Ben öyle bir şeyden söz etmedim. Yukarıdaki şahıs Türkiyede hapse atılan gazeticilerden bahsediyor diye anladım. Bende ona göre cevap verdim.
Türkiye içindeki teröristleri (PKK, YPG vb.) öven ya da propagandasını yapan ve içeri atılan gazeticelerden bahsettim. Örneğin; Merdan Yanardağ gibiler.
Övgü değil bir tespit vardı ama neyse… Peki FETÖ’ye övgüler düzen gazetecileri ve çözüm süreci adı altında bölücü teör örgütüne övgüler düzen gazetecileri de unutmasınlar. Elleri değimişken onları da alsaydılar.
Alsınlar. Sistem çok iyi işliyor demedim ki. Tüm terör propagandası yapanları almaları gerekiyor zaten. Ama terör propagandası yapıpta içeri atılanlara muhalif gazeticileri içeri alıyorlar demek doğru değil.
Konu yine başka yerlere saptı. Uzayıp gider bu şekilde.
Bu gündem başlığına girmeyeyim diyorum ama bir şekilde beni kendisine çekiyor. Hiç kimse diğer tarafa görüşünü kabul ettiremiyor ve sonunda tartışma çıkıyor ve yine bir yere varılamıyor. Bu konuya girmeyin diyemem ben de giriyorum ama pek tartışma diyaloglarına girmemek, bu konuya pek paylaşım yapmamak gerekiyor. Çünkü her insanın düşüncesi bir değil ve dediğim gibi bir sonuç çıkmıyor. Bence forumun sinirlerini bozan bir konu bu. Stres attırmıyor, strese sokuyor
Aslında ben bu konunun kapatılması taraftarıyım ama insanlar görüşlerini özgürce belli etsinler diye sesimi çıkartmıyorum hiç. Bir anket açsak ve oradan çıkan sonuca göre moderatörler el atsa güzel olur aslında.
Bu uzayıp giden, sapan konu meselesi biraz da düşünce yapınızdan kaynaklı. Herhangi bir olay, durum karşısında tavrı lkeler değil, kim olduğu belirliyor.
Bence de bu konu açıldığından beri forum başka yönlere sapmaya başladı. Bir ara yapılmıştı anket sanki. Sonucu hatırlamıyorum ama kapanmasın yönünden çıkmış olabilir ki hâlâ var konu.
Bu terör konusu karışık bir konu. Aslen terör faşist bir yöntem sivilleri hedef alan. Sen ezilenlerin her silahlı hareketini terör çatısı icine alırsan sınırların tekrar çizilmesinin de önünü açıyorsun demektir. Çünkü ortada haklı gerekçeler var ve Ortadoğu ile Afrika’nın sınırları cetvelle çizilmiş durumda.
Ayrıca Frantz Fanon’un Yeryüzünün Lanetlileri’sinden bir alıntı:
“Sömürgecilik ne düşünen bir makine ne de muhakeme yeteneği olan bir bedendir. Sömürgecilik çıplak şiddettir ve ancak daha büyük bir şiddetle karşılaştığında boyun eğer.”
Söz zaten arabesk ama Hülya Avşar’dan farklı olarak gerçekten ambargo yapmışlar ve sonuç almışlar 73 yılında. Ambargo dedikodusunun çıkması bile petrol fiyatının 5 dolar( neredeyse %10) artmasına sebep oldu. Bakalım yaşayıp göreceğiz.
Cahilliğimi mazur görün fakat çok temel bir konuya değinmek için üye oldum sorun şu “insanlar neden okumuyor” bu arada bende okumuyorum… ben hayatta herşeyin bir “denge” olduğunu düşünüyorum yani “ne kadar ekmek , o kadar köfte” peki bu ne demek? bir insana ne verirsen onu alırsın! şunu çok açık ve net söylemek istiyorum kapitalist sistem var ve türk halkına hiç birşey verilmiyor. bunu sadece ekonomik olarak düşünmemek gerekiyor “yaşamsal” açıdan da çok temel “din vs” ile ilgilide insan doğasına ters olabelcek akıl almaz yanlış öğretiler ve kısıtlamalar olmuş (geçmişte) ve bu bir ölçüde yine devam etmekte. bir insanın “okuması” için öncelikle “yaşaması” lazım yani yaşadığını hissetmesi ve bundan tatmin olması. atıyorum cinselliği yasakladığınızda (ki bu olabilecek en doğal birşey) o insana hiç birşey yaptıramazsınz. maslow bunu bir bakıma açıklamış. o zaman bu insanlar size karşı bir tutum ve davranış içine girerler “küfürün” altında da bu yatar “sen yaşıyorsun-yaşadın ama bende durum böyle değil” çok uzutılabilir ama okuyan insanlar bana göre toplumdan tamamen kopmuş durumdalar. fakat amaç toplumdan kopmak değil tam tersine toplumu yani diğer insanları kendiniz gibi yapmak olmalı. buda o insanlara daha iyi yaşam vermek anlamına gelir. fakat kabul ettiğiniz veya sözde etmek istemesenizde gerçekte kabul ettiğiniz kapitalist sistem tamamen bir sömürü düzeni. yani büyük çoğunluğun emeğini sömürmek , kendileri iyi yaşamak fakat çok büyük çoğunluğun kötü yaşamasına neden olmak. atıyorum sokakta yaşayan bir adamın cinselliği yaşaması tanrı aklına göre bence net bir şekilde “haktır” burada okuyan kaç kişi sokakta yaşayan adamın cinsel ihtiyacını düşünüyor? ve/veya belli bir gelire sahipsiniz burada kaç kişi asgari ücretlinin yaşamına tam olarak entegre olup (empati) yapıp onun hissettiklerini algılayabilir? kendi hayal dünyanızda gerçeklerden kopup kitap okumanın gerçeğe bir yansıması yok bana göre bu olmadğında kitap okumanın ne anlama geldiğini üzerine kendini en ağır eleştirebilecek bilgiye ve kültüre sahip olan yine sizlersiniz.(bunu ben yapamam) kapitalist sistem yanlışsa bunu düzeltecek olan sizlersiniz, yapamıyorsanız kitap okumak fanteziden öteye geçen birşey olamaz… herkese sevgiler.
Bir insanın başka bir insanı tehdit olarak görmesi esasen “kötülük” ilkel dönemme bu hissi uyandıracak gerçek nedenler olabilir ama geldiğimiz noktada bir insana zarar vermek ancak “çıkar” ile açıklanabilir ki bununda ne kadar gerçekci olduğu tartışılır. bana göre bu tür davranışlar şizofreni ile açıklanabilir. tehdit yok ama var görüyorsun! ve/veya tehdit olduğu hezayanına kapılıyorsun. peki gerçekte böyle bir tehdit varmı? bence var. zihinsel bir insan başka bir insanı “zayıf” bulduğunda gerçek bir amaca yönelik olmadan da zarar veriyor sadece “zayıf” olduğu için amaca yönelik yani “çıkar” için verilen zararlar yine başka. bilim ilkel dönemdeki savaş-kaç kafasınının doğal olduğunu ve insanın bundan kurtulamadığını iddia etmekte. bence zihinsel insan bunu bilinçli yapıyor yani duyduğu endişe doğal değil. tıpkı bilgisayar oyunlarındaki heyecanı , korkuyu , gerilimi bilerek kendi iradesiyle, arzusuyla yaşamak istedği gibi! birilerini öldürmek istiyor ve oyunda bunu gerçekleştiriyor ve keyif alıyor bunu doğal insanın isteği gibi düşünemezsiniz. özetle insanda ilkel beyin var amigdala var ondan kendini tutamıyor tamamen fakedir.
Bu güzel bir tespit " bir insanı bu hale ne getirdi" bu aslında birçok olumsuz durumda mutlaka göze alınması gereken bir tespittir. ama şu var bu tamamen “doğal” bir insanın gelelebileceği bir noktadır. insan denilen canlıyı hayvanlardan ayıran bir zihinsel kapasitesi var ve doğal olanı muhteşem zihniyle tanımlayıp size gerçekmiş gibi önünüze koyabilir. tıpkı bir ressamın tablosunun ayırt edilemiyecek “sahtesini” yapmak gibi. yada abd merkez bankasının bile “gerçek” diyebileceği “sahte” para basmak gibi… o yüzden hangi durumda gösterilen tepkinin “doğal” mı yoksa “zihinselmi” olduğunu anlamak bana göre imkansız denecek kadar zor olabilir. fakat doğal yani olması gerekenden hareket edersek. bir insan cinayet olayında bile “bir insan başka bir insanı öldürmesi için neler yaşamış olabilir” sorusu mutlaka sorulmalıdır. ve bu insanı gerçeğe yaklaştırır. konudan bahsedersek net olarak festivalde eğlenenlerin öldürülmesinin sorumlusu ve suçlusu israildir. (zaten açıklamaya çalışmışsınız) basit olarak bir çok insan “iyiyi” iyi yaşayanlar, bilgili olanlar zannedebilir. daha derine inersek festivalde eğlenenlerde masum değildi.