Hunter x Hunter 2011. Shounen olmasına rağmen diğer shounen serilerinden farklı bir çizgide ilerleyen, seinen türünün sahip olduğu kaliteyi içinde barındıran bir eser. Devamını getirmediği için Togashi’den nefret ediyorum. Birkaç hafta önce seriyi tekrardan bitirdim ve ardından boşluğa düştüm. Hiç sıkılmadan ikinci kere izlediğim nadir animelerden kendisi. Karakter gelişimini, ani duygu değişimlerini ve karakterlerin power-up alışları çok başarılı bir şekilde aktarılıyor hxh’de. Diğer shounenlerde olduğu gibi ana karakterlerimiz bir anda? ve evrenin düzeniyle çelişecek şekilde power up almıyorlar. Dövüş sahneleri karakterlerin 2 saat birbirlerine yeteneklerini adlarını saymasıyla geçmiyor -hızlı ve olması gerektiği şekilde veriliyor- ve dövüşlere daha -baya- taktiksel yaklaşıyorlar. Nen adını verdiğimiz güç herkes tarafından kullanılabiliyor ve her karakterin nen’e yatkınlığı ve yeteneği farklı. Bu da kendisini çekici kılıyor. Seride neredeyse her karşılaştığımız karakter ilgi çekici ve sırf konulsun diye konulmayıp, çok fazla arka planı dolu karakter var. Bu evrendeki herkes veya daha da daraltırsak ‘avcılar’ griler ve hepsinin iyi ve kötü oldukları anlar var. Örümcekler, Hisoka, Netero, Ging, Biscuit… Evren çok geniş. Müzikler, openingler, endingler ve sound-trackler tek kelimeyle muazzam. Arkaplandaki japon abimizin sesinin girip, olayları özetlemesi ve daha çarpıcı ve heyecanlı hale getirmesi de başka bir iyi yanı. Ki o aralarda verilen müzikler belli durumlar ve belli duyguların geçtiği yerlerde çok yerinde bir şekilde veriliyor. Ana karakterlerden Leorio sevilesi , Kurapika ilgi çekici, Gon ve Killua ise arkadaşlıklarıyla ve karakter gelişimleriyle beni kendine bağlıyor. Arcların hiç birinde sıkılmadım. Evet, çoğu genel ‘shounen’ izleyicinin anlamadığı veya sıkıldığı Chimera Arc’ında bile sıkılmadım. Hatta o arkın anime dünyasındaki en iyi arclardan biri olduğuna parmağımı basarım. Spoiler vermemek için bu ark hakkında daha fazla şey söyleyemem ama uzun olmasının yanında, Togashi’nin bu ark ile vermek istediği mesaj ve karkterlerin geçirdiği değişimler gerçekten inanılmaz güzel ve zekice. Ve içinde barındırdığı iki sahne her izleyişimde beni mest ve tüylerimi diken diken ediyor. Daha yazabileceğim çok şey var ama kendimi tutuyorum. Togashi artık mangaya ayda yılda bir ara verip, tek bir sayı çıkardıktan sonra hastalığını bahane edip, yatmaya devam edersen cehennemin dibini boylayacaksın ve hepimiz senden nefret edeceğiz. Aynısı Pat ve Berserk’in mangakası için de geçerli.
Sanırım Steins;Gate, Fullmetal Alchemist: Brotherhood,
Shingeki no Kyojin, One Piece (evet one piece ;(),
Log Horizon, Magi, Overlord,
Zetsuen no Tempest, Chuunibyou demo Koi ga Shitai! ve Re;Zero (evet bu anime de bir şekilde girdi) gibi animeler de favorilerime girer.