Ekonomi & Borsa Köşesi

@erce eline sağlık hocam

Valla hocam kusura bakma hep geç cevap verdim sana, aşağıdakini de yazmışım yazmışım yollamamışım, dikkatim falan dağıldı herhalde.

Hocam açıkçası bende hiç bir şey yok. Olup biteni kendimce anlamaya çalışıyorum. Yanlış/saçma sapan şeyler söylüyorsam düzeltilmek çok isterim. Aslında terim falan da çok bilmiyorum, borsayla ilgili kimseyi de takip etmiyorum. Mesela "sürtünme"nin dayılar tarafından kullanıldığını bilmiyordum hahaha. Benim kafamda onu ben uydurdum, fizik analogu gibi kullanıyorum.

Mesela vergi benim kafamda mekanikteki sürtünme gibi çalışır diye düşünüyorum. Her alışverişe yüzde elli vergi koyarsan, 5 alışveriş sonra ortada dönen paranın yüzde 97’si (31/32) piyasadan çekilmiş olur. Devlete döner. Para basmak bir cisme ivme vermekse, vergi almak da sürtünme gibi bir şeydir gibi yaklaşıyorum.

Verimli pazardan beklentiyle de kastettiğim şu tarz şeyler hocam:

  • Ürettiğin değer artmadan bastığın para artarsa paranın değerinin düşmesi lazım.

  • Dövizi sabit tutup tl’ye yüzde elli daiz vermek, yüzde elli faizle dolar borçlanmakla aynı şeydir.

  • İki para biriminden birinde yüzde x enflasyon varsa, diğerinde 20x enflasyon varsa, birinin diğerine karşı hızla değer kaybetmesi lazım. (üretimler vs. çok farkllı değilse tabi)

Benim kafama yatmayan olay, bunların gerçekleşmemesi ya da beklediğim hızda gerçekleşmemesiydi.

Ben de tam böyle anlamıştım şöyle bakınırken yazılanlara. :smile:

Nef tekrar merhaba, güne gene uzun bir yazıyla başlayacağım gibi ama cevap vermeden duramadım. Hemde yine merak eden olur belki.

“sürtünme” ile başlayalım böyle bir kavram var demedim, bunu birileri uyduruyor ve yaygınlaşıyor gibi dedim ki öyleymiş.

Sana tavsiyem (haddimi aşarsam kusura bakma) hem bilmediğim bir alan var diyip hem de bu alanda kelimeler ile tanımlama yapma. Cevap vermek zor olduğu gibi anlayan için de komik duruyor. Anladığım kadarıyla fiziğin daha iyi. Şöyle bir örnek veriyim.

“Suyun kaldırma kuvveti” diye bir terim vardır. Senin kurduğun cümleler ekonomi için şuna benziyor:

“Suyun yukarı itiş yönlü manevrasından kastım, uzayda fırlatılan bir topun bir gezegen tarafından çekilene kadar sonsuza kadar gitmesidir”

Ya benim hatam ben böyle anlıyorum yada trolleniyorum :slight_smile:

Ama terimleri hatalı kullanarak kompleks cümle kuruyorsun.

Verimli Pazar için verdiğin üç örneğin üçü de ne pazar, ne bir verimlilik göstergesi.
Peki sen bir örnek ver dersen…

Örneğin Konut piyasası bir pazardır. Alan - Satan bir arada bulunur. Hatta kira bile bir piyasadır.
Verimliliğe gelince:
1 yıl içinde X birim parayla bir ev aldık. Hemen akla şu geliyor. Aynı parayla dolar alsaydık, faize verseydik veya hisse senedi alsaydık, bütün bu araçlardan daha fazla getiri aldıysak ev verimlidir gibi… Ama bu doğru tanım değil bu daha çok karlılık, ev daha karlıdır. Ancak;

  • 3+1 ev almak yerine iki adet 1+1 ev aldık. (Aynı piyasa aynı ürün)
  • Evleri değerlensin diye elde tuttuk. Bu sırada da kiraya verdik. Piyasa koşulları gereği 3+1 i tutan kiracı uzun süre evde kalıcı olduğundan bu eve fazla kira zammı yapamadık. Ancak 1+1 evde kısa süreli konaklayanlar kaldığından her sene evi sıfırdan verip yüzde 25 den daha fazla kira geliri elde ettik. iki yıl içinde 1+1 evlerin kira getirisi 3+1 i geçerken, evlerin fiyatı aynı anda arttı. 1+1 ev yapmak da artık yasak olduğu için bu tip evlerin sayısı azaldı evi satarken 3+1 e kıyasla daha fazla müşteri karşımıza geldi.

İşte bu verimliliktir.

“Mesela vergi benim kafamda mekanikteki sürtünme gibi çalışır diye düşünüyorum. Para basmak bir cisme ivme vermekse, vergi almak da sürtünme gibi bir şeydir gibi yaklaşıyorum”

Bunu da yorumlayacağım. Her bilimdeki kavramı getirip başka bir alana yerleştirmek o alanı tanımıyorken çok doğru olmuyor. Sürtünme dediğin şey evet yavaşlatan bir şey. Ama burada fizik gibi çalışmıyor. Sürtünme katsayısını iyice arttırırsan, sonsuza kadar arttırsan, bir noktadan sonra bu kuvvete maruz kalan cisim duruyor. Artan sürtünmede bir süre sonra cisim 5-6 kat hıza ulaşmıyor. Ekonomide böyle değil.

Vergi öyle bir kavram değil. Hangi piyasada, hangi vergiden bahsediyoruz?
Giffen malı denen bir şey var mesela. İrlandalılar için bu Patates:

Şimdi hayal et patatese devlet dedi ki yüzde yüz vergi getirdim. Yüzde bin vergi getirdim… Türkiye’de ne olur? Lan patates yiyeceğime gider makarna alırım, cips alırım, beş ekmek alırım dersin.
Patatese öyle bir vergi koyduk ki kilosu 700 TL oldu. Ulan dersin, patates yemem biftek yerim.

İrlanda da tam tersi oluyor. Sadece patates için, patatesin fiyatı arttıkça insanlar daha çok ürün alıyor. Bu fiyat artışını vergi ile yapalım. Aynı dünya, iki ülke , aynı ürün, aynı aşırı yüksek vergi ama farklı etki. Birinde alım durdu birinde fırladı gitti.

Keza enflasyonda öyle. Param değersizleşir, hayat daha pahalı olursa farkı kapamak için daha çok çalışırım doğru mu? Doğru. Geceleri taksiye çıkarım. İki iş yaparım. Devam etti enflasyon artmaya üç işe çıktık. İyi de en fazla kaç iş yapabilirim? Devam etti enflasyon… 4-5- 6?

3 işten sonra ne olur biliyor musun? Hiç bir işte çalışmam. Sonuçta ne yaparsam yapayım elde ettiğim gelir zararına dahi yaşatmıyorsa, kendimi yorup aç kalmaktansa, evde tv izleyip yorulmadan aç kalmayı tercih ederim.

Bu yönüyle ekonomideki olaylar vergi, enflasyon vs fizikten çok matematikteki parabollere benzer. Bir yerden sonra eğri öyle bir döner ki yapmak istediğinin tam tersi etkiyi alırsın.

Çok uzattım ama umarım açıklayıcı olmuştur.

2 Beğeni

Hocam sanırım bir konuda yanlış anlaşılıyorum. Ben genelde ve de ekonomi konusu özelinde, biraz daha ab initio (ilk prensipler?) bir anlayış peşindeyim. Konunun uzmanı değilim ama cahil de değilim, sadece ekonomide genel kabul görmüş açıklamalar beni bu arayışımda pek tatmin etmiyor. Derdim sizi trollemek değil, cahil cesareti şovu yapmak da değil. En temel ilkelerden başlayıp gözleme gidememek bir problem aslında. Gençliğimi bir sürü bilim dalında eğitim alıp bir noktada sıkılıp bırakmakla geçirdiğim için bunu kalan pek çok konuda az buçuk yapabiliyorum, ekonomide de bir ölçüde yapabiliyordum ama bu konuda yapamadım, bu yüzden kayıbım biraz.

Estağfurullah hocam aslında bir bilenden reddiye tam aradığım şeydi. Bu tenkitleriniz benim için çok değerli, teşekkürler vakit ayırıp cevap yazdığınız için. Konuşmanın ilerisinde de cevaplarımı bu çerçevede ele alın lütfen; derdim boş muhalefet etmek değil.

Diğer yandan sıklıkla ortalama üstü zekada olduğum söylenir, okuduğumu da anlayabiliyorum. Bazen saçmaladığım olur ama çok da sık olmaz gibime geliyor. Bu konuda bir otorite olmasam da belli bir hüsnüzan düzeyi bekleyebilirim diye düşünüyorum, ama tabi dediğim gibi önceliğim hak edilmişliği şaibeli bir nezaket görmek değil işi kökünden anlamak. Bu açıdan saçmaladığım yerde rahatça gömebilirsiniz ben gocunmam.

Burada noktanızı anlıyorum. Aslında kafamdaki tam model de sürtünme değildi bu konuda, daha çok bir üssel bozunma idi. Anlayan için komik duruyor olabilir, ama ben vergi mekanizmasının bu şekilde incelendiğini hiç görmedim (belki bu?). Belki bu benim yeterince müktesebata hakim olmamamla ilgilidir, siz gördüyseniz beni aydınlatın lütfen. Durum buyken ben “anlayan” birisine bu modeli nasıl anlatabilirim ki? Okey, sürtünme belki doğru analoji değildi. Ama wiki sayfasına bakarsanız diğer örnekler de o konuların uzmanı olmayanlara pek bir şey ifade eden şeyler değil :sweat_smile: Benim modelim mi yanlış? Yoksa gerçekten ekonomide böyle bir yaklaşım geliştirilip tenkit edilmemiş mi? Yoksa ben mi kaçırıyorum? Bunun cevabını bilmiyorum, siz biliyorsanız öğrenmek isterim haha.

Neyse sürtünmeyi fiziği kaldırma kuvvetini bir kenara bırakırsak vergiyle ilgili noktam şöyle bir şeydi. Biz aramızda 50 kişi toplansak ve lokal bir ekonomi oluştursak, berberi değirmencisi fırını vesaire ile, hepimiz gelirimizden vergi versek, sistemde dönen para exponansiyel bozunma ile azalmaz mı (vergi oranına ve paranın dolanım hızına göre)? Dışarı mal satmamız ve ya kasaba emeklilerinden/memurlardan/turistlerden/kısmi rezerv mekanizmasından sisteme para girişi yapmamız lazım. Tersi şekilde de eğer devlet para basarak sisteme soktuğu parayı artırıyorsa, diğer yandan vergiyle çektiğini de artırıyorsa o kadar da büyük sorun olmayabilir. Mehmet Şimşek reyiz bir yandan haklı gibi, tabi ben olsam farklı yaklaşırdım mevzuya o ayrı.

Dediğiniz doğru, ama bence sonuca o kadar da etki etmeyen bir durum. Ama benim noktam zaten devletin vergi yoluyla potansiyel olarak her alışverişten para çekmesi ve bunun sonuçlarıydı. Yani okey, bazı alışverişlerden çeker/çekmez ya da spesifik bir alışverişten çok çekmesi başka bir alışverişten çektiğini artırabilir ya da azaltabilir. Bunlara bir şey demiyorum.

Ama mesela en basitinden yaşadığım yerde ben yarıya yakın gelir vergisi ödüyorum (adı gelir vergisi olmayan ama maaştan oran olarak kesilen şeyleri de katarsak). Burda bence Giffer’lık Veblen’lik Laffer’lık bir durum yok; ve benim mal/hizmet aldığım insanlar da gelir vergisi ödüyor (benden az ya da fazla). Onların mal/hizmet aldıkları insanlar da ödüyor. Bu üç adımda bile patronumdan aldığım paranın yüzde 80’i falan devlete gitti. Bu birebir olarak üssel bozunma örneği diye düşünüyorum ben. Bu muazzam bir para çekme mekanizması gibi geliyor aslında, paranın dolanımını engelleyerek. 5 el değiştirdiğinde paranın yüzde 97’si falan kayboluyor mesela. Enflasyonun para miktarından sonraki en büyük bileşeni dolanım hızı deniyor, ve bu şekilde dolanım adeta frenleniyor. Hmm. Fizikte buna çok benzeyen kavram vardı ama şimdi adı aklıma gelmedi. Tamam şaka şaka :melting_face:

Örneğinizi anlıyorum, benim verdiğim örnekler de verimli marketin bir adım ötesindeki sonuçları gibi geliyor. Belki adım atlamışımdır, derdimi anlatamamışımdır o yüzden. Mesela şu örnekte:

Bu verimli pazar tanımı değil evet, ama verimli pazarda olsak doğru olması gereken bir şey diye düşünüyorum. Mal miktarı artmadı, ihtiyaç azalmadı, ama ortamdaki/insanlardaki para arttı. Fiyatın yükselmesi lazım bence, verdiğiniz örnekteki 1+1’ler gibi aynı.

Ha, ama paranın dolaşımını kesinlikle sürtünme olmayan mekanizmalarla yavaşlatırsak hissedilen değer düşüşü engellenebilir ya da geciktirilebilir, bu kafama yatıyor mesela. Sizin ilk açıklamanızdan sonra “HAAA SÜRTÜNME” demem de bu yüzdendi. Umarım derdimi anlatabilmişimdir bu sefer.

Sürtünme dediğiniz vergi çoğaltanı olsa gerek.