Hangi Dizileri İzliyorsunuz?

Ben pandemi döneminde izlemiştim. Pandemide gece yatmadan önce 2 bölüm lost izlemek harbiden çok sarıyordu. Ancak 3. sezondan sonra çok bozdu dizi. Artık eskisi kadar keyifle izlemiyordum. Ama ilk 3 sezon harbiden iyiydi.

2 Beğeni

Ben son üç sezonu da beğendim, tabii sıkıldığım yerler daha çoktu. Sürekli sorularla boğuşarak izlemeye çalışmak zor gelmiş olabilir özellikle bozdu diyenlere.

Bir anda bir çok şey oldu 4 ve 5’te. Zaman kaymaları falan çok karmaşıktı. Ama bunların olmasına şaşırmamak lazım çünkü ada normal bir ada değildi. Geçmişe gitmeleri beni şok etmedi mesela. Jack’in öleceğini düşünmemiştim hiç :slight_smile: Bu şok etti.

ada zaten araf değilmiydi. Yani karakterler en başından beri ölü sayılırdı. Ben öyle hatırlıyorum

Araf diyen de çok, bunların hepsi yaşandı diyen de çok, arada kaldım :slight_smile: Araf olma ihtimali yüksek. İkinci bir şans elde ettiler bence. Çünkü hayatları hiç güzel değildi. Orada durumu kurtarma şansı elde ettiler. Kimisi başardı bazıları da başaramadı.

1 Beğeni


Disney + a gelmesi ile bu mini diziye başladım ve şuan 3.bölümdeyim ama rahatsız olduğum bir konu var Neden herkes sadece öğretmene suç atmış?Yani tamam o da aşırı suçlu ama bu çocuk da hocayla iki muhabbetten sonra arkadaşlık isteği yollamadı mı buna?Ya da hocaya aşk ilanı eden bu değil mi?Tamam öğretmenin buna ne saçmalıyorsun demesi lazımdı o ayrı mesele de biraz öğretmen tarafına ayrı benzin atıldı gibime geliyor

Son zamanlarda izlediğim en kaliteli ve orijinal işlerden biriydi. Müziği, hikaye anlatımı, gizem unsurları biraz Lost’a benzemesi ve en çok da dizinin içindeki sadeliği hoşuma gitti.

Konusu da oldukça özgün Lumon Endustries adında bir şirket çalışanlarına dizinin adı da olan severance adlı bir işlem uygulayarak iş içindeki ve iş dışındaki anıları ayırmayı sağlıyor yani iki ayrı benlik oluşturuyor. İş içindeki benliği dışarıdaki hayatın da kim olduğunu ve ne yaptığını bilmezken aynı şekilde iş dışındaki benliği de iş içinde ne yaptığını bilmiyor. Hikayemiz de bu ayırma işlemini yapan ana karakterimiz Mark’ın etrafında gelişen olayları anlatıyor.

Gizem ve bilimkurgu seven herkese şiddetle tavsiye edebileceğim bir dizi olmuş. Artı özellikle 1. sezon finalinde çok şaşırdığım ve ironik bulduğum bir sahne var:Bu sisteme en çok isyan eden hatta intihar etmeye çalışan Helly’nin gerçekte bir Eagen olduğunu öğrendiği sahne cidden çok iyiydi.

3 Beğeni

Aylarca önce izlemiştim bu diziyi, çok hatırlamıyorum son bölümlere doğru bu sorunuza cevap veriyor ve ergen bir bireyin tamamen hormonla hareket ettiğini unutmayalım. Sanırım birde yaşanılmış gerçek bir olaydan mı ne esinlenilmiş. Ergenin kadın hocaya yürümesi için milyon tane çevre etkisi var, neredeyse temiz verilmiş kendi kararı bile sayılmaz, kadının yaptıkları kendi kararı ama.

Uzun bir film olsa daha çok beğenirdim. Ara ara durgunlukları olan yine de izlemesi keyifli bir diziydi. Oscar Isaac güzel oynuyor aynısını ‘Layla’ için diyemeyeceğim.


Tekrar Inside No. 9 dizisine başladım. Daha önce bir kez izledim ama bir kez daha, her şeyin farkında olarak izlemek istedim. Herhalde yeni dizilere alerjim var. Dönüp dolaşıp eskileri izliyorum. Yeniden Buffy izlemezsem bu sene iyi :slight_smile:

1 Beğeni

Your Honor

Gain platformuna sardım bu aralar Your Honor’ı oradan izledim. Paralel evrende geçen bir Breaking Bad gibiydi. Bryan Cranston bir hakimi canlandırıyor. Senaryo ile ilgili ne yazsam spoiler olacak. Dizi ağırlığı olan kaliteli bir dizi ancak senaryosu tam Türk dizilerinde olacak şekilde yazmışlar. Bu kadar tesadüf olur mu dercesine dizi ilerliyor. 2.sezona gerek yoktu ama 2. sezonu da çekilip sonlanacakmış dizi.

Hotel Portofino

Gain’de yer alan bu diziye başladım. İlk iki bölüm itibarıyla bir dizi nasıl konusuz olabilir onu anlamaya çalışıyorum. 1930’larda İtalya’da Portofino’da bir otel işleten İngiliz bir çift var. Dizide uçkuruna düşkün bir oğlan, hintli bir doktor, rüşvet isteyen faşist parti mensubu, yoga yapan otel müşterisi falan var ama o kadar. Birde bol bol Portofino görüntüleri var.

2 Beğeni

İlk yayınlandığında birkaç bölümünü izleyip aynen bu yorumu yapmıştım :smile: Hatta kesin Türk uyarlamasını da yaparlar hemen demiştim, yaptılar :joy:

1 Beğeni

Ben de beğenmedim.
Çok övüldüğü için ve bölümleri kısa olduğu için ben de başlamıştım fakat haftalar geçmesine rağmen ancak 4 bölüm izleyebildim.
Bu bölümler boyunca dizi hiçbir şey vaadetmedi bana, hiçbir ilginç yanı da yok.
Bir şeyleri yarım bırakmaktan nefret etsem de vaktim değerli, burada bırakıyorum.

2 Beğeni

Bende 5.bölümde bıraktım bu arada. :smiley:

Ufak bir yolculuğa çıkıyorum dönünce Atlanta’ya başlayacağım. Bu da çok övülüyor, Facebook’ta falan trend bu aralar gruplarda.

2 Beğeni

The Bear izledikten sonra sizin gibi düşünüp beğenmeyen birkaç kişi daha var çevremde dostlar. Ben nedenini o gergin atmosfere, hengameye, sinirli ve bol bağrışmalara veriyorum. Zaten ülkemizin malum şartlarında çoğumuz sinirli ve gergin iken az olan kısıtlı hobi vaktimizde böyle bir yapım herkese tam gitmiyor diye düşünüyorum.

Tabi burada kendi fikrimi belirtmem de gerekir ki dizi mükemmel :smile: Hele one shot 7. bölüm belissimo :pinched_fingers: Ama ben zaten ağır hayat dramı yapımların kalitelilerini arşa ererek izleyen biriyim. Hele ki hayatımın bir kısmında 100 den fazla çalışanı yönettiğim bir toplu yemek mutfağında sorumlu olup o tarz bir ortamı da koklayınca beni direk bağladı kendike :smiley: .

Şaşırdığım şey bu dizi bittikten sonra bir anda ne ara ve niye bizim ülkede popüler oldu :sweat_smile: Herhalde sosyal medya etkisi oldu bir anda, ben ilk izlerken bir tane konuşanı duymamıştım.

3 Beğeni

The Bear’ı ben de çok merak ediyorum. Uzun zamandır dizi izleyemiyorum ama ufaktan listemi eritmeye başladım. Şimdilik Severance’a başladım ondan sonra House of Dragon’u izleyeceğim. Rings of Power’ı da bir ara izlemek istiyorum aslında ama bakalım artık.

1 Beğeni

Severance unutsam da tekrar izleyebilsem seviyesinde :upside_down_face:, 2022 nin en iyi yeni dizisi bence şu ana kadar.

5 Beğeni

İlk 3 bölümü ile gerçekten çok iyi olduğunu düşünüyorum ben de. Hafızaya, akla ve beyne dair bir sürü soru üretmiş, acaba nerelere gidecek çok merak ediyorum. :star_struck:

2 Beğeni

Uzun zamandır true crime belgesellerı dışında şöyle arka arkaya bölümlerini izleyebileceğim bir dizi bulamamıştım. Ne açsam yarım bırakıyordum ama High Fidelity’i çok sevdim. Plak dükkanı işleten Rob’un sorunlu ilişkilerini ve ayrılık hikayelerini anlatıyor. Yan karakterleri çok sevemesem de konu ve atmosferini çok sevdim ama özellikle müzikleriyle beni kendine bağladı. Henüz 4 bölüm izledim ve bu bile benim için büyük bir başarı sayılır :smiley:
Akıcı, sakin, çerezlik hoş biri dizi. Kitap uyarlamasıymış ve 2000 yapımı bir filmi de varmış ve benim dizisini görene kadar ikisinden de haberim yoktu :frowning:

5 Beğeni

Cobra Kai Season 5

Cumartesi başladım pazar bitirdim. Çemberin tamamlanmaya başladığını (büyük ölçüde de tamamlandığını) hissettiren bir sezondu. İlk sezonda Hawk ve Robby’nin, 4. sezonda ise Kenny’nin önce zorbalardan baskı görüp Cobra Kai’ye girmeleri, karate öğrenince de kendilerinin zorba haline gelişlerini, zorba olduğunu farketmiş ve iyileşmiş Robby üzerinden hala zorbalık yapmakta olan Kenny’e anlatmaları ironikti. 3. sezondaki Japonya sahnelerinden sonra bu sezonda Chozen’in (bir ölçüde de Creese’in) arınma ve kendini bulma hikayesini bir redemption arc eşliğinde görmek güzeldi. Tory ve Samantha’nin nihayet birbirlerini gördükleri yerde dövmeye çalışan atarlı ergenler olmaktan çıkmalarını görmek güzeldi. Bunun yanısıra Devon Lee yada Stingray hatta bir taraftan biraz gereksiz de olsa Mike Barnes gibi yan karakterleri izlemek de iyi geldi kanımca. Ayrıca ilk sezondan beri Johnny ve Daniel’in gittikleri her yerde ya yanlış anlaşılmadan ya hırtlıktan kavga çıkartmaları olayının biraz fazla tekrarladığını farkedip kendi kendilerile dalga geçmek babından Amanda’ya bile kavga sahnesi koymalarına epey güldüm. Rocky IV göndermesi ve Top Gun’daki voleybol sahnesinin parodisini yapmaları, ayrıca 3 tane 80’ler gencinin Eye of Tiger’i bağıra bağıra söylediği kısım harikaydı.

Ama en çok da Creese’in geçmiş hayatına etki eden insanları terapi seansında tek tek karşısında gördüğü sahne epey etkileyiciydi. Aga beee dedim şahsen.

Finalin yeni bir All Valley turnuvasına bağlanmamasına sevindim diyebilirim. Sekai Taikai konulu yeni bir sezon çıkarsa yine keyifle izlerim ama bu sezonla da final yaparlarsa bu sezona da final olarak okeyim ben.

Negatif eleştiri olarak söyleyebileceklerim Meksika kısımlarının hikayeye pek birşey katmaması, Kim-da Eun’un Türkçe dublajının epey sinir bozucu olması ve kundaklama olayı ve akabinde hazırlık filan yapmadan sırf gaza geldikleri için mekan basma olayının biraz kötü yazım örneği olması. Bir de Miyagi Do/Eagle Fang takımının ikide bir Cobra Kai dojo’sunu basma olayı biraz fazla reuse etmişler, en son birkaç bölüm kala Silver tekrar gelirseniz şöyle şöyle olur dedi de kendime geldim.

1 Beğeni

Supernatural re-watch
HOD
LOTR
Big Bang Theory
The Wire re-watch

1 Beğeni