Dolores Umbridge…
Ayrıca şunu da bırakmak istedim.
“Aslında geriye dönüş diye bir şey yok. Shire’a varsam bile hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; çünkü ben aynı olmayacağım. Bir bıçak, zehirli bir iğne, bir diş ve uzun bir yükle yaralandım ben. Huzuru nerede bulacağım?”
Uğultulu Tepeler - Catherine
en sevmediğim kitap karakterleri arasında ilk 5’e oynar.(kendisini son derece başarılı bir roman karakteri olarak bulduğumu belirtmeliyim, sadece huylarını sevmiyorum)
Bir de elbetteki Zaman Çarkı serisinde ki tüm ak pelerinliler tayfası… (Dünya yıkılırken bir lüzumsuz amaç doğrultusunda koşan yüce dostlarımız…)
Silmarillion-Melkor: Elflere çektirmediği çile kalmadı koskoca Fingolfin’i sinek gibi ezmesini unutacak değiliz hele Turin’e yaptıkları.
Rüzgarın Adı-Denna: Onun olduğu bölümler geçmek bilmiyordu nedense şımarık ve içi boş bir karakter olduğunu düşünuyorum Denna yüzünden ikinci kitaba başlamaya gözüm yemiyor.
Taht Oyunları serisi-Cersei: Kargaların Ziyafeti’ni okuyup bu kadını hala sevebilen var mı bilmiyorum.
Yine Taht Oyunları serisi-Dany: Şımarık, cahil ve dengesiz. Umarım taht buna değil de Stannis gibi aklı başında adil birine kalır seri sonunda. En nefret ettiğim kitap karakterlerinden.
Dune-Shaddam IV- Dük Leto’yu bozuk para gibi harcaması içime oturmuştu.
Uğultulu Tepeler-Heathcliff: Amaçları uğruna öz oğlunu bile ölüme terkedecek kadar rezil bir herifti.
Cesur yeni dünya distopya mıydı? 
Adamlar uyumsuzları bile öldürmüyor da adalara sürüyor. Bundan daha iyi bir ütopya var mı? Sadece anlamadığım tek nokta vahşiler neden zamanında tamamen yok edilmemiş, hayvanat bahçesi olarak mı görülüyor oralar?
Vahşi kadar aptal bir karakter ben de hatırlamıyorum. Adama her türlü imkan veriliyor bu salak kendini kırbaçlama peşinde. Kıza aşık olmuşsun kız seninle ilgilenmiş krizlere gireceğine kendini anlat değil mi. Tamam ortam sana uymuyor ama ben farklıyım tripleri niye. Uyum sağlayamadın adamlar sana ücra köşede mekan sağladı sen yine topladın milleti. Yalnızlık istiyor ama bir yandan da ilgi or*spusu. İçeride yapsa yapacağı şeyi kimse toplanmayacak. Tam bir geri zekalı bu vahşi John.
Ben de kesinlikle. Daha önce de açıklamıştım zaten tekrar belirtmek isterim :
Zaman Çarkı- Egwene. En başta o var. Neredeyse her hareketi sinir bozucu, itici. Bir de şu an için Nynaeve’yi sayabilirim.
Kitabını okumadım ancak yine de değineyim. Frodo’yu da sevmedim hiç… 
Kitaplarda daha sevmediğim bir karakter karşıma çıkmadı fakat dexter dizisindeki sarışın hannah mıdır nedir ondan pis gıcık aldım zamanında. Sevmiyorumm hemde hiçç.
Son zamanlarda Türk klasiklerini okuma merakım yüzümden aklıma düşüp duruyor Mai ve Siyah’ın başkarakteri Ahmet Cemil kadar kitap karakterlerinden hiçbiri midemi bulandırmıyor. Pasifin de pasifi biri, hayatta şiir dışında ilgilendiği birşey yok ama kızkardeşinin hayatı üzerine karar alma hakkına var ki ne kadar yanlış karar aldı araştırmadan etmeden, bir kızı seviyor ama açılmak adına ya da kızla iletişim kurmak adına hiçbir şey yapmıyor yine her şey beyninde en yakın arkadaşım bana ne der diye düşünüyor sonra evlendirileceği haberine vah efendim niye böyle oldu zavallı İkbal de vasıfsızlar kralı Ahmet Cemil’in kardeşi olma bahtsızlığı var zaten başına gelen şeyler de cabası ama bu başkarakter bu kadar körgözlü ve pısırık olmasaydı kitabın sonundaki o siyahlık olmazdı. Doğru ya da yanlış bir elini taşın altına koy.
Okurken kuduruyorum ben anladım adamda bityeniği var niye veriyorsun kızı, sevdiğin kıza açılsan ne ucunda ölüm mü var o içbayıltıcı şiirleri okuyorduk bu arada aklıma geldi Ahmet Cemil karşımda olsa boğarım hani.
Bu isyanı okuyunca niye güldüm :D?
Hasan Ali Toptaş. Heba. Ziya’yı yemek kazanının içinde evire çevire döven dingil komutan.
Hasan A. Toptaş. Gölgesizler. İmam karakteri hayatımda gördüğüm en kötü karalterlerden. Kitapta kabile şamanı gibi batıl inançları olan biri. Yazar ülkedeki bir soruna parmak basmak istemiş ama afedersiniz parmağı kitabın götüne sokmuş.
Dune’daki neredeyse bütün karakterler. Hepsi o kadar iğrenç karakterlere sahipler ki . Kitaptaki tek masum karakter Paul’ün ilk oğlu o da günahsız sabi olduğundan.
Kuyucaklı Yusuftaki Şahinde. Bir insanın her bir zerresi hayatının her bir anında pis ve habis olur mu? Oluyomuş.
Başkası yazmış olsa ben de gülerdim, ama kitabın aşırı süslü dilini hem de Ahmet Cemil’in sümsüklüğünü hatırlayınca sinirden gülüyorum. Kütüphaneden ödünç alıp okumuştum ama bu karaktere olan nefretimden Mai ve Siyah güzel bir kitap olsa bile kütüphaneme katmak istemiyorum. Yan karakter olsa kitabın bir yerinde çıkar gider geberir ya da düzgün işler yapmaya başlar kurtulursun ama kitabın konusu zaten Ahmet Cemil’in hayatında hiçbir şey yapmayıp batırması. Kitaptaki o İkbal’in kocası olacak şerefsize o kadar gıcık olmuyorum Ahmet Cemil’in salaklığı çünkü vermeyebilirdi kızkardeşini ona. Böyle bir düşüncesi oluyor ama çoğu şey gibi sadece düşünce
1984 - Büyük Birader. Gelmiş geçmiş en nefretlik karakter olabilir. Bulduğum yerde boğazlasam gene doymam öyle nefret ediyorum.
Şuan sevmediğim bir kitap karakteri gelmiyor aklıma, gerçi birisi nynaeve ile egwene’i yazmış şu sıralar bende onlara gıcığım (6.kitaba geçtim)
Ama anime karakterleri olarak Griffith’i söyleyebilirim. Hatta Berserk animesine direk gıcık oluyorum ben psikolojimi bozmuştu.
Ayrıca HxH’dan Gon. Hep sırıtması sinirlerimi bozuyor.
GoT’dan Euron Greyjoy
Naruto da Sasuke Allah onun cezasını versin
Daha önceden nasıl Nynaeve’yi yazmışım ben, hayret bir şey. Şimdi çok seviyorum. 
Egwene’i sevmiyorum hala ve buna Faile de dahil oldu. Acaba seriyi bitirince nasıl olacak merak ediyorum.
Faile de dahil oldu dediğinize göre 4. Kitapta mısınız? Faile’i bende sevmiyorum 
ama Nynaeve’i de hala sevmiyorum ve Nynaeve’den Egwene’e göre daha çok uyuz kapıyorum 
Dokuzuncu kitaptayım. Faile daha önceki kitaplarda da fazlaca sinirimi bozmuştu. Hala bozmaya devam ediyor, Perrin’le birlikte özellikle.
Nynaeve daima öfkeli, sinir bozucu olduğu zamanlar fazla ama seviyorum ben. Siz sevmeyebilirsiniz tabiki.
Aa bende 6’dayım da Faile düzelmiyor yani bende sevmiyorum Ama Perrin’i seviyorum, Evet hep öfkeli daima agresif o yüzden sinirimi bozuyor benim, iyi okumalar
Ben başlayayım
Çizgili pijamalı çocuk
Baş karakter Bruno 'yu başlarda fazla küstah buluyordum ama ilerledikçe alıştım.
Daha önce de yazılmış ama ben de nefretimi kusmak istiyorum. Dr. Frankenstein.
Yüzsüzlüğün ve karaktersizliğin ikinci adı benim için. Sen nazik bünyen (!) kaldırmıyor diye yaratığı terk et, sonra o yaratık gelsin sana derdini anlatsın. Onu korkunç bir kaderin içine ne kadar yalnız ve çaresiz bıraktığını sana anlatsın, sen hala pis, vahşi yaratık diye onu suçla. Etrafındaki insanlar patır patır ölsün, sen ne halt işlediğinle yüzleşmekten tırstığın için kılını kıpırdatma. Sonra iyice gözü dönmüş olan yaratığa vaatlerde bulun ama sözünü tutma, sonra da sonuca şaşır, mağdur edebiyatı yap.
Attack on Titan’daki Eren Jaeger karakteri. Bağıra çağıra konuşmasıyla beni Japoncadan soğuttu, Japonca öğrenmekten vazgeçirdi. Zaten bir noktadan sonra bu animeyi de daha fazla izleyemedim.