Hangi Kitabı Okuyorsunuz? (Detaylı İnceleme)

Acaba bunu İthaki yayınlar mı?

1 Beğeni

Muhtemelen yayınlarlar, bu bilgiyi kitabın
ilk sayfasında yazarıı tanıttıkları sayfada İthaki yazmış.

1 Beğeni

Kitapları okurken benim de aklıma geldi bundan güzel dizi çıkar diye önce. Fakat kitaplarda olayların çoğunu katilbotun zihninden dinliyoruz. Olaylar karşısındaki yorumlamaları, planları, karakter gelişimi vs sürekli bir düşünme, zihinden kendiyle ve okuyucuyla konuşma durumu söz konusu.
Dizi veya filmde katilbot karakterin tam olarak yansıtılamayacağını düşünüyorum.

1 Beğeni

Bu aklıma gelmemişti ama şöyle bir şey yapmışlardı. Kemal Tahir’in Kurt Kanunu kitabının TRT uyarlamasında Abdülkerim’in iç konuşmalarını görüntülerle sesli iç ses olarak kurgulamışlardı.

Karakterlerin iç sesleri çok önemli. Örneğin Peter Parker (Örümcek Adam)’ın da çizgi romanlarda bu özelliği var, ama filmlerde bunu pek görememiştik. Tabi Alper bey’in dediği gibi bunu yansıtmanın bir yolu bulunabilir.

3 Beğeni

Tam olarak nereye yazsam bilemedim ama en uygun bura gibi geldi. Bu aralar kurgu dışı kitap okumak istiyorum ama listemde pek kitap yok okuduğunuz ve ilgi çekici bulduğunuz kitaplardan önerirseniz çok sevinirim. Belirli bir kategori sınırlamam yok her şeye açığım ama özellikle tarih ve politika normalde çok okuduğum alanlar o yüzden daha çok onlar dışında alanlardan önerirseniz sevinirim :slight_smile:

1 Beğeni

Son bir yıldır seriyi bitirmeye çalışıyorum. Artık son kitaba doğru Lecter karakteri ete kemiğe bürünüyor. Entelektüel bir seri katil olması insana farklı hissettiriyor. Zaten herkesin bildiği bir karakter. Çok da şey söylemeye gerek yok.
Biraz fazla terminolojik bir dil kullanılsa da okutuyor kendini kitap.

5 Beğeni

çok iyi kitap 20karakter

Anlatımına bayıldığım bir kitap oldu kendileri, daha yeni başladım ama çok beğendim. Mişima 'duygu’yu kelimelere dökmeyi çok iyi başarıyor. Ve öyle güzel anlatıyor ki okurken mest oluyorum.

10 Beğeni

Görünemez Adam

Yazarın okuduğum ikinci kitabı bu. Ilki Doktor Moreau’nun Adası idi. Anlatım tarzı ve ilerleyiş iki kitap içinde aynı ; belli bir gizemli durum oluyor ortada ve bu açıklanmadan kitabın yarısından çoğunda o gizemin etrafında olaylar dönüyor. Sonlara doğru ise soru işaretleri açıklanıyor ve final.

Dr Moreau kesinlikle bundan çok sevdiğim bir kitaptı ama ikisi de birbirinden aşağı tutamayacağım kitaplar. Sadece onun konusunu daha çok sevmiştim.

Karakterin başından geçenleri ve içinde, beyninde yaşadığı şeyleri çok güzel aktarıyordu. Her bölüm farklı bir duygu ve düşünceye kapılıp karakter ile ilgili tam olarak bir düşünce de oturamıyorsunuz. Bi’ bölüm geliyor adam haklı diyorsunuz, bir bölüm geliyor “e ne bu şimdi?” diyorsunuz.

Bir tane mantık hatası beni baya rahatsız etti ama belirtmek isterim; Kullanılabilir silahları elde gezdirmek yerine hepsini saklayın, elinizde olsa bile elinizden alma olasılığı çok yüksek diyip sonra kendi elindeki silahı dışarı gidiyor diye adama vermek nedir yani? Adamın anlattıklarından onca stratejiyi yapabiliyorsun ama bunu mu düşünemiyorsun? :smiley:

Bazı yerleri sıkıcı olsada kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. :krs:

11 Beğeni

DUNE ÇOCUKLARI (DUNE #3)

Dune Mesihi incelememde umarım Alia’nın rolü daha büyük olur derken bunu kastetmemiştim. :slight_smile: Malum olaydan sonrasını beğensem de kitabın ortaları uykumu getirdi. Buna rağmen 4. kitap nereye gidecek merak ediyorum.

7 Beğeni


Kitap o kadar gerici ki, son 50 sayfa zaman algım yok oldu. Kitabın içine gitmişim. O kadar yani. Mükemmel bir psikolojik gerilim kitabı. Stephen King’in okuduğum 2. kitabıydı. Tüm kitaplarını okumak istiyorum… Ne müthiş bi yazarsın sen be Stephen King!
:star: 5/5

14 Beğeni

Çok bayat bir tabir belki ama adı üstünde Kral bir yazar. :slight_smile: Özellikle eski kitapları, Medyum, Çağrı, Hayvan Mezarlığı vb. müthiştir. İlk elli yüz sayfa biraz yavaş ilerler konu ama açılınca soluksuz okunur kalan kısım.

2 Beğeni

Beslenme uzmanı olan Prof. Dr. Ahmet Aydın’ın 7’den 70’e Taş Devri Kitabı’nı tavsiye ederim. Kitapta beslenmenin vücuttaki etkilerini ve çok görülen bazı hastalıklarla olan ilişkilerini anlatıyor.

images (12)
On Küçük Zenci’yi gözümü kırpmadan bitirdim. Belki de polisiyeye ayrı bir heyecan duyduğumdan olabilir. Ama bu kitabı bu kadar geç keşfetmemeliydim. Kızdım kendime :sinir:
images (11)
Şimdi Kitab-ul Hiyel’e başlayacağım. Puslu Kıtalar Atlası’ndan sonra okumaya karar verdim. Büyük bir umut var içimde çok beğeneceğime dair.

9 Beğeni

On Küçük Zenci’yi bu kadar beğendiyseniz And Then There Were None dizisine de göz atmanızı öneririm. 3 bölümlük bir kitap uyarlaması, çok da güzeldi açıkçası :innocent:

5 Beğeni

Öneri için teşekkür ederim, en kısa zamanda bakacağım :slightly_smiling_face:

Kitap: Uçan Mabet
Yazar: Çiğdem Erkal
Kapak: Ebrahel Lurci
Yayın: İthaki
Baskı: 2019 Temmuz, 1. basım
Sayfa: 152

Ucanmabet

Sünbüle gezegeninden Karon gezegenine giden hava aracı yanlışlıkla Yaft gezegenine varır. Dokuz kişilik mürettebat geri dönemeyince ilkel durumdaki gezegen halkına bir şeyler öğretmeye çalışır…

Aradan bin dört yüz yıl geçer… Bin dört yüz yıl önce gezegene gelen Sünbüle gezegeninden dokuz kişi ölmeden önce yerlerine dokuz kişi bırakmış ve her seferinde bir önceki dokuzlar, kendilerinden sonraki dokuzları belirlemiştir. İlk başta amaç gezegendeki ilkel insanların ilerlemesine yardımcı olmaksa da, bir süre sonra yeni dokuzlar elde ettikleri gücü kötüye kullanmış, bir baskı oluşturmuş, herkesin ürettiğinin yarısını kendilerine vermesini zorunlu kılmış, karşı çıkanları yok etmişlerdir. Bunun için ilk Dokuzlar’ın hava aracında bulunan bir aygıtı kullanmaktadırlar. Aygıt düşünceleri söze, sözü düşüncelere çevirebilmekte, düşünceleri yayabilmektedir. Dokuzlar, aygıtın yardımıyla insanları duygusuz, tepkisiz, iradesiz yığınlara çevirmişlerdir. Birazcık düşünmeye, akıl yürütmeye çalışanlar ise “Farklı” olarak tanımlamakta, onlara “ilah” ve “ilahe” adayı oldukları söylemektedir. Fakat bu "Farklı"ların geçmesi gereken bir sınav vardır. Sönmeyen ateşin içine girip yanmadan çıkmak. Tabi böyle bir şey mümkün olmadığı için akıl yürüten, duyguları olan insanlar yok edilmekte, Dokuzlar da sömürü düzenlerini sürdürmektedir…

Yemişbağı köyünden İğbüken adlı bir kız da "Farklı"dır. "Farklı"lığı anlaşılırsa “ilah” ve “ilahe” adaylarının başına gelenler, onun da başına gelecektir…

Metin Savaş’ın “Vatandaşlık Ofisi” adlı kitabından sonra biraz hafif gelse de ben yapıtı beğendim. En hoşuma giden taraf karakterlerin Türkçe adlar taşıması oldu: Kara, Taluy, Gökçe, Engin, Eci, Puur, İğbüken, Ezgin, Aydı, Gürbüz, Kiçi Söygin, İyican, Düzgün, Pak…

Yazarın kullandığı bu adlardan Taluy, bugün Anadolu Türkçesi’nde unutulmuş olup “okyanus” anlamına gelir; Orkun Anıtları’nda da geçen bir sözcüktür. “Puur” bizim kullandığımız “buğra” sözcüğünün günümüz Altay Türkçesi’ndeki karşılığı. Kiçi Söygin adındaki “söygin” sözcüğünün anlamı sanırım “seven”; çünkü Türkmence’de bizim “sevgi” sözcüğümüz “söygi” olarak kullanılmakta. “Kiçi” sözcüğü ise Türkmece’de “küçük” anlamını taşıyor. Tabi bunlar benim yorumlarım, yazarın niyetini tam olarak bilmiyorum. Ama yazarın, karakter adlandırmasında yalnızca Türkiye Türkçesi ile sınırlı kalmadığı, başka Türkçe şivelere yöneldiği açık…

4 Beğeni

Kiçi, Çiçi’den geliyor bildiğin üzere dostum. Hunlar’da meşhur Çiçi Yabgu var, yani Küçük Yabgu.
Çiğdem Erkal’ı çevirilerde kullandığı ağdalı dilden dolayı eleştirsem de, kendi kitabındaki bu Türkçe adları kullanmasını sevdim.

2 Beğeni

resim
Güzel, çerezlik bir öyküydü. Bi oturmada bitti. Öneririm.
:star: 4/5

4 Beğeni