3 kitap sonunda bazı karakterler hakkında düşüncelerimi birazcık açıklamak istiyorum:
Shallan: İlk iki kitap boyunca sevdiğim, okuması hoş zeki lafları olan kişiliği bozuk, değişik bir karakterdi ancak 3. kitapta çok gıcık oldum. Keyifle okuyamadım hiç maalesef. Serinin sonuna doğru delireceğini düşünüyorum. 10-20 tane karaktere bölünecek bu gidişle.
Adolin: Şapşal mapşal ama iş savaşa geldi mi baya cesur kendisi. O yönü hoşuma gidiyor. Bunun dışında çok bi’ aman aman değil gözümde ama sonraki kitaplarda merak ediyorum karakter gelişimini. Siyah-beyaz arasında bir çizgide gibi hissediyorum nedense.
Navani: Sevemedim, olmasa da olur.
Dalinar: Karizmaya karizma katarak ilerliyor. Brandon Sanderson’un çok özenle yazdığını düşünüyorum bu karakteri. Yalnız Dalinar’da güvenemediğim bir şeyler var. 180 derece dönüp yine umursamaz ayyaş bir karaktere evrilse çok şaşırmam mesela, sebebini çözemedim. Geçmişteki karakteriyle şimdiki arasında farktan ötürü böyle hissediyor olabilirim. Her türlü seviyorum o ayrı.
Jasnah: Gittikçe daha da seviyorum. Gözümde serideki en bomba karakterlerden biri.
Kaladin: Hâlâ favorim. Depresif filan ama o gözü kara cesur hallerine ek çok zeki olması ve tam bir lider ruha sahip olmasını çok seviyorum. Arada beni baya güldürdüğü yerler de oldu. Ciddi bir şekilde ettiği bazı komik laflar espriler hoşuma gidiyor. Gözümde serinin asıl kahramanı kendisidir.
Bu gözümüzü kanatan İngilizce telefon klavyesi yorumunuz için kendi adıma teşekkür ederim. Son bir haftada irili ufaklı 411 adet mesajı düzenlemiş olmanın verdiği iç kanamasıyla bu yorumumu yapıyorum ve ekliyorum:
Lütfen, forum kurallarına uygun, İngilizce klavyeden uzak yorumlar oluşturun. Ayrıca noktalama işaretlerine, bağlaçlara ve bazı ayrı yazılması gereken kelimelere de özen gösterin lütfen. Teşekkürler.
Kusura bakmayın, yazarken farkında olamıyorum hala hataların, Türkçe klavye kullanmiyorum hiç kullanmadım ülkeye döneli anca 1 sene oldu, dikkat etmeye çalışıyorum
Benim telefon klavyem de İngilizce ama üstüne basılı tutunca özel karakterler geliyor. Belki bu şekilde biraz daha yavaş da olsa daha doğru mesajlar yazabilirsiniz. Hayatım boyunca hiç Türkçe karakterli telefon klavyem olmadı. Bir türlü de alışamadım ama doğru yazabilmek için elimden geleni yapıyorum. Hatasız olmadığımı söylersem yalan söylemiş olurum ama özen ve dikkat gerekli. Bu konuda yalnız değilsiniz. Birçok kişi var durumda olan. Herkes böyle yaparsa forum kaos yerine döner. Umarım siz de beni anlayışla karşılayabilirsiniz. Bu mesajınızı düzenleyeceğim, bundan sonraki mesajlarda daha dikkatli olmanız dileği ile. ^^
Ben Audible’dan dinlemiştim, Spanread olarak geçiyor sanırım ama yanlış yazmış olmayayım.
Düzenleme: Şimdi baktım, Spanreed olarak geçiyor. Bu durumda Uza Kalem daha doğru olur bence.
Göz kısmı bende hep sıkıntı idi. O yüzden ne okursam okuyayım, 2 bölüm arası hep ufak ara veririm. Gözlerim ileri derecede bozuk 4-6 numaralarım. Bunda da aynı şekilde ilerliyorum zor oluyor, yalan yok. Ama bunun avantajı kitap hafif ve rahatça gözümün içine sokarak okuyorum. 2 senede bir nazı çekilir ama seri bittikten sonra tekrar okumak isteyen ya da hiç okumamış birisi için sabır ve göze şifa diliyorum. Art arda okunacak bir seri olmayacak. Yazık şimdiden bu muhteşem seriye.
Oathbringer ilk kısım bitti. Ya ben çok özledim ve aylardır bekledim diye çok beğendim ya da ilk kısım ilk 2 kitaptan çok daha muhteşemdi. İlk kısım bize ilk iki kitaba göre çok fazla cevap ve açıklama veriyor. Ama bir o kadar da yeni gizemler ekleniyor. Dalinarın flashbackleri sanki bana god of war oynuyormuşum gibi geldi. Hele o büyük fırtınada kaybettiği bıçağı aramaya ve öylesine hava almaya çıkmasına yarıldım. Adolin Shallan diyalogları çok eğlenceli olmuş. Kaladinin parshendi ekibiyle bulunduğu durum Stockholm sendromu oldu resmen. Aklıma da soru işaretleri koydu… Renarin yine çok arka planda kaldı. Halen iyileştirme dışında ne yeteneği var pek anlamış değilim. Shallanin bütün yeteneklerini unutmuşum neredeyse. Her yaptığını -bunu daha önce nerede yapmıştı?- sorusunu sorduyor. Ek olarak en favori karakterim Dalinar seride ama geçmişinde ki zalimliği beni biraz soğuttu. Yazar bize Adolini çok sevdirdi fakat ilk onu elimizden alacak ve bizi gama, kedere ve hüzne boğacak. Bu yanlızca tahmin. Bunu tetikleyen bir durum ile karşılaşmadım.
270 sayfa ilk kısım ve çok samimiyetle söylüyorum ki hiçbir kelimesi beni sıkmadı. Bundan önce zç 6.cilti okuyordum ve bazi yerlerde o kadar dalıyordum ki kitaba -ben 1 2 sayfadır ne okuyorum- diye kendime sorduğum ve geri döndüğüm zamanlar oluyordu. Fakat Oathbringerda hiç öyle daldığım anlar olmadı. İşin özü ben çok beğendim ilk kısmi kesinlikle 10/10.
Acayip tahrik ettin şu anda. Ama yine sindire sindire okuyacağım. Önümüzdeki hafta senelik izin aldım. Tüm haftamı Oathbringera harcayacağım. Ama kitapta keskin bir düşman eksikliği var sanki. Tamam Garaz ve şampiyonu bekliyoruz ama şu kötü diyebileceğimiz birisi ya da neyin kötü olduğu halen kafamda oturmadı.
Kötü eksikliği hissetmedim ben. Garazın eli altında başka güçler de var ayrıca ters yönden gelen fırtına sayesinde tüm kıta parshendi işgali altında, daha nasıl bür kütülük lazım.