Yellowstone nun yeni sezonu 13 Kasımda geliyor.Başlamayı düşünenler için yeterli zaman var.Türkiye de popüler değil fakat son zamanlarda çıkan kaliteli işlerden biri her sezon gerek oyuncular gerek senaryo üstüne koya koya gidiyor.Bir spinoffu geldi diğeride yolda.
Amazon Prime icin hazirlanan yeni Kamen Rider serisi Black Sun’in ilk bolumunu izledim. Epey cesur ve ilginc, devam etmeye ikna etti. Black Lives Matter olaylari uzerinden izleyince epey zihin acici.
Ben Yellowstone bitti sanıyordum, çok mutlu oldum şu anda bu haberle. Biraz abartı yönleri olmasa muazzam bir dizi ama kusurları da yakışıyor bu diziye.
Hocam,GOT,Succession ve Western karışımı bir tat veriyor karışık çerez gibi arada fıstığı bol başka zaman ise kabak çekirdeği .Dolar kuru gibi dizi arada pat düşüyor fakat düştüğü yere tekrar geliyor.Genel olarak yükselişte hem senaryo hem oyunculuk olarak zaten yönetmenlik olarak oldukça yukarda.
Sadece Türkiye de ve Dünya da bu kadar underrated kalması beni üzüyor.
Jamie karakteri beni ayar ediyor onu gördükçe Shamless taki Debbie geliyor erkek versiyonu.
Son olarak Harrison Ford ve Halen Mirren’ın başrollerini paylaştığı ‘‘1932’’ Aralık’ta Paramount+ da yayımlanacak.
1884 faciasından sonra tekrardan bir spinoffa bakar mıyım bilmiyorum ama çıkınca bir göz atarız.
Jamie bende potansiyeli çok harcanmış bir karakter. Hatta 5 sezonun sonunda hala amaçsızca geziyor olmasını, senaristlerin bu karakterler ne yapacağına karar veremediklerine yoruyorum.
10.bölüm ile beraber coştum uçuyorum.Yani mükemmel mekanlar,mükemmel oyunculuk,mükemmel diyaloglar…Yani şuan bile 2 saat geçti üzerinden izlediğimi tekrar izleyesim geldi.
Son üç yıldır dizi izleme konusunda çok başarısızım. Genelde eski izlediklerimi başa sarıyorum ya da Marvel mini dizileriyle yetiniyorum. Bu diziye de yanlışlıkla başladım bir baktım bitirmişim.
Baştan sona çok çarpıcıydı, hikaye anlatma telaşı yoktu. Karakterlerin tavırları dizide oynuyor gibi değildi. Bir restoranın güvenlik kamerasını izliyor gibi hissettim. Tabii ki görüntü yönetmeniyle çalışan bir güvenlik şirketi. Renkler, sesler, dokular hatta yemeklerin tadı… Hepsini hissettim.
Dizi anksiyetesi olanlara tavsiye ediyorum.
Her bölüm üzerine koyarak devam etti. İlk 2 bölüm sıkıldım, klışe hikayelerin star wars versiyonu gibi geldi ama sonra giderek güzelleşti.
Ben artık bir noktada ağladım yani.Özellikle o Kino’nun panelden konuşma yaparkenki diğer vardiyaların bunu dinlediğinde verilen değişik tepkiler ,7.katın gece vardiyasının başındaki abinin herkesi arkasında toplayıp kapının açılması ile gözlerde beliren umut ve endişe,sonrasında görevli personelin bir odaya kendilerini kilitleyip korku içinde sessizce durmaları ve son çıkışta Kino’nun “Ben yüzme bilmiyorum” diyerekten orada kalakalması ve bölümün başında söylediği şeye mükemmel bağlanması.“Ben kendimi çoktan ölmüş sayıyorum” Kendisinin öleceğini her türlü biliyor ve kabullenmişti ama hem diğerlerini kurtarmak istemesi hem de savaşarak ölme isteği buraya kadar getirdi onu.
The Bear benim için Normal People, Fleabag neredeyse orada yerini aldı. Çok çok iyi bir dizi. Harika bir formül tutturmuşlar, ağzım açık izledim.
The Peripheral, başka da yok şu an
İlk sahneden kapanış jeneriğine kadar hiç düşmeden ilerliyor. Her bölüm kendi akışı kadar sürede geçiyor, böylece eksik ya da fazla olan hiçbir şey yok. Gerçekten müthiş bir anlatım tekniği.
Her bölümünü nefes nefese, hayranlıkla izledim. Neden kimsenin bu diziden bahsetmediğini anlamıyorum.
Sürekli şaşırıp kalıyorum. Beklemediğim şeyler oluyor.
Oyuncular çok iyi. Benim için sadece Late Late Show’un sunucusuydu James Corden. Bu diziyle takip edeceğim bir oyuncu oldu.
The Peripheral ve Succession izliyorum. Bugün netflix de 1899 dizisi çıktı onu izleyeceğimm
Andor izlemeye başladım. SW yıllardır ilgimi çekmeyen bir evren olmuştu hep, filmlere pek bakmadım, çok övülen Mando hiç sarmamıştı. Obi Wan felaketi iyice soğutmuştu ama bu dizi baya kendisini sevdirdi bana. Güzel bir iş olmuş, 5. bölümdeyim şu anda böyle gidip yükselerek biterse baya iyi bir sezon olur.
Andor u bitirdim yorumları okuyunca fazla abartıldığını düşünüyorum.SW evreninde o kadar çok kötü iş gördük ki bu insanlara güzel geliyor.Son olarak bu dandik uzay araçlarıyla askeri araçları yok etmeleri klişesi bitsin ya animelerdeki güc eflasyonu gibi burada uzay aracı enflasyonu var resmen.
Yellowstone yeni sezonu takip ediyorum birkaç yerde senaryo geriye dönmüş ve günümüz şartları gereği diziye iki tane güçlü kadın eklemişler ve bunu diğer iki tarafa birer tane olacak şekilde :^) …Dizide zaten güçlu kadın rolündeki karakter sevilince senaryo anlamında geri cekip her iki tarafada eklemek puan kırarım hiç acımam.
Tulsa King lüks çerez tabağı gibi ne bir eksik ne bir fazla ilk bölüm ıçin
The Bear
Disney Plus’a geldiğini görünce bir şans verdim. Harikaydı, sevmediğim tek bir noktası yoktu. Kamera açısı, renk düzeni, oyunculuk hepsinde emek vardı emek. Bir de Chicago, dizilerde izlemesi çok ilgi çekici bir yer, her türlü olay döndürüyorlar. Bir gün kendi gozlerimle de görmek nasip olur umarım. 8/10
SKAM
Yıllardır duyuyorum ismini, bir anda aklıma geldi, açıp izledim. Iyi ki izlemişim, en keyif alarak izlediğim, en sevdiğim diziler arasında yerini aldı. 4 sezonu var, her sezonda arkadaş gruplarındaki bir kişiye odaklanıyor. Daha fazla kişiye değinebilirlerdi. Başka SKAM yapımları varmış Fransa, İtalya, İspanya yapımları pek popülermiş.
Norveçliler böyle, şunları yaparlar diyip oraları beğenmeyen oldu dizide, kıs kıs güldüm kendi kendime
3.Sezon Isak’ın sezonu muhteşemdi. En sevmediğim sezon da 2.sezon Nora’ninki oldu. 3. Sezon Isak > 1. Sezon Eva > 4.sezon Sana > 2. Sezon Nora şeklinde sıralamam.
İlk sezonda bulunan yukarıdaki görselde de gördüğünüz sahne de mükemmeldi.
9/10
SKAM İtalya
Üzülerek bitirdiğim SKAM’ın İtalyan yapımına şans verdim hikayeyi bilmeme rağmen. Nedenlerinden biri bu yapım 2018’ de başlamış ve hala devam ediyor, yani daha fazla hikaye görebiliriz. Bir de İtalyanlara çok benziyoruz, bir nevi alternatif bir evrende buraları izliyormuş gibi hissederim belki dedim.
Yargı
Çalışırken öğle aralarında izliyordum en son 30 küsurde kalmıştım, güncele geldim. Ben bizim yerli dizileri arkaplana alıp mümkünse x1.5 ya da x2 hızda izliyorum, fakat Yargı’da odaklanmam gereken sahneler oluyor. Senaryo olarak da biraz uzamış gibi hissetsem bile yine de çok seviniyorum böyle orijinal içerikler üretebilenler var diye ülkemizde. Yurtdışına da satılmış uyarlanacakmış diye okudum bir yerde de, müthiş haber!
8/10
Darmaduman
Sevdiğim isimleri görünce dedim aç izle ilk bölümü. İkiz kardeşler İstanbul’da burslu üniversite kazanınca Eskişehir’den babaannelerinin evlerine ailecek taşınıyorlar. Dizilerdeki eski samimiyeti andıran aile sahneleri gördüm. Buna rağmen Türk yapımları illaha bir despot yaşlı, üniversiteye giden zengin ve travmatik aileye sahip şımarık öğrenciler ve tekinsiz adamlar koyacaklar. Şu klişeleri bırakırsak güzel işler çıkacak diye kaç kere söyleyeceğim bilmiyorum. Bir tek kan davası eksik kalmış bunda da.
Bu arada ben devlet üniversitesinde okuduğum için hiç görmedim ama bu vakıf üniversitelerinde böyle tipler var mı gerçekten sizin tanıdığınız? Ben fakülteye rahat kıyafetlerle ve çoğu zaman makyajsız gidiyordum şaşırıyorum böyle görünce yeni normal bu herhalde diye.
7/10, o da babaları yıllardır izlediğim dizi babalarına bin bastığından, çocuklarına laf ettirmeye türden olduğundan. Böyle ilgili ve SEVGİSİNİ GÖSTEREBİLEN babaları her yerde görmek istiyoruz!
- Tekrarım… 13-14 yaşlarında 10 sezonu da çok sevip deli gibi izleyerek bitirmiştim. Birkaç yıl sonra Smallville tutkum yeniden canlanmış ve 2. kez bitirmiştim. Aradan 2-3 yıl geçti şimdi bir kez daha izliyorum.
Dizi Süpermen’ in gençliğinde yaşadıklarına odaklanıyor. Bu nedenle gençlik dizisi gibi biraz da her bölüm hortlayan kötüleri yenme teması var ama ben bundan ziyade gerek Lex Luthor gerek de Clark Kent karakterlerinin işleniş tarzlarına bayılıyorum. Ki pek süpriz bozan spoiler da sayılmaz ama ileride diziye eklenen Louis Lane, Bart Allen (Flash) ve Oliver Quenn (Arrow) karakterleri en sevdiğim kısımlar. O kadar süpermen hayranı falan da sayılmam ama dizide Clark’ ın boğuştuğu sorunlar oldukça güzel işlenmişti.