Elantris

ELANTRİS devasa, güzel, kelimenin tam anlamıyla parlak, güçlü büyülü yeteneklerini Arelon’un tüm insanlarının iyiliği için kullanan hayırsever varlıklarla doluydu. Ve bu tanrısal varlıkların her biri, Shaod’un gizemli dönüştürücü gücü onlara dokunmadan önce sıradan birer insandı.

Ancak on yıl önce, hiçbir uyarı olmaksızın, büyü çöktü. Elantrianlar buruşuk, cılız, cüzzamlıya benzer yaratıklara dönüştü. ELANTRİS’in kendisi de karanlık, pislikle dolu ve döküntü haline geldi. Shaod artık bir lanetti.

Arelon’un yeni başkenti Kae, halkının unutmak için elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıkları ELANTRİS’in gölgesinde kalıyor. Teod Prensesi Sarene, Veliaht Prens Raoden ile bir devlet evliliği yapmak için geldi. Karşılıklı mektuplaşmalarına dayanarak mutluluk bulacağını umuyordu. Ancak mutluluğun yerine prensin ölü, kendisinin ise onun dulu kabul edilmiş olduğunu gördü., Acımasız Fjordell bağnaz fanatiklerinin imparatorluk hırsı karşısında son direnen ülkeler oldukları için hem Teod, hem de Arelon tehdit altındalar.

Fırtınaışığı Arşivi ve Sissoylu serileri ile fantastik kurguya damgasını vuran Brandon Sanderson’ın ilk kitabı olma özelliği taşıyan Elantris, yazarın ne kadar iyi bir kurgu ustası olduğunu bizlere bir kez daha kanıtlıyor.

Aslında Kozmer için tek bir başlık mı açsam diye düşünsem de gelin burada Elantris’ten bahsedelim, sevdiğimiz, sevmediğimiz yönlerinden, diğer Sanderson kitaplarıyla olabileceğini düşündüğümüz bağlantılardan konuşalım

7 Beğeni

Böyle yapman daha iyi olmuş @cankutpotter. Her kitabın kendine ait başlığı olması karışıklığı en aza indirgeyecektir :krs:

Elantris benim de çok sevdiğim ve okurken heyecanlandığım, “Bu bölümü bitireyim, kesin uyuyacağım,” dediğim halde bir sonraki bölüme hunharca devam ettiğim bir kitaptı. Açıkçası üç ana karakterin gözünden her bölümde ayrı ayrı bakmak, birine bir bölümde sinirlenirken diğer bölümde onun gözünden olaylara bakıp “Aslında o kadar da haksız değilmiş,” demen ve daha birçok şey bu romanı sevmemi sağlayan etmenlerden. Tabii ki kurgusu, gidişatı ve daha birçok kısmı da Sanderson’un bu yapıtını sevmemde büyük rol oynamakta.

3 Beğeni

Üniversitenin ilk dönemini bitirir bitirmez okuduğum için benim nazarımda ayrı bir yeri vardır Elantris’in, bir de yılbaşı hediyemdi. :slight_smile: Yakın zamanda bir daha o dünyaya dalmak keyif verecek. :slight_smile:

Uzun zamandır ballandıra ballandıra konuşulan, eserlerine başlıklar açılıp durulan Brandon Sanderson külliyatına giriş yaptım nihayet ve en uygun olduğunu düşündüğüm Elantris’i an itibariyle bitirdim. Her açıdan memnun kaldım, karakterlerin işlenişi ve figüran gibi sırıtan tek birinin dahi olmayışından kitap temposunun aradığıma çok yakın oluşuna kadar çok tatminkar bir okuma süreci oldu benim için.

Oldukça güven veren bir yazımı vardı Sanerson’un, diğer kitaplarına gözüm kapalı başlayabilirim. Çeviri ve editörlükte birkaç küçük şey dışında gözüme takılan olmadı bunun sebebi benim tüm kitabı üç gün gibi kendimi şaşırtan bir sürede okumuş olmam olabilir. Daha yavaş okumuş olsaydım eminim pireyi deve yapar buraya yazabilirdim.

Çok ağır spoiler, merakınıza yeni düşüp okursanız kitabın bir anlamı kalmaz, uyarayım!

Öncelikle kitabın sonuna kadar bir bölüm Raoden, bir bölüm Sarene ve bir bölümde Hrathen’in gözünden bakarak ilerliyoruz olayların içinde. Ben özellikle Hrathen gözünden yazılan kısımların bir noktada bölüm ayırmaya değmeyecek kadar ufak kalacağını ve bu karakterin olay akışını baltalayabileceğini düşünmüştüm ama bunun gerçekleştiği zaman Sanderson da görmüş olacak ki Hrathen’in bölümleri iki-üç sayfaya kadar indi. Bundan çok memnun kaldım.

Sarene’yi gerçekten sevdim fakat Sanderson’un da kadın karakterlerin popüler kültürde zayıf ya da arka planda gösterilmesinden bıktığını düşünüyorum ki sürekli Sarene’nin ne kadar akıllı, becerikli fakat etrafındaki kadınlardan çok uzak olduğunu okudum. Bir noktada Sarene gözümde neredeyse erkekleşti. Sürekli ‘diğer kadınlar gibi’ başlayan cümlenin sonunda Sarene’nin altından kalkamadığı bir şeyden bahsediliyordu: Örgü örmek, resim yapmak, kur yapmak vs. Burada beni rahatsız eden diğer bir şey: Sarene gibi tek bir kadın da mı olmaz, hepsi mi erkek egemenliğini kabul etmiş ya da o şekilde davranır. Karakterlerin hepsi gibi Sarene de çok güzel işlenmiş fakat burada içime sinmeyen birkaç kısım var. Bunu yazarak açmam zor ama kadın olmanın verdiği gücün yeterince düzgün yansıtılmadığını düşünüyorum.

Ahan en nefret ettiğim, kitabı kapatıp beş dakika küfür edip okumaya devam ettiğim tek karakter oldu. Onun aptallığı sinirlerimi gerçekten bozdu. Roial gibi süper birini öldürtmeyi fındık kadar beyniyle nasıl becerdi, helal olsun. Dilaf’ı ise sevdim, barındırdığı sürprizini tahmin de edemedim. Karakterler hakkında tek tek yorum yapmak istiyorum ama kendimi durduracağım.

Aon Rao’nun Elantris ve dört şehri temsil ettiğini, hatta kendisi olabileceğini Aon’ların temelinde Arelon’un coğrafyası olduğunu okuduktan kısa süre -iki sayfa kadar- sonra tahmin ettim. Yarık ve Aon arasındaki ilişkiyi kendimi okumaktan alıkoyup, düşünmeye itekleseydim keşfedebilirdim. Kafamda oluşuyordu, neyse ki sayfaları daha hızlı arşınladım aksi halde cidden zaten baltaladığım final düğümünü çözüp, aldığım keyfi yarıya indirecektim. Bunları önceden keşfetmiş olmak bir yandan da gururumu okşamıyor değil. Kitap boyunca bir yerde adı geçen ne olursa olsun açıklığa ya kavuştu ya da sonradan bir işe yaradı. Bu yüzden kitabı okurken ayrıntıları atlamadan gidince bir çok sürpriz, sürpriz olmaktan çok haklı bir gurura dönüşüyor. O kadar çok şaşırtma unsuru var ki benim yakalayabildiğim her ne kadar en temeli olsa da diğerleri de oldukça şaşırtıcıydı. Kiin Amca’nın ve Dilaf’ın kimliği…

Raoden’in havuza düşmesi en şaşırdığım, sesli bir hayret nidası kopardığım nadir yerlerdendi. Ölseydi ve kitap kötü sonla bitseydi şok içinde kalacaktım ama 450 sayfa boyunca beklediğim o epik sahnelerin oluşuna daha çok sevindim. Hrathen’in Dilaf’a yaptığını hiçbir büyülü ve epik sahneye değişmem. Daha yeni bitirdiğimden olsa gerek hayalimde hala Dilaf’ın boynundan gelen küçük kırılma sesi var.

8 Beğeni
Özet

Evet kitabın özellikle son yirmi otuz sayfasında falan ciddi aksiyon var. Sanderson bu kısımları çok güzel oturtmuş bence. Bu kısımlarda hem bakışaçıları sürekli değişiyor hem de merak unsurları taze tutuluyor. Bence Elantris Sanderson külliyatı için güzel bir giriş, devamı çok daha güzel.

2 Beğeni

Dün başladım Brandon Sandorson okumaya. Bir kaç gündür Zamam Çarkı konusu öyle ateşli devam ediyor ki, bu serimi yoksa Sandorson’mu derken serinin büyüklüğü gözümu korkutunca, başlangıç olarak yazarın ilk kitabı Elantris’i seçtim ve daha 4üncü bölümde olsamda oldukça içine çekti, olay örgüsü hızlı ilerleyecek gibi, umarım hızı düşmez.
Olayın daha bağlantı ve nereye varacagi hakinda izler yakalayamasamda kendine has çok orjinal fikirleri var. Özelikle elantrisli olduktan sonra her yaranin acısının dinmeden sonsuza kadar sürme fikri çok tedirgin edici. Teod prensesinin rolü ne olacak, Drethi imparatorluk basrahibinin 3 aylik dönemde görevini basarabilecekmi, svord donanmasi ve Wym hakkında kötücül duygular besliyorum. Gazamiz mübarek olsun😄

2 Beğeni

Brandon Sanderson kitaplarının temposu hiç düşmez merak etmeyin, okuyucuyu illa ki bir şekilde yakalar hikaye. Elantris yazarın çıkan ilk kitabı olmasına rağmen incelikle işlenmiş bir kurguya sahip olduğunu düşünüyorum.
Hatta geçen gün dinlediğim bir röportajında aslında Elantris’in yazdığı altıncı kitap olduğunu söylüyordu.

1 Beğeni

Brandon Sanderson Lost Metal dan sonra Elantris 2 yi yazacakmış Elantris sonra belki warbreaker 2 yi yazabilirmiş.

Nerede okudun. Biraz bakındım ama bulamadım. En son Fırtınaışığı ilk beş kitap bitince Elantris 2 ve Warbreaker 2’yi yazabilirim demişti.

2 Beğeni

Elantri başlığı altında öyle yazıyor tabi Türkçe ye çevirirken telefon yanlış çevirmediyse

İlk 5 kitap bitincemi çok uzun değilmi ya

State of the Sanderson 2017

The Lost Metal’den sonra olabilir demiş ama bu sene zor gibi.

1 Beğeni

Sanderson bu yıl neden state of the sanderson 2018 yayîmlamadı.

State’leri yayınladığı tarih aynı zamanda Doğum günü yılın genel bir değerlendirmesini yapıp/seneye yapılacaklar hakkında bilgiler verir.
2018 yılında yapılacaklar 2017 state’de var. 2018 yılın sonunda gelecek. :innocent:

1 Beğeni

Daha önce Elantris için 2020 demişti diye hatırlıyorum ben.

2 yıl sonra yaşasın .

Bence hemen sevinmemek lazım. :frowning:
2020 sonbaharında çıksa 2021 yazına anca olur :eyes:

2 Beğeni

Aslında bu soruyu Sissoylu başlığında sormuştum ama oradakini sildim sorum şu Elantrisin Sissoylu gibi 2 . Veya 3. Çağı olacak mı ? Bence olması lazım Sissoylunun 4. Çağının kozmer evrenini etkileyeceğini biliyoruz o zaman başka gezegenlere yolculuk olacak demektir bu .

Not :Bence fırtına hariç diğer gezegenleri evrimi tek kitapla gösterilebilir.

Bildiğim kadarıyla sadece üçleme olacak. Warbreaker’da da durum aynı sanırım.

1 Beğeni

Tamam teşekkürler gfnskshkgegek

Bişey değil. :unamused::zipper_mouth_face::roll_eyes::grimacing::no_mouth::upside_down_face: