Göçebeler Diyarı: Yirmi Birinci Yüzyılda Amerika’da Hayatta Kalmak
2008 Mortgage krizi sonrasında sayıları katlanarak artan ve kendilerini houseless yani eve sahip olmayanlar olarak tanımlayan nomadlerin hayatlarına derin ve detaylıca konuk olmamızı sağlıyor Göçebeler Diyarı.
Belki ülke ve kültür olarak bize biraz uzak bir hikaye gibi duruyor ilk bakışta, ancak insani bağı çok rahat bir şekilde kuruyor okur ile. Tüm hayatı boyunca bir fiil çalışmış, kimileri kısmi ve düzensiz işlerde kimileri uzun yıllar kurumsal firmalarda emek vermiş ama 50’li 60’lı yaşlarında hatta daha yaşlı insanların hayatta kalma savaşına tanık ediyor bizleri. Kriz sonrası birikim fonlarını kaybetmişler, işlerinden olmuşlar, emeklilik aylıklarını zorunlu olarak erken ve düşük miktarlarda almaya başlamışlar ve sonuç olarak evlerini kaybedip karavan/araba/minibüsleri vasıtasıyla yollardaki yeni yaşamlarına geçmişler.
Bizim emeklilerimizin de durumunu düşününce aslında içten içe bize epey yakın bir hikaye olduğunu hissediyoruz. Sistemin, artık çarklarında döndürmek istemediği bu insanların savaşları, korkuları, gururları ve eğlenceleri kalbimize dokunuyor. Zaman zaman buldukları geçici restoran işleri, şeker pancarı hasat dönemi işleri, amazonun yılbaşı yoğunluğunda bulduğu campforce formülü ile göçebeleri de çok güzel formüle edip öğütmesi gibi tercübeleri okurken şu an sistemin çarklarında dönen bizlere de bir uyarı ışığı gibi Nomadland.
Gazeteci/yazar Jessica Bruder gerçekten kapsamlı bir çalışma yapmış, yıllarca araştırmış ve izlenimlemiş. Sonrasında karavanına atlayıp kendi de uzun süre bu hayatı deneyimlemiş. Yakın zamanda birinci elden gerçek hikaye anlatımının bu kadar başarılı yansıtıldığı bir eser okuduğumu hatırlamıyorum. Bir gazete makalesine sığamayacak kadar dev bir olguyu kitaplaştırarak doğru ve başarılı bir çalışmaya imza atmış.
2020 yılı uyarlama filmi Nomadland ile en iyi film ödülü dahil 3 Oscar heykelciği götüren yapımı da izlemeyen varsa kaçırmasın. Benim için de 2020’nin en iyi filmidir, Frances Mcdormand’ın muazzam oyunculuğu ile hayat verdiği kurgusal göçebe Fern karakteri ile tüm bu tecrübeyi sanki biz de yollardaymışız gibi yaşatan bir uyarlama filmdir. Önce kitapla tanışan okurlar; Linda May, Swankie, Bob vs gibi herkesin kendi olarak filme dahil olduğunu gördüğünde eminim farklı duygular ile seyir zevki alacaklardır.