.
Alo Muhittin. Arif Ben. Kitapları kargolamamışlar. Amerikan başkanı dahil herkesi devreye sokun
.
Alo Muhittin. Arif Ben. Kitapları kargolamamışlar. Amerikan başkanı dahil herkesi devreye sokun
Adını hatırlayamadığınız filmler konusunda:
“Filmi seyredeli çok oldu. Bir grup genç ormana tatile gidiyor, orada bir kulübede kalıyorlar. İçeride oyuncak bebek ya da tavşan , fil filan gibi bir şey var. Gençler teker teker öldürülüyor, katil uzaylılar çıkıyor.”
Adını hatırlayamadığınız oyunlar konusunda da aynısı var. “Çocukken oyandığım bir oyun vardı. Silahla ateş ediyorduk…” Foruma üye olurken GBT’ye bakılıyomuş gibi kim ne bilsin sen ne zaman çocuktun Bir de kızıyorlar kimse yardımcı olmuyor diye
Tucker and Dale vs. Evil!
(Biliyorum bu değil ama olsun. İzlemeyen izlesin.)
Çok eğlenceli bir filmdir, özellikle ağaç kesme makinası sahnesi
Adı hatırlanamayan filmlerin başında Cabin In Thr Woods geliyor. Herkes seyretmiş ama nasıl seyretmiş? Anlayamadım…
2 gün önce:
“İthaki’nin yaptığı bu (buraya birkaç bilinen problem ekleyin İthaki ile alakalı) kaçıncı şey, artık onlardan kitap almayacağım.”
2 gün sonra İthaki 35 milyarıncı serisini açıklar, forumda başlığı açılır. Başlığa:
“Aman Allahım, İthaki yaptı yine yapacağını! Harika bir seri, hemen toplamaya başlıyorum.”
Alın tabii ki, bir şey diyemem. Sadece bu durumla çok karşılaştığım için yazmak istedim.
Ben yeni bir üye olarak görüyorum, eski arkadaşlar kim bilir ne kadar şahit olmuşlardır.
Adını hatırlayamadığınız filmler başlığında, foruma ilk defa üye olmuş bir arkadaş geliyor, bir cümlede 56 tane yazım yanlışı veya 10 cümle kullanıp hiç nokta kullanmama gibi şeyler yapıp hatırlamak istediği bir filmi soruyor. Ama yazdıklarını anlamak için 5 - 6 defa aynı şeyi okumanız gerekiyor.
Aynı arkadaş 2. mesajında başka bir film soruyor, yine aynı rezil yazımla.
Üçüncü mesajda ise artık forum üyelerine sitem ediyor, “arkadaşlar bu film benim için çok önemli adını bulun” diye. (İç ses : Evet o kadar önemli ki adını bile bilmiyorsun )
Nasıl bir kafa yapısı anlamıyorum. Böyle internette ilk defa gördüğü bir sitede, sitenin daha amacını anlamadan, “bu sitede online olan memurlar var, benim sorduğum anda merak ettiğim filmi bulmama yardımcı oluyorlar” diye bir düşünce oluyor galiba.
O kadar haklısınız ki. Ben o başlığı da anlamıyorum. Git kardeşim gidiyorsan, “ay niye gidiyorsun, olmadı bu gidişin, gitme ne olur” cümlelerini okumak hoşlarına gidiyor sanırım. Benim forumla ilgili derdim varsa gerekli başlıklarda dillendiririm, gideceksem de giderim. Kimsenin haberi olmaz. Zaten artık sevmediğim bir yerse burası niye gidişimi ilan edeyim, umrumda olmaz.
Bunu da anlamıyorum. Sırf seri olduğu için kitapları alan var. Yahu toplamak zorunda değilsin, beğendiklerini al sadece.
Bir başka klişe (sırf forumla sınırlı değil):
A: Bu kitabın çevirisi çok kötü.
B: Nereden anladın?
A: Akıcı değil, okurken zorlanıyorum.
B: Kriterin bu yani?
A: E tabi. Başka ne olacaktı?
B: Ne bileyim, kaynak metinle karşılaştırsaydın. En azından bir kaç cümleyi.
A: Ama o dili bilmiyorum ki.
B: Kaynak dili bilmiyorsun, sadece Türkçesinden çevirisinin kötü olduğunu çıkardın öyle mi?
A: Yetmez mi?
B: Yeter mi?
Bence o başlık vedadan çok teşekkür yeri. Kendi adıma konuşursam o konuya veda için değil teşekkür için yazmıştım. Çünkü gerçekten çok faydalandım forumdan. Bence genel olarak o konuyu diğer arkadaşlar da teşekkür yeri olarak kullanıyor. Geri gelinmesi de o an yaşadığın bir sıkıntı her yerden bağlarını koparmanı düşündürüyor olabilir ama sonra bir şeyler düzelir geri gelirsin. Ben kimsenin drama için yazdığını düşünmüyorum.
Başlığı açan bendim fakat forum üyelerinin çoğu başlıktan rahatsız. Bu sebeple burada küçük bir açıklama yapayım.
Sanırım yirmi yıldır şu ya da bu forumda bir şekilde bulundum. Hepsinde de iyi kötü yer edinmişimdir. Bazen bu gibi forumlarda bazı üyelerin, onların haberi olmasa da, yazdıklarına sempati duyar ve sevgi besleriz. Sonra bir bakarız ki artık yokturlar. Merak ederiz. Acaba öldü mü, kaldı mı, ne oldu? Böyle bir başlıkta en azından forumu bıraktığını öğrenebiliyoruz. Şahsım adına sevdiğim birileri bu başlığa yazarsa ilk olarak forumla alakalı değil de şahsi bir sorun yaşadığını ve yardım edebileceğimi düşünürüm. Edemesem bile dinleyebilirim, dertleşebiliriz belki de içinde bulunduğu durumdan çıkmasına yardım edebilirim. Bunlar yaşandı. Etrafınızda her gün olan insanların tavırları yüzünden değersiz hissettiğimiz bir anda şuradan birisinin çıkıp size değer verdiğini görmeniz o anki depresyon hırkanızı çıkartmanıza yardım edebilir. İnsanlar olarak verdiğimiz basit tepkiler, oluşturduğumuz gönderiler bizleri önemseyenler ama farkında olmadığımız kişiler tarafından dikkat çekince ve minicik tatlı bir mesaj geldiğinde bile hayata pozitif yaklaşabiliriz. Bu şekilde birçok kişiye ulaşabildiğimi düşünüyorum.
Mesela bir gün sessiz sedasız siz gitseniz ben merak ederim. Bir @periyodiknesriyat vardı, nereye gitti acaba, derim. Bu konuda mesajınız olsa kendi kararıyla forumu bırakmış, der saygı duyarım ama mesajınıza denk gelirsem mutlaka yazmak isterim. Belki aşılabilecek bir sorundur. Belki o an birisinin size ciddi anlamda “Ne oldu?” diye sorması sizin hayatınızı kurtarabilir. (Bu abartı gelebilir ama kendisini öldürmeye ramak kala çok kişiyi fikrinden caydırmışlığım vardır.) O an size en yakın dostunuz bile hitap edemezken yoldan geçen biz gibilerinin faydası dokunabilir.
Yine aynı şekilde aramızda gençler çok ve bazen bakış açıları öyle çok duygularının kontrolünde oluyor ki aslında olaylar çok basit olabiliyor. Bunları görmeleri için ellerinden tutmak gerekiyor.
Bu ve bunun gibi sebepler bu başlığı açmamda etkendir. Elbette, bunlar da size saçma ve boş gelebilir ama benim için anlamı var. Sizler için yoksa başlığı sessize alabilir, forumda mutlu mesut yaşayabilirsiniz. Çözümü basit olan şeyler. Sevgiler.
İlk üye olduğumda o başlıkta sorulan filmlere kafa yorup cevaplıyordum ben de, sonra dediğiniz durumu fark edip saldım başlığı
Benim üyelik de yeni sayılır ondan klişe olabilecek bir şeyler belirtemedim şimdi, yine de yazılanları okuyunca üç aşağı beş yukarı hep gördüğümüz şeyler galiba hep Özellikle beklenen kitap siparişi serzenişleri
Baskısı olmadığı herkes tarafından bilinen bir kitabın, bir sitede yanlışlıkla stokta görüldüğü her seferde topluca sipariş edilmesi. Sipariş iptal edilince de topluca üzülmek.
Bir kitabın veya dizinin adına açılmış özel sayfada spoiler görünce ortalığı ayağa kaldırmak.
En leş klişe: “Arkadaşlar yazım yanlışı falan bu kadar kasmayın. Robot muyuz biz?” Arada ortaya çıkıp bir sivrilir, sonra da kaybolur bunlar:)
Bir de üstte bir arkadaş benzerini yazmış gerçi: “Ciltlisi ne zaman gelir?” ya da “Uff bu etiket fiyatları da ne böyle ya?” vb.
Aslında daha rezil klişeler Ne Okuyorsunuz? (Görsel) - sanırım böyleydi- konusunda var. Kitap yanına kahveler, cicili bicili ayraçlar, “ben şimdi kitap okuyacağım” temalı klişe paylaşımlar… Off yazarken kötü oldum:)
Dönem dönem forumda birilerinin ortaya çıkıp her başlıkta birilerini aşağılaması. Sonra ortadan kaybolup tekrar gelip yapmaya devam ediyorlar.
Yazılmıştı sanırım emin değilim o yüzden yineleyeyim. Dönem dönem bir kitabın veya yazarın inanılmaz popüler olması. Bazen bu olumlu sonuç verip ortak okuma etkinliklerine dönüşüyor gerçi ama çoğunlukla da birisi övdü diye herkesin toplaması ile sonuçlanıyor.
Bence en büyük klişemiz İthaki yeni kitap çıkarttığı zaman “daha tamamlanmayan bir yığın seri var” isyanı ve ikinci büyük klişemiz İthaki’nin tamamlanmayan seriler yerine yeni kitap basmaya devam etmesi. Bu böyle sonsuza kadar döngü halinde devam edecek diye düşünüyorum…
Forumun odağı bir noktaya toplandığında dövüşmen guzum, nasıl olsa üç günlük dünya diye konunun uzlaşmaya vardırılmaya çalışması.
Sjw başlıkları da resmen kendi döngülerine hapsoldular.
Yatıştırmaya çalışıyoruz işte ne yapalım, körükleyelim mi
Bana göre en büyük klişe; en ufak bir tartışmada patlamış mısırlı Michael Jackson gif’i paylaşılması, hiç sekmez
Harbiden de forumun Amerikan kimlik politikalarına kendini bu kadar kaptırması çok ilginç. Yabancı sitelerde yeteri kadar maruz kalıyoruz zaten ‘‘Woke vs Anti-SWJ’’ saçmalıklarına.
Yatıştıracak veya körükleyecek bir durum olmuyor bence genelde. Aman Ali Rıza Bey ağzımızın tadı kaçmasın bizimkisi. Ama bir şeyler dile gelse de gelmese de yapraklar dökülüyor her türlü.