Bu ay hiç memnun kalmadım kendimden. Sürekli aksilik veya yapmam gereken işler çıktı önüme ve istediğim kadar kitap okuyamadım. Umuyorum ki önümüzdeki ay daha fazlasını okuyacağım.
Ayın ilk kitabı Tarih oldu. Beklediğimin aksine çok akıcı ve oldukça eğlenceli bir kitaptı. Ağır geleceğini düşündüğüm için tedirgin başlamıştım ama tam tersi oldu benim için. Bu yüzden okumaya çekinip erteleyenler varsa hemen başlamalılar. Günümüzün tarih kitaplarından çok farklı olduğu ortada ama kesinlikle kendi zamanını yansıtıyor. Gerçekler ayırt edilebilir ölçüde efsanelerle karışık bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca sadece savaş, politika gibi şeyler yok. Toplumsal, sosyal ve kültürel birçok şey de anlatılıyor ve sık sık size de komik gelebilecek ilginç bilgiler öğreniyorsunuz. O yüzden hem tarihle ilgilenenlere hem de yeni başlayıp öğrenmek isteyenlere önerebilirim. 10/10
Işıldayan Piramit, Babil Kitaplığı’ndan okuduğum ilk eserdi. Fakat içinde Üç Sahtekar’ın içinde geçen iki öykü de varmış. Ben de Üç Sahtekar’ı daha geçen ay okuduğum için biraz hayal kırıklığına uğradım ancak yine de bu iki öykünün tek başına okunduğunda da çok etkileyici olduklarına karar verdim. Kitaba ismini veren öykü de kısa olmasına rağmen yine çarpıcıydı. Arthur Machen favori yazarlarım arasına girdi kesinlikle. 8/10
Infernaliana anladığım kadarıyla zamanında insanların inanıp birbirine anlattığı öykülerden oluşuyor. Pek heyecan verici olaylar olmasa da ilgilenenler için keyif verici bir kitap olabilir. İçindeki bazı öyküler gerçekten güzeldi. 7/10
Üç Başlı Kerberos çok başarılı bulduğum bir kitaptı ve kesinlikle herkese öneririm. Zaten bu kitap hakkında ayrı bir inceleme yapmıştım. 10/10
Efsaneler ve Mitler uzun zamandır okumak istediğim ama bir türlü planlı bir şekilde okuyamadığım bir kitaptı. Aralarda birkaç sayfa okuyordum ama devamı gelmiyordu. O yüzden birkaç gün ayırıp bitirmek istedim. Bu ayın oyunbozanı da bu kitap oldu zaten. Öncelikle beklediğimden yavaş ilerledi. Ama en büyük problem kitapta çok fazla yazım yanlışı, anlatım bozukluğu ve biraz da çeviri yanlışları olmasıydı. Bunlarla karşılaşmak da hevesimi kaçırdı ve okumamı yavaşlattı. Alfa’dan böyle bir şey beklememiştim açıkçası. Hiç mi son okuma yapılmamış yani? Bir de yakın zamanda yeni baskısı çıkmasına rağmen böyle. 100 sayfadan sonra özellikle Gölün Hanımı’nın isminin Göl Lady’si olarak yazıldığını görünce ciddi yanlışların fotoğraflarını çekmeye başladım. Alfa’ya mail yoluyla iletmek istiyorum, umarım bir işe yarar. Yine de kitap görsel ve bilgi açısından çok zengin. Birçok eserle de tanışmış oldum. 7/10