En Son İzlediğiniz Film?

Beğenmenize çok sevindiiim :hugs: Ve doğum gününüz kutlu olsun! :partying_face:

En son Nope izledikten sonra izlediklerim ve haklarındaki hiç bilgilendirici olmayan yüzeysel yorumlarım şöyle,

Morbius, kimse sevmemiş bu filmi galiba nedenini biraz anlıyorum biraz anlamıyorum. Marvel filmi gibi değil, çok benzerleri olan bir ‘deney yaptım yanlış gitti’ filmi. Türünün her özelliğini taşıyor, süper düper etkileyici olmamaları dahil.

The Unbearable Weight of Massive Talent, Nicholas Cage filmlerinin çoğunu izlemişimdir, bu en güzeli değil ama aynı kategoriye koymamak gerek. Genel olarak beğendim, eğlenceli sürükleyici.

I came by, filmin ilk dakikalarıyla sonrası bağımsız gibi olmuş :d Başta Now You See Me ya da Hacker gibi bir şeyler izleyeceğim sanmıştım. Aşırı yetenekli bir hırsız olsun, anarşik sosyal mesaj verme kaygısı olsun böyle şeyler bekliyordum. Gittiği yeri yine de beğendim. Yine de spoilersız söyleyemem ama sonundan tatmin olamadım :d

Escape Room: Tournament of Champions, önceki filmini/filmlerini izlemedim. Birkaç sahnesini görmüştüm, bir de bulmaca severim diye izlemiş bulundum. Türü sevene güzel ama tam olarak zekice bulmacalar değil bence yine büyük şans faktörü olan şeyler vardı.

Thor: Love and Thunder, benim gözümde Thor:Ragnarok pikine ulaşamamış. Bazıları için fazla komediliydi. Bunun hakkında ne düşündüler merak ettim. Bu filmdeki komedi bana zorlama geldi. (ve ben baya cheesy komedilere bile gülerim)

Coming Home in the Dark, korku değil dram daha iyi olurmuş. Gerilmedim de, ne olacağını tahmin etmeme rağmen bekledim durdum. Tek güzel yanı Daniel Gilles’ın karizması.

Paranormal Activity: Next of Kin, bu da serinin ilk izlediğim filmi. (korku izlemeye yeni başladım) Korku filmlerinde en sevdiğim ve sevmediğim şeyler bu seride zaten. Gerçekten korkmayı ve filmin içinde hissetmeyi seviyorum, korkunun jumpscarelarla gelmesini hiç sevmiyorum.

5 Beğeni

En son The Walk (Tehlikeli Yürüyüş) filmini izledim. Aslında bu filmi daha önce izlemiştim. Yıllar sonra yeniden izleyeyim dedim. Zamanımı harcadığıma pişman değilim.

Philippe Petit’in 1974’te New York’un ünlü İkiz Kuleleri arasında ipini gerip yerden 400 metre yüksekteki ipin üzerinde yürümesinin hikâyesini anlatan; bu performansın öncesini, planlanışını ve yapılışını anlatan güzel bir film.

Avatar filmi 2009’da vizyona girdiğinde 3D devrimi ile anılmıştı. Ben de Avatar’ı 3D olarak izlemiştim ve 3D beni hiç etkilememişti. Olmasa da olur demiştim. Hatta daha sonra başka filmleri de 3D olarak izlemek zorunda kalmış ve yarattığı baş ağrısı nedeniyle 3D fikrinden uzaklaşmıştım. Fakat The Walk farklı. 3D olarak izlenmesi gereken tek bir film varsa o da budur. Bu filmde 3D bir anlam ifade etmiştir.

Ben bu filmi, eğer imkânınız varsa 3D olarak izlemenizi tavsiye ediyorum. Filmin heyecanı asıl öyle yaşanıyor. Film ilk kez yayınlandığında ben de sinemada 3D olarak izlemiştim. 3D sayesinde filmi izlerken gerçekten de gökdelenin tepesinden aşağı bakıyormuşsunuz gibi hissediyor, başınız dönüyor, koltuğunuza sıkıca tutunuyorsunuz. Yükseklik korkusu olanlar için müthiş bir gerilim olur bu.

Filmi yeniden izlediğimde filmden tekrar hoşnut kaldım ama 3D’li olsa daha iyi olurdu.

3 Beğeni

Sissi 1955 :purple_heart: Trajik yaşamıyla beni en çok üzen sanatçılardan biri olan güzeller güzeli Romy Schneider’in oyunculuktaki ilk deneyimlerinden en masum haliyle Sissi klasikler arasında hoş bir film. :purple_heart:
8771503b5353c46611161140f3b1247a

5 Beğeni

Vincenzo Natali tarafından yönetilen ve yazılan 2009 yapımı Splice filmini izledim. Keşke izlememiş olsaydım. Bilimkurguyu hiç böyle bir kurguda izleyeceğimi düşünmezdim. Spoiler içeren yorumlar yapmak da istemiyorum. Hafızamdan keşke silebilsem…

1 Beğeni

The Thin Red Line (İnce Kırmızı Hat)‘ı izledim.

Bu film aslında uzun yıllardır ertelediğim bir filmdi, bunca yıl ertelediğime pişman oldum. İnce Kırmızı Hat, savaş karşıtı bir savaş filmi. Yönetmen Terrence Malick savaşın dehşetini, acımasızlığını çok iyi yansıtmış. Film görsel sahneleriyle olduğu kadar Hans Zimmer imzalı nefis müzikleriyle izleyiciyi etkilemeyi başarıyor. Yönetmenin kullandığı iç konuşma stili, şiirsel anlatım, doğa manzaralarını savaşla harmanlayan görüntü açıları filmin en önemli özelliği diyebilirim. Konusu hakkında fazla detaya girmeye gerek yok. Oyuncu kadrosu oldukça zengin.

6 Beğeni


Bu yıl izlediğim filmler içinde en beğendiklerimden biri
oldu .Netflix arada bir böyle güzel yapımlar yayınlayarak insanı şaşırtıyor .Göçmen sorununu çok sert bir şekilde gözümüze sokuyor .Ayrıca filmin tek plan çekimleri efsane .tavsiye ederim…

4 Beğeni


Son dönemde izlediğim en yapay diyaloglu yerli film. Alef dizisinin senaristi etiketiyle izlemeye kalkıştığım Emre Kayış’ın ilk uzun metraj filmini beğenmedim. Filmin alt metnini kazıyınca hiçte hoş olmayan meseleler var. İlk filmden bu emaralerin olması üzücü. Kadınlara açılan pecerenin sorunlu ve filmin adından da anlaşılacağı gibi Anadolu leoparı metaforu ile desteklenen tükenişin ve sıkışmışlığın pençesinde ki karakterin motivasyonu vasat bir bakış açısı. Görüntü yönetmeni ne kadar başarılı iş çıkarsa da senaryosu vasat. NBC çizgisinde gezinmeye çalışan olmamış ilk film.

2 Beğeni

image
Normalde çok sık film izleyen biri değilim. Romantik tarzı filmler seven biri de değildim ama Before üçlemesi (özellikle ilk film olan before sunrise) çok güzel bir film. Bazı konular hakkında düşündüren, kafa açan diyaloglar da var. Bence izleyin.

3 Beğeni


Sinemada izledim. Almanya’nın 40’lar da ki faşist kimliğinin 70’ler ile birlikte bizim işçi göçüyle giden Türkler üzerinden kapitalist, baskıcı toplum dinamiklerinin Türklerin yaşadıkları zorluklar üzerinden anlatılmış. O dönem ırkçılığa, baskıya uğramış, ezilmiş kesiminin müzik kültürü üzerinden o dönem okunuyor. Burda 1. Kuşak ezilmiş sınıfın müzik kültürü ile 2. kuşak nefret rüzgarıyla şekillenen rap, hip-hop’ın çıkış noktaları beni çok etkiledi. Belgesel’in arşiv taramasını çok beğendim. Temoposu, kurgusu, belgesel de tanıdığımız sanatçılarıyla, o dönemi direk yaşayan insanlarıyla oldukça etkili bir belgesel.

3 Beğeni

Dün izledim, tam bir hayal kırıklığı. Düşük bürçeli fan made filmler gibi.

7 Beğeni

Bir yılın ardından ilk kez film izledim. En son Dune’u sinemada izlemiştim.

Evet, Taxi Driver bana yıllardır önerilen ve çok seveceğimi düşündükleri bir filmdi. Öyle de oldu.

De Niro abim gerçekten akmış, yağ gibi bal gibi oynamış. Zaten oyunculuğunu tartışmaya gerek yok. Harvey Keitel’ın da hakkını vermek lazım pimp rolünün altından iyi kalkmış. Filmde Travis karakteriyle kolayca empati kurabildim ki izleyenlerin çoğu da kurabilmiş zaten, karakterin dünyadan bezginliği çok iyi yansıtılmış. Dikiş tutturamaması, sağlık problemleri, en son başlarım lan size de dünyanıza da deyip delirmesi falan. Hepsi çok güzeldi. Film ile ilgili en zayıf bulduğum kısım soundtrackleriydi, ancak iki tane olmasına rağmen gayet hoştu olanlar.

Puan vermeyi pek sevmiyorum o yüzden puanlama yapmayacağım ancak memnun ayrıldım diyebilirim. Zaten bir Sopranos sever olarak Scorsese’den memnun ayrılmamam mümkün olmazdı.

4 Beğeni


Son zamanlarda en beğendiğim korku filmlerinden. İran-ırak savaşında korkunun ve çaresizliğin pençesinde kapana kısılan topluma bakış atan film, Tek mekana yayılan doğa üstü musallat olgusunu savaş atmosferi ile yoğurarak bu bakımdan müdavimlerinden farklı bir cin alt temalı, ilgiye değer bir film imajı çiziyor. Filmde anne kız ilişkisine, çocuk psikolojisi ve savaş atmosferinin akli dengeleri hissizleştirmesini çok iyi işlenilmiş.

5 Beğeni

Taxi Driver, eğer yüksek bir beklentiyle izlenmezse, insanların hoşlanacağı bir filmdir. Ama eğer filmin şöhretinden etkilenip izlemeye karar verir de büyük beklenti içerisine girerseniz, izledikten sonra hayal kırıklığı yaşatabilecek bir filmdir. Yani büyük beklenti içerisine girip de izlerseniz, “bu muymuş yani meşhur Taxi Driver??” demeniz olasıdır.

Siz, filmin şöhretinin farkında olarak izleyip beğenmişsiniz. Bana istisnai bir durum gibi göründü bu.

Bu arada, Cybill Shepherd, bu filmde olağanüstü güzeldir, adeta bir içim sudur… Jodie Foster ise henüz çok çok toydur ve acemidir.

2 Beğeni

Açıkçası beni açtı film, hatta izlemeden önce yıllardır herkes “tam senlik film, çok seversin” diyordu. Sevdim de. Ha, favori eserim olmadı ancak gayet memnun ayrıldım. Çok yüksek beklentilerle de izlememiştim o da etkilidir. Tam beklediğim gibi geçti. Scorsese tarzını severdim zaten.

1 Beğeni

Avatar izledim yeniden vizyona girmişti. IMAX kalitesiyle izleme fırsatım oldu. Tüylerim diken diken izledim. Bazı filmler çok etkiler ya insanı. Avatar da aynı şekilde benim için. Aralık ayında da Avatar 2 geliyor. Sabırsızım ama belli etmemeye de çalışmıyorum çok garip saçma bir yorum şu an çok doğaçlama yazıyorum, sağ olun…

2 Beğeni

VESPER (2022)

Dünyanın portakal gibi mavi olmadığına inanan bir kahraman hakkındaydı…

Yaklaşan ekolojik krizi engellemeye çalışan insanların yaptığı genetik çalışmalar aksi gibi ekolojik felakete sebep olarak dünyadaki çoğu canlı yaşamının yok olmasına sebep olmuş. Felaket sonrası elitler “Hisar” isimli dış dünyadan izole edilmiş yerlerde “normal” bir hayat sürerken hayatta kalmayı başaran diğer insanları ise ölüme terk etmiş.

İnsanlar hayatta kalabilmek için Hisarlara kanlarını satarak tek kullanımlık tohumlar satın alıyor. Yani bu elitler hem dünyayı mahvetmişler hem de bunun sonuçlarıyla diğer insanları baş başa bırakmışlar. Kahramanımız Vesper de bu tohumların genetiğini hackleyerek hem dünyayı tekrardan inşa etmek hem de bu çalışmaları sonucunda Hisarda yaşama hayali kuruyor. Film boyunca Vesper’ın bu arayışını hayallerinin hedeflerinin değişmesini izliyoruz.

Düşük bütçesine rağmen filmin inşa ettiği görsel dünya müthiş. Sinematografisi ve müzikleri nefis. Özellikle tek bir diyaloğun olmadığı Vesper’ın yolculuğu bölümünde sinemanın büyüsünü gerçekten hissediyorsunuz. Vesper fedakarlık yapmadan bir şeyleri değiştiremeyeceğimizi buruk ama ümitvar bir hikayeyle bize gösteriyor. Bence bu senenin en iyi işlerinden biri ve mutlaka izlenmeli.

Filmin sonunda Vesper tohumları dünyaya saçtı diye film sistemin değişmeyeceği mesajı veriyor diye eleştiriler yapılmış ama ben katılmıyorum. Aksine Vesper o tohumlarla Hisara gitseydi bu mesajı vermiş olurdu. Çünkü dünyadan ziyade sadece kendilerini düşünen bu oligarşik bir yapıya gitseydi onların daha da gelişmesini sağlayacaktı ama diğer insanlar bundan yararlanamayacaktı. Bunun yerine değişimin Hisardan değil dünyadan başlayacağını düşünerek o tohumları dünyaya bütün insanlara saçtı. Tohumların havada açmaya başlaması da bunun kanıtlayacısı.

Bu büyüleyici müzikle kapatayım.

8 Beğeni

Black Adam

O kadar kötüydü ki nereden başlasam bilemiyorum :smile: İlk olarak spoilersız eleştirilerden başlayayım.

  • Olay örgüsü saçmaydı hatta olay örgüsü yoktu. Her şey dan dun bir anda ve mantıksız gerçekleşiyor. Örneğin biri ortaya fikir atıyor “Böyle böyle yapalım”, bir anda herkes “Ok :neutral_face:” oluyor. Çok saçma.
  • Sürekli saçma slow motion efektleri var. Gereksiz.
  • Diyaloglar o kadar basit ki anlatamam. Sanki olan şeyler çok normalmiş gibi, yıllardır duyduğumuz diyaloglar.
  • Filmdeki en güçlü karakterler güçsüzmüş gibi davranılmış bkz. Dr. Fate.
  • Sürekli noluyoruz havasında izledim.

Spoilerlı yorumlarım ise şu şekilde;

  • Bu Cyclone ne kadar saçma bir karakter olarak yansıtılmış? O efektler ne? Her saldırıya geçtiğinde slow motionla beraber arkada garip bir müzik ve garip hareketler. Sanki büyük bir şey yapıyormuş gibi o garip müzik ve hareketle giriş yapıyor, beklenti yükseliyor ve yerdeki taşları demirleri falan fırlatıyor Black Adam’a.
  • Cehennem savaşçılarıyla yerel halkın garip bir şekilde motive olup sopayla savaşmasına diyecek bir şeyim yok.

Sonuç olarak DC, yine bir işi batırmışsın. DC evrenindeki karakterler Marvel evrenine göre çok daha iyi olmasına rağmen bu kadar kötü filmler nasıl ortaya çıkıyor merak ediyorum.

3 Beğeni

Filmi ben daha henüz izlemedim. Fakat bildiğim bir şey var ki Dwayne Johnson sayesinde film daha iyi olmuş. Yapımcılar ile mi görüşmüş, özel ricada mı bulunmuş böyle bir muhabbet vardı. Bunu geçelim kendisi Hollywood’un en çok kazanan aktörü. Nasıl yapıyor ediyor bilmiyorum ama Dwayne Johnson’ın olduğu filmler batmıyor. Bu da şu an sınırda :slight_smile: Filmin bütçesi 200 milyon dolar civarı şayet Çin’de vizyona girmezse batacak gibi duruyor.

İlk başta yayımladıkları trailer sepya gibi bir renk tonuna sahipti. Sonra tepkiler gelince onu değiştirdiler yani şu an izlediğin iş bile elden biraz geçirilmiş durumda ama yine de kötüyse DC için yapacak bir şey yok artık. Şimdi tekrardan DCU’yu kurdular başına da James Gunn geldi. Toparlayacağına inanıyorum. Ama çok geç kaldılar tabii.

2 Beğeni

Filmin iyi hali buysa öncesini düşünemiyorum :smile: Filmin en güzel hatta tek güzel yanı Dwayne Johnson ve birkaç oyuncuydu zaten. Filmi beğenen illa ki olur ama ben özellikle DC seven birisi olarak gerçekten kaliteli yapım görmek istiyorum bu camiadan artık. Filmi izleyecek olursanız yorumunuzu merak ettim :slightly_smiling_face:

2 Beğeni

Film izlemek için ön gösterime gidecektim ama iş ve evdeki dinamiklerin(anneannem geldi :slight_smile: ) değişmesinden dolayı gidip izleyemedim. Fakat en kısa sürede izleyeceğim. Post-credits sahnesini çok beğenmişler meraklıyım. :smiley: İzler izlemez yorumumu yazarım. Latterboxd’daki arkadaşlarım çoğunlukla beğenmişler. Zevklerimiz tutuyor ama bakalım neyle karşılaşacağız. :slight_smile:

Ben de daha çok Marvel severim. Marvel da son birkaç yıldır çok bozdu.

4 Beğeni