Onu hiç denemedim. Bir ara bakabilirim.
Her servisin artıları eksileri oluyor. O yüzden Duolingo+Memrise kombosu yapıyorum. Birbirlerini tamamladıklarını düşünüyorum.
Onu hiç denemedim. Bir ara bakabilirim.
Her servisin artıları eksileri oluyor. O yüzden Duolingo+Memrise kombosu yapıyorum. Birbirlerini tamamladıklarını düşünüyorum.
Bu arada bir soru sorayım. Ingilizce öğlen yemeğine ve akşam yemeğine ne denir?
Herkes bir şey diyor, kafam karıştı.
@Gurlino aslında bir ara ben de öyle yapıyordum. Busuu’yu keşfettikten sonra bıraktım.
Lunch: Öğlen Yemeği
Dinner: Akşam Yemeği
Teşekkür ederim, ihtiyacım vardı bunlara.
Okulda bize ayrı söyleniyordu
Dinner: Öğlen yemeği
Supper: Akşam yemeği
Fakat şimdi
Lunch: Öğlen yemeği
Dinner: Akşam yemeği
Ben ingilisce ortalama biliyorum onu ilerletmek, rusca da biraz biliyordum sonra ara verdim. Ona davam etmek ve italyanca, fransizca, arapca öğrenmek istiyorum
Ben ingilizce öğrenmek isterdim
Rusca biliyorum ama daha fazla öğrenmek isterdim.Onun dışında İngilizce,Fransızca ve Arapça öğrenmek isterdim.
Rusça, Arapça bir de İspanyolca
Bakıyorum forumda Rusça revaçta
İngilizce ve birkaç tane de programlama dili bilsem hiç fena olmazdı.
Evet kolay. Daha da kolayı unutmak. Dil öyle nankör bir şey ki kullanmadığın zaman unutuyorsun. Yurtdışında yaşayıp emekli olduktan sonra Türkiye’ye gelip yabancı dilini unutan tanıdıklarım var. Öte yandan 8 dil bildiği halde daha da başka dilleri öğrenmeye çalışan insanlar da var.
İngilizce, Japonca ve Arapça bilsem kesinlikle çok işime yarardı diye düşünüyorum. Önce İngilizce’yi öğrenmeyi başarırsam diğerlerine de sıra gelecek. Ayrıca yazıldığı gibi okunduğunu duyduğum İspanyolca da ilgimi çekiyor.
Bütün diller yazıldığı gibi okunmuyor mu?
Eksik ifade etmiş olabilirim. Ama büyük ihtimal herkes ne demek istediğimi anlamıştır. Şöyle diyeyim: harfleri başta, ortada veya sonda olduğu zaman okunuşu değişmeyen Türkçe gibi kuralları olan bir dil. Böyle kaç tane dil var bilmiyorum. Ama İngilizce kesinlikle bunlardan biri değil. Okunuşunu duyduğun bir kelimenin yazılışını bilmemek Türkçede çok komik olurdu.
İngilizce örnek calcium. C harfi başta “k” olarak okunurken ortada “s” olarak okunuyor. İngilizcenin sevmediğim pek çok özelliğinden bir tanesi…
Not : Yanlış bilgi olmasın. İngilizcede C harfinin “k” veya “s” olarak okunması başta veya ortada olduğu için değil. İşin içinde başka kurallar var daha. Ama ne siz sorun, ne de ben anlatayım.
Anladım şimdi ne demek istediğinizi. Ben de İspanyolcaya çok meraklıyım aslında öğrenmek isterdim çok.
Japonca ve Fransızca.
Bir gün gaza gelip Japonca öğrenmek için, uygulama indirmiştim. Başlarda keyifli, iyiydi de iş ciddileşince(uzun ve zorlayıcı kelimeler) bırakmak zorunda kaldım. Hayır bir de sesli şekilde tekrarlamamızı istiyor cümleyi, ondan sonra bu adama bağlamıştım.
Başlığı görünce yıllardır İngilizce ve Almanca ile haşır neşir olan biri olarak cevaplamak istedim. Haşır neşir oluyorum dediğime de çok bakmayın. Lisede iki yıl ‘‘dil bölümü’’ adı altında İngilizce öğrendim. Gerçi çocukluğumdan beri oyunlarla bu dile epey hâkimdim. Gramer ve speaking açısından çok geliştirdim kendimi. Tabii okul eğitimi bazı açılardan yetersiz oluyor. Bunun için ayriyetten bir öğrenme çabasına girişmek gerekiyor. İşte bu mesajı yazma biraz uzatma niyetim de buydu aslında. Üniversitede de şu an son senem olacak, yine İngilizce, Fransızca (bir dönem alabildim, olursa yine alacağım) Osmanlı Türkçesi (her ne kadar farklı bir dil olarak sayılmasa da) ve özellikle Almanca dersi görüyorum. Aslında bakarsanız Almanca’yı da liseden beri görüyorum. Ama üniversitede öğrenmeye başladım diyebilirim. Başlığı cevaplamaya gelecek olursak… Avrupa dillerinin en meşhurlarını az çok tanıdıktan sonra hepsinin birbirine ne kadar benzediğini görebiliyoruz. Aynı kökten geliyorlar bir nevi. Fakat kesinlikle Fransızca’yı akıcı bir şekilde konuşacak kadar öğrenmek isterdim. Derste her ne kadar sıkılsam da sınavlarda çok zevkli gelmişti çalışması Nedense kulağıma çok güzel geliyor bu dil. Fransızca konuşan birini veya Fransızca bir video vs. görünce durup dinliyorum istemsiz. Ama yıllardır en iyi bildiğim dediğim İngilizce’de bile çok ilerlemiş değilim açıkçası. Ana dilime yakın olmadıkça hiçbir zaman çok iyiyim diyemeyeceğim. Bir dilin, konuşulduğu yerde öğrenilmesinin şiddetli bir taraftarıyım. Öğrenilmek istenen dil konuşulmadıkça veya o dile bütün açıdan maruz bırakılmadıkça çok iyi öğrenilemiyor maalesef. Bir diğer öğrenmek istediğim dil sanırım Arapça. Mitolojiye ve dinler tarihine olan ilgim sağ olsun beni sürekli orta doğu inançlarına götürmüştür. İslam tarihinde sağlam bir şekilde araştırmalar yapabilmek açısından -biraz da eski lehçeleri karıştırarak tabii- Arapça’da yüksek bir seviyeye çıkmak isterdim. Bir gün elbet
İngilizce, İspanyolca, Almanca ve Rusça öğrenmek istiyorum. Ama şimdi tüm bu dilleri öğreniyorum.
Korece, Japonca, Çince, İngilizce, Almanca.
Eğer bu sene korona virüs olmasaydı İngilizce kursu ile açılış yapacaktım. Korece zaten eğitim seti ile öğreniyorum.