Forum Üyelerinin Aylık Okuduğu Kitaplar

Kitabı yakın zamanda bitirdim ve sonu benim de kafamı kurcalıyor.
Benim fikrim Mercerizm bir sanal din.Aslında din de değil.İnsanların empati kurma yetisinin dinselleştirilmiş bir hali.Bu sayede insan olduklarını hatırlıyorlar ve kendilerini androidlerden ayırıyorlar.

Sonda Rick’in androidleri öldürmesi ve Rachel’a karşı bir şeyler hissetmesi onunda kendinde bence kitap boyunca göstermediği bir empati duyusunu keşfetmesini sağladı.Bu da aslında Mercerizm olarak sembolize edildi bize .Rick onlar için empati duydu ama bunu yapması da gerekiyordu.Sonda gördüğü kara kurbağası da aslında android olmasına rağmen fark etmediği bir detay oldu.Onun da yaşamak için kendi şartlarını oluşturduğunu fark etti.
İsidore özellikle Mercerizm ile bağlı bir karakter olarak androidleri kabullendi.Bulduğu örümcek hatırladığıma göre android idi ve farketmedi.Ona yapılanlara üzüldü.Bir tavuk kafa olarak empati yoksunu olduğunu düşünsek de aslında onu kabul etmeyen insanlardan daha fazla empati kurabiliyordu.Bu da bence onun androidlerle olan benzerliğine bir göndermeydi.Sınırlar ve ya zeka senin kötü bir varlık olduğunu ve dışlanman gerektiğini göstermez.Ve ya androidin yapay bedeni onu senden ne kadar aşağıda tutar gibisinden benzerlikler gördüm ben.

Çok fazla empati yazdığım uzun bir yazı oldu. Saçmalamış da olabilirim.Bana geçenler bunlardı kitaptan.

3 Beğeni

Yılın ilk ayında 7 kitabı yarım bırakıp hiç kitap bitiremedim. Böylelikle tüm zamanların en kötü sezon açılışını yapmış oldum.

2 Beğeni

Hedefim daha fazlasıydı ama her zamanki gibi olmadı. Neyse önümüzdeki aylara bakacağız :smile: .

10 Beğeni

Jonathan Strange ve Bay Norrell serisini önerir misiniz? Uzun zamandır aklımda ama seri olduğu için elim almaya gitmiyor bir türlü ya beğenmezsem diye.

1 Beğeni

@SJack
@krampusnaht

Açıklamalar için teşekkür ederim, biraz yerine oturdu bazı şeyler. Ama anlamadığım en önemli nokta Mercer aslında Rick miydi? Mercer o dönemin peygamberi, bir bakıma ahlak sembolü gibi görülüyor gibi geldi bana. Sonunda onun aslında rick in kendisi olduğu mu kastediliyor tam anlayamadım. Eğer kastedildiyse bu, hani “Tanrı içindedir/ sen aşama kaydederek onu açığa çıkarırsın, o olabilirsin en fazla” inanışına bir gönderme miydi? Yoksa bu çok zorlama bir çıkarım mı olur :smile:

1 Beğeni
4 Beğeni

Ben hiç öyle bir düşünce içine girmedim nedense. Olabilir de olmayabilir de. :smiley: :smiley:

3 Beğeni

Son iki ayda okuduklarım bunlar.

Guenter Lewy - 1915 Osmanlı Ermenilerine Ne oldu?

Bu kitabı öğrendiğimde piyasada baskısı kalmamıştı, epey zaman basılmasını beklemiştim. Satın aldıktan sonra rafta da 2 yıla yakın beklettim ve nihayet okudum. Öncelikle şunu da söylemeliyim, bu konuda okuduğum ilk ve tek kitaptır.

Guenter Lewy yahudi soykırımına yakından tanık olmuş, Amerika’ ya göç etmek zorunda kalmış bir akademisyen. Kısaca soykırımın ne olduğunu bilen biri. Bunun dışında ele aldığı olaylarda objektifliğini kaybetmeyen biri. Kitabı yazdığı zaman ermenilerin büyük baskısı altında kalmış.

Gunter Lewy’ nin araştırmasında gayet tarafsız davrandığını söyleyebilirim. Araştırmasında neredeyse tamamen batılı kaynaklardan faydalanmış. Batılı kaynaklardan kastım o dönemde bu topraklarda bulunan büyükelçiler, misyonerler ve askerlerin hatıratları,raporları vs. Bizim yerel kaynakların pek kullanılmamasının sebebi ise o dönemde araştırmaya açık olmamasıymış.

Kısacası sizi ilgilendiren bir konu ise başvurabileceğiniz önemli kaynaklardan biri, tavsiye ederim.

Wolfgang Borchert - Kapıların Dışında

Eserin dilimize çevrilmesi Behçet Necatigil tarafından yaklaşık 60 yıl önce olmuş. Giriş kısmında bu hikayeyi de güzelce paylaşmışlar. Kitabın basılma hikayesinde çok sevildiği hatta tiyatrolarda da oynandığını görüyoruz. Lakin bu iş böyle sürmüyor…Can Yayınlarının bu çevirisi de aynısı mı bilmiyorum ama yine Behçet Necatigil çevirisi.

Oyun tarzında olan bu kitap savaş sonrası geriye dönebilenleri anlatıyor. Döndüklerinde aynı kalan ne varsa artık. Ben çok etkileyici buldum.

Leonid Andreyev - Kızıl Kahkaha

Bu kitap ise bir öncekinden farklı olarak savaşın gerçek üstü bir resmini çizmiş. Gerçekten resim diyorum çünkü hayal gücünü zorlayan bol bol tasvir barındırıyor.

John Hersey - Hiroşima

Hiroşima’ ya atılan atom bombası sonrasında yaşananları, siz de bir nebze yaşamak(zihninizde canlandırabilmek) isterseniz, okuyunuz.

Mithat Cemal Kuntay - Fatih ve Fetih

Üç İstanbul(rafta bekliyor okumadım) kitabıyla tanınan MCK’ nın aslında belge delisi bir tarih meraklısı olduğunu bu kitap sayesinde öğrenmiş oldum. Güzel, rahat okunabilen bir kitap olduğunu söylemeliyim. Zaten kitap bir dergide bölüm bölüm yayınlanmış yazıların toplanmış hali olduğu için, dilinin herkese hitap etmesi şaşırtıcı değil.

Kitapla ilgili tek sıkıntımı dile getirmeliyim. Kitapta günümüz Türkçesiyle asla anlayamadığınız kesitler var. Örnek: “Bum nevbet mi zened ber-taremi Efrasyab.”
İş Bankası Türk Edebiyatı Klasikleri serisinde bu sorunu, sayfa altında günümüz Türkçesiyle vererek çok güzel çözmüş. Alfa ise aynen yazıp bırakmış. Burada bir düzeltme yaparlarsa çok güzel olur.

Yu Hua - Kanını Satan Adam

Güzel kitaptı. Bence yazarın Yaşamak adlı kitabından daha iyiydi.

Ferenc Molnar - Pal Sokağı Çocukları

Kitap zaten klasik olmuş ve neden olduğunu bende görmüş oldum. Çocuk kitapları okumak bence çocukluğu hatırlamak açısından çok önemli, arada okumak lazım.

Yüzbaşı Nemecsek :heart:

Filibeli Ahmet Hilmi - A’mak - Hayal

Çok merak etmeme rağmen beklediğimi bulamadım. Tabi kayda değer yerleri de yok değildi.

Kurt Vonnegut - Allah Senden Razı Olsun Dr. Kevorkian

Can yayınlarından okuduğum benzer isimli kitabı sevmiş, niyeyse bunu da seveceğimi düşünüyordum. Olmadı.

Denizi Yitiren Denizci - Yukio Mişima

Enteresan bir kitaptı. Onlar nasıl evlat öyle. Epey sinirlendim okurken. Neyse ki sonunda doğru yerde bitti kitap.

Artur Schopenhauer - Mutlu Olma Sanatı

Normalde felsefe kitapları pek okuduğum türde kitaplar değildir. Cümlelerin ağır geleceğini düşünürüm hep. Kısa olmasından kuvvet alarak bu kitabı okudum. Evet roman okumaya benzemiyor ama çok da kötü geçmedi. Çünkü kitapta bir sürü alıntı vardı ve ben de o alıntıların olduğu kitapların peşine düştüm.

Takip Edenler , Yüksek Pencere, Takip Edenler güzel birer polisiyeydi.

18 Beğeni

Bu da benim kule :smile:

2020’ye cidden çok kötü başladım. Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi?'nin de yarısındayım. :woozy_face: Şubatta umarım telafi edebilirim.

30 Beğeni

Çok teşekkürler! :baris:

3 Beğeni

Rica ederim efenim. :krs:

2 Beğeni


Bu ay Devlet Ana kitabının sadece yarısını okuyabildim. Şubatta bitireceğim.

17 Beğeni

İlma serisini nasıl buldunuz, önerir misiniz ?

2 Beğeni

Eğer sıkı bir fantastik okuyucuysanız önermem. Kitapların yarısından fazlası boş yolculuklarla dolu.

3 Beğeni

Ocak ayında okuduklarım.

25 Beğeni

Ocak ayında okuduğum kitaplar. Hepsini de beğendim diyebilirim. R.A. Salvatore’nin Kızıl Gölge serisinin 3.kitabı Ejderha Kral bu aya sarktı maalesef.

20 Beğeni

Ocak ayında okuduğum kitaplar bunlardı. En beğendiğimden beğenmediğime sıralama yapmak istiyorum.

  1. Kaplan! Kaplan!
  2. Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç ve Bir Kadının Yaşamından 24 Saat
  3. Gökteki Bütün Kuşlar ve Gerisi Pek Mühim Değil
  4. Akbaba
14 Beğeni


Geçtiğimiz ay okuduğum kitaplar. Bu kadar boş zamanım varken potansiyelimin yarısına bile ulaşamadım. Şubat ayı için motivasyon olsun bu da.

14 Beğeni

17 Beğeni

Herkese merhaba!
Yarın kitap okumayacağım için şubat ayı okumalarımı şimdi paylaşmak istedim. Bu ay sekiz kitap ve toplam 1989 sayfa okumuşum. Günlük 71 sayfaya tekabül ediyor. Kendi çapımda iyi bir skor olduğunu düşünüyorum.

Bu ay çok güzel kitaplar okudum. Size de fikir vermesi açısından birkaç cümle de kitaplar hakkında söz etmek istiyorum. Bu ayın en beğendiğim kitabı İnce Memed oldu. Olağanüstü etkileyici bir roman. Ayın sürprizi de Turfanda mı Yoksa Turfa mı? oldu benim için. Çok etkilendim. Elimden düşmedi. Demir Ökçe ile Jack London’ın ileri görüşlülüğüne; Kendi Hayatının Şiirini Yazanlarla da Zweig’ın psikolojik tahlillerine hayran kaldım. Amin Maalouf’un ilk kitabı Arapların Gözünden Haçlı Seferleri ise pek çok Haçlı Seferleri kitabından daha iyi bir dille yazılmış. 200 yıllık bir dönemi olabildiğince açık ve tarafsız anlatmak çok kolay değil diye düşünüyorum. Fatma Aliye’nin Refet kitabını da çok beğendim. Güçlü kadın figürlerini okumayı her zaman severim. Bu romanın Çalıkuşu’na ilham verdiği de çok açık.

Bu ayın beklentimin altında kalan iki kitabı da Pamuk’un Beyaz Kale’si ile Muallim Naci’nin Ömer’in Çocukluğu oldu. Beklediğim tadı alamadım. Yine de Pamuk’a olan hayranlığım azalmış değil :slight_smile:

Herkese bol okumalı bir ay diliyorum…

resim

25 Beğeni