Başlıkta da belirttiğim gibi bu başlık altında sinema filmlerindeki veya dizi filmlerdeki basmakalıpları yani klişeleri belirtelim ve yorumlayalım isterim. Buyurun!
Örneğin benim ilk aklıma gelen basmakalıp: Arkadaşı, sevgilisi vb. ölen kahramanın arkadaşının veya sevgilisinin başını kucağına alması ve o öldükten sonra kameranın tepeden çekmesi ve kahramanın yukarı doğru HAAYYYIIR vb. diyerek bağırması.
Şu klişenin tamamen ortadan kalkıp oraya gitti ve hepsi öldü şeklinde biten bir film ya da dizi olmasını o kadar isterdim ki… İlla ölmek zorunda da değil bir kısmı öldü kalan delirdi vs gibi birşeyler de kabulüm yeter ki sapasağlam dönmesinler ya
Biraz argo ama ; “Lanet olsun dostum, şu atın kçı bile senden daha güzel kokuyor.”
Amerikan filmlerinde tüm uzaylıların Amerikaya saldırması ve Amerikan başkanını Dünyanın Başkanı olarak görmesi. Bir kerecik olsun Malatya’ya saldırsınlar ya lütfen.
Karanlık odalardan gelen sesler veya görünen insanlar. Ana karakterin inatla oraya yürümesi ve hemen sonra başına olaylar gelmesi. Yeni taşınılan lanetli evler. O evdeki varlıkların aileye musallat olması. Kilitlenen açılmayan kapılar…Bunlar insana fazla tekrarlanmış geliyor.
Psikolojik filmlerde de çoklu kişilik bozukluğu çok fazla işlenen bir konu. Klişe olmuş denilebilir. Yine de ilgi çekici.
Zamanı geldiğinde her şeyi öğreneceksin evlat
Ve o evlat her şeyi kendi başına öğrenir çünkü gerçekleri söyleyecek amca/teyze her zaman ölüm döşeğindeyken, çoğu zaman kahramanın ellerinde kanlar içinde sözü yarıda kalır.
Kötü olan zerzavatın mutlaka son atımlık bir can havli vardır ve onu da illaki yanına, yüzüne vb. yaklaşıldığında gösterir. Öldü sanılan zerzavat son bi kez böö diye atılır.
Kötü adamın gerçekten çok kötü olduğunu gösterebilmek için gözünü kırpmadan kendi adamlarından birini öldürmesi ne bayık bir klişedir. Heryerde de karşıma çıkar.
Birde, aslında suçsuz olduğu halde mahkum edilmek üzere olan başrolün tutuklanırken, “Durun herşeyi açıklayacağım, bir saniye, lütfen dinleyin beni, ben suçsuzum, suçluyu biliyorum, size anlatabilirim, lüften beni götürmeyin.” diye kırk saat laf salatası yapması ve akabinde tutuklanması ekran karşısında en uyuz olduğum anlardan biridir.
-Sen bir kahramansın veya sen bir kralsın gibi sözlere, “ben tahmin ettiğiniz kişi değilim” diyerek teklifi geri çevirmek. Biz olsak hemen atlarız. Kral bu boru mu.
-Korkunç bir şey olacağı zaman mutlaka yağmur yağar ve şimşek çakar. Güneşli bir günde korkunç bir şey olduğu görülmemiştir.
-Başrol oyuncusu ezik bir tipse filmin sonunda mutlaka bir afetle çıkmaya başlar(Bknz.Transformers.)
-Kod Adı Kılıçbalığı filmi hariç her filmde iyiler kazanmıştır. Bir kere de kötüler kazansın.(İnfinity War’ı saymıyorum keza devam filmindeki son meçhul.)
_“Korkunç bir şey olacağı zaman mutlaka yağmur yağar ve şimşek çakar. Güneşli bir günde korkunç bir şey olduğu görülmemiştir.” _
Şunu alnıma yazarak bir güzel sanatlar fakültesini ziyaret etmek istiyorum. Geleceğin sanatçıları buna dikkat etmeliler (gerçi ne kadarı dizi film sektöründe ilerler orası ayrı konu).
Bu durumun sanırım en az 2-3 bin yıllık geçmişi vardır.
Bu dediğinizi daha çok popüler olan yönetmenler risk almak istemediği için yapıyor. Daha az popüler olan filmler izlerseniz mutlaka kötülerin kazandığı sonlara denk gelirsiniz. Özellikle Kore sinemasında katilin kazandığı, katilin bulunamadığı ya da sonunda sıradan bir insanın cinayet işleyip kaçmaya çalıştığı filmlere sık denk geliyorum.
-Polisiye dizi ve filmlerde; meğerse kanıt tamda gözlerinin önünde çıkar. Ve, ne yazık ki “kanıt tam da gözümüzün önündeymiş” lafı mutlaka söylenir.
-Kahraman filmlerinde genelde belirli bir bölgenin kaderi değil tüm dünyanın kaderi o kahramanın elindedir. Ve yine klişe " tüm Asgard’ın kaderi senin ellerinde" gibi cümleler kurulduğu görülür.
-Hapishane veya alengirli bir yere girilmesi gerekirse, meğer oradan bugüne kadar yalnızca bir kişi kaçmış olur ve o kişi de yaşlı bir psikopattır. Dayı buradan nasıl kaçtın diye sorar baş rol oyuncusu o da " bu bir sır evlat" der.
-Mariana Çukuruna bile girsen mutlaka bir Amerikan bayrağı dalgalanır.