En Son İzlediğiniz Film?

Son iki günde iki film izledim. İlki 65 ikincisi The Tomorrow War. İkisini topladım bir film etmedi.

4 Beğeni

O zaman bir film önerisi: The Predestination.

  • İsmiyle bağlantılı. İzlerseniz yorum beklerim :slight_smile:
3 Beğeni

The yok. Heinlein öyküsü.

5 Beğeni

Harika bir filmdi

image

2 Beğeni

Yılın en iyi filmlerinden biri. O final neydi öyle!

Hata aramadan izlenilirse vermek istediği mesajı çok iyi bir şekilde aktarıyor.

Aslında helimiz canavarız ve canavarları da kendimiz yaratırız.

10 üzerinden 9 puan veriyorum ben.

7 Beğeni

Hop attım listeye izleyince yazarım görüşlerimi.

2 Beğeni

İyi seyirler. Biraz rahatsız edici olabilir ama o mesajın ucundan yakalarsanız pek önemi kalmaz. Zaten bazı sahnelerde abartıya gitmeyi tercih ediyor yönetmen.

2 Beğeni

Eğer izlemediysen aynı yönetmenin bu güzel filmini de tavsiye ederim.

2 Beğeni

Teşekkürler en kısa sürede izleyeceğim. :slight_smile:

2 Beğeni

Pedro Paramo, yazıldıktan 12 sene sonra çekilen ilk uyarlamasından 57 yıl sonra, eserin zamana karşı kazandığı popülaritenin de etkisiyle yeniden çekilen TV uyarlamasıyla karşımızda. Film, iç monologları yansıtan dış anlatımla da beslenerek, kitaptan tanıdık cümleleri ve sahneleri çıkarıyor karşımıza: Okumuş olanlarımız için pek yeni bir şey yok. Hatta posterde bayağı bir spoiler veriliyor -ki şurada şahane bir ekstra büyük boy formatı var: Pedro Páramo (#1 of 10): Mega Sized Movie Poster Image - IMP Awards Film boyunca en çok düşündüğüm şey şu oldu: Eğer bu filmi çocukken izlemiş olsam, kesinlikle çocukluk travmalarımdan biri olurdu. Bu nedenle, aman diyorum, çoluk çocuk varsa kesinlikle filmden uzak tutunuz. Görsellik kitap sayfalarından çok daha etkili bir araç çünkü. Ölüm teması, yaşayanların ve ölülerin dünyasının iç içe geçmiş olması, (bilinçsizce de olsa) eş değiştirme, tecavüz, ensest, pedofili, linç, cinayet, "Dansa Davet’i (Jean Teule) ve Sodom ile Gomorra’yı anımsatan şenlikler, fakat bunun yanında gayet sığ kalmış çocukluk aşkının panoraması… Bu son kısım kitapta daha etkili biçimde veriliyordu. Burada finali zayıf kılan en önemli etkenlerden biri. Hele ki o son “dönüşüm” görselinin çiğliği ve ekrana düşen “fin” yazısı. Kafadan 1 puanı (dün 6.3 olan imdb puanı bugün 6) neden götürdüğü belli oluyor (son lokma filmin en önemli hazzıdır). Oyunculuklarda da aksayan bir kısım var -ki açılışı onunla, Pedro’yu arayan oğluyla yapıyoruz: Juan gördükleri karşısında hiç şaşkınlığa uğramaz, fakat sonra (kitabın ve filmin ortasında) korkudan ölür şekilde perdeyi Pedro’ya bırakırken, hiç duygu vermiyor - kitapta da bu şekilde olabilir fakat bu “gelecek olanı saklama” tercihinden ötürü makul görülebilir. Filmde ise “sen yaşıyor musun?” sorusu eklenmişken, karakterin de kitaba bir şeyler katar şekilde seyirciye daha duygu aktarır biçimde yazılıp oynanması şansını kenara itmişler. Oysaki Pedro’ya geçişlerle Baba 2 paralelliği bile kurulabilirdi böylesi bir ustalıkta. Ki neredeyse ortak bir cinayet mizansenini paylaşıyorlar - o bile anlamsız duruyor filmin sonunda. Kitapta görünmeyen cinayet aleti ne kadar etkiliyse, burada o kadar anlamsız. Fowles’in sinemaya dair avantaj olarak sunduğu ne varsa kullanılmamış, kitabın bu noktada altında kalmış film. Fakat genel olarak akıcı ve keyif veriyor.

Pedro Paramo gittiği yere ateş getiren, aslında (bana göre) yaşadığı dünyaya bir etmen olarak insanı temsil eden kötülüğün, iblisin ta kendisi. Zaten tıpkı bizler gibi, İblis’in bizzat kendisinin aksine, yaptıklarının altında bir neden, motivasyon kaynağı yok (sadece yüzünü bile görmediğimiz babasının ölümünün zayıf intikam güdüsü ve köyden taşınan çocukluk aşkına kavuşma arzusu verilir). Hatta büyürken herkes tarafından aptal ve işe yaramaz olarak görülüyor. O ise, arzularını tatmin için her şeye kavuşma yolculuğu boyunca, “diğerleri gibi” çaba göstermek, “katlanmak” istemez. Zorla alır.

Kitabın önemi aslında, verdiği edebi lezzetten değil, kurgusal zamanı kullanımından ve yerel öğeleri bunun içinde sunmasıyla Latin Amerika edebiyatıyla özdeşleşen büyülü gerçekçiliğin neferliğini yapmasından kaynaklanıyor. Onu izleyen Marquez ve kalemdaşları bu mitin büyümesine katkıda bulunurken, yazarı Rulfo’nun başka bir roman, novella ele almaması da kitaba duyulan ilgiyi zamana torpil etkisi yapan sosyal medyanın da gücüyle arttırdı.

Latin Amerika edebiyatına bir şekilde bulaşmış okurları pek şaşırtmayacak, fakat yine farklı bir lezzet sunacak kitap, önceden de söylediğim gibi, “iyi eserler” ve “önemli eserler” grubunuzda olasılıkla ikinci grupta yer bulacak olanlardan Casablanca ve Citizen Kane gibi (hakkı verilir ama Kane kimsenin hayatının filmi değildir). İşbu halde, kitabı okumaya fırsatı ve hevesi olmayanlarınız, yahut ikinci bir okuma öncesi ısınma turu yapmak isteyenler için 2 saati aşkın süresi su gibi akan bu uyarlama iyi bir durak olabilir.

Hah, ne unuttum diyordum:

Neden insanlığa tümevarım yaptığımı da merak ediyordum; filmden alacağınız tek bir duygu var: Çürümüşlük. Kademe kademe çürüyen ruhlar ve kasaba, nihayet kurtçuklara boğulan ölülerin hâlâ daha günaha davet çıkardığı ve her bir köşenin "Paramo"nun oğulları ve bozuk kanıyla kirlendiği bir panorama sunar. Buna en çok Peder Renteria’nın gözüyle Tanrı’nın Evi’nde tanık oluruz.

Marquez izlese ne düşünürdü bilmiyorum ama gelecek ay Yüzyıllık Yalnızlık’ın da Netflix ekranlarına düşeceğini düşünerek bu filme göz atmak isteyebilirsiniz.

2 Beğeni

Transformers One, seriye giriş niteliğinde, savaş kaybetmiş Primeların sonraki nesilde yeniden, ne şekilde hayat bulduğunun hikayesini anlatan bir eğlencelik. Voltron’u tercih etmiş bir bünye olarak beğendim, "keşke"lerle bitirdim.

Don’t Move, Yellowstone ile sınıf atlayan Kelsey Chow’un başrole soyunduğu keyifli bir gerilim. İsa’nın yeniden doğumu, vaftiz gibi klişelerin yerinde kullanımı ve Invisible Man’e çakılan replik selamıyla 5.8 IMDB puanının daha üstünü hak ediyor. Zaten hiçbirimizin beğenisi önemli değil, film bir yapımcının gönlünü hoş eden Kelsey için yapılmış. Açılışa paralel, şöhret için ölürüm hareketlerini ben de onaylamadım.

Bu arada, Pedro Paramo için bayıldığım şu yorumu da ekleyeyim.

https://eksisozluk.com/entry/169983524

Ekseriyetle kitap içindir.

2 Beğeni

Don’t Move filmini ben de izledim ve beğendim, belirttiğiniz gibi kesinlikle 5.8 puandan daha fazlasını hak ediyor.

3 Beğeni

Netflix filmleri puanları genelde hep 5-6 oluyor, şu filmden sonra “acaba” demeye başladım, stüdyoya göre sabit puanla mı başlıyorlar diye. Marvel başta olmak üzere, yeni değerlendirmeye giren her filme 7.5-8 veriyordu oylayanlar. Ve çoğu da dandik çıkıyordu. Burada da tersi bir durum var. Parayı veren düdüğü mü çalıyor, nedir bilmiyorum ama emin olduğum şey bir kez daha tescillendi: Sinemanın güvenilir ve saygın bir (yazı burada “baba, beraber çalışalım mı” sorusu üzerine kesilir).

2 Beğeni

Ex-Machina’ yı izledim. Ağır ilerleyen bir filmdi. Sıkılmadım desem yeridir. Ağır ilerleyen bir film olsa da hep şok edici bir şeyler olur beklentisine girdim ama olmadı. Müthiş bir şeyler anlattığını da söyleyemem. Film çıkalı 10 yıl olmuş. O zamanların yapay zeka gündemi nasıldı hatırlamıyorum ama belki o zamana göre müthiş şeyler anlatmış olabilir.

:star: :star: :star:

4 Beğeni

Oyunlar için https://www.grouvee.com/

Var hocam.

The Spy Who Came In From The Cold uyarlaması hayal kırıklığı yaratan Le Carre’nin bu kitabına da bir şans vereyim dedim ama sinema dili kendisine uymuyor anlaşılan. Stalag 17’nin When Johnny Comes Marching Home’lu yatakhane sahnesini şuraya bırakıyorum, sinema nedir, ne demektir, hatırlamak ve öğrenmek isteyenler izlesinler. Bu sıkıcılığa devam etmek isteyenler için de bir tık daha iyisi Harry Palmer Üçlemesi. Bunlardan iyisi The Manchurian Candidate. Önerdiğim filmleri aratacak arkadaşlar için, en eskisi hangisiyse onu kastettiğimi, yıl belirtmemek adına, ilk ve son kez paylaşıyorum.

1 Beğeni

İnanılmaz iyi bir film gerçekten. Rahatsız edicilik üst seviyede.

Yılın en iddiali filmlerinden biri 9/10.

2 Beğeni

Aynen benim de beklediğimden iyi çıktı baya. Aynı şekilde 9 puan verdim. Taş gibi film.

2 Beğeni

Megan izledim.

Vasatın altında bir film. AI ile Chucky karışımı ve basmakalıp. Gerilmek bir yana güldüm. Olan oldu artık, izlemiş bulunduk.

:star: :star:

NOT: AI filminden özür diliyorum.

2 Beğeni

2 Beğeni