Sanırım hepsini dinledim.
Kapaklar:
6 ay sonra dönüyorum başlığa. Yazın yoğun çalıştığım için okuma tempom düşmüştü. Ekimden sonra yeniden toparladım.
Temmuz-Ağutos-Eylül, 2021:
Ekim, 2021:
Kasım ve Aralık aylarını da çekip atacağım gün içinde. ^^
2021’in son ayı da kâh okuduğum kâh dinlediğim bu kitaplarla geçti. Denizler Altında 20.000 Fersah maalesef seneye sarktı. Yarısını okuyabildim.
Yıl sonu raporumu tam olarak şurada belirttim.
Kasım, 2021
Aralık, 2021
Böylelikle yılı kapatmış oldum. 2022’nin herkes için bol okumalı geçmesi dileğiyle. ^^
Hocam kullanıcı adınızın bir anlamı var mı? Bir arjadaşım vardı adı Neslihan annesi ona nısle diye seslenirdi sanıyorum ki Kürtçe’den Neslihan gibi bir anlamı var. Sizinki de öyle bir şey mi?
Belli bir anlamı yok. Zamanında yazdığım bir öyküde kullandığım bir karakter adıydı.
Kasım
Thanos Kazanır
Aralık
Dceased, gerçekten son burada başlıyor. Mutlu sonla bitmeyen, karanlık tonda bir eserdi. Esas itibariyle kahramanların potansiyel kötü olma durumlarını anlatan eserleri daha çok seviyorum. Bu seride de bu konuda güzel bir çr ortaya çıkmış. İlk fasiküldeki Bruce’un her şeyi hayal ettiğini söyleyen Alfred ile bir sahnesi ise farklı olasılıklara kapı aralıyordu keşke biraz daha devam etseydi. 10/10
Batman Black Mirror, sonunda bitirdim. Uzun soluklu bir maceraydı. Dick Grayson Batman’i farklı bir hazzı yaşattı.
Luthor, okurken sıkıldım. Superman Red Son 'daki Luthor 'u aradım. Batman 'in olduğu kısımlar doldurma bölüm gibi olmuş. Yani Luthor ne diye Bruce 'a veriyor kriptonu? Bruce sopa yiyince mi destek olmaya karar veriyor Luthor 'a? Bruce 'u da beğenmedim buradaki. Superman deseniz konuşmuyor nedense. Sonu ise pek tatmin edici bitmedi. Çizimler güzeldi. Daha iyi bir hikaye bekliyordum. Bakalım şansımı Luthor Man of Steel ile yine deneyeceğim.
Hellblazer 1. cilt (1-9. fasiküller) Original Sins, çizimler yılına göre düşününce basit olsa da hikaye ve karakterler ilgi çekici. Bakalım devamı nasıl gidecek.
Sonsuzluğun Sonu, yazmayı düşündüğüm bir konuda kitap okumak ilginçti. Optimum zaman teorisi ve zamansal optimizasyon idi benim yazacağım konu. Tabi ben böyle yazamam ama yine de ilginç bir deneyimdi yazsam diye düşündüğüm konuyla ilgili roman okumak. Eline sağlık Isaac Asimov.
Büyünün Rengi
Bir an olsun durmadı aksiyon. Yer yer güldürdü. İyiki başladım dediğim bir serinin ilk kitabı. Fantastik Işık elimde olmadığı için bakalım devamınında neler yaşayacağız diyemiyeceğim. Bunun yerine Eşit Haklar ile devam edeceğim. Neyseki böyle bir şey yapmaya imkan veriyor seri.
Son olarak, “Bir ayağınız Büyük H’rull Bataklığı’na saplanmışsa, boş yere debelenmek yerine diğer ayağınızı da indirip batıvermek, en kolayıdır.”
Dune Mesihi, ilk kitabı geçtiğimiz ay bir haftada okudum. Bu kitabı nedense daha uzun sürede okudum. Her iki kitabı okurken aynı motivasyona, boş zamana sahip değildim ama yine de normalden uzun bir sürede okudum. İlk kitaba göre hafif sönük kalıyor. Yine de verdiği mesajlar güzeldi.
“Deli değiller. Bilmek değil inanmak üzere egitiliyorlar, o kadar. İnanç yönlendirilebilen bir şeydir. Tehlikeli olan tek şey bilgidir.” Devam edeceğim seriye.
İspanyol Dili ve Grameri ile İspanyolca Fiil Çekimleri kitapları Marquez kitaplarının çevirmeni İnci Kut tarafından yazılmış. Kitapları İspanyolca öğrenmek isteyen herkese tavsiye ederim.
Bu yıl toplam 52 kitap, 2 pdf kitap, 9 basılı çr, 38 online çr okumuşum.
Her ne kadar iyi başlamasa da iyi devam etmesi dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun.
Aralık ayı iş anlamında biraz yoğun geçti, dolayısıyla okuma performansım düştü.
Herkes Tek Başına Ölür ve Madenci’yi çok beğendim, Titan’ın Sirenleri’ni ise sevemedim, içine giremedim, bitse de kurtulsam dedim.
Balıkçı ve Oğlu’nu dinledim. Okunacaklar listemden düşmüş oldu en azından, Livaneli’yi genel olarak severim ama bu kitap biraz fazla zorlama geldi.
Katılıyorum, Balıkçı ve oğlu’nda tüm Türkiye ve ortadoğu yakın tarihini bir aile üzerinden anlatmaya çalışmış ama çok zorlama bir kurgu olmuş.
Ne, sadece 24 mü? Performansın Bitcoin gibi düşüyor Ged Hanım.
Ay kaç gün ise ona göre yapmak isterdim ama pek enerjim yok artık. Bir de elimde avucumda kitap kalmadı. Okuduklarımın bir çoğu aparatif oldu zaten. Kalan enerjimle Şubat ayı için Malazan’a hazırlanıyorum. ( ꈍᴗꈍ)
Bu ay her insan gördüğü rüyanın tabiridir hariç tüm okuduklarımı çok beğendim. Onu beğenmeme sebebim de sanırım Freud’un psikoloji anlayışıyla cidden barışamıyor olmam diye düşünüyorum. Tatar Çölü birkaç güne biter. Çok enteresan ilerliyor.