Bu üç günde bir kitap daha bitiririm tahminimce ama hangisi daha karar vermedim. Bu ay okuduklarımdan en çok Dönüşüm Hastanesi, Karanlığın Sol Eli, Yaşlı Adamın Savaşı ve ayrı bir okuma olduğu için Büyünün Rengi kitaplarını sevdim. Aslında Odd ve Ayaz Devleri ve Çakırcalı Efe hariç hepsini sevdim, keyifli bir ay oldu benim için. Önümüzdeki ay biraz devam kitapları ile gideceğim gibi duruyor:
Putların Alacakaranlığı - Friedrich Nietzsche
Nüve - Peter V. Brett
Genç Werther’in Acıları - Goethe
Bakire ile Çingene - D.H. Lawrence
Bu ayda böyle geçti.Okuduğum kitaplar içerisinde sevmediğim olmadı.Favorim ise Putların Alacakaranlığı oldu.Nietzsche’nin çeşitli konular hakkında düşüncelerini okumak güzeldi.
Betimleme seven arkadaşlara naçizane olarak Lawrence bir şans vermelerini tavsiye ederim.Zira yazarın betimlemeleri şapka çıkartılıcak kalitedeydi.
Şu anlık
-Marco Polo-Laurenge Bergreen
-Sürgün-R.a. Salvatore
kitaplarını okuyabildim eğer bir veya iki kitap daha okuyabilirsen bu postu güncelleyeceğim.
Elflerin Kanı’nı okuyorum yarın bitiririm umarım. Bu aya tahammül etmemi sağlayan Geralt ve Dandelion’a teşekkür ediyorum. Çok akıcı ve çok güzel bir seri Witcher. Kafam dağınık olsa bile Witcher’ ı okuduğumda bir şekilde öbür düşünceler kafamdan uçtu.
Monte Cristo Kontu’nun 2.cildini taa ayın başında okudum. Olaylar resmen 2’de başladı ve son buldu… Çok güzeldi. O kadar kalın kitap (2 kitap) okuyabileceğimi bilmiyordum.
Vaize ise kırgınım 7.yi okuyalım bakalım neler olacak. :((
bütün bir yazı bırakıyorum buraya, 3 aylık okuduklarım. Azdı fakat olsundu.
herbiri birbirinden güzeldi, fakat en etkileyeci olan küçük pasa idi.
iyi okumalar.
Tabii. Anlatının Gücü, Kanadalı bir gazetecinin radyo röportajlarından toplanarak hazırlanmış. Beş bölümden oluşuyor (Dedikodu, büyük anlatılar, sokak edebiyatı, modernizmin çatlak aynası, nostalji ve şövalyelik). Kısaca anlatının tarih boyunca insanlığın hayatını şekillendirmedeki rolü ve bu rolün yansımaları üzerine. Beklentilerimi pek karşılamadı, çok dağınık bir anlatımı var fakat aydınlatıcı kısımlar vardı, özellikle Modernizmin Çatlak Aynası- modernizm ve postmodernizm üzerine güzel bir özet gibiydi, benim için tekrar gibi oldu.
M. Bulgakov - Genç Bir Doktor’un Anıları: 8,7
L. Andreyev - Yahuda Iskariot: 8,3
N. Gogol - Palto: 8,2
J. Verne - Buzullar Arasında Bir Kış: 8,1
J. London - Martin Eden: 8,1
R.L. Stevenson - Olalla: 7,1
C. Dickens - İşaret Memuru: 7,0
G. Falubert - Saf Bir Yürek: (Sıkıldığımdan 55 sayfalık kitabı sonlarına doğru okumayı bıraktım; o yüzden bir puan veremiyorum.)
Bunlar da gelecek ay, kesin okuyacağım, dediklerim. Bakalım yanlarına başka hangi kitaplar eklenecek…
Hangisini hangi ayda okuduğumu hatırlamadığımdan temmuz ve ağustosu birlikte atıyorum.
Silo serisi dışında hayal kırıklığına uğratan olmadı.
Temmuz sonu ağustos başı, 15 günlük bir kafayı kırma dönemim oldu. Yaptığım hesaplamalara göre, malum sitelerde 1000 sayfadan fazla fanfiction okudum. Ne yazık ki onları onları buraya atamıyorum.
Bu ay ne okusam diye düşünürken önce Jasper Kent’e başladım. Pek istediğimi bulamayınca Kara Kule serisine yöneldim. Şuan 4.kitap olan Büyücü ve Cam Küreyi okuyorum. Şunu söyleyebilirim ki Kara Kule çok çok çoook iyi bir seri. LONG LIVE THE KING.!
Zaman çarkı bitti ve gerçekten boşluğa düşmüş gibi oldum. Zaman çarkını okuduktan sonra diğer fantastik serilerdeki dünyaları okurken çok sığlarmış gibi hissediyorum ve zaman çarkını özlüyorum gerçekten harika bir final yaptı, dünyasıda çok detaylı ve mükemmel. Merdivenler kenti serisini zaman çarkından sonra okumama rağmen dünyası orijinal hissettirdi ve karakterleride derinlikli ve iyi buldum kesinlikle öneririm. Parçalanmış imparatorluk seriside genel olarak sığ hissettirdi dünyasıyla değil ana karakteriyle ön plana çıkan bir seri olmuş ve daha önce böyle bir ana karakter okuduğunuzu zannetmiyorum. Ben kötü karakterleri daha çok sevdiğim için bu seriyide beğendim ama favorilerim arasına giremedi. Tuş çizgi romanı yerli bir çizgi roman olduğu için bir şans verdim. Konusu güzeldi ama daha derin işleyebilirdi. İnsanların hissettiği duyguları,devletin alacağı önlemleri,insanların ilişkileri gibi şeyleri daha detaylı işlenebilirdi ama öneririm en azından yerli çizgi romana destek olmuş olursunuz.
Bu ayın son günleri benim için biraz hareketli geçtiği için son günlerde okuma tempom düşse de genel olarak iyi geçen bir aydı. Özellikle Witcher serisinin sonuna geldikten sonra biraz boşluğa düştüğümü söyleyebilirim. Şurada seri hakkındaki yorumlarımı paylaşmıştım. Yüzüklerin Efendisi’ni saymazsak okuduğum ilk fantastik seriydi ve çok memnun kaldığım için daha fazla seri okumayı dört gözle bekliyorum. Önerilerinizi şimdiden alabilirim.
Geri kalanına gelecek olursak eğer, bu ay beni okurken en çok zorlayan kitap Golem’di. Yer yer bilinç akışı tekniği ile yazılmış, rüya ile gerçeklik arasında geçen enteresan bir kitaptı. Yazarın edebi üslubunu beğendim ve kitap okuması zor olsa da ilgimi çeken okült bir havada yazılmış olduğu için yazarın farklı kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
7/10
Sir Gawain ve Yeşil Şövalye okulda işlediğimiz için konusuna aşina olduğum bir epik şiir. İngiliz edebiyatının Orta-İngilizce denen döneminin mihenk taşlarından biri olduğu için ilgisi olan kişiler keyifle okuyacaktır. Bilmeyenler için konusu: Kral Arthur’un yeğeni olan Gawain’in Yeşil Şövalye tarafından meydan okunması üzerine onu ararken yolda yaşadığı maceraları anlatan, bir şövalyenin olgunlaşmasını konu alan ve alt metninde moral mesajlar barındıran bir şiir. Kendinden bekleneceği üzere Nazmi Ağıl’ın çevirisi oldukça başarılıydı.
8/10
Olalla İspanya’da bir şatoda geçen gotik bir hikaye. Robert Louis Stevenson tarzı gizem seven herkesin keyifle okuyabileceği, 50 sayfalık sürükleyici bir hikayeydi.
8/10
Koralin Neil Gaiman tarzı bir Alice Harikalar Diyarında kitabı gibiydi. Daha çok genç yetişkinlere hitap edecek tarzda bir öykü olmasına rağmen Gaiman kitabı karanlık bir havada yazmaktan geri tutmamış kendini. Oldukça beğendiğim, akıcı ve ilgi çekici bir kitaptı.
8/10
Kızıl Kahkaha yazardan okuduğum ilk kitaptı ve hem konusunun çarpıcı oluşu hem de yazarın bunu işleyiş tarzı ve kalemi beni çok etkiledi. Savaşın askerler üzerindeki psikolojik yanını ele alıyor ve okurken insanı geriyor, başka dünyalara götürüyor. Söylenecek çok şey yok, herkese öneririm.
10/10
Vampir Mitinin Doğuşu hala okuduğum ve ilk yarısından bile çok beğendiğim bir kitap oldu. Vampir mitinin yanı sıra genel olarak değindiği unsurlar fazla olduğu için hem bilgi verici hem de ilgi çekici bir kitap.
1000Kitap hesabımda okuduktan hemen sonra kitaplar hakkında birkaç paragraf da olsa düşüncelerimi paylaşıyorum.
Bu ay hiç memnun kalmadım kendimden. Sürekli aksilik veya yapmam gereken işler çıktı önüme ve istediğim kadar kitap okuyamadım. Umuyorum ki önümüzdeki ay daha fazlasını okuyacağım.
Ayın ilk kitabı Tarih oldu. Beklediğimin aksine çok akıcı ve oldukça eğlenceli bir kitaptı. Ağır geleceğini düşündüğüm için tedirgin başlamıştım ama tam tersi oldu benim için. Bu yüzden okumaya çekinip erteleyenler varsa hemen başlamalılar. Günümüzün tarih kitaplarından çok farklı olduğu ortada ama kesinlikle kendi zamanını yansıtıyor. Gerçekler ayırt edilebilir ölçüde efsanelerle karışık bir şekilde anlatılıyor. Ayrıca sadece savaş, politika gibi şeyler yok. Toplumsal, sosyal ve kültürel birçok şey de anlatılıyor ve sık sık size de komik gelebilecek ilginç bilgiler öğreniyorsunuz. O yüzden hem tarihle ilgilenenlere hem de yeni başlayıp öğrenmek isteyenlere önerebilirim. 10/10
Işıldayan Piramit, Babil Kitaplığı’ndan okuduğum ilk eserdi. Fakat içinde Üç Sahtekar’ın içinde geçen iki öykü de varmış. Ben de Üç Sahtekar’ı daha geçen ay okuduğum için biraz hayal kırıklığına uğradım ancak yine de bu iki öykünün tek başına okunduğunda da çok etkileyici olduklarına karar verdim. Kitaba ismini veren öykü de kısa olmasına rağmen yine çarpıcıydı. Arthur Machen favori yazarlarım arasına girdi kesinlikle. 8/10
Infernaliana anladığım kadarıyla zamanında insanların inanıp birbirine anlattığı öykülerden oluşuyor. Pek heyecan verici olaylar olmasa da ilgilenenler için keyif verici bir kitap olabilir. İçindeki bazı öyküler gerçekten güzeldi. 7/10
Üç Başlı Kerberos çok başarılı bulduğum bir kitaptı ve kesinlikle herkese öneririm. Zaten bu kitap hakkında ayrı bir inceleme yapmıştım. 10/10
Efsaneler ve Mitler uzun zamandır okumak istediğim ama bir türlü planlı bir şekilde okuyamadığım bir kitaptı. Aralarda birkaç sayfa okuyordum ama devamı gelmiyordu. O yüzden birkaç gün ayırıp bitirmek istedim. Bu ayın oyunbozanı da bu kitap oldu zaten. Öncelikle beklediğimden yavaş ilerledi. Ama en büyük problem kitapta çok fazla yazım yanlışı, anlatım bozukluğu ve biraz da çeviri yanlışları olmasıydı. Bunlarla karşılaşmak da hevesimi kaçırdı ve okumamı yavaşlattı. Alfa’dan böyle bir şey beklememiştim açıkçası. Hiç mi son okuma yapılmamış yani? Bir de yakın zamanda yeni baskısı çıkmasına rağmen böyle. 100 sayfadan sonra özellikle Gölün Hanımı’nın isminin Göl Lady’si olarak yazıldığını görünce ciddi yanlışların fotoğraflarını çekmeye başladım. Alfa’ya mail yoluyla iletmek istiyorum, umarım bir işe yarar. Yine de kitap görsel ve bilgi açısından çok zengin. Birçok eserle de tanışmış oldum. 7/10
Vaiz’i sonunda bitirebildim,son zamanlarda okuduğum en kaliteli ve eğlenceli çizgi roman serilerinden biriydi.Her kitaptan ayrı zevk aldım ve bitmesin istedim.6.kitap sonra yaklaşık 1 hafta ara verdim yaşananlar yüzünden ama dayanamayıp geri döndüm ve bitirdim.
Cihat Yaycı paşanın Yunanistan Talepleri kitabı her vatandaşın evinde olması gereken bir kitap,başından sonuna kadar verdiği bilgiler çok değerli.Oldukça akıcı ve anlaması kolay.
Neandertal serisini çok sevdim,keşke daha uzun olsaydı.Çizimler ve diyaloglar beni hikayenin içine çekmeyi başardı.Death Of Wolverine “meh” bir kitaptı,aradan çıkarmak için okudum.Zeki Velidi Togan’a Armağan ve Beyruni’ye Armağan kitapları ise bu ay hatta son birkaç aydır okuduğum en ağır kitaplar oldu.Kitapların içeriğinin yarısı yabancı profların kendi dillerindeki yazılarından oluşuyor,diğer yarısı ise Türkçe.İçerikler iki kitapta da çok doyurucu.Kesinlikle tavsiye ederim.Türkiye-Kore İlişkileri kitabı iki ülkeyi çok güzel inceliyor,Türk ekonomisi ile hemen hemen aynı olan Kore ekonomisinin 90’lı yıllardan sonra bizi nasıl katlamaya başladığı ise okurken üzüyor.
Kanuni Sultan Süleyman Adına Basılan Sikkeler,Derin Uzay ve Bir Delinin Hatıra Defteri oldukça güzeldi,bir çırpıda bittiler.Gogol’un kalemi ise çok hoşuma gitti,diğer kitaplarını almaya öncelik vereceğim.
@noronikkirbac Incal’a bende sonunda başladım,ama bu aya yetişmedi.Çizimler ve hikaye gerçekten övüldüğü kadar varmış.