Elf Diyarı Kralı’nın Kızı
Kitap tamamen betimlemeden oluşuyordu -ama tamamen betimlemeden bakın.- O yüzden baydığı noktalar oldu açıkçası. Lakin bölümlerin kısa kısa olması o noktada yardımınıza koşuyor, sıkılınca kocaman bölümün bitmesini beklemiyorsunuz -en azından ben bölüm bitmeden sayfa ya da bölüm ortasında okumayı bırakamıyorum.- Ki, bazen bölüm bitene kadar o sıkıntı geçebiliyor ve diğer bölüme başlamak gözünüzü korkutmuyor “aman sıkarsa bölüm bitince bırakırım” diyorsunuz.
Anlatımı masalsı ve dili lirik okuması hoş bir kitap lakin masalsı olduğu için hem mantıksal atlamalar çok fazla, hem de açıkçası benim arada garipsediğim bir anlatım şekli idi. Yani hem karmaşık ve ağır, hem çocuk kitabı gibi geldiği noktalar oluyor. Mantıksal atlamaya ve aşırı betimlemeye örnek verecek olur isem; yazar diyor ki “şu şu olur ama ben bunu size açıklayamam çünkü kelimeler yetmez tarif etmeye” resmen açıklamıyor yani. Ama masalsı olduğu için yadırgamıyorsunuz işte. Betimleme olarak ise “koşuyordu, rüzgardan hızlı, akan suyun topraga vuruşlarından keskin, gençliğinin zirvesinde ve diri şekilde koşuyordu” gibi. Yere ekmek düşse nasıl düştüğünü 5 satırda anlatıyor adam yani.
Ve bu seriden okuduğum 3 kitaptan anladığım kadarı ile; -fantastes, dünyanın ötesinde ki orman ve bu kitap- o zamanlar yazılan kitaplar hep lirik bir dil ile “aşkı peşinde koşan abiler” temasında. O zamanlardan bu zamanlara yazımda ki değişimleri görmek açısından çok hoş oluyor bu durum açıkçası. Bu seriden en azından bir kitap bile olsa alıp okumanızı öneririm o yüzden.
Baskı olarakta kitabın ilk yarısında 6-7c kere sayfaların yarısı silikti ve 1 kere harfler üst üste gelmişti. Kitabi ilk baskı olanların da öyle miydi acaba?
Bitirmem gerekir ise; alınıp okunabilir kesinlikle ama uzuuun uzuuun betimleme sevmiyorsanız buluşmak istemezsiniz belki. Ben çok uzuuuun uzuuuun betimlemeleri çok sevmedigim halde hoşuma gitti ama onu belirteyim. Aynı seriden fantastes kitabından daha akıcı idi en azından. -Onun bölümleri uzun olduğu için baydığı noktada kaçamıyordum diye sanırım-
8.5/10