En Son İzlediğiniz Film?

Hazır konusu açılmışken anime hakkında güzel bir yazı bırakmak istiyorum buraya. Şu soruları merak edenler yazıyı okumalı bence.

Howl’ın laneti neydi?
Sophie önce kaleyi yıkıp sonra tekrar neden inşa ediyor?
Howl neden Sophie’nin üzerindeki laneti geri almıyor?
Sophie neden ara sıra gençleşip tekrar yaşlanıyor?

Link

4 Beğeni

Sonuna kadar kendini izlettiren gerilimi bol iyi bir Avrupa filmi.Tek kötü yanı rus karekterin iyi seçilmemesi olmuş.

6 Beğeni

Seven Samurai (1954, Akira Kurosawa)

Kurosawa’dan izlediğim ilk film oldu. İki hafta süren finallerim sebebiyle filmi bekletiyordum ve nihâyet gece izleyebildim.

İç savaşın kasıp kavurduğu ve asayişin bozulduğu feodal Japonya’da, kıt kanaat geçinen yirmi üç haneli bir köydeyiz. Eşkıyaların haraca bağladığı köy sakinleri artık bu duruma dayanamamaktadır ve çareyi kendilerini savunmak için samuray kiralamakta bulur. Samuraylara sunacakları teklif ise sadece üç öğün yemekten ibarettir. Kendilerine yardımcı olacak samuray ararlarken vakit daralmaktadır.

Üç buçuk saate yakın süren ve döneminin ilerisinde çekilmiş bu film beni mest etti. Japon sinemasına Kobayashi’den devam etmeyi düşünüyordum ama iyi ki Kurosawa’yı araya katmışım.

“Kikuchiyo” rolündeki Toshiro Mifune’nin oyunculuğuna hayran kaldım!

9 Beğeni

Bu dönemin filmlerinde Mifune’nin oynadığı karakterler bana sağlam bir karakterden çok karikatür gibi geliyor. Oyunculuğunu pek beğenmiyorum. Takashi Shimura(bu filmdeki lider samuray) çok çok daha başarılı geliyor. Ha diyeceksiniz Mifune’nin oyunculuğunu sevmiyorsan neden profil resminde Mifune var? Bu dönemdeki oyunculuğu dedim. Zamanla kendini geliştirmiş ve özellikle Tengoku to Jigoku ve Akahige filmlerinde inanılmaz başarılı oynamış. Profil resmim ise nickim gibi Akahige filminden.
Ayrıca bundan daha başarılı Kurosawa filmleri var. Burada en azından Rashomon, İkiru, Tengoku to Jigoku, Akahige, Ran filmlerine bakabilirsiniz. Ben bunların çoğunu Yedi Samuray’dan daha başarılı görüyorum. Özellikle İkiru Takashi Shimura’nın ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlamanızı sağlar. Akahige Mifune’nin ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlamanızı sağlar. Ran henüz anlamadıysanız Nakadai’nin ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlamanızı sağlar.
Ben de Kobayashi’den sadece Seppuku’yu izledim. Bir ara devam edeceğim ama sürekli erteleyip başka filmler izliyorum. Bu yüzden diğer Kobayashi filmleri hakkında bir şey söyleyemem. Ama yukarıda yazdığım diğer Kurosawa filmleri inanılmaz başarılı filmler. Japon sinemasına Kurosawa’dan da devam edebilirsiniz yani. Hatta Yedi Samuray ve diğer samuraylı Kurosawa filmleri biraz Hollywood Western sinemasını etkilemesi nedeniyle ekstra övülüyor. Hepsi güzel filmler ama Samuray temalı olmayanlar bence daha güzel. Bir de yukarıda japon sineması sayılır mı bilemediğim için yazmadığım Dersu Uzala da çok güzel filmdir. Kurosawa’nın Rusya’da çektiği bir film, oyuncular Rus, doğal olarak dil Rusça ama yönetmen Kurosawa.

5 Beğeni

Bu değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.

Sinema kültürü edinmek, sanatın bu dalında bilgi sahibi olmak ve estetik duyarlılığımı artırmak amacıyla sinemadan istifade etmek için -nispeten- geç kaldığımı düşünüyorum. Yirmi üç yaşındayım ve geçtiğimiz yılın eylül ayından beri her fırsatta film izlemeye çalışıyorum. Çevresinin yeni yeni farkına varan bir bebeğin heyecanına sahibim ve gördüğüm her şey bende kuvvetli duygulanımlar oluşturuyor. :smile:

İzlediğim filmler hakkında sıcağı sıcağına küçük notlar alarak filmlerin hafızamda yer edinmesini sağlıyorum. Bu notları da belki benim gibi sinemaya yeni başlayanlara bir fikir sağlar diye paylaşmaktayım.

Japon sinemasına duyduğum ilginin kaynağında Kwaidan (1964) yatıyor diyebilirim. Kobayashi’yi -ve şimdi de Kurosawa’yı- kronolojik olarak takip etme düşüncem var. Bir zaman sonra Akahige’yi de izlemiş olacağım, umarım ömrüm buna müsaade eder.

Vakit ayırıp uzun bir yorum yazdığınız için tekrardan teşekkür ederim.

6 Beğeni

Tenet’i izledim; öyle oturdum başımı yana çevirip izledim. Tenet de beni izlemiştir. Şaka bir yana, tartışılacak onca yanı olmasına rağmen sinemanın bu sığ ve kabız döneminde büyük bir cesaret örneği bir filmdi. İki kere keyifle izledim.

4 Beğeni

3 iyi film.

8 Beğeni

images (7)

İzlediğim ilk Tarantino filmi oldu.

Film birbirleriyle bağlantılı birkaç hikayeyi anlatıyor. Senaryosu ve kurgusu alışılmışın dışında.
Karakterlerin birbirleriyle olan diyalogları akıldan kolay kolay silinmeyecek tarzda. İzlenmeli mi? Kesinlikle izlenmeli.

Sokakta yürüyen 3 domates var. Baba domates, anne domates ve bebek domates. Bebek domates geride kalıyor ve baba domates ona kızıyor. Onu eziyor ve şöyle diyor “catch up”

10 Beğeni

En son 84 yapımı Dune’u izledim. Çok kötüymüş :smiley: ama aynı zamanda fena da değildi, garip bir etki bıraktı. O kadar materyali tek filme sığdıramamaları normal, sinema da şimdiki gibi gelişmiş değil tabi. Bu seneki -umarım çıkar- versiyonunu izlemek için sabırsızlanıyorum.

O bel kalkanlarını çıkarınca bana bir gülme tuttu :joy:. Bir de Lonca canavarı mı eklemişler o neydi öyle?

@Kaan_Usengul Mutlaka Kill Bill’i de izleyin, onda da Uma Thurman oynuyor. Şarkı seçimlerinden dövüş sahnelerine ağzım açık izlemiştim, hala en sevdiğim filmler arasında.

5 Beğeni

Kill Bill en merak ettiğim filmlerden biri, ama
Rezervuar Köpekleri’ni izledikten sonra Kill Bill’i izleyeceğim.
Öneri için teşekkür ederim.:pray:

3 Beğeni

Geçenlerde kitabı okuduktan sonra ben de izledim bu filmi. Hatta kitabı okurken filmin theme müziğini dinlediğimi sonradan anlamış oldum.

Film zamanına göre bir Star Wars kesinlikle değil ama bişeyler yapmaya çalışmışlar. Hatta ilk başlarda kitapla çok uyumlu gidiyordu. Caladan’dan Dune’a geldikleri kısımdan sonra özet yapalım derken iyice saçmalanmış.

Harkonnen Hanedanı nerden tutsan elinde kalır.

Savaş sahnelerinde boyunlarına taktıkları aletlerle saçma bir kelime bağırıp adam öldürmeleri??? Bene gesserit sırri yöntemlerini böyle bir şeye dönüştürmüş olmaları???

Sardaukarlar imparatorun özel birliği ama terörist deniliyor. Ayrıca giydikleri kıyafet neydi öyle :grinning_face_with_smiling_eyes:.

Mentatların dudaklarının yanı kırmızı olurmuş neden?

Saçmalıklarla dolu bir film yapmışlar.

Karakterlerin birçoğunu hiç edilmiş. Stilgar gördüğü anda Paul’ün kulu kölesi oluyor resmen. Duncan Idaho, Gurney Halleck, Thufir(mentatlardaki o kaşlar ne Allah aşkına).

Kısaca nerden tutsan elde kalan bir film.

Umarım bu yıl yeni filmi izleyebiliriz. Fragmandan çok umutluyum.

3 Beğeni

Evet kalp klidi gibi bir şeyler takmışlar tüm hanedana. Aklımı da karıştırdı baya acaba Baron’un yüzünde deformeler var mıydı, bu kilitler bahsedilmiş miydi diye.

Bu kitapta geçiyordu diye hatırlıyorum, bir madde kullanınca ağızları kuruyordu, kırmızılaşıyordu mentatların.

Evet ya Stilgar olayına ben de çok takıldım. Duncan zaten bir gitti bir daha göremedik. Kaşlara da çok güldüm :smiley: ~mentat tarzı~

Muad’DİİİİİBB diyerek can aldılardı değil mi unutmuşum onu :smiley:

2 Beğeni

images

Güney Kore yapımı muhteşem bir gerilim filmi.Korku filmi diye adlandırılıyor ama gıdım korku yok ama gerilim ve filmi işleyiş tarzı ile kaliteli bir yapım ortaya çıkmış. 8/10.

7 Beğeni

The Sunchaser

The Sunchaser, 1996 tarihli dram ve suç filmi.
Başarılı, hayatı kusursuz görülen doktor Michael Reynolds ve 16 yaşındaki suçlu Blue; Blue’nun hastalığı sebebiyle hastaneye getirilmesi ve doktorunun Bay Reynolds olmasıyla birlikte ikilinin ilişkisi başlamaktadır. İkisi birbirinden tamamen farklı dünya görüşünü temsil etmektedir ancak süreç ilerledikçe Blue’nun hikayesi üzerinden Doktor Reynolds’ın da ruhsal çözümlemesini izlemekteyiz.

Kurgusu akıcı, içeriğindeki mesajların hoş ve harika manzaralara sahip olan bu filmi izlemenizi tavsiye edebilirim.

Ve son olarak:

“May beauty be before me. May beauty be behind me. May beauty be above me. May beauty be below me. May beauty be all around me.”

4 Beğeni

The thing 1-2

İki yapımdan oluşan dead space benzeri dünyada geçen güzel bir film.

6 Beğeni

Filmin yönetmeni “Ölü Ozanlar Derneği” filminin de yönetmeni olan Peter Weir.

Filmi 5 dakika önce bitirdim.

Filmde yaşanan olaylar etkileyiciydi, ama garipsemedim. Çünkü günümüzden hiçbir farkı yok.

Geç izlediğim için üzüldüğüm bir film oldu. Şiddetle tavsiye ediyorum.

Filmin sonunda izleyicinin Truman Show biter bitmez yeni bir program bakması filmin özetiydi resmen.

12 Beğeni

Annabelle

Muhteşem ötesi bir korku serisi.2.film serinin şuan en iyi yapımı ve 4.film yolda umarım o da bu kadar kaliteli olur.

3 Beğeni

İşin içinde James Wan olduğu için kötü bir film olacağını düşünmüyorum.

2 Beğeni

Aynen adamın hayal gücü çok geniş. Gece Annabelle 2.yi izledim fena tırstım.

2 Beğeni

Korku Seansı ve Annabelle korku filmlerinde benim için üst sıralarda. Annabelle 2 serinin benim için de en iyisi.

2 Beğeni