Benim için kesinlikle Peggy Sue ve Hayaletler serisidir. Zamanında Kelebek yayınlarının bastığı bu seriyi ne okuyan ne de bilen kimseyi bulamadım. Oysa ki kitap okumaya bu serinin ikinci kitabı ile başlamıştım ben. Ondan sonra bir-iki kitabını daha okudum fakat ne kadar araştırırsam araştırayım diğer kitaplarını bulamadım. Başını dik tut Serge Brussolo. Arkandayız.
Ben de adını hiç duymamıştım.Bugün BKM Kitap’ta Yaban Diyarlardaki Yabancı’yı gördüm.Konusu çok ilgi çekici geldi.Eğer Bursa’da yaşayan varsa 4 adet kitap hala var.İsteyen BKM heykel şubesinden alabilir.
Ülkemizde hakettiği ilgiyi göremediğini düşündüğüm Enwor serisi vardır. İthaki bunu 2 cilt bastı idi taa kadim zamanlarda. 2. kitapta öyle bir yerde bitti idi ki senelerce çıkar herhalde 3. diye bekledik fakat sonuç hüsran…
Enwor ve Wolfgang Hohlbein kalbimde bir yaradır.
Ciddiyim. Hak ettiği değeri gördüğünü düşünmüyorum. Satışların da öyle aman aman olduğunu sanmıyorum. Bizim forumda bile gündemimizi neredeyse hiç kaplamıyor.
Üzülüyorum. Böyle bir mizah ve dehanın kıymeti bilinmiyor.
Ben de seriye yeni başlayanlardanım. Ama alakasız bir muhabbette duymasam sanırım haberim olmazdı böyle bir güzellikten. Henüz ikinci kitaptayım ve çok başka bir zihnin, mizah eseri olduğu anlaşılıyor daha şimdiden. Umarım hem param hem zamanım yetişebilir bütün kitapları okumaya.
Ben de o zaman üzülerek söylüyorum. Martı Jonathan Livingston. Ya değer görmüyor ya da insanlar konuşmaya değer bulmuyor. Ama ikisi de aşırı üzüyor beni.
Abilerim! Ablalalarım! Az sonra adını anacağım kitap, gençlik edebiyatı semalarından! Gözyaşlarının aynı anda hem mutluluk hem de hüzünle toplaşarak aktığı şu trajikomediye dikkatinizi çekmek isterim: Duruma Göre Bazen Kızılderiliyim
Bu listeye tüm Türk edebiyatını ekleyebilirim. Tabii “edebiyat” diyorum, iki kapak arasına sıkıştırılmış haysiyetsiz kağıt parçalarından bahsetmiyorum. Çok satanlarda Oğuz Atay var ama hiç okunmuyor. Fotoğraf için. Sabahattin Ali sadece Kürk Mantolu Madonna ile girmiş ki o da sosyal medyanın kahve tayfası sağ olsun.
Bay Muannit Sahtegi’nin Notları’nı kaç kişi okudu? Fuarlarda bile bulamıyorum
Türkiyede adından çok (hatta hemen hemen hiç) bahsedilmemesine rağmen, kendi adıma bu yılın süprizi sayabileceğim bir bilimkurgu romanıydı. Eksikleri illaki var ama bence adı yeteri kadar duyulmadığı için hak ettiği değeri göremedi.
Conn İggulden’in Moğol Hükümdarı ve tarihte bir insan ömrüne sığan en büyük imparatorluğu kuran Cengiz Han’ı ve devrini anlattığı seri var. Ovaların Kurdu, Okçuların Efendisi, Tepenin Kemikleri, Gümüş İmparatorluk ve Fatih. Bizim ve Asya’nın tarihiyle hatta dünta tarihiyle doğrudan ilgili bir dönemi anlatan iyi bir seri.
Köpekbalığı Metinleri - Steven Hall:
Konusundan yazım biçimine, baskısından çevirisine muhteşem bir kitap. Bambaşka bir zihnin ürünü. Bu kitabın az satmasına çok üzülüyorum.
Alfred Bester eserleri derdim eskiden olsa ama çok şükür İthaki bastı da bu muhteşem adamı herkes okuyabiliyor.
Christopher Moore: Müthiş bir mizah, müthiş bir hayal gücü. Pis İş adlı kitabıyla tanıdım ve her yazdığına bayılıyorum. Keşke daha çok çevrilse.
Petekgözlü Adam - Wu Ming-Yi: Ulu Ursula’dan büyük övgü almış bu kitabı herkesin eline tutuşturasım var.
Mustafa Çiftçi: İç Anadolu’yu böylesi naif böylesi güzel anlatan bu yazarı herkes bilmeli.
Stoner - John Williams: Bu nasıl güzellikte bir eserdir anlatamam. Hayatı yanından geçip gidiveren bir akademisyenin başından geçenler zevkten seğirerek okumuştum.
Öküzün A’sı - Barry Sanders: Sözün hayatımıza girişi ve yazılı kültürün çöküşüne dair muazzam bir eser.
En başta Kahkahalar Ülkesi olmak üzere tüm Jonathan Carroll kitapları: Bu yazarı okuduğunuzda “peh, Neil Gaiman da kimmiş” diyeceksiniz.
Ve hala George Saunders kitaplarını okumayan milyonlarca kişi. Black Mirror izlerken dört köşe olanlar, size diyorum! Gidip bir Saunders kitabı alın hemen!