşine düşebilirsiniz! Belanızı bulun, kahrolun.

16 Beğeni

Endişelendiğim insanlar iyi, hiç düşünmediğim bir kişi ölmüş.
:cry:

3 Beğeni

Yazmayayım yazmayayım insanların dertleri zaten kendi başından aşkın diyorum ama yok tutamıyorum artık içimdekini çok doldum. Öğrenciyim kaç gündür elimden ne geliyorsa yapmaya çalışıyorum maddi manevi olarak. Montlarım ceketlerim vardı fazladan gönderdim hepsini. Bugün ilk defa kan vermeye gittim normalde iğne de beni rahatsız eder bir tüp kan verirken bile o tarafa bakamam çok rahatsız olurum ama gittim bir torba kan verdim. Sonrasında kötü oldum biraz yarım saat kadar orada bekletildim o an bile şunu düşündüm insanlar canlarıyla uğraşıyor benim burada bekleyip görevlileri yavaşlatmaya ne hakkım var… Yemek yerken, uyurken, ısınırken hatta dışarı çıktığımda üzerime aldığım atkı ve mont bile beni kendimden tiksindiriyor. Oraya yardıma gitmek istiyorum ama gidip insanları yavaşlatmayı göze alamıyorum. Ben kimya okuyorum hocamla, arkadaşlarımla vs. konuştuk bölgeye yollamak için hijyen malzemesi olarak sıvı sabun gibi şeyler yapabilir miyiz diye bakıyoruz. Elimden en fazla bunlar geliyor.

En çok koyan bu değil ama. Şu an bana en çok koyan o yıkılan binaları yapan iş bilmez mütahitler, bunları denetlemeyen devlet, depremi bas bas bağıran bilim insanlarının dinlenmeyişi, şu an reklam para pul peşinde koşan adi insanlar hepsinden nefret ediyorum. Omuzlarında nasıl bir yük taşıdığının farkında olmayan herkesten nefret ediyorum. Şu zor günlerde kendi çıkarı için, üç kuruş için yardım etmeyen herkesten nefret ediyorum. Yolda sokakta gördüğüm gülebilen herkesten nefret ediyorum tiksiniyorum. En çok da kendimden nefret ediyorum ama bu satırları yazabildiğim için…

12 Beğeni

Başınız sağolsun, Allah sabır versin.

Yardım edemiyor veya az yardım ediyor olanlar üzülmesinler elinden geleni yapıyorsunuzdur zaten. Olduğu kadarıyla artık. Allah razı olsun yardımcı olanlardan. Zaten zor günler bir de bu yüzden kendinizi üzmeyin.

1 Beğeni

Bu her zaman olan şey. İzmir Van hep oldu. Bir başka durum da ben ekleyeyim. Gönüllü olarak gelip hırsızlık yapmaya gidenler var. Kaç kişiyi yakaladık GBT lerinden. Hırsızlıktan sabıkalı hatta cinsel suçlardan sabıkalı. Biri gelmiş geri dönüşte üstümüz aranıyor mu diye bile sordu :roll_eyes: Her isteyenin de öyle bölgeye gitmemesi gerekiyor. Baya sorunlu kişi var.

2 Beğeni

Bende hiç bu konulara girmedim ama, bu ülkenin içişleri bakanı, polisi, savcısı nerede.
1 hafta oldu. Bir tane soruşturma göz altı var mı? o evleri yapan mütahitlerin hiç biri orada değil araştırsan hepsi izmirde, istanbulda bilmem nerede. Sen ben birine bıçak çeksek 3 gün gözaltına alınırız. Var mı bir tutklama?

Bir gazetici haber yapsa, emekli 75 yaşında albayı vs yi yurtdışına çıkış yasağı koyarlar. Var mı mütahitlerin çıkış yasağı?

Benim yaptığım ev yıkılsa şuan 50 kere yurt dışına kaçmıştım.

Bunu sormanında siyaset oluyor adı…

6 Beğeni

Eskiden içimi döktüğüm zaman rahatlardım şimdilerde ha dökmüşüm ha dökmemişim pek fark etmiyor. Sussan olmuyor, konuşsan olmuyor. Ortaya karışık takılsan o da olmuyor. Uzunca bir süredir kronik melankoli halinde yaşayıp gidiyorum. Yaşıyor muyum onu da bilmiyorum. Aslında ne kimsenin umurunda, ne kendimin. Birisi “laf olsun torba dolsun” demiş de hayat öyle var olmuş gibi.

6 Beğeni

“Yaptığın yardımı bağıra bağıra, milletin gözüne soka soka, çarşaf çarşaf sosyal medya hesaplarına sererek yapmıyorsan, yardım yapmayan, kötü niyetli, bencilin tekisin” pespayeliği bu tür büyük felaketlerde mide bulandırıcı bir seviyeye ulaşıyor.

Tutuklanırım korkusuyla felaketin asıl sorumlularına, asıl katillere tek laf edemeyenler şuursuzca gücünün yettiğine saldırıyor. “Şu yardım yapmamış, bunu yardım yaparken görememişler, herkes yardım yaparken o nerdeymiş…” Nerden biliyorsunuz yardım yapmadığını? Kadının adamın banka hesabını mı hackleyip baktınız? Evine kamera mı koydunuz? Arabasına mikrofon mu yerleştirdiniz? Bu nasıl bir embesilliktir cinlerimi tepeme çıkarıyor her seferinde. Millet yaptığın yardımın dekontunu kıvırıp kıvırıp bi taraflarına sokmadığın sürece rahat etmiyor.

Zekası ayakkabı numarasından düşük tiplerin ünlü ettiği, elinde telefon, yakasında mikrofon, arkasında üç beş kameraman ile yoksul aile, engelli çocuk, yardıma muhtaç yaşlı avına çıkan sosyopat “influencerlar” ile görgüsüzlüğü, sonradan görmeliği, ahlaksızlığı, yüzsüzlüğü, pespayeliği normalleştirdiğiniz yetmedi bir de herkes böyle yapsın diye cadı avına çıkıp yapmayan insanları hedef gösteriyorlar. Tiksiniyorum yemin ediyorum…

16 Beğeni

Lütfen ,BU DEPREM BİR KAÇ AVRUPA ÜLKESİNDEN DAHA BÜYÜKTÜ demeyin.
Bu cümle; olay çok büyük, devletin, hükümetin yapacağı bir şey yoktu demektir.
Bu bir mazaeret ise:

Konya, Ankara ,Sivas tek başına zaten yüz ölçümü olarak bir çok Avrupa ve dünya ülkesinden büyüktür. O zaman bunlardan birinde deprem olursa yapacak bir şey yok…

Nüfus olarak Avrupadan kat kat büyük ilçeler bile mevcuttur.

Olan şey Türkiye’nin neresinde olursa olsun 7 üstü bir depreme hazır olunmadığıdır. Bilin istedim.

14 Beğeni

Evet, yine birilerinin suçlarını masumlaştırmak için yapılan algı oyunları. Ne işe yaradığı belli olmayan yararsızlar çıkmış “bu depreme dayanacak bina yapılamaz” diyor, diyor ki hani müteahhitlerin peşine düşülmesin, imar barışının peşine düşülmesin, denetlemecinin peşine düşülmesin, ruhsat verenin peşine düşülmesin. Bu depreme dayanacak bina yapılamıyorsa o yıkılan binanin yanındaki ne, ufo mu? O da bina. Yıkılmayan yıkılmıyormuş demek. Ki bir bina tasarlanırken en kötü senaryo olarak kullanılmaz hale gelse bile içindekilere mezar olmayacak şekilde tasarlanır. Büyük bir afet büyük bir yıkım ama tedbirsizlik ve basiretsizlik afetin yarattığı değil ortaya çıkardığı bir durum.

9 Beğeni

Kesinlikle. Ayrıca yüksek riskli bölgelerde çok katlı bina yapılmasına izin vermeyerek de bu sorun çözülür. Ama işte arsa sahibi de, müteahhit de, belediye de bunu istemiyor genelde. Hatay’ın bir belediyesinde belediye başkanı kaçak çok katlı yapıya izin vermemiş, ilçede hiç can kaybı da yaşanmamış. Fakat deprem gününe kadar başkanın burnundan getirmişler. “Selamımı almayan vardı” diyor adam.

12 Beğeni

Hatay Erzin belediye başkanı Ökkeş Elmasoğlu

1999 depreminde de Salih Gün Tavşancıl belediye başkanı

Her ikisi de kaçak yapılaşmaya, depreme uygun olmayan binalara izin vermemiş.

Salih Gün başkanlığı bıraktıktan sonra halk yine bir şey öğrenmemiş. Hemen kaçak yapılara, kaçak katlara başlamışlar.

5 Beğeni