Ekim
Ekim ayında genelde korku okumaya çalışırım. Se7t4n ve Karabasan harika 2 korku kitabıydı.
Karabasan, Martin’den okuduğum ilk kitap. Daha önce bir bilim-kurgu öyküsünü okumuştum malum kitapta. Bu adam gerçekten iyi yazıyor. Kış Rüzgarları’na takılmasa da başka kitaplar da yazsa keşke. Kitap özelinde en fazla sevdiğim şey Fevre Dream’in kaptanı Abner Marsh idi (Karabasan diye çevrilen kitabın ismi aynı zamanda geminin de ismi ve kitabın içinde Humma Rüyası olarak çevrilmiş). Bu karakteri o kadar sevdim ki bazen onun gibi konuştuğum bile oldu neyse ki çok uzun sürmedi çünkü acayip bir şivesi ve fevri davranışları var. Harika yazılmış bir karakter. Olayların geçtiği dönem (Amerikan iç savaşı dönemi) ve mekanlar da çok güzel yansıtılmış. Martin klasik vampir hikayesini dönemin olaylarına ve haliyle verilecek mesajlarına çok iyi yedirmiş. Arka kapakta Stephen King ve Mark Twain karışımı yazıyor ve çok doğru da yazıyor.
Se7t4n, Joe Hill’den okuduğum 3,5. kitap. İlk okumaya çalışıp yarım bıraktığım kitap Itfaiyeci’yi saymazsak şu ana kadar okuduğum kitaplarını beğendim Hill’in. İtfaiyeci 'yi sevmeme sebebim aşırı King çakması gibi gelmesi iken tek başına 8 puan verdiğim Se7t4n kitabına King evrenini çok güzel kullandığı için 10 puan veriyorum. Charlie Manx harika bir kötü adam. Güzel bir Siyahlı Adam twinnerı olmuş. Başka kitaplarındaki kötü adamları da çağrıştırıyor King’in ama güzel anlamda. Çakma bir karakter yerine güzel parçalardan oluşan güzel bir toplama kötü karakter olmuş. Özellikleri: İkiz kızları var. Arabası şeytani. Kendisine çocuklar topluyor. Dişleri kahverengi, kanca gibi çarpık çurpuk. Hayali mekanları var. Olay örgüsü ise iyi işlenmiş. En iyi kısmı karakterlerin ruh hallerinin değişimini çok iyi aktarıyor olması.
Not: Tüm göndermelerine kitap okunduktan sonra şuradan da bakılabilir. NOS4A2 - Wikipedia
Not 2: Kitapta gelecekte yazacağı 2 kitaba da gönderme varmış. Kitapların isimleri Orphanhenge ve The Crooked Alley olacakmış.
Madde 22, bu kitap okuyanları karpuz gibi ortadan ikiye bölüyor hatta bazen kutuplaştırıyormuş seven/ sevmeyen diye. Ortası pek yokmuş. Ben sevenler kısmındayım. Neden sevildiğine dair sebepleri yazayım. Ortada 2. dünya savaşı var ve biz askerdeyiz. Kitap askeriyedeki tüm uygulamaları yerden yere vuruyor. Böylece ortaya çok iyi bir mizah çıkıyor ama kara mizah. Vonnegut’un izinden giden bir kitap. Her sayfasında savaşı eleştiriyor. Bir diğer sebep kitapta düz bir olay örgüsü yok. Kitap her bölümde farklı karakter olmak üzere 42 bölümden oluşuyor. Kitabın bu yapısı olay örgüsünü daha iyi anlamamızı sağlıyor. İliklerimize kadar işliyor Madde 22. Sevilememe sebepleri de yukarıda saydıklarımla aynıdır büyük ihtimalle😅. Madde 22’nin ne olduğunu da yazayım. Gelmiş geçmiş en iyi paradokslardan birisi (Fermi paradoksundan sonra elbette, 75 çözüme selam olsun). Eğer biri tehkikeli savaş uçuşlarını yapmaya gönüllüyse delidir ama görevlere katılmak istemediğini belirten resmi bir başvuruda bulunursa delirmediği ortaya çıkar ve böylece görevine devam etmek zorunda kalır. Bu arada en sevdiğim karakter iktisatçıların ve girişimciliğin üstadı Milo oldu. Son olarak kitabın bir filmi ve bir dizisi varmış. Bu kitabı tam olarak ekrana taşımak imkansız bana kalırsa zaten filmi bunu başaramamış. Dizisini şu sıralar ilk bölümüne başlamayı düşünüyorum. Kitabı yansıtıyorsa ne ala.
Üç Cisim Problemi, yeterince övüldüğünü düşünüyorum. Hepsini de hak ediyor. Karanlık Orman ile devam edeceğim.
Elçilik Kenti, beni karışık duygularla bırakan kitap. 200. sayfaya kadar ne olduğunu anlamadan okudum ve tam galiba yarım kalacaksın derken 200. sayfada tüm olay örgüsünü kafamda oturtan kısma gelmiş bulundum ve haliyle kitaba devam ettim. Evren ve içindekiler ilgi çekici ama olay örgüsü 200. sayfaya kadar karışık gibi geliyor okurken. Burada da olay örgüsü doğrusal bir şekilde gitmiyor. Ayrıntılı anlatmak zor. Kabaca geçmişle gelecek aynı anda bölümler halinde akıyor. Bu ikisinin kesiştiği olayı bilmediğimiz için ne anlattığını da pek anlamıyoruz. 200. sayfadan sonra ise gelecekte giden patika üzerinden olaylar devam ediyor. Kitabın bana hatırlattığı kitapları yazayım. Ev sahipleriCebirci’den Ahali’'ye ve Işte Tanrılar’dan 3 kısımlı uzaylılara benziyorlar. Ortadaki komplo da Cebirci’dekine benziyor biraz. Evrenin kendisi Scavengers Reign gibi direkt. Güzel kitap. Karışık, sabır gerektiren ama evreni ve tasvirleri keyifli bir kitap.
Geçen sefer okuduğum kitapları eksik atmışım pdf oldukları için. Onları da şuraya bırakayım. Mayıs- ağustos pdfleri.