Lan çaktırma nereden bilecek bizimkiler
Hemen büyüyü bozuyon ya… Binalara resim asacaktık
Valla abi söz konusu mezhep olunca allame kesiliyor hepsi
Avrupa’da yayını yasak olan Rus televizyon kanallarını bir internet sitesinden yayınladıkları için, cezasıyla karşı karşıya olduğunu yazdı. 2022 yılından bu yana aralarında Rusya 1 ve RT gibi kanalların bulunduğu bir çok Rus TV kanalına erişim yasağı var. 37 yaşındaki Alman vatandaşı ve 42 yaşındaki Ukrayna pasaportu taşıyan karı-koca, evlerinde bu kanalları gizlice izlemekle ve yasa dışı propaganda yayını yapmakla suçlanıyorlar.
Bir israilli firma sponsor oldu diye azerbeycan’da yapılan fuara sponsor olmaktan geri durmayı beklemek tam bir uyurgezerlik hali gerektirir ki dünyada olup biteni görmemek için kendilerine siyasal islamcılık duvarı inşa edenlerin iyi uyuku çekmelerine faydası oluyor anlaşılan bu duvar. Ama fazla dozda kullanılınca yan etki olarak sayıklamaya sebep oluyor zannedersem.
Tüm yumurtaları aynı sepete koymamak için önemli bir adım olduğu düşüncesindeyim.
Belarus Dışişleri Bakanı Maxim Ryzhenkov, BRICS grubunun Ekim ayında Rusya’nın Kazan şehrinde düzenlenecek yıllık zirvede önemli bir genişleme açıklaması yapacağını duyurdu. Ryzhenkov, zirvede en az on yeni üye kabul edileceğini ve Belarus’un üyelik başvurusunun onaylanması için umutlu olduklarını ifade etti.
Kazan zirvesi, 22-24 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Ryzhenkov, “Genişlemenin ilk dalgası, başvuran ülkelerin katılımıyla bu zirvede açıklanacak,” dedi. Ryzhenkov, Belarus’un üyelik başvurusunun onaylanması için umutlu olduğunu ifade etti. Genişleme havuzunda değerlendirilen ülkeler arasında Cezayir, Bangladeş, Bahreyn, Bolivya, Venezuela, Vietnam, Küba, Honduras, Endonezya ve Kazakistan yer alıyor. Türkiye, Zimbabve ve Burkina Faso gibi diğer ülkeler de BRICS’e katılma isteğini dile getirdi.
BRICS’e girmenin avantajları nelerdir? Üye ülkelere nasıl faydaları var? Bu konuda okuma yapabileceğimiz bir kaynak var mı?
Doğrudan bir kitap var mı bilmiyorum ama konu ile ilgili Dergipark üzerinden okunabilecek içerik ve makaleler oluyor.
İçişleri Bakanlığının Alman vatandaşlığına geçecekler için hazırladığı yönetmelikte, “Nehirden denize” sloganını sosyal medyada kullananların, beğenenlerin ve yorumlayanların Alman vatandaşı olamayacağı kaydediliyor.
Avrupa yine fikir ve vicdan hürriyetini, özgürlük ve insan haklarını konuşturmuş (!)
Pulitzer ödüllü yazar Jhumpa Lahiri, New York’ta Filistin destekçisi çalışanlarının işine son veren Noguchi Müzesi’nin kendisine vermek istediği ödülü almadı.
Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, 240 gram ekmeğin fiyatının 15 liraya çıkarılması için taleplerini esnaf odalarına ilettiklerini belirtti. Çetin, son dönemde un fiyatlarında ciddi bir artış olduğunu vurguladı.
Bu hafta spor ve film sektorunde cok olen oldu, siyasiler cok yasiyor muhabbeti yaparken aratayim dedim. Sonuc:
Yanlıyor olabilirim ama sanki burada bir Kuzey - Güney Kore gibi bir durum oluşacak.
Belki Kore’den farklı olarak bu ayrım ideolojik değil de etnik ya da başka ifade ile Rusların ya da kendini Rus görenlerin Ukrayna’dan ayrılması gibi bir durumla sonuçlanacak.
Ukrayna’dan barış için toprak tavizi sinyali
Financial Times’ın New York’taki BM Genel Kurulu’na katılan Avrupalı diplomatlara dayandırdığı haberine göre, Ukrayna’nın Rusya ile savaşı sona erdirme karşılığında Batı’ya toprak vermeyi görüşmeye başladığı bildirildi
Kaynaklar, Ukrayna’nın yeni Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga’nın ABD’ye yaptığı ilk ziyarette Batılı meslektaşlarıyla özel toplantılar yaparak olası uzlaşı çözümlerini ele aldığını belirtiyor
Ukraynalı yetkili, “Çoğu taraf gerilimin düşürülmesini istiyor,” diye belirtti.
Diplomatlar, özellikle Kiev yetkililerinin, Rus birlikleri Ukrayna topraklarında kalmaya devam ederken bile bir ateşkes anlaşması ihtimalini tartışmaya daha açık olduklarına dikkat çekiyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin Washington ofisi başkanı Jeremy Shapiro’ya göre, ABD de ‘bu savaşı daha sakin bir duruma taşımak’ istiyor. Shapiro, Başkan Joe Biden yönetiminin ‘mevcut stratejisinin sürdürülemez olduğunu fark ettiğini’ belirtiyor.
İsrail, Ortadoğu’da gerilimin acilen düşürülmesi çağrıları yapan BM Genel Sekreteri Guterres’i “istenmeyen adam” ilan ederek ülkeye girişini yasakladı.
Lübnan’ın güneyini karadan işgal kararı alan İsrail, Hizbullah’ın direnişi nedeniyle kayda değer bir ilerleme sağlayamadı
Hizbullah sınırdan sızmaya çalışan 17 İsrail askerinin öldürüldüğünü duyurdu
İsrail ise Hizbullah’ın ikmal hattını kesmek için Lübnan-Suriye sınırındaki El-Masna Sınır Kapısı’na hava saldırısı düzenledi
Hayfa yakınlarında bulunan Krayot bölgesi Hizbullah roketlerinin hedefi oldu
ABD’de türü tükenme tehlikesi altında olan hayvanlardan genetik materyal alarak devasa melez koyunlar yetiştiren Arthur Schubarth’a hapis cezası verildi.
Schubarth’ın Kırgızistan’dan, Marco Polo koyunu olarak bilinen yabani bir koyun türünün parçalarını yasadışı olarak ithal ettiği ve bunları Amerikan yaban koyunlarının testisleriyle birleştirerek embriyo klonlamak için kullandığı bildirildi.
Klonlama sonucunda çiftçi, “Montana Dağ Kralı” (Montana Mountain King -MMK) adını verdiği tek bir erkek elde etti. Schubarth, sahibi olduğu Sun River Enterprises çiftliğinde MMK’yı diğer koyunları döllemek için kullandı.
Hayvanların avcılık çiftliklerine satıldığı ve buralara para ödeyen avcılar tarafından vurulduğu aktarıldı. MMK’dan klonlanan koyunların tanesinin yaklaşık 10 bin dolara satıldığı belirtildi.
Prof. Dr. Levent Kurnaz dünyayı bekleyen küresel iklim krizinin etkilerini gazeteci Nigar İbrahimova’nın sunduğu Harici Youtube programında değerlendirdi:
'Yaklaşık 100 yıl içinde Türkiye’nin kuzey enlemindeki iklim güney enlemindeki iklime dönecek. Güney enlemindeki iklim ise Kahire-Basra çizgisindeki iklim olacak’
'Kişi başına düşen sera gazı salınımı, kalabalık olmasına rağmen Çin’de yüksek değil, Lüksemburg üst, Türkiye ise orta sıralarda yer alıyor’
‘ABD’de orman yangınları artıyor, kasırgalar büyük zararlar veriyor’
‘Atlantik’teki akıntı, Batı Avrupa’nın çok soğuk olmamasına yardımcı oluyor. Akıntının durmasıyla İngiltere buzlarla kaplanmaya başlayacak’
‘Türkiye medeniyetlerin geçiş noktasında olduğundan iklim sorunlarından etkilenecek bölgelerden gelecek göçten etkilenecek’
‘Orta Anadolu’da görülen dev obruklar geçtiğimiz 10 sene içerisinde yenilenemeyen yeraltı suyunun kullanımıyla oluştu’
İzlemek için
Biz kadınlar sokaklarda yürümeye devam edeceğiz, eve kapanacak olanlar ise; bu zihniyeti destekleyen iktidar, bu zihniyete sahip olan yobazlar, ellerini kana bulamak isteyen iğrenç mahluklardır. Her gün kadın cinayeti, her gün çocuk cinayeti, her gün hayvanlara işkence! Suçlular, katiller nefes alıyor masumlar ölüyor… İki kadını öldüren de adaletin olmadığı ülkede kendini asıyor. İkbal o surlara götürülürken yardım çığlıkları atmış, etmemişler yardım. EDEMEMİŞLER.
Katil anime bağımlısıymış, uyuşturucu kullanıyormuş, psikolojik sorunları varmış muş miş… Hayır, kabul etmiyoruz. Bu zemini hazırlayanlar belli, kadın düşmanlığına sevk edenler belli, her gün toplumu zehirleyenler belli. Bilerek, planlanarak yapılmış bu cinayetlerin katili aklayacak malzemelerle süslenip sunulmasını kabul etmiyoruz! Şeriat düzen gelsin diye hazırladığınız bu zemin, bugün kadınları, çocukları, hayvanları yok ediyor! O zemini alır başınıza yıkarız.
Vakti zamanında sınavlara giriş on beş dakika önceye alınmıştı giremeyenler çok olunca değiştirilmişti.Halbuki millet ozaman sınav yerlerinin yakın olması yada vasıtayla ulaşımın kolay olan yerlere yerleştirseler kimsenin itiraz etmeye pek hakkı olmazdı daha popüler tercih yapıldı.Bu olayları kadına şiddet veya erkek düşmanlığı şeklinde çözmek popüler tercih olur daha geçenlerde kurye bıçaklanarak öldürüldü .Sadece kadınlar değil erkeklerde şiddete,cinayete mağruz kalıyor.Ülke giderek Latin Amerika ülkelerine dönüyor orda nelerin meşhur olduğuna bakılırsa çözümde ortaya çıkıyor mesele sağ solda değil latin ülkelerinde her taraftan ülke ve iktidarlar geliyor ama sorunlar çözülmüyor.Gotham dan hallice bir yerde yaşamaya başladık umarım insanlar siyasi tercihlerini doğru yapar ve doğru şeyleri tercih eder.
Gündeme mümkün olduğunca yazmıyorum ama son iki gündür resmen vahşet yaşanıyor ülkede.
Bir vakit İstanbul’da Cinayet Büro Amirliği ile görüşmeye gittiğimizde “ne kadar şanslı olduğumuzu, onların görüp bildiklerinden uzak bir yaşam sürdüğümüzü” dile getirmişti Komiser. Bugün “servis edilen” şiddet olaylarının, toplumun bozulan refah gücü ve akıl sağlığı kadar, idam yasası gibi meselelerin rahatça geçirilebilmesi için saklandığı yerden çıkarıldığını da düşünüyorum. Tıpkı avukatların bile yaka paça adliyelerden çıkarılıp süründürüldüğü ve dahi öldürüldüğü zamanlarda oy verirse engelleyeceğini düşünen seçmen gibi, bugün de insanlar infaz yasası gelirse bugün bu suçları işleyen canavarlar için işleyeceğini düşünecek kadar naif. Bu noktaya kadar duyarsızlaştırılan toplumun boğazı daha da sıkılarak bir şeyler elde etmeye çalışılırken, komplo teorileri üretmek de artık bilim-kurgu değil. Bir tane daha patlatayım:
İzmir’de çoğu belediyeyi, hem de kadın adaylarla alan muhalefet partimiz, bugün deniz kirliliğinden haşerelere, barajların boşalmasından Kordon’a örülen duvara kadar, “ancak” “öteki” geldiğinde karşılaşabileceğini düşündüğü felaketlerle sınıyor kentlisini. Bunun ardında da siyasilerin Allahı "para"nın ceplerine doldurulduğunu ve bir sonraki seçimde “düşmek” yerine “tekrar” yükselmek için bu gerilemeye çanak tuttuklarını düşünüyorum. Bir önceki seçimde üç büyük şehir kaybedildiğinde de benzer bir senaryo izlemiştik zira. Sağmış solmuş, “sadece bugünü” düşünen bir “yiyici” zihniyet hüküm sürdüğü sürece, bu ülke ayağa kalkamaz. 10 sene önce dillendirdiğimizde “kurgu” gibi gelen, bugün herkesin diline dolanan “iç işgal” gibi teoriler de bilim-kurgu olmaktan çıkar, simülasyonu bile aratacak, çirkin -ve tembel- senaryolara dönüşür.
Kadınlarımızın “sokaklarda kapkaççılara karşı dikkat etmeleri hususunda sadece uyarılarak” yalnız bırakıldıklarını da unutmadım, kendi annem bile dirsekleri kanayana değin motorcularca yollarda sürüklenirken. Hiçbir şey değişmedi. Toplumun hassasiyetine “oynanan” bir başka senaryo. “Komutanların emekli olmayarak çok maaş aldığı”, “mahkemelerde biriken dosyaların adaleti sekteye uğrattığı” gibi “her yeri” aksayan sistemin değiştirilmek istenen her noktasına basit nokta atışlar yapılması, tekrar ve tekrar aynı kitlenin “kandırılması” maalesef kısır döngü gibi sürüp gidiyor. Biz de bu tiyatroyu tekrar ve tekrar izlemek, yaşamak zorunda kalıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde sokakta kızımla yürürken aniden kavşakta biri fırladı karşıma, uyuşturucu için istendiği bariz “ekmek parası” idi istenen, elinde bıçak olsa, kafası güzel olsa, gitmiştim. Ülke bu durumda, evet. Ama bunu düzeltmesi gerekenler, bu hale getirenler değil. Elma ile armut karıştırılırsa düştüğümüz yerden kalkmamız asla mümkün olmayacak ve birkaç nesil daha kaybedeceğiz. Hem de toprağımız için savaş vb. görmeden.
Ha, şunu da ekleyeyim, yıl sonunda taşikardi atağı geçirdiğimde ambulansın gelmesi yarım saati buldu. Pek çok arkadaşımın anne-babasını bu yüzden kaybettiğini biliyorum. Filmlerde bakıyoruz, üç-beş dakikayı bulmadan damlıyor ilk yardım. “Kadercilik” de öğretilmiş, şansa bala yaşıyoruz. İşbu halde, herkese sabır ve bol şans diliyorum.