Arama da yapmıştım, hatta hatırlıyor gibiydim yukarıdaki başlığı ama bulamayınca açayım dedim. Teşekkürler
Daha önce belki yazmış olabilirim.
- Barut Büyücüsü üçlemesi (Neyse ki tamamlandı.)
- Enginlik Serisi (Papatya fallarına bakıyorum artık.)
- Üç Cisim Problemi ( Buna okurdan çok yayınevi gereken ilgiyi göstermedi, göstermiyor.)
Bence hak ettiği değer demeyim de ilgiyi göremeyen seriler.
Malesef yıllardır 2. baskıyı yapacak kadar bile değerli görülmedi. Halbuki romalıların, anaerkil kelt toplumunun yaşadığı britanya topraklarına hristiyanlığı getirmesinden sonra keltik kadınlarının yaşadığı sancılı sürecin ve taht için dönen entrikaların, kral arthur’un annesinin ve ablasının gözünden işlendiği çok iyi bir yapıttır.
(Fotoğraf bana ait değildir)
Çok fazla var. Hikaye roman değilse ders kitabı gibi görülüyor kitaplar. Bu algı birgün yıkılırsa, kitap okuma eyleminin sadece roman hikaye okumak anlamına gelmediğini anlarsak ülkece bir atılım yapmış olacağız.
Bu kitap!
Nisan 2006’da basılmış. Ben de o yıllarda okumuştum. Şuan hemen hemen hiç bir şey hatırlamıyorum ama inanılmaz keyif aldığımı hatırlıyorum. Yıllardır tekrardan okusam diye bekliyor. Tekrar okusam aynı keyfi alır mıyım bilmiyorum. Bu forumda da bir defa bahsinin geçtiğini gördüm.
Arka kapak yazısının bir kısmı:
“Frank Baum’un Oz Büyücüsü’nde Dorothy, Batının Kötü Cadısı’nı yendiğinde hikâyeyi sadece onun gözüyle gördük. Ya karşı taraftaki esrarengiz cadı? O nereden çıkmıştı? Neden bu kadar kötüydü? Daha doğrusu kötü müydü? Peki ya kötülük nedir?Gregory Maguire’ın yarattığı dünya öyle canlı ve zengin ki Oz artık o çocuk filminde seyrettiğimiz Oz değil. Hayvanlar sadece konuşmuyorlar, birinci sınıf vatandaşlık hakları için mücadele ediyorlar. Munchkindlandliler orta sınıf konforuna kavuşmaya can atmaktalar. Teneke Adam’ın astığı astık kestiği kestik. Büyüdüğünde Batı’yı şerriyle titreten, küçük yeşil kız çocuğu Elfaba; zeki, sinirli, hayatı boyunca yanlış anlaşılmaya mahkum bir yaratık. İyinin ve kötünün doğaları hakkında içimize nakşolmuş tüm önyargılara meydan okuyor.”
Tamamı burada mevcut: https://1000kitap.com/kitap/lanetli-batinin-kotu-cadisi--33369
Yerdeniz yayınları diye bir yayın evi çıkarmıştı. Kitapyurdu’nda satış dışı toplam 25 kitapları var. Kapanmış olma ihtimali mevcut. Oradaki kitap hakkında yorumlar da çok olumlu.
Bu kitabı zamanında İthaki bassaydı ya bir sürü baskısı olurdu ya da sahaflarda yüksek fiyatlara giderdi diye düşünüyorum. Gerçi geçende Instagram’daki sahaflardan birinde 80tl ye satıştaydı.
Dahası bu kitap bir seri içerisinde ve devam kitapları da varmış. Keşke bir yayın evi el atıp tamamını çevirse.
Ölüm kapisi. Yeryüzü Çocuklari.Gedik Savaşlari.Unutulmuş Diyarlar.Ölümsüz Nicholas Flamel’in Sırları.
Şu Nicholas’ın editörlüğü de iyi olsa keşke… Hikaye olarak çok güzel bir gençlik serisi. Ben sanırım dördüncüde ara verdim, tam hatırlamıyorum. Bunun sebebi de zamanında sorduğumda devam etmeyecek demeleriydi ama sonradan devam kararı alıp hızlı tamamladılar. Ondan sonra da bitecek diye okumak istemedim.
@Gelu Bahsettiğiniz kitap kalbimde bir yaradır. Aldığım günü dün gibi anımsıyorum. Hafızam beni yanıltmıyorsa eğer 2006 senesinde Çanakkale’de ara sokakta olan bir sahaftan almıştım. Tatilde aldığım kitaplardandı. Serinin basılması hayalim hiç mi hiç yok. Ara ara bakıp efkar yapıyorum.
Bu seriyi merak ediyorum ama ikinci eli ateş pahası. En son tek ciltlisi 1200tl ye satılıyordu.
Hak ettiği değeri gören o kadar az eser varki onları yazsak daha kolay olur sanki
Sahafların ot yemesi işte başka bir şey değil. Ben 2018’de nadirden dört kitabı toplam 75 TL’ye almıştım. Şimdi 400 500 iteleyebildiklerine itelemeye çalışıyorlar. İnşallah telif hakları İthakide değildir. Başka bir yayınevinin alıp basmasını 400 500 fiyat isteyenlerinde elleinde patlamasını çok isterim.
2021’de 185 kitap okudum; herkesin önerdiği kitaplar yerine okunma sayıları az ve benim de çok severek okuduğum 21 kitabı listeledim. İçinde iki tane de seri var. Ayrıca bu kitapların hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum. Aynı önerilere bağlı kalmak yerine bu tür listelerin daha fazla yayımlanması lazım bence. Yorumları ve diğer verilerin detayları linkte;
Aylara göre sıralamayla okuduğum o kitaplar:
Aspidistra- George Orwell
Kum Tefrikaları- Ömür İklim Demir
Amcanın Düşü- Fyodor Dostoyevski
Uyanış- Kate Chopin
Sisler İçindeki Lut- Hope Mirlees
Yaprak Fırtınası- Gabriel Garcia Marquez
Çılgın Kalabalıktan Uzak- Thomas Hardy
Paul ile Virginie- B. S. Pierre
Günden Kalanlar- Kazuo Ishiguro
Ay ve Altı Peni- W. Somerset Maugham
Yazma Üzerine- Ernest Hemingway
Teke Şenliği- Mario Vargas Llosa
Homeros’un Kızı- Robert Graves
Homeros(Gül ile söyleşi)- Azra Erhat
Daphnis ile Khloe’nin Aşkı- Longos
Lavinia- George Sand
Pauline- Alexandre Dumas
Mansfield Park- Jane Austen
Tortu- Selçuk Baran
Farseer Üçlemesi- Robin Hobb
Batı Sahili Yıllıkları- Ursula K. Le Guin
Baya okunmuş ya. Bu kadar bilindiğini bilmiyordum iyi oldu.
Leo Perutz: Leonardo’nun Yahuda’sı, Dokuzla Dokuz Arasında, Şeytan Tozu, Kıyamet Ustası.
John Fowles: Romanlarının gölgesinde kalan öykü kitabı Abanoz Kule.
Goethe: Çocuk kitabı denip es geçilebilecek Kurnaz Tilki.
Voltaire: İş Bankası basmadığı için okunmayan (!) Micromegas.
Stanley G. Weinbaum: Sıfır Çemberi. Sinemanın el atmadığı en güzel öyküler. Doc Brown bunu beğendi.
Adelbert Von Chamisso: Sabahattin Ali sunumuna rağmen okunma sayıları ve KY yorumları çok cılız: Peter Schlemihl’in Acayip Sergüzeşti.
Gabriel Garcia Marquez: Bir Kayıp Denizci. Başkasının anlatısını aktardığı kitabı kendisi beğenmiyormuş. İhtiyar Adam ve Deniz tadı aldım.
Arthur Schnitzler: Ölüler Susar. Öykü antolojisi.
Jerome K. Jerome: Bir Kayıkta Üç Kafadar. Devamı basılmayacak denli cılız kalmış. Şahane bir kara mizah eseri.
Aldous Huxley: Cesur Yeni Dünyayı Ziyaret. Özgün eserden daha dolu fikirlerle donatılmasına karşın onun kadar okunmuyor.
Edith Nesbit: Gaddar Öyküler. Bilinmemesi gaddarlık.
Henry James: Genel olarak. The Ambassadors basılmamış bile. Aspern’in Mektupları şahane.
Daniel Defoe: Veba Yılı Günlüğü. Camus’un Veba’sına açılış yapmasına rağmen onun kadar rağbet görmeyişi üzücü. Kendi kaleminde de Robinson ve Flanders’in gölgesinde kalıyor.
Philip K. Dick: Toplu Öyküler 5. O kadar ki, yayın takvimine alınmadı bile!
Hak ettiği değeri hem ülkemizde hem de dünyada görmediğini düşündüğüm Hiçi serisidir.(Hiçi destanı diye de geçer).Ülkemizde devam kitapları gelmedi maalesef.Hollywood da o kadar konu sıkıntısı çekmesine rağmen bu seriye el atmadı anlamak güç gerçekten.